Yazı Dizisi 8. Umumi Hıfzıssıhha Kanunu

Yazı Dizisi 8. Umumi Hıfzıssıhha Kanunu

24 Nisan 1930 tarihinde kabul edilen 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nun çıkarıldığı dönemin şartları oldukça ağırdır. Bu kanun, yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin en önemli kanunlarından biridir. Çıkarıldığı dönemin koşulları oldukça zordur. Bu kanunu ele alırken çıkarıldığı dönemin kendine özgü koşullarını göz ardı etmemek gerekir. (1. UHK, 1930)

Osmanlı’dan miras kalan ekonomi oldukça kötüdür. Türk halkı yıllarca savaşarak bağımsızlık mücadelesi vermiştir. Bir yandan işgalci devletlere karşı mücadele verilirken diğer yandan ülke içinde halkın büyük bir kısmına bulaşan trahom, sıtma, verem gibi hastalıklarla mücadele edilmiştir. Dönemin koşullarına göre sağlık personeli ve kuruluşu oldukça azdır. Kentlerdeki doktor eksikliği bir tarafa kanun ile işverenlere işyeri hekimi çalıştırma zorunluluğunun (hatta hastane kurma mecburiyetinin) getirilmesi mecliste tartışmalara neden olmuştur. Diğer taraftan tüm halkın sağlığına yönelik bir yasal düzenlemenin yapılması, meclis tarafından takdir edilmiştir.  Kanun ile ilgili önemli bir detay ise işçilerin sağlığı ile ilgili maddeleri hazırlanırken Alman mevzuatının rehber olmasıdır. Tek parti döneminin en önemli düzenlemelerinden biri olan 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu, zaman içerisinde bazı maddeleri değişikliğe uğrasa da 309 maddeden oluşan bu kanun ülkemizde 92 yıldır uygulanmaktadır. (2. Demir Müslim,2019)

 “1593” kanunun numarası. Kabul tarihi 24 Nisan 1930. “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramının” ertesi gün. Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılışının 10.Yılı. “Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekâleti” nin (Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı) 10. Kuruluş Yılı (3 Mayıs 1920). “Himaye-i Etfal Cemiyeti”nin “Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekâleti”ne bağlanması (6 Mayıs 1920), kısa bir süre sonra “Himaye-i Etfal Cemiyeti”nin Çocuk Esirgeme Kurumu olarak yeniden örgütlenmesinin (30 Haziran 1921) 10. Yılı. İlk Meclisin açılışından itibaren “az zamanda yapılan büyük işlere” anlamlı örnekler.

Örnekler devam ediyor! Yıl 1930, Nisanın 24’ü. “Umumi Hıfzıssıhha Kanunu” bir hukuk çınarı! Cumhuriyet Tarihinin önemli hukuk abidelerinden tıpkı “Tevhid-i Tedrisat Kanunu (Öğretim Birliği Yasası-3 Mart 1924 )”, tıpkı “Türk Kanunu Medenisi” (17 Şubat 1926) gibi.

Milletler Cemiyeti henüz kurulmuş (Cemiyet-i Akvam-10 Ocak 1920). “Birleşmiş Milletler” (24 Ekim 1945) ve Dünya Sağlık Örgütü (7 Nisan 1948) kurulmamış “İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi” ilan edilmemiş (Kabul Tarihi: 10 Aralık 1948), Birleşmiş Milletler “Çocuk Hakları Sözleşmesi” imzalanmamıştır. (20 Kasım 1989 tarihinde kabul- 2 Eylül 1990 tarihinde de yürürlük).

