
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) – Türkiye İlişkileri
Foto: Filippo Grandi, 01 Ocak 2016 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından atanan ve 01 Eylül 2024 tarihi itibariyle görev yapan İtalyan uyruklu 11. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiseridir.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR), 14 Aralık 1950’de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kurulmuştur. UNHCR Mültecileri korumak amacıyla yapılan uluslararası hareketleri düzenlemek, onlara liderlik etmek ve dünya çapındaki mülteci sorunlarını çözmekle yetkilendirilmiştir.
Bugün, günümüzdeki çatışmaların sayısı, karmaşıklığı ve uzun süreye yayılması, zorla yerinden edilmenin Birleşmiş Milletler’ in kuruluşundan bu yana görülmemiş bir düzeye ulaştığını gösteriyor. 2923 yılı itibariyle dünyada 117,3 milyondan fazla insan zulüm, çatışma, yaygın şiddet ya da insan hakları ihlalleri sebebiyle yerlerinden edilmiş durumdadır.
Türkiye, Dünyada en yüksek sayıda mülteciye ev sahipliği yapan ülke olmayı sürdürmektedir.
1960’dan bu yana, BM Mülteci Örgütü (UNHCR) sığınma ve mülteci konularında Türkiye ile yakın işbirliği içerisinde çalışıyor. Türkiye ve UNHCR mevcut işbirliğine resmiyet kazandıran ve sağlamlaştıran Ev Sahibi Ülke Anlaşması’nı 1 Eylül 2016’da imzalamıştır. UNHCR’nin Türkiye operasyonu, Ankara’daki Merkez Ofisinin yanı sıra İstanbul, İzmir, Gaziantep, Hatay, Şanlıurfa ve Van’daki saha varlığıyla dünyadaki en büyük operasyonlarından biridir.
UNHCR, mültecileri korumak ve mültecilerin sorunlarına çözüm bulmak amacıyla yürütülen uluslararası müdahaleye liderlik etme ve bu müdahalenin koordinasyonunu sağlama yetkisiyle 1950 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kurulmuştur.
Temel amacı, mültecilerin haklarını ve refahını korumaktır. Bir noktada evlerine gönüllü dönüş, yerel entegrasyon ve üçüncü bir ülkeye yerleştirme seçenekleriyle, her bireyin sığınma talebinde bulunma hakkını kullanabilmesini ve başka bir ülkede mülteci olarak güvenli bir şekilde barınabilmesini sağlamak için mücadele eder. Ayrıca, UNHCR’nin yetki alanı içerisinde vatansız kişilere yardım etmek de vardır.
Türkiye’de UNHCR’nin temel faaliyet alanları aşağıdaki gibidir:
- Birleşmiş Milletler kuruluşlarının, Türkiye’nin Suriye mülteci krizine müdahalesini desteklemek amacıyla yürüttüğü çalışmalara liderlik etmek ve koordinasyonu sağlamak,
- Uluslararası koruma ihtiyacı içindeki kişiler için Türkiye’de mevcut olan koruma ortamını ve sosyal destek mekanizmalarına erişimi güçlendirmek,
- Türk yetkililerle yakın işbirliği içerisinde çalışarak kamplarda ve kentsel alanlarda yaşayan mültecilere insani yardım sağlamak,
- Ulusal sığınma sisteminin güçlendirilmesi için kurumsal ve yasal kapasite artırma aktivitelerine destek sağlamak ve katkıda bulunmak,
- Suriyeli olmayan sığınmacıları kayıt edip, yetki alanı çerçevesindeki Mülteci Statü Belirleme işlemini gerçekleştirmek ve üçüncü ülkelerde yeniden yerleştirme ve diğer yasal yolları takip etmek.
Türkiye’deki Mülteciler ve Sığınmacılar
Çatışma, şiddet ve zulüm sebebiyle zorla yerinden edilen kişilerin sayısı küresel çapta rekor düzeylere ulaşırken; Türkiye dünyada en fazla sayıda mülteciye ev sahipliği yapan ülke olmayı sürdürmüştür. Türkiye, 3,6 milyondan fazla kayıtlı Suriyeli mültecinin yanı sıra 365.000’den fazla diğer uyruklardan UNHCR’ nin ilgi alanına giren kişiye de ev sahipliği yapmaktadır.
