Bir Depremin Ardından: Akıl ve Bilim Rehberimiz Olsun
Bugün depremden sonraki dokuzuncu gün, 14 Şubat 2023…
Halen enkaz altından çıkarılan canlı bedenler ve halen küçük de olsa umut beslenen noktalar olsa da artık arkasında büyük bir hüzünle birlikte yaşadıklarımızın şaşkınlığı kaldı bize.
6 Şubat 2023 sabahına büyük bir kabusla uyandık. Demeye kalmadı öğlen saatlerinde yine çok yakın ama başka bir noktada bir büyük deprem daha. Bu iki büyük deprem ülke nüfusunun yaklaşık %20 si diyebileceğimiz bir halk kesimini etkiledi ve ne yazık ki, on binlerce ölüm, belki yüzbinler mertebesinde yaralı, milyonlar mertebesinde de bir daha eski psikolojisine kavuşamayacak, “Travma Sonrası Stres Bozukluğu” denilen ve çok ciddi sonuçları olabilen birtakım sorunlarla boğuşacak insanlara yol açtı.
Deprem çok büyük, yıkım çok fazla, müdahale için olanaklar çok sınırlı, ama her şeyden önemlisi anında harekete geçecek irade, iş bölüşümü ve ne yapacağını bilen, önceden hazırlanmış kurum ve kişiler ortada yoktu. Depreme müdahale ancak 48 saat sonra ufak ufak başlayabildi, ancak beşinci gününde “eh işte” kıvamına gelebildi. O da hemen hemen tüm STK’lar, şirketler, dernekler, şahıslar vb. sivil yapıların kendi inisiyatifleriyle harekete geçip, paralar, bağışlar, ayni yardımlar toplayıp, ellerindeki araç/gereç, makina, cihaz ne varsa depremzedelerin istifadesine sunmasıyla…
Peki, yakın geçmişinde çok büyük depremler yaşamış, güya bunlardan dersler almış, bu yapısal değişim için radikal kararlar almış, vergiler çıkarmış ve toplamış, güya kendi afet planlarını yapmış ve örgütlerini kurmuş bir devlet bu işi niye beceremedi, depremin hasarını, can kaybını minimuma indiremedi?
Çünkü,
Bu iş gerçekten çok büyük bir organizasyon ve çok iyi planlanmış, son derece ehil kişilerin yönetimine bırakılmış, afet öncesinde çok sıkı çalışılmış, provaları yapılmış ve eksikler görülüp, tamamlanmış olmalıydı. Peki biz ne yapmıştık? İnanın hiçbir şey. Bu bölgede, tam da bu şiddette bir depremin kapıda olduğunu bas bas bağıran bilim insanlarına sırtımızı dönüp, sözlerini bile dinlememiştik. Cahil cühela takımını sırf partili, sırf yandaş, sırf alnı secde görmüş diye iş başına, kilit noktalara getirip, bu işte gerçekten bilgisini, becerisini ispatlamış kişileri, kurumları elimizin tersiyle itmiştik. Bu gibi durumlarda anında devreye girme refleksi olan, olması şart olan askeri kışlasından dahi çıkamayacak, çıkmayacak hale getirmiştik. Bu iş için ayrılan paraları, toplanan vergileri yemiş, bitirmiştik. Deprem anında toplanılacak alanları bile inşaata kurban edip ya rezidanslar ya da AVM’ler yapmıştık. Kısacası bu sonucu hak etmiştik.
Peki ne yapmalıydık?
Ya da bundan sonrası için neler yapmalıyız mı demeli?
Bu iş siyasetin ellerine terkedilemeyecek kadar önemli. Tamamen temel insan hakkına, insanın yaşam hakkına dayalı bir iş. O yüzden, insanı öncelemeyen, şehirleri, kamu kaynaklarını, çevreyi ve aklınıza gelecek bilumum kaynağı parasal çıkarları için talan eden, döküp saçan, her türlü çıkar hesabını insan yaşamının önüne koyan siyasetçi tipini bu işin dışında bırakmak gerek. Nasıl yapılacağı ayrı bir sorun ama, bu iş “seçilmiş her şeye kadirdir”, “ben bilirim, ben yaparım” efelenmeleri ile ortalıkta gezinen, bilgisi, eğitimi, organizasyon yeteneği sığ siyasetçi tiplemeleri ile olmaz. Olursa ancak bu kadar işte. Tecrübeyle sabit…
Şimdi madde madde sıralayayım, kendi aklımca, gördüklerimden çıkardığımca:
- Adına ister AFAD deyin ister Sivil Savunma deyin, bu organizasyonun sadece maaş alsınlar diye içine oturttuğunuz kişilerle olamayacağı aşikâr. Çok nitelikli bir yönetime ve çok sayıda nitelikli çalışana ve yüzbinlerce iyi eğitimli, bir acil durumda ne yapacağını çok iyi bilen, tatbikatlarını yapmış gönüllülere ihtiyaç var. Siyasi Bilimlerden ve mülki idareden gelen bir yandaş değil de keşke bir endüstri mühendisi işin başında olsaydı.
