Yazı Dizisi 11. Cumhuriyet’in İlk Sağlık Bakanı Dr. Refik Saydam ile başlayan Sağlık Reformları
Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Politikaları ve Hizmetleri
Türkiye Büyük Millet Meclisi İcra Vekillerinin Suret-i İntihabına Dair, 2 Mayıs 1920 tarih ve 3. Sayılı Kanun’un ilk maddesi ile içinde Sıhhiye ve Muavenet-i İçtimaiye Vekâletinin de (Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı) bulunduğu 11 Bakan’dan oluşan Bakanlar Kurulu ile kurulmuştur. İcra Vekilleri Heyeti Reisi (Başbakan)Mustafa Kemal olurken Dr. Adnan Adıvar Sağlık Bakanlığına atanmıştır (73).
1920-1938 yılları arasında birçok alanda yeni düzenlemeler yapılmıştır. O dönemin koşulları dikkate alındığında bu düzenlemelerin yapılmasındaki amaç;
- Savaş sonrası sorunların çözülmesi,
- Nitelik ve nicelik açısından sağlık personelinin desteklenmesi,
- Merkezden köylere doğru bir yapılanma tesisi,
- Koruyucu sağlık hizmetlerinin yaygınlaştırılmasıdır.
Bu dönemde başlatılan özellikle sıtma başta olmak üzere, sifilis, trahom gibi bulaşıcı hastalıklarla ilgili olarak gerçekleştirilen dikey örgütlenme bugün de devam etmektedir.
TBMM Hükümeti Döneminde Sağlık Hizmetleri (1921-1923)
Kurtuluş Savaşı sonrası başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Cumhuriyeti kuranlar, sağlık hizmetlerini halka ulaştırmayı üzerlerine düşen en önemli ödevlerden biri olarak kabul etmişlerdir. Atatürk, savaş sonrası Türkiye’sinde, ülkenin sağlık koşullarını umduklarından daha kötü olarak bulduklarını söylemiştir.
TBMM Hükümeti’nin kuruluşundan bir gün önce 2 Mayıs 1920 tarihinde 3 Sayılı Yasa ile kabul edilen Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekâleti (Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı) kurulmuştur. Ülkemizde o tarihlerde Sağlık Bakanlığı’nın kurulması Dünya’daki ilk önemli örneklerden birisidir. İlk Meclis, sağlık hizmetlerinin ülkenin kurtuluşundan sonra çözüme kavuşturulması gereken ilk amaçlardan biri olarak kabul etmiştir.
TBMM Hükümeti’nin ilk Sağlık Bakanı Dr. Adnan Adıvar’dır. Bakanlık görevine 3 Mayıs 1920 tarihinde atanmış olan Dr. Adıvar görevine bir Sağlık memuru ile birlikte Ulus’ta İçişleri Bakanlığının bir odasında göreve başlamışlardır. 10 ay Bakanlık görevden sonra ikinci Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı 10 Ekim 1921 tarihinde Dr. Refik Saydam olmuştur. 9,5 ay süren Dr. Saydam’ın görevinden sonra yerine bir yıl 10 ay görev yapacak olan üçüncü Bakan olarak Dr. Rıza Nur atanmıştır.
Türkiye’nin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk, 1922 yılında yaptığı bir konuşmada; “Sağlık ve sosyal yardım konularında izlediğimiz amaç şudur; Milletimizin sağlığının korunması ve kuvvetlendirilmesi, ölümüm azaltılması, nüfusun arttırılması, bulaşıcı ve salgın hastalıkların etkisiz hale getirilmesi, bu yolla millet bireylerinin dinç ve çalışmaya yetenekli bir halde sağlıklı vücutlar olarak yetiştirilmesi…” demiştir.
Mustafa Kemal Atatürk bir başka konuşmasında da “Türk milletinin sağlığı ve sağlamlığı her zaman üzerinde dikkatle durulacak milli meselemizdir.” demiştir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti Dönemi bir derlenme, toparlanma dönemidir. Koruyucu sağlık hizmetlerine büyük önem verilmiştir.
Cumhuriyet ilanı sonrası Dr. Refik Saydam Dönemi (1923-1937)
Cumhuriyetin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk’ün sağlık alanındaki ilke ve politikalarının en büyük destekçisi ve uygulayıcısı Dr. Refik Saydam’dır. Aynı zamanda bir teknokrat olan Dr. Saydam, sağlık hizmetlerinin gerçek mimarıdır.
Dr. Refik Saydam (10 Mart – 20 Aralık 1921; 30 Ekim 1923-21 Kasım 1924 ve 4 Mart 1925-25 Ekim 1937 tarihleri arasında) üç dönemde toplam 14.5 yıl Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı yapmış olup; Koruyucu sağlık, halk sağlığı ve toplum sağlığı kavramlarını ülkemize getiren Sağlık Bakanı olarak bilinmektedir.