Coğrafi sınırlandırmayı sürdürerek ve bu bağlamda Avrupa dışında gerçekleşen olaylardan dolayı Türkiye’ye gelmiş mülteciler için üçüncü ülkeye yerleştirmeyi en çok tercih edilen çözüm olarak koruyarak; 1951 Sözleşmesi ve 1967 Protokolü’ne taraftır.
Türkiye, uluslararası standartlara uygun etkin bir ulusal sığınma sistemi inşa edebilmek için yasal ve kurumsal reformlar gerçekleştirmektedir. 2013 Nisan ayında, Türkiye’nin ilk sığınma kanunu olan Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından uygun bulunmuş ve 11 Nisan 2014’te yürürlüğe girmiştir. Kanun, Türkiye’nin ulusal sığınma sisteminin temel dayanaklarını ortaya koyup; politika oluşturma ve Türkiye’deki tüm yabancılara ilişkin işlemlerden sorumlu olan başlıca kurum olarak Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nü kurmuştur. Türkiye aynı zamanda, Türkiye’de geçici koruma sağlanan kişilerin hakları, yükümlülükleri ve bu kişilere ilişkin prosedürleri ortaya koyan Geçici Koruma Yönetmeliği’ni 22 Ekim 2014 tarihinde kabul etmiştir.
Sığınmacı ve Mültecilere İlişkin Bazı Yasal ve Bilgilendirici Belgeler
Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin Sözleşme ve 1967 Protokolü
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (1950)
Vatansız Kişilerin Statüsüne İlişkin 1954 Sözleşmesi
Vatansızlığın Azaltılmasına İlişkin 1961 Sözleşmesi
Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme, 1966
İşkenceye ve Diğer Zalimane, Gayriinsani veya Küçültücü Muamele veya Cezaya Karşı Sözleşme, 1984
Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme
Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu
Türkiye’deki Mültecilere Genel Bakış
4 milyona yakın mülteci
Türkiye, dünyadaki en büyük mülteci nüfusuna ev sahipliği yapmaya devam etmektedir.
Çoğunluğu kamp dışında
Türkiye’deki mültecilerin %95’inden fazlası kampların dışında, kentsel ve yarı kentsel alanlarda yaşamaktadır.
Çoğunluğu kadın ve çocuk
Türkiye’deki mültecilerin yüzde 70’i çocuk ve kadınlardan oluşmaktadır.
Ortaklarla Çalışmak
Türk Hükümeti, mültecilere yönelik yardım müdahalesine öncülük etmekte olup; UNHCR doğrudan operasyonel destek, kapasite geliştirme ve Türk makamlarına teknik tavsiye sağlaması aracılığıyla bu müdahaleyi desteklemektedir. UNHCR, Birleşmiş Milletler (BM) Mülteci Örgütü, ülkedeki BM kuruluşlarının ve ortakların Türkiye’nin mülteci müdahalesini desteklemeye yönelik çabalarını da uluslararası yardımda tekrarların ve boşlukların önüne geçmek amacıyla koordine etmektedir. UNHCR, faaliyetlerini devlet, BM ve STK’ların da arasında bulunduğu 19 ortak ile işbirliği içerisinde yürütmektedir.
Temel Faaliyetler
Kayıt ve Mülteci Statüsü Belirleme Süreçleri
Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu tarafından görevlendirilen ulusal makam olarak Göç İdaresi Genel Müdürlüğü (GİGM), uluslararası koruma başvurularını kayıt altına alma ve değerlendirmekle sorumludur. UNHCR, kuruluş aşamasında uluslararası koruma başvuru sahiplerinin kayıtlarının alınması ve sevk süreçleri de dahil olmak üzere GİGM’e destek olmuştur. 10 Eylül 2018 tarihinden itibaren UNHCR’ın, Türkiye’de uluslararası koruma başvurusunda bulunmak isteyen yabancıların kayıtlarını almayı sonlandırmıştır. UNHCR, bireylerin üçüncü ülkeye yerleştirilmek üzere uygun olup olmadıklarını belirlemek amacıyla en hassas durumdaki vakaların tespit edilmesi için GİGM ile işbirliği içinde çalışmayı sürdürmektedir.
Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu gereğince, Türkiye’de uluslararası koruma başvurusunda bulunmak isteyen yabancılar, ülkeye giriş yapmalarına müteakip illerde bulunan İl Göç İdaresi Müdürlüklerine (İGİM) müracaat ederek başvuru talebinde bulunacaklardır. İGİM’ler bireyler tarafından yapılan uluslararası koruma başvurularının kayıt ve daha sonraki işlemlerini başlatacak ve üstlenecektir.
UNHCR, Türkiye’deki uluslararası koruma başvuru ve statü sahiplerine danışmanlık hizmetleri sunmak da dahil olmak üzere koruma faaliyetlerine devam etmektedir. UNHCR’nin, uluslararası koruma başvuru sahiplerine ve başvuru sahiplerinin rızası dahilinde uluslararası koruma başvurularıyla ilgili bilgilere erişimi devam etmektedir.
Biyometrik veriler, iletişim bilgileri, meslek, eğitim ve hassas durum gibi ayrıntılı bilgiler dâhil olmak üzere Geçici Koruma altındaki Suriyeli mültecilere ilişkin bilgileri güncellemek ve eksik bilgileri tamamlamak amacıyla güncelleme çalışmasını yürütmede Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’ne (GİGM) destek sağlanmaktadır. Güncelleme çalışması, kaydın sürekli bir parçası olarak uygulanmaya başlamıştır. Proje, Ocak 2017’de başlamış olup; yedi bölgede 81 ilde uygulanacaktır.
Teknik ve materyal destekler ile UNHCR, ulusal başvuru ve Mülteci Statüsü Belirleme (MSB) sürecinin geliştirilmesini sağlar. UNHCR, daha sağlam ve kaliteli bir ulusal iltica sisteminin yanı sıra var olan MSB usullerini güçlendirmek için GİGM ile işbirliği içinde çalışmaktadır.
Mültecilere Sağlanan Korumanın Güçlendirilmesi
Mültecilere sağlanan korumanın güçlendirilmesine yönelik faaliyetlerimiz şunları kapsamaktadır:
- Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin 1951 Sözleşmesi ve 1967 Protokolü, Vatansız Kişilerin Statüsüne İlişkin 1954 Sözleşmesi ve Vatansızlığın Azaltılmasına İlişkin 1961 Sözleşmesi’ne katılımı teşvik etmek.
- Devletlerin idari talimatlar ve operasyonel kılavuz ilkeler dâhil olmak üzere ulusal mülteci mevzuatını yürürlüğe koymalarına veya gözden geçirerek düzenlemelerine yardım etmek ve ulusal mülteci statüsü belirleme usullerini uygulamak.
- İlgili idari ve adli kurumları güçlendirmek, resmi kurumların ve sivil toplum kuruluşlarının personeline eğitim vermek ve ilgili insan hakları organlarıyla irtibat kurmak.
Üçüncü Ülkeye Yerleştirme
Pek çok mülteci süregelen çatışmalar, savaşlar ve zulüm nedeniyle evine geri dönememektedir. Pek çoğu koruma talebinde bulunduğu ülkede kendileri için tehlikeli olabilecek durumlar içinde veya belirli ihtiyaçları karşılanamadan yaşamaktadır. Bu tür durumlarda, UNHCR mültecilerin üçüncü bir ülkeye yerleştirilmelerine yardımcı olmaktadır.
Üçüncü ülkeye yerleştirme, hassas durumdaki mültecilerin özel ihtiyaçlarını karşılamak için sığındıkları ülkeden koruma ve ihtiyaç duydukları yardıma ulaşacakları bir başka ülkeye gönderilmelerine olanak tanıyan bir çözümdür. Üçüncü ülkeye yerleştirme, yoğun bir mülteci nüfusuna ev sahipliği yapan ülkelerin üzerindeki baskıyı hafifletmek için uluslararası toplumun gösterdiği dayanışma ve sorumluluk paylaşımının somut bir ifadesidir.
