DSÖ, Önümüzdeki 10 Yıl İçin Acil Sağlık Sorunlarını Açıkladı.

DSÖ, Önümüzdeki 10 Yıl İçin Acil Sağlık Sorunlarını Açıkladı.

Dünya Sağlık Örgütü uzmanları 13 Ocak 2020 tarihinde gelecekteki on yılda sağlık hizmetleri açısından hangi sorunların öncelikli olarak ele alınması gerektiği konusundaki çalışmalarını 13 başlık altında açıkladılar.

  1. İklim değişikliği tartışmaları sürerken sağlığı geliştirmek (Elevating halth in the climate debate):

Küresel ısınma (iklim krizi) bir halk sağlığı sorunudur. Dünyada her yıl 7 milyon kişi hava kirliliği nedeniyle ölmektedir. İklim değişikliği aşırı hava olaylarına neden olmakta, yetersiz beslenmeyi şiddetlendirmekte, sıtma gibi bulaşıcı hastalıkların yayılmasını körüklemekte, koroner hastalıklar, inme, akciğer kanseri, KOAH gibi hastalıkları tetiklemektedir. Bütün sektörler (kamu ve özel) elbirliği içinde iklim değişikliğinin kötü sonuçlarını engellemeye çalışmalıdırlar.

  1. Çatışma ve kriz ortamında sağlık hizmetleri (Delivering health in conflict and crisis):

2018 yılında görülen hastalık salgınlarının çoğu uzun süren çatışmaların yaşandığı ülkelerde görüldü. Ayrıca sağlık çalışanlarını rahatsız edici olaylar da bu ülkelerde ortaya çıktı. 2019 yılında çatışmaların en yoğun olduğu 11 ülkede 978 olay oldu ve 193 sağlık çalışanı yaşamını yitirdi; on milyonlarca insan kendi evlerini terk ederek başka yerlere göç etmeye zorlandılar, aylarca, hatta yıllarca sağlık hizmetlerinden mahrum kaldılar. Bu olumsuzlukların acilen politik olarak düzeltilmesi ve sağlık çalışanlarının güvenliğinin sağlanması gerekir.

  1. Sağlık hizmetlerini daha adil vermek (Making health care fairer):

Giderek büyüyen ve kalıcı hale gelen sosyal ve ekonomik sorunlar insanların sağlıklarını etkilemekte ve gruplar arasında farlılıkları arttırmaktadır. Zengin ve yoksul ülkeler arasında beklenen yaşam sürelerinde 18 yıl fark vardır. Bu farklılık ülkelerin içindeki bölgeler ve kentler açısından da gözlenmektedir. Gelişmekte olan ülkelerde kanser, KOAH, diyabet gibi bulaşıcı olmayan hastalıklar artmakta ve bu yoksul ülkelerin insan kaynaklarını yurt dışına yönelmektedir. Bu sorunlarla mücadele amacıyla DSÖ ana ve çocuk sağlığı, beslenme, toplumsal cinsiyet ayrımcılığı, ruh sağlığı, sağlıklı su sağlanması ve sanitasyon konularında çaba göstermekte ve söz konusu ülkeleri, kendi kaynaklarının en az yüzde 1 kadarını temel sağlık hizmetleri için harcamaya teşvik etmektedir.

  1. İlaçlara ulaşımı arttırmak (Expanding Access to medicines):

Dünya nüfusunun yaklaşık üçte biri ilaçlara, aşılara, teşhis olanaklarına ve diğer temel sağlık gereçlerine erişememektedir. Bu sorun kişilerin sağlığını ve yaşamlarını tehdit etmektedir. Gelişmekte olan ülkelerin bu konudaki kapasitelerinin arttırılması ve ilaç ve sağlık araç ve gereç standartlarının yükseltilmesi gerekir.