Cumhuriyetin kurulmasıyla ilk Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı olan Dr. Refik Saydam döneminde (30 Ekim 1923’te; 560 Hekim, 554 sağlık memuru, 136 Ebe, 69 Hastabakıcı Hemşire, 4 Eczacı vardı. Dr. Saydam’ın vefat ettiği 1942 yılında ise bu sayılar; 1538 Hekim, 1462 Sağlık Memuru, 643 Ebe, 410 Hastabakıcı Hemşire, 138 Eczacı’ ya ulaşmıştır.) insan gücü yetiştirme politikalarına büyük önem verilmiştir.
Dr. Refik Saydam’ın bu politikası 1.Dünya Savaşını takip eden yıllarda sağlık idaresinde dünya ölçüsünde bilimsel ve ilerici bir görüştür. O köylerde belki hasta tedavisi için örgütlenmede çaba gösteremedi ancak sıtma, trahom, frengi ve salgın yapan bulaşıcı hastalıklarla savaşı en uzak köylere kadar götürmek için her türlü imkânı kullanmıştır.
Koruyucu ve Tedavi Edici Sağlık hizmetlerini bir arada ülkeye yayabilmek için büyük uğraş vermiştir. Bu konuda iki yöntem uygulanmıştır.
Dikey Örgütlenme: Bazı salgın ve bulaşıcı hastalıklarla mücadele için Sıtma, Frengi, Trahom, Verem gibi hastalıklara karşı merkezi ve taşra birimleri bulunan özel hizmet örgütleri kurulmuştur. Bu örgütler, Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren işlevlerini yerine başarıyl getirmiştir. 1960’lardan sonra ise bu sistemden yatay örgütlenme sistemine geçilmiştir.
Yatay Örgütlenme: Koruyucu ve tedavi edici genel sağlık hizmetlerinin birlikte sunulduğu yöntemdir. (Entegre Hizmet)
1925 yılında ülkedeki tüm resmi, kurumlardaki hekim sayısı 1631’dir. Bunun yanında 600 de serbest çalışan hekim vardır. O tarihte 74 il ve 326 ilçe bulunmakta İl merkezlerinden 61’inde Sağlık Müdürü görev yapmaktadır. İlçe merkezlerinden 96’sında Hükümet Tabibi bulunmamaktadır. Dr. Refik Saydam döneminin en önemli özelliği, Sağlık Müdürlüğü ve Hükümet Tabipliği dönemidir. Bugünkü Sağlık Teşkilatlanmasının temeli atılmıştır. Koruyucu ve tedavi edici hizmetler bir arada düşünülmüştür.
Dr. Refik Saydam döneminde Sağlık İnsan Gücü Politikası; Tıp Fakülteleri ile Sağlık Bakanlığı arasında ortak işbirliği yapmak, öğrencilere yurtlar açmak ve burs vermektir. Koruyucu Sağlık Hizmetleri politikalarına uygun doktor, sağlık memuru ve hemşire yetiştirmek, mecburi hizmet getirerek ve tüm atanma ve nakilleri Sağlık Bakanlığında toplayarak dağınıklığı önlemiştir.
1930 yılında hizmete açılan Etimesgut Numune Dispanseri hem koruyucu hem de tedavi edici hizmetleri birlikte yürütecek şekilde organize edilmiştir. 1937’den sonra da Sağlık Merkezi adını almıştır. (1934’de Dr. M. Cemalettin Or Başhekimliğe atanır. 1935 yılında 1 yıllığına ABD’ne eğitime gönderilir. Ülkemizdeki taşra-kırsal kesim örgütlenmesinin, Sağlık Merkezi sonra da Sağlık Ocağı Sisteminin temeli bu örnekleme üzerine atılır.)
Dr. Refik Saydam, Türk Sağlık hizmetlerinin gelişmesinde en büyük etkisi olmuş Sağlık Bakandır. Koruyucu Sağlık hizmetlerini ön planda tutmuş, hasta tedavi edici hizmetleri hiçbir zaman hükümetin birincil görevi olarak ele almamıştır. Daha ziyade mahalli idarelere yol gösterici olmayı tercih etmiştir. Bu maksatla Ankara, İstanbul, Sivas, Samsun, Erzurum ve Diyarbakır’da Bakanlığa bağlı Numune Hastaneleri kurmuştur. Belediye ve Özel İdareleri Hastane açmak için de teşvik etmiştir.
Bunlara ek olarak Dr. Refik Saydam döneminde ayrıca iki önemli çalışmadan daha söz etmek gerekir. Bunlardan biri Seyyar Tabiplik uygulamasıdır. Her ayın 20 günü köylere ziyaretler gerçekleştirilerek hem koruyucu sağlık hizmetleri yönünden hem de ayaktan tedavi olabilecek hastalarla ilgilenip gerekirse onları bir üst sağlık kurumuna sevk ederlerdi. İlaç ihtiyacı olanlara da gerekli ilaçları verirlerdi. Hekimler 20 günün sonunda çalıştıkları kurumlarına dönerek bölgesindeki durumu Bakanlığa rapor ederlerdi.
1924 yılında 150 İlçe merkezinde 5-10 yataklı Muayene ve Tedavi Evleri (Dispanserler) kurulma kararı alınmıştır. 1933 yılında bunların sayısı 90 civarındadır. Muayene ve tedavi evlerinin sayısı 1936’da 180, 1942’de 200’ü bulur. 1950 de ise 300 civarındadır. Bu tarihten sonra yeniler açılmaz.