Mülteci statüsünün tanınması, bir mültecinin her zaman üçüncü bir ülkeye yerleştirilmek üzere yönlendirileceği ve dosyasının sunulacağı anlamına gelmemektedir. Üçüncü ülkeye yerleştirme bir hak değildir. Başvuruya dayalı bir süreç de değildir. Yalnızca çok sınırlı sayıda mülteci bu çözümden faydalanmaktadır. Bunun nedeni, her yıl açılan yerleştirme kontenjanın çok az olmasıdır. Bu sebeple bu kontenjan, en hassas durumdaki kişilere, sığınma talebinde bulundukları ülkelerde özel ihtiyaçları karşılanamayan veya risk altında olan ve menşe ülkelerine güvenli geri dönüş olanağı bulunmayan mültecilere ayrılmaktadır. Dünyadaki tüm mültecilerin %1’inden azı üçüncü ülkeye yerleştirilmektedir.
UNHCR Türkiye, dünya genelinde en büyük üçüncü ülkeye yerleştirme programlarından birini yürütmektedir. UNHCR, üçüncü ülkeye yerleştirilmeye uygun en hassas durumdaki kişilerin tespitinde Göç İdaresi Genel Müdürlüğüyle (GİGM) işbirliği içinde çalışmaktadır. Tüm mülteciler üçüncü ülkeye yerleştirme küresel kriterlerine göre değerlendirilmekte, nihai kararı mültecileri kabul eden ülkeler vermektedir.
Koruma
UNHCR’nin ilgi alanına giren kişiler için kayıt, iltica ve korumaya erişim ile ilgili olarak ön saftaki kurumlar ile ortaklıklar güçlendirilmektedir ve Türk makamları nezdinde savunuculuk girişimleri artırılmaktadır. Buna ek olarak, hukuki yollara ve yardımlara erişimin geliştirilmesi bir öncelik olmayı sürdürmektedir.
UNHCR, kanunların ve politikaların uluslararası mülteci hukukuna uygun ilkeleri ve standartları kapsamalarını sağlamak için mevzuat desteği sağlamakta; sahadaki uygulama ile yasal çerçeve arasındaki uyumu teşvik etmek ve mültecilerin kendi kendine yeterliliğini güçlendiren haklara ve hizmetlere erişmelerini desteklemektedir.
Eğitim, sağlık, sosyal yardımlar, çocukların koruması, hukuki temsil, cinsel ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti önleme ve bu şiddete müdahale gibi sektörlerde mültecilerin ve sığınmacıların kamu hizmetlerine entegrasyonlarını desteklemek ve UNHCR’ nin ilgi alana giren kişilerin mevcut koruma mekanizmalarından faydalanmalarını sağlamak amacıyla özel ihtiyaç içinde olan ve hassas durumdaki kişilere destek sağlanmaktadır. Müdahalenin sürdürülebilirliğini teşvik etmek ve sosyal uyumu güçlendirmek amacıyla UNHCR’ nin ilgi alanına giren kişilerin sosyal hizmetlere erişimleri, ilgili bakanlıklar ve belediyeler ile yakın işbirliği içinde kolaylaştırılmaktadır.
UNHCR, sahadaki ortakları ve Mart 2017’de açılan UNHCR-ASAM Danışmanlık Hattı ile ilgi alanına giren kişilerin doğru bilgi ve danışmanlık hizmetlerine zamanında ulaşmasını garanti altına alır.
İlgi alanına giren kişilerin, özel ihtiyaçlarını belirler ve değerlendirir. Uygun şekilde yardım sağlanması ve sosyal yardım mekanizmalarına yönlendirilmesi ve/veya üçüncü ülkeye yerleştirme için bu ihtiyaçlara cevap verir. UNHCR, Devlet Kurumları ve STK ortakları ile işbirliği içerisinde, sığınmacıların ve mültecilerin koruma gereksinimlerini karşılar.
UNHCR, ortaklarıyla birlikte, hassas durumdaki mülteci ve sığınmacılara direk olarak nakit ve nakit temelli olmayan yardım sağlar.
