
BM Genel Kurulu, temiz ve sağlıklı çevreye erişimi evrensel insan hakkı ilan etti
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu, temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir çevreye erişimi evrensel insan hakkı ilan etti. Türkiye’nin de evet oyu kullandığı karar, 161 ülkenin oyuyla kabul edildi. Sekiz ülke ise çekimser kaldı.
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nun 28 Temmuz 2022 tarihli toplantısında; Temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevreye erişimin evrensel insan hakkı olduğunu ilan eden bir kararı 161 evet ve 8 çekimser oyla kabul etti. Türkiye de karara “evet” oyu verdi.
Karara göre, üçlü gezegen krizi adı verilen iklim krizi, biyoçeşitlilik kaybı ve kirlilik gibi krizlerin yarattığı sorunlar kabul edilecek. Kararda ayrıca, insanların, söz konusu krizlerin çözüldüğü, sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevrede yaşamasının bir hak olduğu da ilan ediliyor.
Tüm gezegen için bir karar
Orijinali Kosta Rika, Maldivler, Fas, Slovenya ve İsviçre tarafından geçen Haziran ayında sunulan ve şu anda 100’den fazla ülkenin ortak sponsorluğunda hazırlanan metin, sağlıklı bir çevre hakkının mevcut uluslararası hukukla ilgili olduğunu belirtiyor ve teşvikinin gerekliliğini teyit ediyor. çok taraflı çevre anlaşmalarının tam olarak uygulanması.
Ayrıca iklim değişikliğinin etkisinin, doğal kaynakların sürdürülemez şekilde yönetilmesi ve kullanılmasının, hava, toprak ve su kirliliğinin, kimyasalların ve atıkların yanlış yönetilmesinin ve bunun sonucunda biyolojik çeşitlilikte meydana gelen kayıpların bu hakkın kullanılmasına müdahale ettiğini kabul eder ve çevresel zararın, tüm insan haklarından etkin bir şekilde yararlanılması için hem doğrudan hem de dolaylı olarak olumsuz etkileri olduğu ifade edildi.
BM İnsan Hakları ve Çevre Özel Raportörü Bay David Boyd’a göre, Meclis’in kararı uluslararası insan hakları hukukunun doğasını değiştirecek.
Geçenlerde BM Habere verdiği demeçte , “Hükümetler on yıllardır çevreyi temizleme ve iklim acil durumunu ele alma sözü verdi, ancak sağlıklı bir çevre hakkına sahip olmak insanların bakış açısını ‘yalvarmaktan’ hükümetlerin harekete geçmesini talep etmeye kadar değiştiriyor” dedi.
Guterres: “Bu kararı her yerde herkes için bir gerçeklik haline getirmeliyiz”
İnsan Hakları Konseyi tarafından geçen yıl kabul edilen bir metne dayanan karar, devletleri ve tüm organizasyonları herkes için sağlıklı bir çevre yaratmak için çaba sarf etmeye çağırıyor.
BM Genel Sekreteri António Guterres, “tarihi” olarak nitelediği kararın, üye devletlerin iklim krizi, biyolojik çeşitlilik kaybı ve kirlilik gibi krizlere karşı toplu mücadelede bir araya gelebileceğini gösterdiğini de söyledi.
Öte yandan Guterres, kararın kabul edilmesinin “sadece bir başlangıç” olduğunun altını çizdi. Guterres, ulusları, bu hakkı “her yerde herkes için bir gerçeklik” haline getirmeye çağırdı.
Yasal olarak bağlayıcı değil
Kabul edilen karar yasal olarak bağlayıcı olmamasına rağmen üye ülkelerin sürdürülebilir ve çevreci bir eylem için bir katalizör olması ve sıradan insanları hükümetlerini sorumlu tutmaları için güçlendirmesi bekleniyor.
“Uluslararası insan hakları hukukunun doğasını değiştirecek”
BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet de yaptığı açıklamada, kurulun kararını memnuniyetle karşıladı ve uygulanması için acil eylem çağrısını yineledi.
Bachelet ayrıca, insan hakları yükümlülüklerine dayalı çevresel eylemlerin, ekonomi politikaları ve iş modelleri için bazı hayati bariyerler oluşturduğunun şu sözlerle dile getirdi:
“Sadece isteğe bağlı politikadan ziyade yasal yükümlülükler getiriyor. Ayrıca karar daha etkili, meşru ve sürdürülebilir.”
Üçlü gezegen krizi, canlı yaşamına ve ekolojiye büyük zarar veriyor
İklim krizi, şiddetli kuraklık, su kıtlığı, orman yangınları, yükselen deniz seviyeleri, sel, eriyen kutup buzları, yıkıcı fırtınalar ve biyolojik çeşitliliğin azalması gibi sorunların başlıca nedeni.
Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) göre, hava kirliliği ise dünyadaki en büyük hastalık ve erken ölüm nedeni. Her yıl yedi milyondan fazla insan hava kirliliği nedeniyle erken yaşlarda hayatını kaybediyor.
Hayvanları, bitkileri ve ekosistemleri içeren biyolojik çeşitliliğin azalması veya ortadan kalkması ise gıda kaynaklarını, temiz suya erişimi ve yaşam kalitesini olumsuz yönde etkiliyor.
Kaynak: BM Haber