BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)’ nün Türkiye ile İlişkileri ve Projeler

Birleşmiş Milletler (BM) Gıda ve Tarım Örgütü FAO, 16 Ekim 1945’de Kanada’ da kuruldu.   BM ile FAO arasında 14 Aralık 1946’da imzalanan Sözleşme ile ilk “Uzmanlık Kuruluşu” oldu. FAO’nun merkezi 1951 yılında Washington’dan Roma’ya taşındı.

Türkiye’nin FAO’ya üyeliği 6 Nisan 1948’dir. FAO Ülke Ofisinin Ankara’da 1982’de açtı. Türkiye, FAO Avrupa Bölge Ofisine bağlı bir Ofis iken 2007 yılında 6 Orta Asya Ülkesine  (Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan ve Özbekistan) hizmet götürmek amacıyla Türk Hükümetinin de desteğiyle FAO Orta Asya Alt Bölge Ofisinin de açılmasıyla Türkiye ve FAO arasındaki işbirliği önemli gelişme kaydetti.

Türkiye, 1980’lere kadar gıda açısından kendi kendine yeten dünyadaki sayılı ülkelerden biriyken, bu stratejik değerdeki özelliğimizi yitirip, gıdada da dışa bağımlı hale gelmemiz, konunun hassasiyetini arttıran bir unsur oldu.

FAO’nun çabalarının  merkezinde insanların aktif ve sağlıklı hayatlar sürebilmeleri için düzenli olarak yüksek kalitede gıdaya erişim şartlarının oluşturulması ve herkes için gıda güvenliğinin sağlanması yatar.

FAO’nun Faaliyetleri Beş Ana Alandan Oluşmaktadır

  • Bilgiyi erişilebilir kılmak ve sürdürülebilir tarıma geçişi desteklemek,
  • Politikalar konusunda uzmanlığını paylaşarak siyasi iradeyi güçlendirmek,
  • Küçük ölçekli tarımı geliştirmek için kamu-özel sektör işbirliğini desteklemek,
  • Bilgiyi sahaya taşımak,
  • Ülkelerin riskleri önlemesine ve azaltmasına destek olmak

FAO’nun Stratejik Hedefleri

Açlık, gıda güvencesizliği ve yanlış beslenmeyi sona erdirmek, ormancılık ve balıkçılığı daha verimli ve sürdürülebilir yapmak, kırsal yoksulluğu azaltmak, kapsayıcı ve etkili tarımsal ve gıda sistemlerini mümkün kılmak, geçim kaynaklarının dayanıklılığını risklere ve krizlere karşı artırmak.

FAO-Türkiye Ortaklık Programı (FTPP)

FAO-Türkiye Ortaklık Programı’nın genel amacı alt bölgedeki ülkelere gıda güvenliği ve kırsal yoksulluğun azaltılması konularında yardım sağlamaktır.

Program; Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın temsil ettiği Türkiye Hükümeti tarafından sağlanan güvence fonuyla finanse edilerek desteklenir. Türkiye 2006’da faaliyete geçen programa bugüne kadar toplamda 20 milyon $ katkıda bulunmuştur. 2016-2020’yi kapsayan programın ikinci safhası gıda güvenliği ve beslenme, tarım ve kırsal kalkınma, doğal kaynakların korunması ve yönetimi, tarım politikaları ve gıda güvenilirliği konularına yoğunlaşmaktadır.

FAO-Türkiye Ormancılık Programı (FTFP)

FAO ile Orman ve Su İşleri Bakanlığı arasında 2016-2020 arasındaki beş yıllık dönemi kapsayan ortaklık anlaşmasıyla, Bakanlık yıllık 2 milyon dolar güvence fonuyla katkıda bulunmaktadır. Anlaşmanın kapsadığı alanlar içinde sürdürülebilir ormancılık yönetimi, ormanlık ekin alanları ve iyileştirme, orman ürünleri ve ekosistem hizmetleri, orman ve çevre, orman ve insan, idare, değerlendirme ve izleme, çölleşmeyle mücadele ve disiplinler arası konular bulunmaktadır.

Türkiye Bozkırlarının Dayanıklılığını Artırmak

AB finansmanlı 2 yıl süreli proje, “Ekosistem Temelli Adaptasyon” yaklaşımıyla sağlıklı ekosistemleri geri kazanmayı, çevre dostu tarımsal uygulamaları teşvik etmeyi ve ulusal makamların bilgisini güçlendirmeyi hedeflemektedir.

Küresel Çevre Fonu’yla İşbirliği

Türkiye’de Küresel Çevre Fonu (GEF) adı altında finanse edilen projeler biyo-çeşitlilik, arazi bozulumu, iklim değişikliğinin etkilerinin azaltılması konuları üzerinde yoğunlaştı. Ormanlar, yaylalar ve tarımsal alanların odak noktasında olduğu projeler arasında kuraklıktan etkilenen Konya Havzası (5.75 milyon$), Şanlıurfa’nın hassas bozkır ekosistemleri (2.3 milyon$) ve Marmara Bölgesindeki orman alanlarının sürdürülebilir yönetimi (4.6 milyon$) yer aldı.

FAO, Türkiye’nin Suriye Mülteci Krizine Müdahale Planı:

FAO Türkiye Suriyeli Mülteciler Dayanıklılık Programı (2017-2018), gıda güvenliğini iyileştirmeyi, geçim kaynaklarını güçlendirmeyi, Suriyeli mültecilerin ve ev sahibi toplulukların dayanıklılığını artırmaktır. Program üç bileşen üzerinde kurulmuştur ve entegre bir yaklaşım sergilemektedir:

  • Küçük ölçekli tarımsal üretim ve kapasite geliştirme yoluyla gıda ve besin güvenliğini artırmak,
  • Mesleki beceri eğitimleri ve yerel işgücü piyasasına erişimi sağlamak ve işgücü açıklarını kapatmak için özel sektörle ortaklıklar oluşturmak,
  • Gıda güvenliği konusunda bilgi, analiz ve koordinasyonu güçlendirmek,

FAO’nun Türkiye’de Uyguladığı Projeler

FAO’nun proje seçimi ve uygulamaları, doğal olarak Türkiye’nin ulusal öncelikli konuları olan, başta hayvan sağlığını koruma ve kontrol ile güvenli gıda üretimi olmak üzere, gıda ve beslenme, tarım, ormancılık, balıkçılık ve tarımsal kalkınma alanlarında yoğunlaşmakta ve ülkemizin talepleri doğrultusunda söz konusu projeler şekillendirilmektedir.

GAP bölgesinin sağlayacağı büyük tarım potansiyeli ve Türkiye’nin projeye atfettiği önceliğin bir yansıması olarak, FAO da projenin başarısı için katkıda bulunmakta ve bölgedeki personelin proje uygulaması ve takibi konularında eğitimi için çalışmaktadır.

FAO’nun ülkemizde halen uygulanmakta olan projeleri ve alınan teknik yardımları dokuz başlık altında toplamak mümkündür.

1- Ele alınan konular arasında ilk sırayı toprak erozyonu ve su yönetimi almaktadır. Erozyonla kaybedilen topraklara, kötü su yönetimi de eklendiğinde, ciddi ekonomik ve ekolojik kayıplar oluşmakta ve bunlara karşı çeşitli projeler yürütülmektedir.

2- FAO’nun ülkemizde katkıda bulunduğu ikinci alan ise beslenmedir. Özellikle Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve BM Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) ile işbirliği içinde yürütülen çeşitli projelerle, hem durum tespiti hem de gıda kalitesi kontrolü alanlarında çalışmalar yürütülmektedir.

3- Orman Bakanlığı ve FAO işbirliğinde yürütülen ve üçüncü çalışma alanını oluşturan ormancılık projeleri arasında, Bioçeşitliliğin Korunması, Yangın Önleme, Ulusal Ormancılık Eylem Planı gibi başlıkları saymak mümkündür.

4- Önemli bir canlı hayvan stokunu barındıran ülkemizin, özellikle şap ve deli dana hastalığı gibi hastalıklardan korunması, büyük ekonomik kayıpların önüne geçilmesi açısından gereklidir. Bunun dışında, Türkiye’nin stratejik coğrafi konumundan dolayı, ülkenin bu tür hastalıklardan korunması, en büyük alıcılardan olan Avrupa ve Balkanlar için de büyük önem arz etmektedir. Bu noktadan hareketle, FAO, Türkiye’ye bu konuda her türlü desteği vermekte ve bu konuda Türkiye ile Balkanlar, Kafkaslar ve Orta Asya arasında koordinatör işlevi görmektedir.

5- FAO ile işbirliği içinde yürütülen beşinci konu ise, kırsal alanlarda toplumsal cinsiyet göstergelerinin tespiti ve özellikle kırsal alanlarda yaşayan kadınların durumlarının tespiti ve iyileştirilmesidir.

6- FAO ayrıca, ülkemizde kırsal kesimde yaşayanlardaki yaşlanma sorunu konusunda da çalışmalar yapmaktadır.

7- 8300 km’lik kıyı şeridiyle, önemli bir balıkçılık, su kültürü ve turizm potansiyeline sahip olan ülkemizde, FAO, balıkçılık sektörünün tüm taraflarına, özel sektör de dahil olmak üzere destek vermektedir.

8-  Türkiye’nin tarımsal üretiminde en önemli iki sorunu; düşük verimlilik ile fazla ve yanlış kimyasal kullanımı sonucu verimliliği yüksek ama riskli ürün elde edilmesi oluşturmaktadır. FAO, her iki duruma da farklı çözümler getirmekte; bitki üretimi ve korunması alanında ortak çalışmalar sunmaktadır.

9- Politika belirleme ve karar almada temel faktörlerden biri olan tarımsal istatistik oluşturma konusu da, FAO’nun ülkemizle işbirliği içinde yürüttüğü dokuzuncu ve son çalışma alanıdır.

 

Kaynakça:

Sağlık Alanında Dış İlişkiler Kitabı (Yazanlar: Bekir METİN, Sevim AYDIN, Ankara, 1997 Baskı, Matbaa: Aydoğdu Ofset)

BM Gıda ve Tarım Örgütü Roma Merkez Ofisi

BM Gıda ve Tarım Örgütü Avrupa ve Orta Asya Bölge Ofisi

Dışişleri Bakanlığı Web Sitesi

Dışişleri Bakanlığı Uluslararası Kuruluşlar ve İlişkilerimiz

Dışişleri Bakanlığı Uluslararası Antlaşmalar Kütüphanesi ( http://ua.mfa.gov.tr/)