Koruma müdahalelerine doğrudan katılımlarını sağlamak için mültecilere erişmekte ve onlarla iletişime geçmektedir. UNHCR, topluluk temelli koruma doğrultusunda ve yaş, toplumsal cinsiyet ve çeşitlilik yaklaşımlarının sistematik olarak uygulanması ile tüm mültecilerin eşit bir şekilde haklardan faydalanmasını ve hayatlarını etkileyecek olan kararlarda tamamen kendilerinin rol almasını garanti etmeyi amaçlar.
Adalet Akademisi ve Türkiye Barolar Birliği gibi kurumlarla işbirliği içinde adli yardım ve temsil sağlayarak ve etkili hukuki yolları teşvik ederek mültecilerin adalete erişimlerini güçlendirmek için hukuki aktörlerle işbirliği yapılmaktadır. Ülkenin her yerinde bu çabaları sistemli hale getirme amacıyla her iki kurumla da mutabakat zaptı imzalanmıştır.
Özel ihtiyaç sahibi grupların tespit edilmesi ve sevk mekanizmalarının etkili kullanımı dâhil olmak üzere kabul kapasitelerini sürdürülebilir hale getirmek için karma göç hareketleriyle ilgilenen ön saftaki kurumlar desteklenmektedir.
Türkiye’deki farklı topluluklar arasında toplumsal uyumu kuvvetlendirmek, eğitim değerlerini yüceltmek, farkındalık yaratmak ve koruma anlamında yaşanan sorunlara çözüm getirmek amacıyla bugünün topluluk liderleri ve gönüllü olan gençlerle faaliyetler yürüterek mülteci gençlerin ve Türk gençlerinin kapasitesini geliştirmek.
Hak temelli bir yaklaşımın ve yasal çerçevenin etkin bir şekilde uygulanmasını sağlamak amacıyla ulusal makamların ve insani ortakların teknik becerilerini güçlendirmek için kapasite geliştirme faaliyetleri geliştirilmektedir.
UNHCR ve ortakları tarafından sağlanan yardımın niteliği ve düzeyinin mümkün olan en azami ölçekte eşit olarak sağlanması amacıyla Suriyeliler ile diğer uyruklardan mülteciler ve sığınmacılar arasında yardım ve hizmet sunumunu uyumlulaştırmak için çalışılmaktadır.
STK ortaklarının özel ihtiyaç sahibi ve çocuk koruma konuları olan vakaları tespit etmeye yönelik kapasitelerinin güçlendirilmesinin yanı sıra dosya yönetimi kapasiteleri de geliştirilmektedir.
Eğitim
Eğitim, özellikle de yerinden edilme durumlarında hayati bir öneme sahiptir. Sosyal uyumun sağlanmasına katkı vermenin yanında hayat kurtaran bilgileri erişime açar, psikososyal ihtiyaçları karşılar ve en çok ihtiyaç duyan kişilere güvenli ve istikrarlı bir ortam sunar. Ayrıca insanlara topluluklarını yeniden inşa etmelerinde, üretken ve bir amaca hizmet eden hayatlar sürmelerinde yardımcı olur.
Türkiye’deki ulusal mevzuat, aileleri geçici ve uluslararası koruma talebinde bulunmuş çocuklar dâhil olmak üzere, tüm çocukların eğitim alma hakkını desteklemektedir. UNHCR, ortak kuruluşlarıyla birlikte yürüttüğü çalışmalarla mültecilerin bu haklar hakkında bilgi sahibi olmalarını ve çocuklarını okula kaydettirmek için izlemeleri gereken prosedürlere ilişkin yardım almalarını sağlamaktadır. Türkçe dil yeterliliği akademik başarı için kilit önem taşıdığından, UNHCR Milli Eğitim Bakanlığı ile çalışmalar yürüterek çocukların Türkçe eğitiminde daha fazla destek almasını sağlamaktadır.