  1. Bulaşıcı hastalıkları durdurmak (Stoping infectious diseases):

Tüberküloz, viral hepatit, sıtma, cinsel yolla bulaşan hastalıklar ve tropikal hastalıklar 2020 yılında tahminen 4 milyon kişinin ölmesine yol açmıştır. Bu arada, 2019 yılında çoğu çocuk olan 140.000 kişi kızamık nedeniyle yaşamını yitirdi. Kızamık sorunu henüz sona ermedi, devam ediyor. Çocuk felci eradikasyonun eşiğine çok yaklaşmışken 2014 yılından buyana 156 vahşi polivirüs vakası görüldü. Kuşkusuz bu sorunun temel nedeni söz konusu ülkelerdeki sağlık sistemlerinde görülen zayıflıklardır. O nedenle, bu ülkelerdeki sistemlerin güçlendirilmesi ve özellikle bağışıklık hizmetlerinin geliştirilmesi gerekir.

  1. Salgınlara hazırlıklı olma (Preparing for epidemics):

Dünyada salgınlar, doğal afetler ve diğer acil durumların önlenmesi için harcanan paradan çok daha fazlası bu durumların sonucunda ortaya çıkan sağlık sorunlarının tedavileri için harcanmaktadır. Her an birçok insanın bağışık olmadığı bir virüs -büyük olasılıkla bir tür grip -pandemisi görülebilir. Sorun, bir başka pandeminin oluşmasından çok, ne zaman görülebileceği, ne kadar hızlı yayılacağı ve kaç milyon kişinin tehdit altında olacağıdır. Nitekim iklim değişikliği nedeniyle sivrisineklerin yeni bölgelere yayılması sonucunda dank humması, sıtma, zika virüsü ve sarıhumma gibi vektörlerle bulaşan hastalıklar artış eğilimindedir. Bu hastalıklara karşı hazırlıklı olmak için söz konusu hastalıkların görülme sıklıklarının izlenmesi, bu konuda araştırmalar yapılması ve sağlık hizmetlerinin altyapısının güçlendirilmesi gerekir.

  1. İnsanları zararlı maddelerden korumak (Protecting people from dangerous products):

Günümüzde dünyada görülen hastalıkların üçte birinden, güvensiz gıda tüketimi ve sağlıksız diyet uygulamaları sorumludur. Açlık ve güvensiz gıda tüketimleri artık bir savaş silahı gibi milyonlarca insanı yok ediyor. İnsanlar şekerli yiyecek ve içecekleri, doymuş yağları ve tuzu aşırı miktarlarda tükettikçe obezite ve diyete bağlı hastalıkların da dünya genelinde artacağı kuşkusuzdur. Diğer yandan, tütün ürünlerinin kullanımı bazı ülkelerde azalmakla birlikte birçok ülkede artmaktadır. Tütüne bağlı risklere bir de e-sigara kullanımı eklenmiştir. Bu sorunlarla baş edebilmek için politikalar geliştirmek gerekir. Bu çabalara gıda maddelerini üreten ve satan özel sektör kuruluşlarının da dâhil edilmeleri kaçınılmazdır.

  1. Sağlığımızı kollayan kişilere yatırım yapma (Investing in the people who defend our health):

Uzun süredir sağlık çalışanların eğitimleri ve özlük hakları için yeterli kaynakların ayrılmaması dünya genelinde sağlık insan gücü yetersizliklerine yol açmıştır. Bu durum sağlık ve sosyal yardım hizmetlerinin sürdürülmesinde sorunlara neden olmaktadır. 2030 yılına kadar dünyada, özellikle yoksul ülkelerde 18 milyon dolayında yeni sağlık çalışanına ihtiyaç olacağı tahmin edilmektedir. Bunların 9 milyon kadarını hemşire ve ebeler oluşturmaktadır. Bu soruna işaret etmek ve ülkeleri söz konusu personelin eğitimleri konusunda teşvik edebilmek için DSÖ 2020 yılını “ebe ve hemşire yılı” olarak ilan etmiştir.

