
21 Mart Dünya Nevruz Bayramı, Baharın gelişi, Demeter.

Hegel’e göre biricik, canlı felsefe karşıtların felsefesidir. Çiçek meyvenin ortaya çıkmasına yol açar, ama meyvenin ortaya çıkması içinde, çiçeğin ortadan kalkması gereklidir. Demek ki üremenin gerçeği, hem çiçek hem meyve olmaktır. Ölüm hem ortadan kaldırmadır, hem yeniden doğuşu sağlayan koşuldur.
Gece ile gündüzün eşitlendiği 21 Mart aynı zamanda bize doğanın uyandığını baharın geldiğini müjdeleyen önemli bir gündür. Her ulus kendi kültürüyle, kendi gelenekleriyle baharın gelişini kutlar. Nev (yeni ) ve Ruz (gün ) birleşimi yani Yenigün. Çok büyük bir coğrafyada kutlanan Nevruz, 2010’dan başlayarak Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 21 Mart Dünya Nevruz Bayramı olarak kabul edilmiştir.
Kutlanan baharın gelişi
Kutlanan toprağın uyanışı
Kutlanan bereket
Kutlanan bu kadar güzel sebeplerden oluşursa tabii ki kutlandığı yer ve zaman bayram yeri gibi olur. Kış bitiyor yani, ölen ürün veremeyen toprak dölleniyor. Artık ürün verecek, buğday olacak, yeşil olacak, meyve, sebze olacak…
Ölüm bir yeniden doğum sürecine giriyor, tekrar kış olup ölüm gelene kadar.
İnsanlık tarihi kadar eski süreç doğum, ölüm, yeniden doğum.
Ölüm ile birlikte her şeyin son bulması olgusu çok eskilerden beri insanları rahatsız etmiştir. Yaşam bir gün sona erecek ama bu benimsenebilecek bir şey değil. Özellikle ölümü bilen insanoğlu için bunu kabullenmek çok zor. Çeşitli dinlerde, metafizik felsefede, öte dünya kavramı yaşamın başka yerde devam ettiği kavramı vardır. Farklı şekillerde anlatılsa da temel aynıdır. Ölüm başka bir hayatın başlaması yani doğum. İnsanoğlu belki toprağın uyanışına tanık olduğunda bu döngüye de şahit olduğunu görüyor ve seviniyor. Bir ölümlü ömrü boyunca toprağın ilkbaharda doğumunu kışın ölümünü görüyor. Doğal olarak seviniyor, kutluyor.
Sadece insanlar değil tüm canlılar için uyanıyor toprak. Uyanan toprak üzerinde yaşamamız için çeşit çeşit ürün sunmakta bizlere.
Bu günün bir başka önemli özelliği, gece ve gündüzün eşit olmasıdır. Bu günden sonra günler uzamaya başlar, geceler kısalır. Ne kadar önemli aslında özellikle şu günlerde aydınlığın artması.
21 Mart için toprağın uyanışı dedik, aydınlığın ön plana çıkması dedik ama çok daha önemli bir kavramı da ifade etmek lazım. Toprağın uyanması ve ürün vermesiyle başlayan, yerleşik düzene geçiş yani Uygarlığın doğuşu.
Tüm uygarlıklar için bereketli topraklar önemlidir, üzerinde yaşanılan toprağın yurt haline gelmesi uygarlığın doğması ve daha sonra kültürün gelişmesi.
Özellikle eski kültürler tarım toplumu oldukları için topraktan aldıkları ürünleri kullanmış hayvanlar dâhil toprağın verdiğiyle devamlılıklarını sağlamışlardır. Toprak doğum, ölüm ve yeniden yaşam döngüsünde başroldeki aktörlerden biri olarak önemsenmiştir. İnsanlar toplumlarının devamı için topraklarının ve kendilerinin bereketini sağlayacak Ulu Tanrıça’ya tapınmıştır. Hemen hemen her kültürde farklı alegoriler ve isimlerle toprağın uyanışı anlatılmıştır. Bunlardan en bilineni Demeter’dir.
Demeter mitolojisine göre, yeraltının efendisi Hades evlenmek ister ama hiç kimse yer altına inmek istemediği için bir türlü evlenecek kimse bulamaz. Bu arada Persephone büyüdükçe güzelleşmiştir ve Hades onunla evlenmek ister. Ama ne Demeter ne de Persephone buna razı olur. Hades bu konuda kardeşi Zeus’tan yardım ister. Zeus Hades’e yardım etmeyi kabul eder ve kızı Persephone’nin Hades tarafından tuzağa düşürülüp kaçırılmasına göz yumar.