UNHCR’nin eğitim stratejisi, örgün eğitimden yükseköğretime ve hatta yetişkinler için Türkçe dil ve beceri kursları gibi yaygın eğitim programlarına kadar mültecilerin kesintisiz bir şekilde geniş eğitim olanaklarından faydalanmasını sağlama temeline oturtulmuştur. Bu stratejinin temel unsurlarından biri, ulusal politikayı ve eğitim sektöründeki tüm paydaşların çalışmalarını dikkate alarak mültecilerin milli eğitim sistemine katılımına yönelik faaliyetler yürütmektir. UNHCR’nin Türkiye’deki eğitim programlarında 18 yaşından büyüklere ağırlık verildiği için geçim kaynakları programlarıyla bağlantılı ve eğitim hayatından iş hayatına sorunsuz geçişi sağlayacak projeler üretilmektedir.
UNHCR, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ve Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) ile mülteci gençlerin yükseköğretime geçişini kolaylaştırmak üzere ortak çalışmalar yürütmektedir. Mülteci öğrencilere UNHCR desteğiyle Türkiye’deki üniversitelerde burslar da verilmektedir. UNHCR’nin dünya genelinde sunduğu DAFI burs programının en büyük bölümünü Türkiye teşkil etmektedir. Suriye dışındaki ülkelerden gelen mültecilerin üniversitelere yabancı öğrenci eğitim harcı ödemeleri gerektiği için, UNHCR lisans ve lisansüstü programlara kabul edilen veya hâlihazırda üniversite programlarına kayıtlı olan mülteci öğrencilere nakit yardımı desteği vermektedir.
İnsanların içinde yaşadıkları topluluklarda diğerleriyle etkili bir şekilde iletişim kurma becerisi mültecilerin korunmasına ciddi ölçüde katkıda bulunmaktadır ve insanların onurlu bir hayat sürmelerine, hizmetlere erişmelerine ve çevrelerindeki kişilerle sosyal etkileşimde bulunmalarına yardımcı olmaktadır. UNHCR, bu çerçevede Halk Eğitim Merkezleri ağı aracılığıyla yetişkinlere sunulan ücretsiz dil kurslarının artırılması için Milli Eğitim Bakanlığı ile işbirliği içinde çalışmaktadır. Bu merkezlerde meslek edinip işgücü piyasasına girmek isteyen yetişkinlere beceri geliştirme kursları da açılmaktadır. UNHCR, Milli Eğitim Bakanlığının gençlere ve yetişkinlere nitelikli yaygın eğitim programları sunmak için yürüttüğü çalışmalara katkı sağlayacak şekilde, mültecilere ve ev sahibi topluma daha iyi bir hizmet sunulabilmesi için halk eğitim merkezlerine de destek vermektedir.
UNHCR ayrıca 3RP çerçevesinde eğitim sektörünün koordinasyonu anlamında UNICEF’e destek vermekte, yükseköğretim alt çalışma grubuna başkanlık etmekte ve ilgili paydaşlarla bir arada çalışarak faaliyetlerin ortak stratejik hedefler etrafında düzenlenmesine öncülük etmektedir. Türkiye’deki eğitim sektörü 2019’da düzenlenen Küresel Mülteci Forumu’na güçlü bir katılım göstermiştir. Forum sonrasında Türkiye’den gelen taahhütler arasında eğitim hizmetlerinin ve mesleki eğitimin yaygınlaştırılması, okulların yapılması ve belirli durumlarda şartlı eğitim yardımı gibi maddeler yer almaktadır.
Toplulukların Güçlendirmesi ve Kendi Kendine Yeterlilik
Mültecilerin insani yardımlardan bağımsız olarak kendi kendilerine yeterliliklerinin sağlanması ve içinde bulundukları toluma katkıda bulunmaları için, bu grupların ekonomik olarak güçlendirilmelerine yönelik programlar ile, beceri, yeterlilik ve yeteneklerinin geliştirilmesine destek sağlar.
Yoksulluğun ve yoksullukla olumsuz başa çıkma mekanizmalarının önüne geçmenin yanı sıra geçim kaynakları, ekonomik dayanıklılık ve sosyal uyumu teşvik etmek için mültecilerin beceri gelişimi, istihdam edilebilirliği ve iş gücü piyasasına erişimi teşvik edilmektedir. Mülteci istihdamını teşvik etmek için özel sektör ortaklarıyla da programlar geliştirilmektedir.