- Böyle bir durumda ilk devreye girmesi gereken ne yapacağı iyi planlanmış, yine öncesinde provası, tatbikatı, her türlü ihtiyacın ne şekilde karşılanacağı planlanmış, lokal ve ulusal müdahale timlerine sahip bir Ordu. Kara, hava ve deniz kuvvetleri ile, jandarması ile, polisi ile güvenliği anında sağlayacak, sonrasında arama-kurtarma işine destek olacak, halkın barınma, beslenme, giyecek, tuvalet vb. ihtiyaçlarının temininde devreye girip, sahra şartlarında yapılması gereken alt yapıyı temin edecek, yıkılan alt yapıyı, ulaşımı, köprü geçişlerini askeri imkanlarla derhal çözecek, düzenli ve emir/komuta içinde iş görecek bir kuvvetin varlığı.
- Ama en önemlisi mağdur kimselerin can ve mal güvenliklerinin sağlanması. Asker ve polisin tavizsiz gücüne ihtiyaç var bu noktada.
- Resmi ve silahlı gücü olan dışında bu tür durumlar için hazırlanmış sivil toplum organizasyonlarının tek merkezden koordinasyonunun sağlanması, kişilerin, kurumların inisiyatif almasından önce onları göreve çağıran, nerede ne yapacağını söyleyen bir kamu idaresi.
- Yardımların, erzakın, barınak ve yan tesislerinin (duşlar, tuvaletler, temiz su tankerleri, ısınma kaynakları vb.) olay yerine intikali, kurulması, dağıtılması, kullandırılması işinin organize edilmesi, yereldeki stokların zarar görmüş olabileceği durumlarda, anında en yakından başlayarak başka bölgelerden bu tedarikin sağlanması.
- Para yardımlarının zapt-u rapt altına alınarak, nereye harcandığının belli olduğu, şeffaf, hesap verebilir kurumlarda, kamu denetimine açık kaynaklarda toplandığı bilinecek şekilde toplanabilmesinin sağlanması.
- Sivil inisiyatifle toplanmaya başlanan ve duygusal kararlarla çok da efektif olmayabilen yardımların olay mahallinde karşılanması, depolanması ve ihtiyaç sahiplerine doğru dağıtılması için çıkış kaynakları da dahil, kontrolün resmi otoriteler ve koordinasyondan sorumlu kişilerce denetime alınması.
- Afet bölgesinde ihtiyaç olacak, petrol ürünleri, LPG tüpleri, odun/kömür vb için önceden yapılmış planlar doğrultusunda derhal harekete geçerek, ihtiyaçların yola çıkarılması.
- Hızlı bir şekilde hasarın tespiti ve eldeki kullanılabilir kaynakların bir envanterini yapacak, nitelikli personelin olay yerine intikal ettirilerek, o bölgede yaşayan ve bilen ve sağ kalabilmiş kişilerle birlikte bir an önce kayıt altına alınabilmesinin sağlanması.
- Tabii ki en hızlı şekilde sağlık hizmetlerinin planlanması, önceden hazırlığı yapılmış, mobil hastaneler, sahra hastaneleri, sefer görev emriyle bölgeye hareket edecek sağlık personelinin belirlenmesi ve hareketinin sağlanması, yeterli ambulans, ilaç, cerrahi malzeme, acil durum için gerekli cihazlar, malzemeler vb. her şeyin intikali, olay yerinde kurulumu ve bu hizmetin sürekli desteklenmesi.
- Kamu çalışanları dışındaki sağlık personelinin de gönüllülük bazında, hatta önceden alınmış talepler ve onaylar çerçevesinde bilgileri afet koordinasyon birimlerinde bulunan tüm doktor, hemşire, sağlık personeli ve acil yardım bilgi ve becerisi bulunan kimselerin görev yerleri belirtilerek davet edilmesi.