Bir gün Persephone arkadaşlarıyla çiçek toplamaya gider. Çiçekleri toplarken arkadaşlarından biraz uzaklaşır. Tam o sırada oldukça güzel, göz kamaştırıcı bir nergis çiçeğiyle karşılaşır. Bu çiçek oraya Zeus tarafından yerleştirilmiştir ve ışıl ışıl parlıyordur. Çiçeğin güzelliğinden, ışıltısından gözleri kamaşan Persephone çiçeği koparmaya gider. Çiçeğe doğru elini uzattığında yer yarılır ve Hades yarıktan çıkarak Persephone’u kaçırır.
Persephone’nin kaçırılması sonucu Demeter kızını aramaya başlar. On gün boyunca acı içerisinde kızını aradıktan sonra Güneşin efendisi Helios’a gider. Helios Demeter’e gerçeği açıklar ve Persephone’un Hades’in yanında olduğunu, durumunun iyi olduğunu söyleyerek Demeter’i teskin eder.
Gerçeği öğrenen Demeter, Zeus’a öfkelenir ve Olympus’tan tanrıların arasından ayrılarak insanların arasında yaşamaya başlar. Buğdayın, tarımın efendisi olan Demeter artık büyük bir acı içerisindendir. Demeter’in bu ruh hali dünyada kuraklığa sebep olur. Toprağın artık bereketi kalmamıştır ve kuraklık sonucu her tarafta açlıklar baş gösterir. Bu durumdan rahatsız olan Zeus Demeter’i Olympus’a dönmeye ikna etmesi için Iris’i ona gönderir. Ama Demeter Hades’e yardım eden Zeus’a çok öfkelidir ve Olympus’a dönmeyi kabul etmez. Ayrıca toprağın da kızına kavuşmadan ürün vermeyeceğini söyler. Zeus daha sonra Hades’e Hermes’i gönderir ve Hermes Hades’i ikna eder.
Hades Persephone’nin yukarıya çıkmasına razı olur ama Persephone giderken ona bir tane nar çekirdeği yedirir. Persephone yukarıya çıkar ve annesi Demeter’e kavuşur. Anne ve kızı buluşunca Demeter’in solgunluğu geçer, güneş açar, ortalık bayram yerine döner. Fakat yediği nar çekirdeği Persephone’un yer altı dünyasından tam olarak ayrılamamasına sebep olur. Persephone artık aşağı dünyaya bağımlıdır ve yılın üçte birini Hades’in yanında, yer altında geçirmek zorunda kalır. Demeter bu durumu kabullenir ve dünyaya tekrar bahar gelir, çiçekler açar, toprak bereketlenir. Persephone yılın üçte birini geçirmek için Hades’in yanına döndüğünde kış başlar, yukarıya çıkınca bahar gelir.
Bu zamandan sonra mevsimler bu şekilde değişir durur. Demeter, Persephone ve Hades doğadaki yaşam çemberini denetler.
Toprak, mitoloji, Tanrı ve Tanrıçalar üzerlerine düşeni yapıyor bu yaşam çemberinde. Peki, bu yaşam çemberinin en önemli öğesi insan, bizler neler yapıyoruz, insan topraktan ürün almak için toprağa tohum atıyor ve bunu besliyorsa, kendisi içinde zihnine tohumlar atmalı, sorgulamalı, araştırmalı, merak etmeli ve attığı tohumun karşılığını ‘bilgi’ olarak almalıdır. Bilgilenen insan topluma ve kendisini besleyen yaşama karşı görevini yapmaya başlamıştır. Toprağa atılan tohum iyi bakıldığında nasıl serpilip doyurucu ürün haline geliyorsa, insan da bilgisini aklını kullanarak süzecek ve hür düşüncesini kullanarak iyi bir ‘ürün’ olacaktır.
Toprağa serpilen tohum, emek karşılığında, kat kat geri alınır.
Toprağa sevgi serpelim sevgi büyüsün dört bir yana yayılsın.
Bu bayram gününe bu şekilde bakalım, kutlayalım.
Yazar Levent Öztürk, Ankara, 22 Mart 2021