Temel İhtiyaçlar
Kentsel alanlarda ikamet etmekte olup yardıma en çok ihtiyacı olan kişilere yardım malzemelerinin sağlanmaktadır.
Mülteci nüfuslarına hijyen kitleri sağlanması ve önde gelen kurumlara duş, tuvalet ve barınma amaçlı konteyner tedarik edilmesiyle su, sanitasyon ve hijyen (WASH) koşulları iyileştirilmektedir.
Geçici Barınma Merkezlerinde (GBM’ler) kalmakta olup yardıma en çok ihtiyaç duyan kişilere temel yardım malzemeleri sağlanmakta ve ulaşım desteği verilmektedir.
Doğrudan veya ortaklar aracılığıyla destek sunulmasıyla il düzeyindeki makamların ve belediyelerin hizmet kapasitesinin güçlendirilmesinin desteklenmektedir.
Nakit Temelli Müdahaleler
Türkiye Göç İdaresi Genel Müdürlüğü (GİGM) ve UNHCR, Ağustos 2018 sonundan beri Kamp Alternatifleri programlarını yürütmektedirler ve UNHCR, Türkiye’nin güneydoğusunda bulunan 9. Geçici Barınma Merkezinin kapatılmasını veya bu merkezlerde bulunan insan yoğunluğunun azaltılmasını takiben buralardan ayrılan mülteci ve sığınmacıların kentsel alanlara yerleşmeleri amacıyla bu kişilere yer değiştirme yardımı sağlamaktadır. Bu yardımın amacı; mülteci ailelere merkezlerden ayrılmalarının akabindeki ilk üç ayda masraflarını karşılamaları amacıyla destek vermektir ve 2018 yılının sonuna kadar yaklaşık 60 bin kişiye yer değiştirme yardımı sağlanmıştır.
Özellikle belirli koruma riskleriyle karşı karşıya kalan hassas durumdaki mültecilere aylık nakit yardımı yapılmaktadır. UNHCR’ ın Türkiye’deki finansal hizmet sağlayıcısı PTT’dir. PTT, ülke genelindeki çok sayıda şubesi ile faydalanıcılara ön ödemeli kartlar aracılığıyla nakit yardımında bulunulmasını sağlamaktadır.
Kamp Koordinasyonu ve Yönetimi
UNHCR, Türkiye Cumhuriyeti’nin Geçici Barınma Merkezlerinin (GBM’ler) aşamalı olarak kapatılması veya konsolidasyonu stratejisi kapsamında, bu merkezlerde ikamet eden kişilerin ve bu kişilere ait özel eşyaların ayrıldıkları GBM’ den yerleşecekleri GBM’ ye sorunsuz bir biçimde naklinin sağlanması amacıyla gerektiğinde lojistik desteği sağlamaya devam edecektir. Kentsel alanlara yerleşmeyi tercih eden mültecilere ise, ev sahibi topluma etkili ve sorunsuz entegre edilmelerinin kolaylaştırılması amacıyla nakit temelli müdahaleler aracılığıyla destek sağlanacaktır.
Gerektiğinde yeni çadırlar da tedarik edilmektedir.
Toplum Farkındalığını Arttırmak
UNHCR Türkiye, mülteciler ve ilgi alanına giren kişilerin durumu hakkında toplumdaki farkındalığı artırmak, desteğini kazanmak ve mülteciler ve UNHCR’ ın çalışma prensibine yönelik anlayışa dikkat çekmek adına geleneksel medya, sosyal medya ve interaktif platformların kullanımı ile bütüncül bir iletişim stratejisi uygulamaktadır.
Bilgi: UNHCR Türkiye İstatistikleri (Nisan 2024)
Kaynakça:
UNHCR (BM Mülteciler Yüksek Komiserliği) Cenevre Ofisi
İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığı
BM Mülteciler Yüksek Komiserliği – Türkiye İlişkileri hakkındaki detaylı bilgi (Bekir Metin, Ankara, 03 Eylül 2024)