1930’lu yıllara gelininceye kadar toplumun genelini ilgilendiren bir sağlık yasası yoktu. Umumi Hıfzıssıhha Kanunu tüm toplumun sağlığını ilgilendiren konularda düzenleme yapan bir kanundur. Bu kanun Başbakan İsmet İnönü imzasıyla TBMM’ye sunulmuştur. Kanunun gerekçesinde:

“Devletin sağlık işlerini şekli bir kanunla düzenlemesinin zorunlu olduğu, Ceza Kanunun ve Osmanlı İmparatorluğu zamanından kalan nizamnamelerin karşılaşılan sorunlar karşısında yetersiz olduğu, bilhassa toplumsal sağlık işleri için düzenlenmiş bir düzenlemenin bulunmadığı, kanuni düzenlemenin bulunmaması nedeniyle gereksiz mesai harcanarak eksik sonuçlar elde edildiği, Cumhuriyet idaresinin ilkelerine muvafık bir hıfzıssıhha kanununun düzenlenmesinin zorunlu olduğu, sunulan tasarının daha önceki düzenlemelerin yerine geçebileceği, kanunun ülkenin her yerinde uygulanabileceği, düzenlenen kanuna benzer kanunun çok az hükümetlerde olduğu, bütün sağlık konularını kapsayan bir kanunun tanzim edilmesinin faydalı görüldüğü” belirtilmiştir. (3. TBMM, Zabıt Ceridesi, 2018).

24 Nisan 1930 tarihinde yürürlüğe giren Umumi Hıfzıssıhha Kanunu 15 bab (bölüm) ile 309 maddeden oluşuyor. Bu büyük ve mükemmel eser, sıhhat (sağlık) işlerinin, devlete, hususi idare ve belediyelere ait vazifelerini ve teşkilatını, yüksek sıhhat (sağlık) şurası, sari (bulaşıcı) hastalıklarla mücadele, zührevi hastalıklar, trahomla mücadele, muhacır (göçmen) işleri, gemiler ve işçilere ait maddeleri, çocuk hıfzıssıhhası, ölüler, maden suları, kaplıcalar, yiyecek ve içecek şeyler, su, lağım ve meskenlere ait hükümleri ile sıhhi istatistiklere ait kısımları, çok güzel bir şekilde tespit etmektedir. (4. Frik, Feridun, 1938)

“Umumi Hıfzıssıhha Kanunu” nun özünde, adından da anlaşılabileceği gibi toplumun bir bütün olarak biyo-psiko sosyal sağlığının korunması vardır. Bir başka ifade ile “Toplum Sağlığı” vardır. Adeta toplum sağlığının “Anayasasıdır.” 1593 Sayılı bu önemli kanunun tarihsel süreçte toplumumuzun ekonomik, sosyal gelişiminde, toplumsal kalkınmasında önemli etkilerinin olduğu bir gerçektir. Bu gerçekliğin tüm yönleriyle ortaya çıkartılabilmesi birden fazla bilimsel çalışmanın konusudur. Denilebilir ki 1593 sayılı yasanın toplum kalkınmasının temel taşlarından birisi olan toplum sağlığının gelişimi ve korunmasında günümüzde de güncelliğini koruyan yansımaları devam etmektedir.

Toplum sağlığı açısından baktığımızda ise bireylerden başlayarak tüm toplumu kapsadığı, toplumun ana ögelerini oluşturan anne, çocuk, genç, yaşlı ve benzeri tüm toplumsal katmanları kapsadığı, bu katmanların gelişim ve yaş özelliklerine göre öncelikle bedensel sağlıklarının korunması giderek, sürdürülebilir bir sağlıklı yaşam ortamı ve sağlıklı çevresel koşulları hedeflediği sağlıklı beslenme konusuna ayrı bir önem verdiği açıkça görülmektedir. (5. Türkeri Sedat, 2017)

Umumi Hıfzıssıhha Kanunu (UHK) 1930’da yasalaştığında, genç Cumhuriyet’in sağlık politikalarına bakışını da en iyi şekilde yansıtır. Yasanın bir ruhu vardır. Dr. Refik Saydam’ın Mustafa Kemal’le Bandırma Vapuru ile başlayan yol arkadaşlığının ruhu bu Kanunda da yerini aldı. Dönemin Sağlık Bakanı Dr. Refik Saydam’ın ve ekibinin en önemli eserlerinin başında bu kanun yerini almıştır. Ülkenin içinde bulunduğu koşullarını bu kadar iyi okuyan, bu önceliklere göre sistemi yapılandıran ve adeta bir hukuki belge mucizesi yaratan ekibe minnet duyup saygıyla anıyorum. (6. Okyay Pınar, Prof. D, 2019)