  1. Ergenler için güvenlik (Keeping adolescents safe):

Her yıl 10-19 yaşları arasındaki bir milyondan fazla adölesan ölmektedir. Bu gruptaki ölüm nedenlerinin ilk sıralarını trafik kazaları, HIV, intiharlar, alt solunum yolu enfeksiyonları ve kişiler arası şiddet almaktadır. Alkol, tütün ve uyuşturucu madde kullanımı, fiziksel aktivite yetersizliği, sağlıksız cinsel yaşam ve daha önce kötü muamelelere maruz kalmış olma gibi faktörler bu sorunların altında yatan nedenlerdir. Bu amaçla DSÖ 2020 yılında “ergenlerin gelişmesine yardımcı olmak” (helping adolescents thrive) adı altında sağlık çalışanlarına ve eğitimcilere yönelik bir proje başlatmıştır.

  1. Toplumun güvenini kazanmak (Earning public trust):

Hastaların sağlık hizmetlerine güvenmesi sağlık çalışanlarının önerilerini uygulamalarını yakından etkiler. Günümüzde sosyal medyada yanlış bilgilerin hızla ve kontrolsüz biçimde yayılması kişilerin sağlık hizmetlerine olan güvenini sarsıyor. Nitekim korunulabilir hastalıklardan ölümlerin artmasındaki önemli faktörlerden birisi de sosyal medyada yer alan aşı karşıtlığıdır. Bu durumun önlenmesi temel sağlık hizmetlerin güçlendirilmesi, kişilerin bu hizmetlere kolay ulaşımlarının sağlanması ve sağlık okuryazarlığının arttırılması ile mümkün olabilir.

  1. Yeni teknolojilerden yararlanmak (Harnessing new technologies):

Yeni teknolojiler birçok hastalığın korunması, teşhisi ve tedavisi konularında devrim niteliğinde imkânlar sunuyor. Genetik alanındaki gelişmeler, sentetik biyoloji teknolojileri ve yapay zekâ gibi dijital teknolojiler birçok soruna çare olmakla birlikte baş edilmesi gereken yeni soruları da beraberinde getirmektedir. Yeni teknolojiler daha ayrıntılı bilgilere sahip olmadan kullanılırlarsa yarar yerine zararlı da olabilir. O nedenle, yeni teknolojilerin kullanılmaları hakkında kuralların belirlenmesi ve uygulanmalarının yakından izlenmesi gerekir.

  1. Bizi koruyan ilaçları korumak (Protecting the medicines that protect us):

Hastalık etkenlerinin antibiyotiklere karşı direnç geliştirmeleri antibiyotik öncesi dönemlere dönme konusunda bir tehdittir. Böyle olunca, en basit ve rutin ameliyatlar bile tehlikeli oluyor. İlaçlara karşı direnç sorununun temelinde özellikle antibiyotiklerin reçetesiz ve gelişigüzel kullanımı, kişilerin ilaçlara erişebilmesindeki güçlükler, temiz su, sanitasyon, hijyen ve bulaşıcı hastalıklardan korunma uygulamalarındaki sorunlar yatıyor. Bu sorunun çözümü için özellikle tarım, hayvancılık ve çevre alanındaki sektörlerle işbirliği içinde olunması yanında yeni antibiyotiklerin geliştirilmesi de bir yol olabilir.

  1. Sağlık Hizmetlerinin Temiz Tutulması (Keeping health care clean):

Dünyadaki her dört sağlık kuruluşundan birinde su yoktur. Oysa su, sağlık hizmetleri için vazgeçilemez bir şeydir. Suyun olmaması sanitasyon ve hijyen konusundaki yetersizliklere ve dolayısıyla hastalarda ve sağlık çalışanlarında enfeksiyonların artışına yol açabilir. DSÖ suyun yetersiz olduğu 35 ülkede sağlık kuruluşlarında temizliğin sağlanması için destek programları yürütmektedir.

Kaynaklar:

https://www.who.int/news-room/ (Erişim tarihi: 17 Ocak 2021)

Prof. Dr. Zafer Öztek, Halk Sağlığı Kuramlar ve Uygulamalar Kitabı, Ankara, S.S.Y.Vakfı Yayını, 2020, S.141-143

Share This
NEWER POST
COMMENTS

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir