
Çanakkale Savaşı, Gelibolu Çıkarması ve Anzaklar…
Avustralya’da her Nisan Ayının 25’inde, ANZAC Parade denilen tören alanında bir tören yapılır. Bu alanda, bir Atatürk büstü ve altında Atatürk’ün 1934 yılında Gelibolu da söyledikleri yazılıdır;

”Bu memleketin toprakları üstünde kanlarını döken kahramanlar… Burada bir dost Ülkenin toprağındasınız. Huzur ve sükûn içinde uyuyunuz. Sizler, Mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız.
Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar, gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız, bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat uyuyacaklardır. Onlar, bu toprakta canlarını verdikten sonra, artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.”
Her yıl, 25 Nisan da; Çanakkale’ye gelen yüzlerce Avustralyalının katılımı ile bir tören de Gelibolu da yapılır. İngilizlerin, Avustralya’dan getirip, Çanakkale Savaşların da kırdırdıkları Anzakları anmak için. Avustralya nire, Çanakkale nire? Hiç unutulmaması için!
Çanakkale Savaşları, bir günlük bir savaş değil.. En hararetli 3 safhası var. 19 Şubat 1915’te başlamış, 18 Mart’ta Deniz Harekâtı ile devam etmiş ve 1915 yılı 25 Nisan günü başlatılan Kara Harekâtından sonuç alınamaması üzerine, 9 Ocak 1916 da sona ermiştir.
O güçler, Çanakkale’den geçememeleri sonucu, İstanbul’a ve Karadeniz’e çıkamamışlar ve belki Bolşevik Devrimine karşı Rus Çarına yardım edememişlerdir!
Bu savaşlar da ağırlıklı İstanbul, Marmara, Trakya, Ege ve Anadolu’nun okuyan Türk çocukları, ben diyeyim yüz elli bin eğitimli genç, siz deyin iki yüz bin, şehit olmuştur! Öyle ki; ertesi yıl Tıbbıye-i Şahane son sınıf öğrencisi olamadığı için mezun verememiştir.
Bu gün o savaşları yaşayan kimse yaşamıyor!… Okuduğuma göre, bizden son gazi, Eskişehirli Yakup Satar’ı 2 Nisan 2008’de 110 yaşında yitirdik!
Çanakkale’de bize karşı savaşan son ANZAC Alec Campbell’in 2002’de öldüğünü gazeteler yazdı! Şehitlerimize Allahtan rahmet diliyorum, mekânları Cennet olsun! Karşı taraftan ölen kişiler de dinlerince, dinlensinler!
Artık, bu savaşları yaşamış, acılarını çekmiş kişiler yok! Bu savaşların öyküleri yalnız kitaplarda!
İngilizler, sömürgeleri Avustralya’dan Anzak’ları Çanakkale’ye getirip, kırdırdılar! Bunu Avustralya da yaşayanlar hiç unutmak istemediler.
Oralar da, her 25 Nisan çıkartma günü, Anzak Günü olarak anılıyor ve muhakkak “Waltzing Matilda” şarkısı çalınıyor, söyleniyor.
Bu şarkıda, Anzak Koyu çıkartmasına gönderme yapılıyor; “Gezginci bir gencin nasıl asker edilip savaş cehennemine sürüldüğünü ve bacağını kaybettikten sonra dönüşünde kahraman olarak karşılanmakla beraber, zamanla unutulup gittiğini ve masum yaşamların nasıl kullanılıp, bir kenara atıldığı” anlatılıyor.
Şarkının bir yerinde şöyle diyor:
“For to hump tent and pegs, a man needs both legs.
No more waltzing Matilda for me”
(Bir çadır kurmak için insanın iki bacağı olmalı, ben artık “Matilda” mı gezdiremem)
Şarkının cehennemi anlattığı kısım ise şöyle:
Johnny Turk, he was ready, he primed himself well
He rained us with bullets, and he showered us with shell
And in five minutes flat, we were all blown to hell
He nearly blew us back home to Australia
And the band played Waltzing Matilda
When we stopped to bury our slain
Well we buried ours and the Turks buried theirs
Then it started all over again
(Mehmetçik hazırdı, kendini iyi savunuyordu. Bize mermiler yağdırdı, bombalarla yıkadı ve beş dakikacık içinde hepimizi cehenneme yolladı. Nerdeyse Avustralya’ya kadar uçurdu bizi.
Ve bando “Waltzing Matilda”yı çalıyordu, biz ölülerimizi gömmek için durduğumuzda. Biz bizimkileri gömüyorduk, onlar da kendi ölülerini.
Sonra her şey yeniden başlıyordu)
Burada sözü Ergenekon KURT kardeşime bırakıyorum;
Bu parça, Avustralya da, ANZAC günü olarak kabul edilen (çıkartma günü) 25 Nisan’da mutlaka çalınır oldu!
Mayıs 2001 de de “Tüm zamanların en önemli ilk 30 şarkısı” içindeydi! Avustralya Devleti 1987’de, Eric Bogle’a bu parça nedeniyle üstün hizmet nişanı verdi.
Peki, böyle bir kahramanlık tarihinden, nasıl olup da bir savaş karşıtı öyküye geçilmişti?
Bunun yanıtını da gene Atatürk vermiştir; “Millet hayatı tehlikeye düşmeyince, harp bir cinayettir.”
Yazar Av. Önder Limoncuoğlu, İzmir, 25 Nisan 2021, Güncelleme: 25 Nisan 2022, Güncelleme: 18 Mart 2025