Eflatun
Çocukluğumda, Ankara’nın Kurtuluş semtine oturduğumuz mahallede bizden büyük mahallenin delikanlıları vardı. Onlara saygı gösterirdik. İsimleri hala belleğimde. Ertan Gönen, Eflatun, Fahrettin, Korkut, Şahin ve Doğan. Hepsi de Ankara da, tıp konusunda tahsil yaparak çok değerli insanlar oldu. Bunların içinde Fahrettin atletizm dalında 400 metre engelli de rekor kırıp Avrupa da madalya alan ilk Türk atleti idi. Ertan ve Korkut tıbbiye öğrenciliği yanında, futbol oynayıp Hacettepe takımının önemli isimleri idi.
Mahallemizin ağabeylerinin içinden Dr. Eflatun’u unutmam mümkün değildir. Eflatun ismi bana hep tarihin derinliklerinden gelen bir karakteri çağrıştırır. Biz kendisine Eflatun deriz amma Dünya onu Platon olarak tanır. Platon, MÖ 427 ile 347 arasında yaşadığı söylenir. Esas adı Aristokles olan Eflatun’un vücudu atletik yapıda ve omuzları geniş olduğundan, Yunancada geniş omuzlu insanlara PLATON adı, lakap olarak takıldığı bilinir.
Bu nedenle Platon, Sokrat’ın talebesi olarak, yaşadığı süre içinde, kendi felsefesini topluma aktarmaya çalışan değerli bir düşünürdü. Biz onun yaşadığı çağı, antik Yunan çağı olarak biliriz. Hiç kuşku yoktur ki Platon’un dönemi ve sonrası, felsefe en doruk noktaya erişilmiştir.
Platon aynı zamanda Atina da AKADEMİ adı ile felsefe okulunun kurucusudur. Bu Akademi de yetişen diğer bir düşünür ise ARİSTO’ dur. Hatta Hıristiyanlık ve de İslam dini, Platon’un felsefesinden çok etkilendiği söylenir. O tarihte Atina, Halk Meclisi tarafından yönetilmekteydi. Mecliste insanların ortaya çıkıp boş konuşmalarını, Platon sevmediği için, hep karşı çıkmaktaydı. Platonun döneminde Atina, Pelaponnes savaşları sonunda yenilmiş, Sparta’nın korumasında, Aristokrat bir yönetim ile idare edilmeye başlanmıştı.
Bu aslında Platon’un istediğine tam olarak uymasa da , Atina Halk Meclisinin değişmesini desteklemiş, fakat gelen yönetim tarafından Hocası Sokrat’ın öldürülmesine karşı çıkmıştır. Platon ideal bir devlet mekanizmasını planlamış, fakat bunun yalnız teoride kalmış olması, Platon’u çok üzmüştür.
Platon, Syrakus’lu dostu Dion ile idari felsefe konusunda iyi anlaşırken, Dion, Syrakus’ta hükümdar olur. Ancak dostluk hükümdarlıkla paralel yürümez. Bu nedenle Platon, Atina‘ ya geri dönerken, yolda Aigina’da esir düşer. Onu tanıyan bir felsefeci esaret ücretini öder ve Platonu kurtarır. Atina ya geri dönen Platon toplumdaki insanların tamamının mutlu olacağı bir ‘NOMOİ’ yani yasalar yapıtının temelini atar.
Platon’un felsefesinin ana temelinin beş ana unsuru bulunur. Bunların ilki “BİLGİ” dir. Sonra “İDEALLER” gelir. Bunlardan sonra “RUHUN ÖLÜMSÜZLÜĞÜ”, Platon felsefesinin 3.üncü öğesidir. Bunu, “EVRENİN OLUŞUMU” takip eder. Onu da Cosmogonie ile tanımlar. Sonuncusu da “DEVLET” tir. Eflatun, Sokrat ‘tan edindiği öğretilerle mutlu bir yaşamda, insan için, yetkin bir hayat olmasına inanır. Yetkin bir yaşam, ancak erdemli bir hayatla mümkündür der Platon. Bu nedenle AHLAK vazgeçilmez bir kavramdır.
Birde Platonun MAĞARA alegorisi vardır. Burada idealar arasında hiyerarşik bir yapı görürsünüz. Yapının üstünde İyilik ideası ve bunun temsilcisi Güneş bulunur. Platon duygularının esiri olmadan, düşünerek gerçeğin doğasını bulmaya çalışır. Bunu Platon Mağarası ile tanımlar. Bu, hayali bir mağarada yüzler duvara dönük, zincirlerle bağlı insanlar, duvardaki titrek gölgelere bakarak, gerçeği değil arkalarında yanan ateşin kendi gölgelerinin duvara yansıması olduğunu izah eder. Bu insanlardan biri zinciri kırar ve arkalarına dönüp ateşe bakarak gerçeği görürler, diye izah etmektedir.
Platon birçok şehir krallığı görmüş olduğunu düşünürsek, neyin doğru neyin yanlış olduğunu tefrik edebilme yeteneğine sahip olduğunu kabul edebiliriz. Bu nedenle Eflatun’un, insanın mutluluğunu temel öge olarak alan bir felsefenin sahibi olduğunu anlarız.
Platona göre Demokrasinin temel prensibi, halkın egemenliğidir. Ama milletin kendini yönetecekleri iyi seçebilmesi için yetişkin ve iyi eğitim görmüş olması şarttır der Platon. Halk övülmeyi sever. Onun için güzel sözlü demagoglar, kötü de olsalar, başa geçebilirler. Oy toplamasını bilen herkes, devleti idare edebileceklerini düşünürler. Aslında Demokrasi, bir eğitim işidir. Eğitimsiz kitlelerle demokrasi uygulamasına geçilmeye çalışılırsa, o “OLİGARŞİ” olur. Devam etmekte ısrar edilirse sayısız demagoglar türer. Bu demagoglardan da diktatörler çıkar, diye ikaz eder Platon, her seferinde ve her eserinde.
İnsan yaşamında en önemli konunun, İNSAN ONURU olduğuna inanırım. Onur ise AHLAK ile tanımlanır. İyi ahlaklı insanlarda olmazsa olmaz, birkaç unsur vardır. Ahlaklı insan Yalan Söylemez, Haram Yemez, İftira Atmaz, Kul Hakkına Saygı gösterir, Bilim ve İrfana sahip çıkar, velhasıl Onurlu bir insandır Ahlaklı insan. Din kitabımızda da Bakara suresi 129 ayet, 151 ayet, 172 ayet, 232 ayet, Al-i İmran suresi 77 ayet, 164 ayet, Nisâ suresi 49 ayet, Enfâl suresi 53 ayet, Tevbe suresi 103 ayet, Kehf suresi 19 ayet, 74 ayet, Nur suresi 21 ayet, 28 ayet, 30 ayetlerde insanlara iyi ahlaklı olunması öğütlenir. Hatta aksi davranışta derin azapların var olduğunu söyler bu ayetlerde.
Eflatun yaşasaydı bu yıllarda, birçok teorisinin ne kadar doğruyu yansıttığını örneklerle kanıtlar, sayısız demagogların diktatöre dönüştüğünü ispatlamış olurdu diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.
Yazar Metin Atamer, Ankara, 8 Ağustos 2023