- Sivil kaynakların devreye girerek ilk etapta askeri kuvvetlerce yapılan acil ulaşım planlamasının kara, deniz, demiryolu ve havayolu olarak sürekliliğinin ve güvenliğinin sağlanması.
- Enkaz kaldırma işlerinde koordinasyon. Hem ekipleri vardiyalı şekilde dinlendirerek kullanmak, hem hangi noktaya ne şekilde müdahale edileceğini seçip, planlayacak, bir anlamda triaj yapacak kişilerin belirlenmiş olması. Elbette sivil kişilerden de destek alınabilir ama mutlaka işin başında profesyonel ve iyi eğitimli, tecrübeli kişilerin bulunmasının sağlanması.
- Enkaz kaldırmada çok fazlasıyla efor sarf eden ekiplerin vardiya planlaması, dinlenme ve iaşelerinin çok düzgün olarak sağlanması, gerekli ekipman takviyesinin yapılabilmesi için belli birimlerin görevlendirilmiş olması.
- Yurt dışından bu gibi durumlarda desteğe gelen ekipler için önceden planlanmış, tercüman, yeme-içme-barınma olanakları, sevk ve tedarikte kullanılacak taşıt, araç ve gereçlerin anında devreye sokulabilmesi.
- Kan tedarikinin gerek Kızılay gerek Sağlık Bakanlığı kaynakları ile derhal organize edilerek, gerekirse özel kurumlardan ve laboratuvarlardan da destek alınarak bir an önce kontrolleri yapılarak afet bölgesine ulaştırılması.
- Yeteri kadar çadır, konteyner, seyyar tuvalet, giyim eşyası, yatak, ısıtıcı ekipman vb. ihtiyaç malzemelerinin sağlam ve kullanılabilir durumda ve bölgelere dağıtılmış olarak depolanması ve ihtiyaç halinde yenilerinin nereden, hangi sayıda, hangi sürede temin edileceğinin biliniyor olması.
- Afet bölgesinde derhal tetanos, Hepatit vb. aşıların planlanması ve kamu eliyle yapılmaya başlanması.
- Cenazelerin yığılmaya başlamadan hızla kimlik tespitleri veya tanımlayıcı bilgilerinin alınması (fotoğraf, hangi enkazdan çıkarıldığına dair kayıtlar, DNA için örnek doku, parmak izi, avuç içi taraması vb.) ardından bekletilmeden defnedilmesi.
- Bu işlemler için gerekli dini ve sosyal desteğin sağlanabileceği organizasyonların yapılmış olması.
- Arama kurtarma faaliyetleri sona erdikten sonra enkaz kaldırma çalışmalarının son derece yüksek güvenlik altında yapılması, kişilerin mal ve özel eşyalarının, anılarının korunabilmesi için gerekli saygının gösterilmesi, enkaz altında kalmış olabilecek cenazeler var ise, bunların da en hassas şekilde çıkarılabilmesi için azami dikkatin gösterilmesi.
- Kısa bir sürede devreye alınabilecek tüm acil üretim ve tedarik tesislerinin (Fırın, market, eczane, tıp merkezi vb.) devreye alınması için gerekli organizasyonun önceden planlanmış olması.
- Karayolu, demiryolu, hava ve deniz yolu için gerekli olan yollar, limanlar ve havaalanlarının en kısa zamanda hasar tespit ve tamiratının yapılabilmesi için hazırlıkların tam olması.
- Eğitim kurumlarının faaliyetlerinin aksamaması adına alınacak önlemlerin neler olduğunun ve ne şekilde planlamalar yapılması gerektiğinin tespiti ve hızla devreye alınması.
- Çevredeki evcil ve yabani hayvan kontrolünün yapılması, riskli durumlar için gerekli ilaçlama vb. önlemlerin derhal devreye alınması.
- Çevre sağlığı açısından içme suları, akarsular, yeraltı suları gibi kaynakların mikrobiyolojik ve kimyasal kontrollerini yapabilecek laboratuvar imkanlarının en geniş haliyle devreye alınması.
- Halkın farklı sosyal medya kaynaklarından, çoğu güncelliğini yitirmiş, ya da yalan, yanlış ve yanlı haberleşmesi yerine herkesin sağlıklı ve doğru bilgiyi alabileceği bir kaynağın tamamen yerli yazılım ve işletim altında hazırlanmış ve kullanılabilir durumda olması, açık tutulması ve teyit edilmiş, tarihi, saati belli bilgiye kolay ulaşılabilir sosyal platformların oluşturulmuş ve derhal kullanıma açılmış olması.
