DSÖ: ”COVID-19 vakaları yedi haftadır düşüşte, ancak ölümler daha yavaş düşüyor”
DSÖ'ne bildirilen yeni COVID-19 vakalarının sayısı üst üste yedi haftadır düşüyor.
BM sağlık kuruluşu Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ)’ bildirilen yeni COVID-19 vakalarının sayısı, üst düzey bir yetkilinin “salgında sırasında şimdiye kadarki en uzun haftalık düşüş dizisi” olarak adlandırdığı şekilde, üst üste yedi haftadır düşüyor.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus Cenevre’deki gazetecilere verdiği demeçte, haftalık vakalar Şubat ayından bu yana en düşük seviyedeyken, “ölümler o kadar hızlı düşmüyor” dedi.
Geçen hafta bildirilen ölümlerin sayısı önceki haftaya benziyordu ve küresel düşüş, birçok ülkede vaka ve ölümlerde endişe verici bir artışı maskeliyor” dedi.
Afrika’da artış
DSÖ Genel Direktörü kritik hastalar için aşı, teşhis ve oksijen kaynaklarına en az erişimin olduğu Afrika’daki hızlı bir artışın “özellikle endişe verici” olduğunu söyledi.
Lancet Tıp Dergisi’nin yakın tarihli bir araştırması, diğer bölgelerin çoğundan daha az bildirilen vakaya rağmen, kıtanın kritik durumdaki COVID-19 hastaları arasında en yüksek ölüm oranına sahip olduğunu gösterdi
Kanıtlar, yeni varyantların küresel olarak iletimi önemli ölçüde artırdığını gösteriyor. ”Bu, dünya nüfusunun çoğunluğunu oluşturan korunmayan insanlar için risklerin arttığı anlamına geliyor.”
Önde gelen ülkeler adım atmalı
DSÖ’ye göre. virüs, küresel aşı dağıtımlarından daha hızlı hareket ediyor.
Tedros, “Cumartesi günü G7 Zirvesi’nde, pandemiyi sona erdirmek için ortak hedefimizin, G7 gelecek yıl Almanya’da tekrar toplandığında dünya nüfusunun en az yüzde 70’ini aşılamak olması gerektiğini söyledim” dedi.
G7 hükümetler arası grubunun ve G20’nin önde gelen sanayileşmiş ülkelerinin ihtiyaç duyulan 11 milyar dozu sağlama kapasitesine sahip olduğunu ve “bunu gerçekleştirmesi” gerektiğini söyledi.
Tedros, ayrıca G7’nin DSÖ’ye verdiği desteği, ACT Hızlandırıcısını ve pandemiye hazırlık konusunda önerilen bir anlaşmanın yanı sıra, başta BM destekli COVAX adil erişim girişimi aracılığıyla daha az varlıklı ülkeler için 870 milyon doz aşı duyurusunu memnuniyetle karşıladı.
BM yetkilisi, “Büyük bir yardıma… daha fazlasına ve daha hızlısına ihtiyacımız var” dedi ve her gün 10 binden fazla canın kaybedildiğine dikkat çekerek, “Yalnızca bu basın toplantısında 420’den fazla insan hayatını kaybedecek” dedi.
Aşı aciliyeti
DSÖ Genel Direktörü, toplulukların aşılara “gelecek yıl değil, şimdi ihtiyacı olduğunu” söyledi. Direktör, sağlık çalışanlarına ve en fazla risk altında olanlara öncelik vererek, “doğru yerlerde, doğru insanlar için kullanılırsa” küresel olarak bulaşmayı azaltmak ve hayat kurtarmak için yeterli aşı dozu olduğunu belirtti.
G7 ülkelerindeki yüksek aşılama oranları, COVID vakalarını ve ölümlerini neredeyse rekor seviyelere indirmeye yardımcı olurken, çoğu Devlet hala COVID-19’u uzak tutmak için yalnızca halk sağlığı ve sosyal önlemlere güveniyor. Bununla birlikte, yeni ve daha bulaşıcı varyantlar, düşük aşılama alanlarında daha sıkı önlemler anlamına geliyor.
Aşıların açık ve ölçülebilir bir etkisi olsa da, ülkeler bir dizi farklı yöntem kullandığından halk sağlığı ve sosyal önlemleri değerlendirmek daha zor.
DSÖ Genel Direktörü, “Her bir önlemin kesin etkisini çözmek zor olabilir” dedi. Ayrıca etkililik, nüfusun bağlılık düzeyine ve Hükümetin destek taahhüdüne bağlıdır. Önemli olan önlemin kendisi değil, nasıl ve ne zaman uygulandığıdır” dedi.
Yeni çalışma grubu
DSÖ Genel Direktörüne göre, ”tüm ülkeler sosyal etkiyi en aza indirirken halk sağlığı yararını en üst düzeye çıkarmak için önlemler almayı hedeflemeli.”
Tedros, Halk sağlığı ve sosyal önlemlerin kanıta dayalı etkinliğini artırmak için, DSÖ’nün hangi yöntemlerin kullanıldığı ve bunların uygulanma düzeyi hakkında küresel olarak veri topladığını açıkladı.
Genel Direktör Tedros. “Ayrıca halk sağlığı ve sosyal önlemlerin bulaşma üzerindeki etkisini değerlendirmek için birkaç ülke ve modelleme grubuyla birlikte çalışıyoruz ve DSÖ yeni bir çalışma grubu kurdu… COVID-19 sırasında halk sağlığı ve sosyal önlemlerin etkisini incelemek ve diğer sağlık acil durumları” dedi
Ayrıca, Dünya Kan Bağışı Günü’nü kutlayan BM yetkilisi, pandemi boyunca dünyanın dört bir yanındaki bağışçıların başkalarına kan “ve yaşam armağanı” verdiğini kaydetti. Bu yıl, “Kan ver ve dünyayı ayakta tut” mesajıyla gençlerin şimdi ve gelecekte güvenli ve yeterli kan tedarikini desteklemedeki rolünü vurguluyor.