DSÖ’nün yeni stratejisi, sağlıkla ilgili acil durumlara hızlı yanıtı güçlendirmeyi amaçlıyor.
COVID-19 salgını, iklimle ilgili krizler ve Ukrayna’daki savaş gibi küresel olarak artan sağlık acil durumlarının ortasında, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) 5 Ekim 2022 Çarşamba günü hızlı müdahaleyi güçlendirmek için başlattığı bir girişim duyurdu.
DSÖ Acil Sağlık Ekipleri (EMT) 2030 Stratejisi, 110 ülkeden sağlık çalışanlarını, teknik uzmanları ve uluslararası ortakları 5-7 Ekim 2022 tarihleri arasında bir araya getiren Ermenistan Erivan’daki toplantıda tartışıldı.
Acil Sağlık Ekipleri doktorlar, hemşireler, sağlık görevlileri, destek çalışanları ve lojistikçiler dâhil olmak üzere sağlık uzmanlarını gruplarıdır. Acil bir durumda anında destek sağlamak için eğitilmiş ve hazırdırlar.
Daha güçlü bir ağ
DSÖ’ne bağlı 6 Bölge Ofisinde görev yapan Acil Sağlık Ekip (EMT) Üyelerinden 500’den fazla kişinin anılan toplantıya katıldığı ve güçlü bir ağ oluşturulduğu sağlandı.
DSÖ’nün bu konudaki yeni stratejisi, DSÖ’nün sınıflandırmaları ve standartlarına uygun olarak, etkili ve yüksek performanslı ulusal, yerel ve bölgesel EMT ağının geliştirilmesine devam etme planıdır.
DSÖ Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, 5 Ekim 2022 tarihinde Erivan’da yapılan toplantının açılışında yaptığı konuşmada “Sağlıkta acil durumlara hazırlık ve müdahale için yeni ve daha güçlü bir çalışma yapılırken, Acil Sağlık Ekiplerinin deneyim ve kapasitelerini temel alan, hızla konuşlandırılabilir bir küresel sağlık acil durum birliği hayati önem taşıyacaktır” dedi.
“EMT 2030 stratejisi, her ülkenin ulusal acil durumlara hızlı ve etkili bir şekilde yanıt verme yeteneğine sahip olduğu, savunmasız toplulukları ve ihtiyacı olan diğerlerini desteklemek için bölgesel ve alt bölgesel kapasitelerden yararlandığı bir dünya öngörüyor” dedi.
Pandemiden ders almak
Toplantı aynı zamanda, üçüncü yılında olan pandemi gibi birden fazla acil duruma verilen yanıttan öğrenilen dersleri yansıtma fırsatı da sunuyor.
Küresel kriz, birçok ülkede acil müdahale için özellikle zorlu bir ortam yarattı.
Örneğin, enfeksiyon önleme ve kontrolü ve ciddi solunum yolu enfeksiyonu vakalarının yönetimi konusunda uzmanlaşmış becerilere olan talep artmıştır.
DSÖ Acil Sağlık Ekipleri ağı, 67 ülkede müdahaleyi desteklemek için yaklaşık 200 uluslararası EMT’yi görevlendirdi ve uzman bakım ekiplerinin ulusal kapasiteler oluştururken her iki ülkenin müdahalesini nasıl desteklediğini vurguladı.
İşbirliğinin değeri
DSÖ Avrupa Bölge Direktörü Dr. Hans Kluge, pandemi “yüksek eğitimli bir işgücü ve temel teknoloji ve ekipmana erişim de dâhil olmak üzere ülke içi sağlık acil müdahale kapasitelerinin güçlendirilmesinin önemini gerçekten ortaya koydu” dedi.
Ayrıca, EMT’ler ile Küresel Salgın Uyarısı, Müdahale Ağı ve Hızlı Müdahale Mobil Laboratuvarları gibi diğer DSÖ kuruluşları arasındaki işbirliğinin faydalarının da altını çizmiştir. Bu, EMT’lerin vakaları daha hızlı teşhis etmesini sağlayarak daha hızlı tedavi ve bakıma yol açtı.
Dr. Kluge, “Acil servisleri ve mobil laboratuvarları bir araya getirmek, insani krizler bağlamında da son derece başarılı olduğunu kanıtlayarak, sağlık tesislerinin ve sistemlerinin tehlikeye girdiği alanlarda ve ayrıca ülkelerin birden fazla acil durumla önemli sayıda mülteci aldığı alanlarda sağlık müdahalesini daha etkili hale getiriyor” diye ekledi.
COVID-19: Rapor ruh sağlığı ‘pandemisini’ ortaya koyuyor
DSÖ ve ortakları Çarşamba günü yayınlanan yeni bir raporda, başka bir küresel sağlık gelişmesinde, ülkelerin ruh sağlığını ve sağlık ve bakım çalışanlarının refahını koruma konusunda başarısız olduklarını söyledi.
Çalışma, COVID-19 pandemisinin bu profesyonellerin ruh sağlığı üzerindeki etkisini inceleyerek bunun da bir ‘pandemi’ olduğu konusunda uyarıda bulunuyor.
Ankete katılanların en az dörtte biri anksiyete, depresyon ve tükenmişlik belirtileri bildirdi.
Kadınlar için endişe
Rapor, Katar Vakfı, Dünya Sağlık için İnovasyon Zirvesi (WISH) tarafından DSÖ ile işbirliği içinde yayınlandı.
Kadınlar, gençler ve bağımlı çocukların ebeveynlerinin daha büyük psikolojik sıkıntı riski altında olduğu ifade edildi.
Raporda, kadınların küresel sağlık iş gücünün yüzde 67’sini oluşturması ve sektördeki eşitsiz ücret gibi eşitsizliklere maruz kalması nedeniyle bulgunun önemli olduğu belirtildi.
Daha genç sağlık çalışanları arasında daha yüksek olumsuz ruh sağlığı sonuçları riski de bir endişe kaynağıydı.
DSÖ Sağlık İşgücü Direktörü Jim Campbell, “COVID-19 pandemisinin üçüncü yılında, bu rapor sağlık ve bakım çalışanları arasındaki kaygı, stres ve depresyon düzeylerinin ‘pandemi içinde bir salgın’ haline geldiğini doğrulamaktadır ” dedi.
Rapor, tükenmişliği önleyen, personel refahını artıran ve kaliteli bakımı destekleyen işyeri ortamlarına yatırım yapmak da dâhil olmak üzere hükümetler için 10 politika eylemi içeriyor.