Umumi Hıfzıssıhha Kanunu (UHK), Cumhuriyet dönemi sağlık politikalarının temel yasal düzenlemesi olmasının yanında bu dönemdeki sağlık politikalarının da yansımasıdır. Dr. Refik Saydam’ın Sağlık Bakanı olduğu bu dönem, bağımsızlık savaşı sonrasında ülkede sağlık örgütlenmesinin şekillendirdiği ve aslında yeni bir savaşın –bulaşıcı hastalıklarla savaşın- başlatıldığı ve sürdürüldüğü bir dönemdir. Bu amaçla sağlık hizmetlerinde dikey örgütlenme modeli esas alınmış ve ülke çapında sıtma, frengi, trahom, verem, cüzzam ile ilgili sağlık örgütleri kurulmuş, koruyucu hekimlik hizmetlerinin merkezi yönetimde, tedavi edici hizmetlerin ise yerel yönetimlerde olduğu bir model geliştirilmiş, ülkedeki sağlık hizmetleri altyapısı hem sağlık insan gücü hem de kurumsal altyapı temelinde geliştirilmeye çalışılmıştır. Bu anlamda Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nda da bu çerçevenin izleri görülmektedir.

Günümüzde “hıfzıssıhha” sözcüğü iki anlamda kullanılmaktadır. Bunlardan ilki “Sağlıklı yaşamak için alınması gerekli önlemlerin bütünü”, ikincisi ise “Sağlık bilgisi, hijyen” dir. Yeni Türkçe ile çoğunlukla “Genel Sağlığı Koruma Yasası” olarak karşılık bulan Umumi Hıfzıssıhha Kanunu, 15 bölümden ve bazıları yürürlükten kaldırılmış toplam 309 maddeden oluşmaktadır. Kanun’un güncelliği ve geçerliliği olan çokça maddesi ve uygulama alanı bulunmaktadır. Bugün için, yaygın olarak aktif durumda olan İl ve İlçe Umumi Hıfzıssıhha Meclisleri, Fuhuşla Mücadele Komisyonları gibi güncel yapıların dayanağı hala Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’dur. Kanun’un 282. Maddesi’nin öngördüğü idari para cezası, gerektiğinde dayanak olarak kullanılmaya devam etmektedir. Madde ve ceza miktarı 2008 yılında ve cezalar yıllık olarak da artış oranlarına göre belirlenmektedir. Koruyucu sağlık hizmetlerine yönelik birçok değişiklik UHK’nun ilgili maddelerinde yapılan değişikliklerle sağlanmaktadır. (Yavuz Cavit Işık,2019)

Covid-19 Salgını Sonuçları

Çin’in Wuhan kentinde, Aralık 2019’da ilk koronavirüsün görülmesinden 16 Ekim 2022 tarihine kadar geçen 35 aylık sürede tüm dünyada; Ülkelerin sağlığı, eğitimi, adaleti, güvenliği, ekonomileri kısaca her şeyi olumsuz yönde etkilendi ve bu etkilemelerin bazı alanlarda azalmasına rağmen bazı alanlarda hala devam etmektedir.

Türkiye dâhil tüm ülkelerde, salgının başlamasından 16 Ekim 2022 tarihine kadar geçen süreçte; 6 milyon 572 bine yakın can kaybının yanı sıra toplam vaka sayısı da 630 milyonu buldu. Aktif toplam vaka sayısı da halen 14,5 milyon civarında. Türkiye ve Dünya’nın birçok ülkesinde alınan tedbirlere rağmen salgın halen devam etmektedir. (Dünya Sağlık Haberleri web, 16.10.2022)

