Anadolu Yangın Yeri

Anadolu Yangın Yeri

Çocukluğumda ilk büyük yangını Ankara Ulus meydanında cadde boyunca olan Sümerbank ın karşısındaki büyük hanın yanmasını hatırlarım. Çok etkilenmiştim. Ankara da belediyenin büyük bir itfaiye teşkilatı vardı, Gençlik Parkı karşısında ve o alana İtfaiye Meydanı denirdi. Şimdi Büyükşehir’den başka diğer belediyelerinde itfaiye teşkilatı olduğunu hepimiz bilmekteyiz. Ulus meydanındaki bu yangın günlerce konuşuldu. Diğer birçok konu o tarihte ikinci plana düşmüştü.

Bundan yaklaşık 60 yıl önce, 1 Şubat 1963 günü Ankara semalarında Etimesgut’tan kalkan bir askeri uçakla Middle East Airlines hava yollarına ait bir yolcu uçağı, Ulucanlar üstünde çarpıştı. Her iki uçakta iki ayrı yere düştü. Sivil uçak Ulustaki heykeli çıktıktan sonraki Anafartalar caddesindeki ilk kavşakta bulunan Ticaret Hanına çarparak infilak ederek düşmüştü. Ulus karakoluna yakın bir yerde İstanbul Bankası’nın önünde, ayakkabı boyacılarının sıra sıra durduğu yere düşmüştü.

Can pazarı idi o gün bu yer. İnsanlar bu kazada yandılar, hayatlarını kaybettiler, sakat kalanlar oldu. Bu alanın bir iki gün yandığını hatırlarım. Bu yangında onlarca insan da vücutlarında yanıklar oluştu. Hiç unutmam onlarca insanda, kazada yanıklarından dolayı böbrek yetmezliği oluştu. Bu kazazedelerin hastanelerde dializ makinalarına bağlanmaları gerektiği gündeme gelmişti. Günlerce hastanelerde yeterli miktarda dializ makinasının olmadığı konuşuldu. Bir süre bu konu güncelliğini korumuştu.

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi bu konuya hemen el atmış, Prof. Dr. İhsan Doğramacı hastanede Dializ bölümü kurduğunu hatırlarım. Bu yangından sonra, uzun süre ülkemizin birçok konusu tali konu olarak kaldı. Hatta uçakların iniş rotalarında da değişiklik yapılarak şehrin üzerinden geçmeleri engellendi.

Esenboğa hava limanına iniş rotası uzun süre Atatürk Orman Çiftliği üzerinden yapılmaya başlandı. Sonraları 5 Tepe de yapılan, Türkiye’nin mali kamburu Saray’a taşınan Cumhur’dan sonra uçakların Esenboğa’ya iniş rotası da değişti.

17 Ağustos 1999 senesinde İzmit körfezinde meydana gelen depremde, İzmit rafinerisinde de yangın çıkmış, günlerce yangına müdahale etmekte itfaiye zorlanmıştı. Yanan petroldü ve böyle bir büyük yangına yöresel itfaiye hazır olmadığını düşünmekteyim. O tarihlerde de uzun süre Rafineri yangınlarında müdahale yöntemleri güncelliğini korudu. 21 Ağustos’ ta yangın bir şekilde söndürülmüştü.

İzmit rafinerisinde yine, 18 Nisan 2016 tarihinde yine bir büyük yangın çıktı. Şans eseri fazla yayılmadan söndürülmesi bir mucize olduğuna inanmaktayım. Yine bu yangının konusu ülke gündemine oturmuş, birçok önemli konuları unutmuştuk.

Yakın tarihte, Parlamenter yönetimi bırakıp Başkanlık sistemine geçiş öncesi, yine ülkem yangın yerini andırmaktaydı. Çeşitli şehirlerde bombalamaların oluştuğu, onlarca insanın hayatlarını kaybettiğini yaşadık. En sonunda desise ile yapılan halk oylaması sonucunda Başkanlık sistemine geçiş yapılmış oldu. Ülkemizde bir süre yaşanan bütün bombalama, patlamalar bir anda kesilmiş oldu. Meclis, bu patlamalar hakkında Meclis araştırması yapılmasını gündeme getirmiş, iktidar ortakları tarafından ret edildiğini gözledik.

Ülkemdeki şanlı ordumuzun yıpratılması programı içerisinde, Türkiye’nin güçlü ordusunun Genel Kurmay Başkanını, örgüt kurmaktan tutuklamaya varan bir kurguya da şahit olduk. Nice kuvvet komutanları şu veya bu sebeple tutuklanmasına zemin hazırlayan, dış kaynaklı senaryo konusunda Meclis araştırması konusu da İktidar ortakları tarafından ret edilmesini üzülerek seyrettik.

Ülkem yangın yeri, hangi okula gittiği belli olmayan bir adam çıkıp, ülkemi batırmak adına ‘ben ekonomistim’ diyerek, aptalca bir teorinin peşinde, ‘faiz sebep, enflasyon sonuçtur,’ diyerek ülkemi yok etmeye uğraşmasını da seyretmek mecburiyetinde kaldık.

Ülkemde yoksulluk tavan yaparken, tarım ülkesinde mercimek, bezelye ithal etme durumuna gelmemiz de, kendi kendine yeter 7 ülkeden biri olma sıfatımızı yitirmemizin, yangın yeri olduğuna inanmaktayım. Et ihraç ederken Arjantin’den et ithal eder duruma gelmemizin sebeplerinde, ülkemizi fakirleştirme hedefi olmadığına kim iddia edebilir?

Önemli bir sırat köprüsünden geçmekteyiz. Köprünün diğer ucunda, bu günlerin bir muhasebesi mutlaka yapılacağına inanmaktayım.

Bu günlerde ülkemin birçok yerinde orman yangını çıkarılmakta. Kanımca halkın yoksulluk, fakirlik, yüksek enflasyon değerleri ile uğraşmasını unutturmak adına, gündemi değiştirmek, dış ticaret açığının gün geçtikçe açılmasını gölgelemek için kurgulanan bir senaryo olduğuna inanmaktayım. Yoksa bir günde beş on yerde birden orman yangını çıkarılmasını nasıl izah edebilirsiniz?

Marmaris, Milas ve Bodrum civarında 2022 yılında meydana gelen ve yaklaşık 4800 futbol sahası büyüklüğünde orman yangınlarından sonra, yöreye gelen Cumhur, Cumhurbaşkanlığı otobüsünün tepesinden, yolun iki yanında bulunan halkın kafasına vururcasına birer paket çay atmasını seyrederken ülkemi kimlerin idare ettiği konusunda şüphelerimin arttığını düşünmekteyim diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.

Yazar Metin Atamer, Ankara, 22 ağustos 2024

Share This
COMMENTS

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir