
COP29, “İnsan Kaynaklı İklim Kriziyle Mücadele” için trilyonlarca dolar sağlanacak mı?
Foto: UNFCCC-Kiara Değeri-Azerbaycan’ın Bakü kentinde düzenlenen COP29’daki katılımcılar, iklim girişimlerinin finanse edilmesini savunuyor.
BM iklim müzakerelerinin son turu olan COP29, geçtiğimiz 11 Kasım 2024 Pazartesi günü Azerbaycan’ın Bakü kentinde, orman yangınlarından yıkıcı sellere ve kasırgalara kadar gezegenin hemen her köşesini vuran, çok sayıda aşırı sıcaklık rekoru kıran ve iklim kaynaklı yaygın kaosun görüldüğü bir yılın ardından açıldı.
Bu yılki konferansın ana hedefi, savunmasız ülkelerin iklim etkilerini azaltma ve bunlara uyum sağlamalarına yardımcı olmak için mali taahhütlerde önemli bir artış sağlamak ve bu konferansa “iklim finansmanı COP’u” adı verildi.
Ülkeler yeni bir iklim finansmanı hedefi konusunda anlaşabilir mi?
BM’nin başlıca iklim bilimi organı olan Hükümetler arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC), küresel ısınmanın artan hızı hakkında giderek daha da vahim uyarılarda bulundu. Sıcaklık artışını sanayi öncesi seviyelerin 1,5°C üzerinde sınırlamak için temiz enerji teknolojilerine, altyapıya ve uyum önlemlerine önemli yatırımlar yapılması gerekiyor.
Gelişmekte olan ülkeler, özellikle küçük ada ülkeleri ve en az gelişmiş ülkeler, deniz seviyesinin yükselmesi, aşırı hava olayları ve kuraklık gibi iklim etkilerine karşı orantısız bir şekilde savunmasızdır. Dayanıklılık oluşturmak, düşük karbonlu ekonomilere geçiş yapmak ve kayıp ve hasarı telafi etmek için önemli finansal desteğe ihtiyaç duyarlar.
G20 için bir uyarı
Liderlerin önümüzdeki haftaki Gelişmiş Ülkeler (G20) Zirvesi için Brezilya’ya doğru yola çıkmasıyla birlikte gelen orta noktada, Bakü’deki COP29’da her zaman çetrefilli olan para konusuyla ilgili gece gündüz süren müzakerelerin yavaş ilerlediği bildiriliyor. Gelişmekte olan ülkelerden gelen delegeler, kayıp ve hasar için yeni fonlama ve hızlandırılmış temiz enerji hedefleri konusunda daha fazla ve daha hızlı ilerleme çağrısında bulunuyor.
BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin (UNFCCC) yıllık Taraflar Konferansı toplantılarını düzenleyen Yürütme Sekreteri Simon Stiell, G20 liderlerine Rio de Janeiro’ya hareket etmeden önce 16 Kasım 2024 cumartesi günü erken saatlerde bir mesaj verdi:
“[UNFCCC süreci] dışındaki iklim finansmanı ilerlemesi de aynı derecede önemlidir ve G20’nin rolü misyon açısından kritiktir… Gelecek haftaki [G20] Zirvesi, küresel çapta kristal netliğinde sinyaller göndermelidir. Daha fazla hibe ve imtiyazlı finansmanın mevcut olacağı; çok taraflı kalkınma bankalarının daha fazla reformunun en önemli öncelik olduğu ve G20 hükümetlerinin- hissedarları ve görev yöneticileri olarak- daha fazla reform için baskı yapmaya devam edeceği ifade edildi.
Son olarak COP 29 Yürütme Sekreteri Simon Stiell, “Çalkantılı zamanlarda ve parçalanan bir dünyada, G20 Liderleri, uluslararası iş birliğinin hala insanlığın küresel ısınmadan kurtulmak için sahip olduğu en iyi ve tek şans olduğunu yüksek sesle ve net bir şekilde belirtmelidir. Başka bir yol yok” dedi.
Hafta başında Sayın Stiel, riskler hakkında sert bir değerlendirme yapmıştı: Kötüleşen iklim değişikliği ve bunun yol açtığı sosyoekonomik hasar, “milyarlarca insanın hükümetlerinin küresel iklim finansmanı hedefi olmadan COP29’dan ayrılmasını göze alamayacağı” anlamına geliyor.
Simon Stiell “Bu yüzden, buradaki ve başkentlerdeki liderler için- güçlü bir sonuç seti beklediğinizi açıkça belirtin. Müzakerecilerinize söyleyin- poz vermeyi bırakın- ve doğrudan ortak zemin bulmaya geçin” dedi.
BM Genel Sekreteri António Guterres, 12 Kasım 2024 Salı günü Dünya Liderleri İklim Eylem Zirvesi’ndeki açılış konuşmasında, 2024’ün “iklim tahribatında bir ustalık sınıfı” olduğunu söyledi. İklim finansmanının krizin ele alınmasındaki kritik rolünü vurguladı: “Dünya ödemeli, yoksa insanlık bedelini ödeyecek… İklim finansmanı hayırseverlik değil, bir yatırımdır. İklim eylemi isteğe bağlı değil, bir zorunluluktur” dedi.
Sayın Stiell: “İklim finansmanının bir hayır işi olduğu fikrinden vazgeçelim. İddialı yeni bir iklim finansmanı hedefi, en büyük ve en zengin olanlar da dahil olmak üzere her bir ülkenin tamamen kendi çıkarınadır” ifadesinde bulundu.
Kaynak: BM Haberleri, Azerbaycan-Bakü, 16 Kasım 2024