Türkiye’de ise 16 Ekim 2022 tarihi itibariyle Sağlık Bakanlığı verilerine göre; Yaşamını yitirenlerin resmi olarak ilan edilen sayısı 101.203 oldu. Toplam vaka sayısı ise 16 milyon 919 bini geçti. Yaşamını kaybeden Sağlık çalışanı sayısı da 556’da olarak belirlendi. (TTB Web, 16.10.2022)

Uluslararası Sağlık Tüzüğü ve Umumi Hıfzıssıhha Kanunu içeriği

İnsanlık tarihine bakıldığında, çok eski çağlardan beri salgın hastalıklar yüzünden milyonlarca insanın hayatını kaybettiği, ekonomik ve sosyolojik büyük kayıplara uğrandığı, en küçük insan topluluklarının yaşadığı yerleşim birimlerinden büyük Devlet yönetimlerine kadar önemli sıkıntılara uğradığı ve sorun için çareler aradığı bilinmektedir. Aşının bulunması salgın hastalıklarla mücadelede en önemli kazanımların başında gelir.

1851 yılında Fransa’nın Paris kentinde toplanan 1. Uluslararası Sağlık Konferansı’nda alınan en önemli karar, bir Uluslararası Sağlık Tüzüğü hazırlanmasıydı. Osmanlı İmparatorluğu’nun da katıldığı Dönemin 12 büyük Devlet temsilcilerinin aldığı karar sonucu kurulan komisyon tarafından 6 aylık çalışma sonucu hazırlanan ve 137 maddeden oluşan ayrıca, Devletlere çeşitli yükümlülükler getiren “Uluslararası Sağlık Tüzüğü” 1903 yılında yürürlüğe girmesi ile sağlık alanında önemli tedbirlerin uluslararası düzeyde alınması ve uygulanmasına başlanmıştır.

Paris’te toplanan ilk Konferanstan sonra 16 Haziran-22 Temmuz 1946 tarihleri arasında New York’ta toplanan 15. Uluslararası Sağlık Konferansı sonucu, Türkiye’nin de içerisinde bulunduğu Devlet temsilciler tarafından 22 Temmuz 2022 tarihinde imzalanan “Dünya Sağlık Anayasası”  sonrası gerekli yasal prosedürler sonucu ilk defa Dünya’nın çeşitli kıtalarında kurulmuş tüm Sağlık Kuruluşları kapatılıp yerine Dünya’daki tüm sağlık sorunlarına çare üretecek “Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)”, 8 Nisan 1948 tarihinde İsviçre’nin Cenevre kentinde çalışmalarına başlamıştır.

DSÖ’nün kurulması ile özellikle salgın hastalıklar, savaş ve olağanüstü doğa olayları sonrası ortaya çıkan sağlık sorunları ve halk sağlığı problemlerine çare üretmek ve tüm Dünya Devletlerini sağlık alanında yönlendirmek ve sorunlara ortak çareler bulmak bu kuruluşun ana amacı olmuştur. 1851’de Paris’te temeli atılan ve 1948 yılına kadar uluslararası alanda uygulanan “Uluslararası Sağlık Tüzüğü” nün tüm geçmiş verileri ve uygulama deneyimleri DSÖ’ne devredilmiştir.

Devrin Başbakanı İsmet İnönü, Dönemin Sağlık Bakanı Dr. Refik Saydam ile..

Osmanlı İmparatorluğu’nun yerine küllerinden doğan, Mustafa Kemal önderliğinde asker arkadaşları ve halk tarafından verilen “Kurtuluş Savaşı” sonrası genç Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur. Cephe’de verilen ölüm-kalım savaşı ile elde edilen başarının; sağlık, eğitim ve ekonomik alanda da bir savaş verilmesine inanılmıştı. Bu nedenle sağlık alanında özellikle koruyucu sağlık hizmetleri ağırlıklı yapılanma ve yasal altyapının oluşturulması için çalışıldı. Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk ve Başbakan İsmet İnönü liderliğinde Dr. Refik Saydam Cumhuriyet’in ilk Sağlık Bakanı olarak göreve başladı. Dikey örgütlenme ile özellikle salgın hastalıklarla mücadeleye önem verildi. Hıfzıssıhha Enstitüsü ve Hıfzıssıhha Mektebi, Numune Hastaneleri, Sağlık Dispanserleri’nin kurulması ile başlayan mücadele de çıkarılan tüm yasaların içerisinde 24 Nisan 1930 tarihinde kabul edilen 1593 sayılı “Umumi Hıfzıssıhha Kanunu” ile olağanüstü başarılara imza atılmıştır. (9. DSÖ ve Türkiye İlişkileri, 2022)

Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nun hazırlanması sırasında en çok yararlanılan kaynaklardan birisi de “Uluslararası Sağlık Tüzüğü” içeriği ve uygulanış biçimidir. DSÖ’ne üye 194 Devletin  Covid-19 salgınında tüm üyelerle yaptığı işbirliği anılan tüzük ve Türkiye’de ise hem Tüzük hem de halen güncelliğini koruyan Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’dur.

Yazan ve yayına hazırlayan Bekir Metin, Ankara, 16 Ekim 2022  

Dizinin 9. Bölümü: Hıfzıssıhha Mektebi-Okulu (23 Haziran 1936- Aralık 1983 ve 2003-2011)

—————————————————–

UMUMİ HIFZISSIHHA KANUNU (Kısa başlıklarla tanıtımı)

Kanun Numarası:       1593

Kabul Tarihi:               24.4.1930

Yayımlandığı Resmi Gazete: 6.5.1930, Sayı: 1489

Yayımlandığı Düstur: Tertip: 3 Cilt: 11, Sayfa: 143

* *

Bu Kanunun yürürlükte olmayan hükümleri için bakınız “Yürürlükteki Bazı Kanunların Mülga Hükümleri Külliyatı”, Cilt: 1 Sayfa: 119. Bu Kanun ile ilgili tüzük için, “Tüzükler Külliyatı” nın kanunlara göre düzenlenen nümerik fihristine bakınız.

Birinci Bap (Bölüm) : Sıhhi (Sağlık) Teşkilat

Birinci Fasıl:             Devlet hidematı (hizmetleri) sıhhiyesi ve sıhhi Merciler (1-4.Maddeler)

İkinci Fasıl:                Sıhhat ve İçtimai Muavenet teşkilatı (5-9. Maddeler)

Üçüncü Fasıl:           Yüksek Sıhhat Şûrası (10-17. Maddeler)

Dördüncü Fasıl:       Vilayet Hususi İdareleri ve Belediyeler (18-22.Maddeler)

Beşinci Fasıl:            Vilayetler ve kazalar umumi hıfzıssıhha meclisleri (23-28.Maddeler)

İkinci Bap (Bölüm): Sâri (Bulaşıcı) ve salgın hastalıklarla mücadele

Birinci Fasıl:             Hudutlar ve sahiller sıhhi müdafaası (29-56. Maddeler

İkinci Fasıl:                Memleket dâhilinde sâri (bulaşıcı) ve salgın hastalıklarla mücadele (57-96. Maddeler)

Üçüncü Fasıl:            Sıtma ile mücadele

Dördüncü Fasıl:       Trahom ile mücadele (97-102. Maddeler)

Beşinci Fasıl:            Zührevi hastalıklarla mücadele (103-112. Maddeler)

 Altıncı Fasıl:             Veremle mücadele (113-121. Maddeler)

Yedinci Fasıl:            Geçen fasıllar arasında müşterek hükümler  (122-127. Maddeler)

Üçüncü Bap (Bölüm): Umumi kadınlar hakkında ahkâm (128-132. Maddeler)

Dördüncü Bap (Bölüm): Muhacerete ait sıhhi işler (133-138. Maddeler)

Beşinci Bap (Bölüm): Gemiler, demiryolları ve sair nakliyat vasıtaları sıhhi işleri (139-150. Maddeler)

Altıncı Bap (Bölüm): Çocuk hıfzıssıhhası

Birinci Fasıl:              Çocukluk ve gençlik koruması (151-169. Maddeler)