- Yine bu veya bu iş için hazırlanmış bir başka yazılımın kayıp, yaralı, ölü vb. aranabilmesi için erişime açık olması.
- Tüm bina, altyapı, tedarik kaynakları vb. planlarının kayıt altına alınmış ve anında kullanılabilir olması, acil durum planlarının online olarak tüm ilgili ve bilgisi olması gereken kişilerin kullanımına açık olması.
- Baraj, göl, akarsu, enerji kaynakları vb. bütün yapıların hızla kontrolü ve kullanıma devamının sağlanması, ya da riskli görülenlerin devre dışına alınarak yerine kullanılacak kaynakların planlanmış olması.
- Bu gibi durumlarda toplumsal dayanışmanın ayakta tutulabilmesi için tüm kanalların, haber ve iletişim kanallarının yayınlarının maksimum objektiflikle ve kamu yararı gözetilerek yapılabilmesinin sağlanması, bu amaçla kamu kaynaklarının herkesin erişimine eşit olarak açılması.
- Ve en önemlisi, tüm bu kaos ortamında hukukun da göz ardı edilmediği, kişilerin haklarının korunabilmesi için maksimum özenin gösterildiği, adli makamların derhal görev başına çağrılması, suç delilleri söz konusu ise, bunların maksimum güvenlikle toplanması, saklanması ve raporlanması.
- Bölgede ikincil sağlık risklerine neden olabilecek, radyoaktif, kimyasal veya biyolojik tehlike içerebilecek kurum, kuruluş ve tesislerin derhal incelenerek gerek görülen tedbirlerin alınması.
- Bölgeden diğer bölgelere olabilecek geçici ve kalıcı göçleri öngörerek gerekli planlamaların önceden yapılmış ve hazırlıklı olunması, böyle bir durumda ortaya çıkacak, konut ihtiyacı, okul ve iş değişikliği taleplerine hazır olunması.
- Geçici iskanlar için mevcut imkanların planlanmış ve ihtiyaca göre hızla devreye alınabilir olması.
- Akut dönem atlatılır atlatılmaz altyapı ve üst yapının yeniden ayağa kaldırılması konusunda tüm yerel ve ulusal mercilerin katılımıyla planlamanın ve uygulamanın bir an evvel başlatılması.
Vs. Vs. Vs.…
Daha çok madde var, alt alta yazsam yüzlerce madde olabilir ama burada keseceğim. Zira, amacım zaten yaşanan ve herkesin az ya da çok gözüne takılan bu durumları kendim keşfetmiş gibi yazmak değil. Amacım başlı başına bir tecrübe, planlama, tahmin ve bilimsel bilgi gerektiren süreçlerin doğru kişiler ve kurumlar eliyle planlanmasının hiç de kolay olmadığının, ehil olmayan ellerde nasıl da patladığımızın tespitini yapmak. Ve yine en başta söylediğimi tekrar etmek. Bu işler akılla, bilimle, tecrübeye dayalı sezgiyle ve doğru planlama, takip, sonuçların kontrolü ile gerçekleştirilebilir. Bunun için de bu konularda yıllarını harcamış nitelikli bilim insanları, tecrübeli sivil toplum kuruluşları, sağ duyulu yöneticiler, her fırsatta siyasal ikbal peşinde koşmayan nitelikli teknokrat ve bürokratlar gerektirir. Herkesin bir üstündeki kişiden emir beklediği, kişisel inisiyatif kullanamadığı, dolayısıyla en üstten başlayarak oluşan kararsızlık, çekinme, refleks eksikliği gibi durumların çok kıymetli saatlere mâl olabileceğini bu depremde çok acı bir tecrübeyle öğrendik. Kimse kıvırmaya kalkmasın, saatlerce harekete geçemeyen bir devlet mekanizmasını hepimiz naklen izledik, üzülerek, kahrolarak.
Hiç olmazsa bu sefer ders alsak da bir sonraki deprem veya doğal afette yine far ışığına tutulmuş tavşan gibi kalakalmasak.
Dilerim ki, Akıl ve Bilim Geleceğimizi Yeniden Kurmakta Rehberimiz Olsun…
Yazar Dr. Önder Cem Sezgin, Ankara, 14 Şubat 2023