Sonuç olarak; Cumhuriyet kurulduğunda 1923’te 554 hekim vardı. 1935’te 1625’e ulaştı. 1948‘de doktor sayısı 5000’e yükseldi. 2000 yılında ise hekim sayısı toplam 81.988 (36.854’ü uzman, 45.134’ü pratisyen)’dir. 14.076 diş hekimi, 22.065’i eczacı, 41.695 sağlık memuru, 71.270 hemşire ve 41.231’i ebe ile sağlık insan gücü yetiştirmede önemli mesafeler alınmıştır. 2019 yılı itibariyle toplam hekim sayısı 153.128, diş hekimi 30.615, hemşire+ebe 246.850, eczacı 32.032, sağlık alanında çalışan diğer personel 553.776’dir. Sağlık sektöründeki toplam çalışan sayısı 1.016.401’dır. Ekim 2022 yılı itibariyle 776.662’si Sağlık Bakanlığı bünyesinde olmak üzere, Üniversite ve Özel Sektör kuruluşlarında toplam sağlık çalışanı sayısı 1.358.558’e yükselmiştir.
Dr. Refik Saydam döneminde sağlık alanında önemli temel yasalar çıkarılmıştır. Bunlar;
- Türk Kodeksi Kanunu (1926, 767 sayılı kanun);
- İspençiyari (Eczacılık)ve Tıbbi Müstahzarlar Kanunu (1928, 1262 sayılı kanun);
- Tababatı ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun (1928, 1219 sayılı kanun);
- Umumi Hıfzıssıhha Kanunu (1930, 1593 sayılı kanun);
- Belediye Kanunu (1930, 1590 sayılı kanun);
- Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı Teşkilat Kanunu (1936, 3017 sayılı Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekâleti Teşkilat ve Memurin Kanunu)
- İş Kanunu (1936, 3008 sayılı kanun, 1967 ve 1971’de kanunda değişiklik yapılmıştır. Bu kanunu uygulama Çalışma Bakanlığınındır.) dur.
Ayrıca, Sağlık Hizmetlerinin tek elden yürütülmesi; Koruyucu sağlık hizmetlerini merkezi, tedavi edici hizmetleri yerel yönetimler eliyle vermek; Numune Hastaneleri ve Doğum ve Çocuk Bakımevleri açmakta hizmetleri arasındadır.
Mustafa Kemal Atatürk’ün, 10 Kasım 1938’de ölümünden sonra ikinci Cumhurbaşkanı olarak seçilen İsmet İnönü döneminde kurulan ilk Hükümetin (Celal Bayar Hükümeti) İçişleri Bakanlığına Dr. Refik Saydam getirildi. Celal Bayar’ın, 25 Ocak 1939’da Başbakanlık’tan istifa etmesi üzerine Cumhurbaşkanı İsmet İnönü tarafından yeni hükümetin kurulma görevini Dr. Refik Saydam’a verdi. Dr. Refik Saydam 25 Ocak 1939 tarihinde Başbakan oldu.
Dr. Refik Saydam’ın Başbakanlığı, II. Dünya Savaşı sancılarının ve ekonomik buhranların ülkeleri sardığı, savaşın sınırlarımıza kadar geldiği yıllara rastladı. 3 yılı aşan Başbakanlığı döneminde (1939-1942) de aynı feragat, sabır ve ciddiyetle çalıştı.
Türkiye savaşa girmemekle beraber ülkede sağlık durumunun bozulması söz konusudur. Refik Saydam döneminin izleri bu dönemde de etkisini sürdürmektedir. Önemli yasaların çıkarılması bu dönemde de sürmüştür.
Başbakan Refik Saydam, 1942 yılı Temmuz ayının ilk haftası içinde, bazı sorunları çözmek amacıyla İstanbul’a gitti. 7 Temmuz 1942 tarihinde toplanan Belediye Meclisinde yapılan toplantıya katılarak dilek ve şikâyetleri dinledi. O günün gecesi Perapalas Otelinde saat 23.45’te kalp bölgesinde hissettiği gayet şiddetli bir ağrı ile uyandı ve müdahale edilemeden gece yarısı saat 00.40’da vefat etti.
Dizinin 12. Yazısı: Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye’de Misyonerlik Çalışmaları
Yazan ve yayına hazırlayan Bekir Metin, Ankara, 15 Aralık 2022
Kaynak:
Metin Bekir, “Küresel Salgın Hastalıklar ve Uluslararası Sağlık Örgütlenmeleri – Dünya Sağlık Örgütü ve Türkiye İlişkileri”, Palme Yayınevi, Ankara, 2022, S. 328-331
Not: Buradaki bilgi ve belgeler kaynak kullanılarak alıntı yapılabilir. Yazının tüm hakları konuyu hazırlayan ve yazan Bekir Metin’e aittir. Bu yazı dizisine 01 Haziran 2022 tarihinde başlandı.