İkinci Fasıl:                Süt hakkında (170-172. Maddeler)

Yedinci Bap (Bölüm): İşçiler hıfzıssıhhası (173-180. Maddeler)

Sekizinci Bap (Bölüm): Yenilecek ve içilecek şeyler ile kullanılacak bazı maddeler (181-199. Maddeler)

Dokuzuncu Bap (Bölüm): Maden suları ve kaplıcalar (200-210. Maddeler)

Onuncu Bap (Bölüm): Mezarlıklar, ölülerin defni, mezardan çıkarılması ve nakli

Birinci Fasıl:              Mezarlıklar ve ölülerin defni (211-226. Maddeler)

İkinci Fasıl:                Ölülerin çıkarılması ve nakli (227-234. Maddeler)

On Birinci Bap (Bölüm): Şehir ve kasabalar hıfzıssıhhası

Birinci Fasıl:              İçilecek ve kullanılacak sular  (235-243. Maddeler)

İkinci Fasıl:                Mecralar ve müzahrefat imhası  (244-249. Maddeler)

Üçüncü Fasıl:            Meskenler (250-257. Maddeler)

Dördüncü Fasıl:       Hanlar, oteller ve umumi mahaller (258-261. Maddeler)

Beşinci Fasıl:            Yeni tesis olunacak veya tevsi edilecek şehir ve kasabalar (262-267. Maddeler)

On İkinci Bap (Bölüm): Gayrisıhhi müesseseler (268-275. Maddeler)

On Üçüncü Bap (Bölüm): Sıhhi istatistik ve coğrafya ve propaganda (276-281. Maddeler)

On Dördüncü Bap (Bölüm): Ceza hükümleri (282-302. Maddeler)

On Beşinci Bap (Bölüm): Umumi hükümler (303-309. Maddeler

Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nun Tam Metni (24 Nisan 1930 tarih – 1593 sayı)

Uluslararasu Sağlık Tüzüğü

Kaynaklar:  

1. 1593 Sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu

2. Demir Müslim, Umumi Hıfzıssıhha Kanunu Üzerine Bir İnceleme Çalışma ve Toplum Ekonomi ve Hukuk Dergisi, Yıl:2019Cilt: 3 Sayı: 62 Sayfa Aralığı: 2015 – 2030

3. TBMM, Zabıt Ceridesi, 2018

4. Frik, Feridun, Türkiye Cumhuriyetinde Tıp ve Hıfzıssıhha Hareketleri (1923-1938). Universum Basım Evi, Bayer Leverkusen-Almanya 1938. S.20

5. Türkeri Sedat, Sosyal Hizmet ve Eğitim Uzmanı, Çocukların Korunmasında Bir Hukuk Abidesi “1593 – Çocuk Hıfzıssıhhası” Makalesi 29.12.2017

6. Okyay Pınar, Prof. Dr., Sunuş Yazısı, Umumi Hıfzıssıhha Kanunu için Kılavuz, HASUDER Yayını, Doç. Dr. Cavit Işık Yavuz, Online Kitap, 2019

7. Yavuz Cavit Işık, Doç. Dr., Önsöz, Umumi Hıfzıssıhha Kanunu için Kılavuz, HASUDER Yayını, Online Kitap, 2019

8. Dünya Sağlık Haberleri web sitesi, https://www.healthworldnews.net/covid-19-salgini-mayis-2022-degerlendirme-raporu/ Erişim tarihi: 16.10.2022

9. Metin Bekir, “Küresel Salgın Hastalıklar ve Uluslararası Sağlık Örgütlenmeleri – Dünya Sağlık Örgütü ve Türkiye İlişkileri” Kitabı, Palme Yayınevi, Ankara, 2022

Not: Buradaki bilgi ve belgeler kaynak kullanılarak alıntı yapılabilir. Yazının tüm hakları konuyu hazırlayan ve yazan Bekir Metin’e aittir. Bu yazı dizisine 01 Haziran 2022 tarihinde başlandı.

Share This
COMMENTS

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir