
Aziz Sancar Bilim Ödülleri Sahiplerini Buldu
Türk Tıp Dünyası Kurultaylarının 6.cısı, 29-30 Ekim 2020 tarihleri arasında İstanbul’ da gerçekleştirildi. 6. Türk Tıp Dünyası Kurultayı kapsamında “Aziz Sancar Bilim, Hizmet ve Teşvik Ödülleri”, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından sahiplerine takdim edildi.
‘TÜSEB Teşvik Ödülü’ne layık görülen Prof. Dr. Safa Barış, Doç. Dr. Nurcan Tunçbağ ve Doç. Dr. Engin Özçivici ile “Aziz Sancar Bilim Ödülü”ne layık görülen Prof. Dr. Seza Özen ve Prof. Dr. Özcan Erel’e ödülleri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından verildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, törende yaptığı konuşmada, bugün Türkiye’nin, sağlık alanında dünyanın en önde gelen ülkelerinden biri olduğunu, her başarı gibi, Türkiye’nin sağlık alanında geldiği yerin gerisinde de çok büyük emek, fedakârlık ve alın teri olduğunu kaydetti.
“Türkiye’de Sağlık çalışanlarının sayısını 378 binden 1 milyon 24 bine çıktı.”
Tüm dünyada örnek alınan bir sağlık reformunu kısa sürede hayata geçirdiklerine dikkat çeken Erdoğan, şöyle devam etti:
“Hastanelerin birleşmesinden, sağlık sigortası sisteminin geliştirilmesine, altyapı, araç-gereç ve personel eksiğinin giderilmesine kadar her alanda çok büyük yatırımlar yaptık. Hastane ve tedavi kurumlarımızın sayısını 2 bin 825’ten 5 bin 488’e yükselttik. Hastanelerimizin toplam yatak sayısını 239 bine, nitelikli yatak sayısını 145 bine çıkardık. Sağlık çalışanlarının sayısını 378 binden 1 milyon 24 bine ulaştırdık. Hastanelerimizde teşhis ve tedavi cihazlarından ambulanslara kadar her alanda sayıyı ve kaliteyi fevkalade yükselttik.”
“Hedeflediğimiz düzeyde ve en makul maliyetle sağlık hizmeti vermeyi başardık”
Sağlıkta gerçekleştirilen büyük dönüşümde tek gayenin vatandaşa en kaliteli sağlık hizmetini, en makul maliyetle sunabilmek olduğuna vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizde kişi başına yapılan sağlık harcaması 19 lira düzeyinden 140 liraya yükselirken, bireylerin ceplerinden yaptıkları harcama oranı yüzde 20 düzeyinden yüzde 17’ye geriledi. Sonuçta, hedeflediğimiz düzeyde ve en makul maliyetle sağlık hizmeti vermeyi başardık” değerlendirmesinde bulundu.
“Salgın sürecinde dayanışma ve yardımlaşma konusunda gelişmiş ülkeler başta olmak üzere dünya maalesef iyi bir sınav veremedi”
Dünyanın tamamı ile Türkiye’yi de olumsuz etkileyen salgının yeni dalgalarla yoluna devam ettiğini aktaran Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye bir yandan Çin, Rusya, Amerika gibi ülkelerdeki aşı çalışmalarını yakından takip ederken diğer yandan da kendi aşısını geliştirmek için yoğun bir çaba içindedir. İnşallah önümüzdeki bahar aylarında kendi aşımızı vatandaşlarımıza uygulayabilecek aşamaya gelmiş olacağız. İşte böyle bir dönemde gerçekleşen Türk Konseyi Sağlık Bilim Kurulu’nun dördüncü toplantısını iş birliği imkanlarının genişletilmesi ve eldeki birikimin paylaşılması bakımından önemli bir adım olarak görüyorum. Salgın sürecinde dayanışma ve yardımlaşma konusunda gelişmiş ülkeler başta olmak üzere dünya maalesef iyi bir sınav veremedi. Bırakın yardımlaşmayı, dayanışmayı salgın karşısında mazlum ve mağdurlar adeta kaderlerine terk edildi.”
“Türkiye, örnek bir tavır ortaya koydu”
Türkiye’nin bu noktada örnek bir tavır ortaya koyduğunu dile getiren Erdoğan, “Tüm dünyada din, dil, ırk, bölge ayrımı yapmadan yardımına koşmayı kendimize görev addettik. Salgın döneminde 155 ülkenin ve 8 uluslararası kuruluşun tıbbi malzeme talebine olumlu cevap vererek elimizdeki imkanları paylaştık. Maskeden solunum cihazına ve kimi ilaçların üretimine kadar her konuda kendimiz ve tüm dostlarımız için en iyisini yapmanın gayreti içinde olduk. Bundan sonra da aynı insani ve vicdani tavrımızı sürdüreceğiz” şeklinde konuştu.
Yerli ilaç, aşı ve cihaz üretimi
Yerli ilaç konusuna değinen Erdoğan, “Yerli ilaç, aşı ve cihaz üretimini, öyle sadece adı yerli, kendisi yine dışa bağımlı şekilde değil, formülünün geliştirilmesinden nihai ürüne kadar tüm aşamalarıyla kendimize ait hale getirmekte kararlıyız” diye konuştu.
Bazı vatandaşların yabancı menşeli ilaçlara ve aşılara mesafeli yaklaştığına işaret eden Erdoğan, ilaçları ve aşıları halkın hassasiyetlerine uygun şekilde üretilip hizmete sunulduğunda bu sorunun aşılacağını ifade etti.
“Bilimin yeniliklerini paylaşmaya devam ediyoruz”
Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca ise yaptığı konuşmada, 2014 yılından bu yana Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın destek ve himayelerinde düzenledikleri Türk Tıp Dünyası Kurultayı’nın bu yılki etkinliğinin gündüz bölümünde üye ülkelerin sağlık bakanları ve bilim insanlarıyla birlikte Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölge Direktörü Dr. Hans Kluge’nin katılımıyla Sağlık Bilim Kurulu Toplantısı’nı gerçekleştirdiklerini anlattı.
Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca, ülkelerin sağlık altyapıları ile birlikte dostlukların da büyük bir sınavdan geçtiği salgın günlerinde Türkiye’nin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde başarılı bir mücadeleyle süreci yönettiğini dile getirdi.
Koca, “Yerli üretimimiz olan maske, tulum gibi kişisel koruyucu ekipmanları, ilaçları, solunum cihazlarını kardeşlerimizle paylaşarak onların salgınla mücadelelerine katkı sağlamaya devam ediyoruz. Bilim Kurulu üyelerimiz bizzat ilgili ülkelere giderek yerinde tecrübe paylaşımında bulundular. Video konferans yönetimiyle birçok ülkenin bilim insanları ile bir araya gelerek bilimin yeniliklerini paylaşmaya devam ediyoruz” diye konuştu.
Ödül töreninde konuşan Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca ise, ülkenin on yedi yılda sağlıkta önemli bir dönüşüme şahit olduğunu, genel sağlık sigortası, ilaca ve hizmete kolay erişim, modern şehir hastaneleri ile dünyada örnek gösterilen bir seviyeye ulaştığını kaydetti.
Kamu hastanelerinin filmsiz ve kâğıtsız olarak “dijital hastane” olma yolunda hızla ilerlediğini dile getiren Dr. Koca, “Bu geçiş, daha kolay ve daha doğru teşhise, en uygun tedaviye ulaşmada ve sağlıkta israfın önlenmesi yolunda önemli bir adım olacaktır” diye konuştu.
İstanbul’un Türk Tıp Dünyası Kurultayı ile eş zamanlı olarak HIMSS Avrasya (Sağlık Bilgi Yönetim Sistemleri) toplantısına da ev sahipliği yaptığını söyleyen Dr. Koca, şöyle devam etti:
“Türkiye, ABD’den sonra dünyada en çok dijital hastaneye sahip olan ülke konumuna yükselmiştir. Tüm bu gelişmelerle birlikte, ilaç, aşı, tıbbi cihaz ve biyomalzeme üretiminde dışa bağımlılığı azaltmak için yerlileşme ve millileşme yönünde büyük bir gayret içindeyiz.
TÜSEB tarafından açılan ‘Bireysel ve Dönüşümsel Tıp Uygulamalı İşbirliği Çağrısı’ bu yönde atılan ilk ve önemli bir adımdır. İlaç, aşı, tanı kiti, tıbbi cihaz, biyomalzeme, biyoenformatik ve sistem biyolojisi temalı proje çağrıları ilan edilmiştir. Değerlendirmesi tamamlanmış çağrılar kapsamında toplamda 26 farklı kurum ve 65 farklı çalışma ekibi ile ortak çalışma ve iş birliği planlanmıştır.”
“2021 yılının ‘Sağlık Çalışanları Yılı’ olarak kabul edilmesine ilişkin teklifi DSÖ’ye ilettik”
Bakan Dr. Koca, Türkiye’de olduğu gibi tüm dünyada da sağlık çalışanlarının mücadelede ön safta olduğuna değinerek, “Bu fedakar çalışmaları bir nebze olsun taçlandırmak adına, 2021 yılının dünya genelinde ‘Sağlık Çalışanları Yılı’ olarak kabul edilmesine ilişkin teklifimizi diplomatik kanallardan DSÖ’ye ilettik” ifadesini kullandı.
Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığının, bu kritik dönemde yerli tanı kitinin ve solunum cihazının geliştirilmesi ile aşı ve ilaç çalışmalarında öncü rol oynadığına dikkati çeken Dr. Koca, sağlık alanında önemli hizmet verenleri ve bilim insanlarını teşvik etmeye ve ödüllendirmeye devam ettiğini dile getirdi.

Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) Ödülleri Aziz Sancar Bilim Ödülü’nü hematoloji, tıbbi onkoloji ve kök hücre alanındaki çalışmalarıyla Prof. Dr. Taner Demirer aldı.
TÜSEB Hizmet Ödülü’nü, Koçak Farma İlaç Sanayi Firmasına verildi. TÜSEB Teşvik Ödülleri’ni ise Bilkent Üniversitesinden Dr. Abdullah Ercüment Çiçek, İzmir Biyotıp Genom Merkezinden Dr. Arif Ergin Çetin ve Koç Üniversitesinden Doç. Dr. Mehmet Gönen aldı.
Kaynakça:
Sağlık Bakanlığı web sitesi (Erişim tarihi: 4.11.2020)