Ateş Düştükten Sonra Kurulan Sığınak Hastaneleri Etkin Çalışmaz…
Uluslararası savaş mevzuatı ile koruma altına alınmış hastanelerin günümüz savaşlarında taraf ülkelerce açık bir hedef haline geldiği, sağlık kuruluşlarının bombalandığı ve içinde tedavi gören hasta ve yaralılarıyla birlikte tüm sağlık çalışanlarının ve hasta refakatçilerinin yüksek oranda ölüm ve yaralanma riskini taşıdığını görüyoruz.
Düşman gemilerinden ve az sayıda da olsa uçaklarından yapılan bombardımanlarla cepheye yakın çok sayıda askeri sağlık tesisimizin, çadır/seyyar hastanelerimizin ve sabit sağlık birimlerimizin bombalandığı ise Çanakkale Savaşı ceridelerinde sık görülen acı bir gerçeğimizdir.
2024 yılı Nisan ayından geriye projeksiyonda bulunarak, son beş yılda yaşanan savaşlar ve düşük yoğunluklu çatışmaları değerlendirdiğimizde; yasal sınır tanımayan yeni savaş anlayışı nedeniyle ülkeler ve yerleşimler için korunaklı ve ulaşılamaz olarak kabul edilecek bir binanın bölgemizdeki hiç bir ülke için gerçekçi olmadığını aşikar bir şekilde anlayabiliyoruz.
Bu yeni savaş gerçeği sorununa yönelik olarak; sağlık hizmetlerinin her koşulda güvenli ve korunaklı bir şekilde yürütülmesi için, kentsel planlarda sığınak hastanelerinin düşünülmesi, planlanması ve ivedilikle aktif bir şekilde yürürlüğe sokulması faydalı olacaktır.
Her zaman ve her koşulda ihtiyaç duyulacak olan sağlık hizmetlerinin etkin ifası amacıyla nüfus yoğunluğu yüksek yerleşim yerlerinde sığınak hastanelerinin hiç vakit kaybetmeden kurulması, ülkemiz için bir zorunluluktur.
Her şeyi öngörmektir niyet.
Her şeye hazır olmaktır amaç…
Prof. Dr. Mehmet Eryılmaz
Genel Cerrahi ve Harp Cerrahisi Uzmanı