Ayna Ayna Söyle Bana!
Çocukluğumda okuduğum bazı kitaplarda kendimi hikâyenin içinde görür, kaybeder giderdim. Kanımca çocukken hayal dünyam çok genişti. Çok nadir de olsa gittiğimiz sinemada filmin içindeki bir rolde kendimi bulurdum. Seyretmeye gittiğimiz filmler dövüşlü, vurdulu ve kırdılı konular olmazdı. Çizgi filmler pek moda değildi. Hani Walt Disney‘in ürettiği filmleri çocukluğumda pek hatırlamamaktayım. Orta okulda yatılı okurken Kayseri Tayyare fabrikasına gelen Amerikalılar, yanlarında olan filmi bizim okula getirirlerdi. Bizde seyrederdik. Hangi filmleri seyrettik hatırlamıyorum, ancak seyrettiğimiz filmler ülkemizde gösterilmemiş olanlardı.
1940’lı yıllarının sonlarında, insanlar eylenmeye, akşamları sinemaya gitmeye başlamışlardı. II. Dünya Savaşı sürecinde çocukluğumu hatırlarım, geceleri bazen sirenler çalar, herkes evlerine girer, pencerelere siyah perde çekerlerdi. Birde Etimesgut’ta ki hava alanından gökyüzüne dost olmayan uçak arama adına, projektör tutarlardı. Bu ışıldaklardan birkaç tanesi Etimesgut Hava alanı müzesinde sergilenmektedir. O tarihlerde Ankara’da gece eğlencesi yok denecek kadar azdı.
Daha sonraları bir yerlerde okumuştum. Ankara da hem istiklal harbi sürecinde, hem de II. Dünya Savaşı sürecinde Başkentin Ankara’dan başka bir şehre taşınması üzerinde Millet Vekillerinin tartıştığını okumuştum. Bu süreçte birçok Anadolu şehri gündeme gelmiş. En önemlisi Ankara’nın nasıl korunacağı? Kayseri‘ye taşınırsa Kayseri’nin nasıl korunacağı? Birde Kayseri yerine Develi’ye taşınması bile konuşulmuş.
2013 yılında Hacettepe Üniversitesi hocalarından Doç. Gönül Güneş hanımın, Başkentle ilgili yayınlanan araştırması, birçok konuya ışık tutmakta. Hatta İstiklal harbi sürecinde de, Başkent Ankara’nın başka bir şehre taşınması gündeme gelmiş, Kayseri ilk akla gelen şehir olmuş. Konya, Kastamonu hatta Sivas’a bile başkentin taşınması, alternatif olarak konu edilmiş.
Bu şehirler konuşulurken hiç bir zaman Rize veya Trabzon şehirleri akla gelmemiş. Hani belki Karadeniz’e kıyısı olan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nden çekindiklerin mi bilinmez, Türkiye Büyük Millet Meclisi kulislerinde hiç mi hiç Rize veyahut Trabzon ismi geçmemiş.
1921 senesinin yaz aylarında tartışılan bu konu, Ankara’da ağızdan ağıza dedikoduların yayılmaya başlamasına neden olmuş. 23 Temmuz 1921 tarihindeki Meclis oturumunda Erzurum Mebusu Mustafa Durak Bey kürsüye gelerek çok dokunaklı bir konuşma yapmış.
Meclis kayıtlarındaki konuşma ibret verici:
“Efendiler ! Dün ben aşağıya inmemiştim. Bağlara tuhaf tuhaf haberler geldi: İşte Mecliste toplandılar; karar almışlar Meclis kaçıyormuş, Mebuslar kaçıyormuş gibi tuhaf tuhaf sözler işittim. Şehre geldim; birçok yerlerle temas ettim. Maneviyatları gerçekten kırıktır. Bendeniz böyle demiyorum, bendeniz diyorum ki: Ordu kendisine serbest bir program çizsin. Biz Müdahale etmeyelim. Ordu şehir bekçisi değil, ordu istiklal bekçisidir. İkinci meseleye gelince Büyük Millet Meclisi buradan gitmemelidir.”
Meclis kürsüsünden yapılan bu konuşma ile maneviyat bulan millet vekilleri ve Kuvayı Milliye yöneticilerinin dirençleri artmış, maneviyatları güçlenmiş olduğu belirtilmekte. Mustafa Durak Beyin yürekli konuşması ile Başkentin taşınması gündemden çıkmış olduğunu bilmekteyiz.
Nerede ve hangi yıl seyrettiğimi bilmemekle birlikte çocukken “Pamuk Prenses ve 7 Cüceler” isimli bir film seyrettiğimi hatırlamaktayım. Memleketin birinde bir kral varmış. Kocaman bir Sarayda otururmuş. Güzel bir eşi, birde dünya güzeli kızı ‘Pamuk Prenses’ varmış. Bir gün Kralın eşi ölmüş. Kral yeniden evlenmiş. Ancak yeni Kraliçe çok kötü ruhluymuş. Kralın Koskocaman Sarayında sihirli bir ayna varmış. Her gün, Kötü ruhlu Kraliçe, aynanın karşına geçip sorarmış ‘Ayna Ayna Söyle Bana, Var mı Benden Güzeli bu Dünya da ?’ dermiş. Masal bu ya ayna dile gelmiş: ‘Senden Daha Güzel Pamuk Prenses Var’ demiş. Bunu duyan Kraliçe Pamuk Prensesi ortadan kaldırmak istemiş. Sonrasını hepimiz bilmekteyiz.
2021 yılında ülkemizin toplam ihracatı % 24.8 artarak 225.3 milyar dolara ulaşırken, ithalat da % 29.15 artarak toplam 283.3 milyar dolara ulaşmış. Aradaki açık gittikçe büyümekte olduğu bir gerçek. Bu günlerde ülkemizde birisi Koskocaman Sarayda aynanın karşısına geçerek: ‘Ayna Ayna Söyle Bana, Ülkemin İhracatı Tavan Yapıyor, Var mı Benden Daha İyi Ekonomiyi Bilen ?’ cümleleri ile her gün sorduğunu izliyoruz. Birisi çıkıp hocaların hocası Korkut Boratav’ın var olduğunu anlatsın, diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.
Yazar Metin Atamer, Ankara, 5 Ocak 2022