Ekonomi ve Hukuk Bilim Kurulları da Kurulacak mı?
Ne kadar hazin tablolarla akşamı akşam etmekteyiz. Yaklaşık 10 aydır sabah Covid 19’la kalkıyoruz, akşam oluyor Covid 19’la günü bitirmekteyiz. Bu bizim kaderimiz. Bu salgının başlangıcında, çok masum bir düşünce ile salgının yönetimi konusunda, konu ile çok bilgili doktorlardan teşkil edilen ‘Koronavirüs Bilim Kurulu’adı altında ‘pandemi’ yönetiminden sorumlu bir kurulun teşkil edilişini, endişe ile karşılamıştım. Bu kurul, başka konularda da kurul teşkil edilmesine de, bir örnek olur düşüncesi vardı bende. Ancak kurulun tavsiyeleri, sadece tavsiye niteliğinde kalmakta, tavsiyelerin hangilerine uyulmadığını, halkın bilmediğini görmek, toplumu tedirgin etmeye başladı. Gerçek halktan neden saklanır?
Çeşitli şehirlerde bulunan tanıdığım doktorlarla konuştuğumda, televizyonda verilen bilgilerin doğru olmadığını söylediklerinde, çok üzülmüştüm. Sadece bir şehirde Covid 19’dan vefat eden vatandaşların sayısının, Türkiye genelindeki sayının yarısı olduğunu gördüğümde, bir yerde hata olduğuna inanmıştım. Doktorların feryadına Sağlık Bakanı bile bigâne kalmasını esefle karşılamıştım.
Aslında halkla doğru bilgiyi paylaşmayan siyasi iktidar temsilcisi Sağlık Bakanı da, çaresizlik yaşadığını ekranda yüz ifadesinden okumak mümkün. Yapılacak tek şey gerçekleri halkla paylaşmak, verileri çarpıtmadan toplumla paylaşmak, Bilim Kurulunun vermiş olduğu reçeteyi aynen uygulamak, sorunun büyümesine engel olacağına inancımız tamdı.
Hükümet daha başlangıçta 3 adet maskeyi halka dağıtmayı becerememiş, yüzüne gözüne bulaştırmıştı. Kendi yurdum insanını hiç sayıp, başka ülkelere maske yardımı yapmaya kalkmasına ne demeli?
Şimdi ise, bazı ülkelerde geliştirilen Covid 19 aşısından almak için, sözleşme imzalandığı ilan edilmekte. Gelecek aşı miktarını yabancı ajanslardan öğrenmekteyiz. 85 Milyon Türkiye için verilmiş olan aşı siparişi 50 milyon doz. Gelen miktarında sağlık çalışanlarına yapılması planlanmakta. Yani halkım sen biraz daha sabret, ama bu arada vefat edersen, nur içinde yat, kalan sağlar bizim olur, demekte, bu iktidar. Almanya’nın nüfusu Türkiye’ye çok yakın olduğunu bilmekteyiz. Almanya Sağlık Bakanı Jens Spahn’ın verdiği demeçten öğrendiğimiz bir veri, Almanya için 300 milyon doz sipariş verilmiş. Biz de kalkıp Almanya’ya mı gitsek aşılanmak için?
Bir Salgın hastalığın yönetilmesi beceri ister, kararlılık ister, tecrübe ister, doğru karar vermek ister. Bilim, siyasetle yönlendirilemez. Üniversite okumamış, ilim ve irfandan bihaber olanlar, 1100 odalı Saraydan çıkıp sahada gerçeği görmediği müddetçe, ülke yönetiminde doğru kararların alınması mümkün değildir. Türkiye’de halk, hala birçok konuyu bilmemekte. Yahut birçok konuda gerçekler halktan saklanmakta.
İstanbul Atatürk Hava limanı uçak pistinin ortasına yapılan Sahra Hastanesinde kaç doktor, kaç hemşire görev yapmakta ve kaç Covid 19 hastası bu hastanede yatmakta? Hani hava alanı konusunu açılmışken, Saray’ın emrinde kaç uçak olduğunu bilen var mı? Bu konuda birçok tevatür söylenmekte. Ben Esenboğa Hava alanında 13 adet Saray’ın kullandığı uçağı saydım, ancak Meclis Kürsüsünden bir vekil 16 rakamını verdi. Bir gazete haberinde ise 20 uçak olduğu söylenmekte. Burada da gerçek halktan saklanmakta. Bakın bu kadar uçak Almanya’da Şansölye Merkel’in emrinde yok. Hele Amerika Başkanı 2 adet 747 uçak kullanmakta. Ancak bu iki uçak da Amerikan Hava Kuvvetlerinin envanterinde.
Sizde benim ekranlarından duyduklarımı, duyduğunuzu ümit etmekteyim. Ekranlardan halka Cumhur tarafından Ekonomide ve Hukukta yeni reformlar yapılacağının müjdesi verilmekte.
Hemen aklıma ekonomi uzmanlarından oluşan bir bilim kurulunu Hazret toplayıp, onlardan Türkiye ekonomisinin düzelmesi hakkında, tavsiyeler sıralanması için emir verecektir. Toplanan Ekonomi Bilim Kurulu, ekonomide alınması gereken tedbirleri bir bir sıralayacak. Fakat siyasi otorite, tıpkı sağlık konusunda olduğu gibi, bu reçeteyi dikkate almayıp, kendi tercihini uygulayacağını inanmaktayım. Ekonomi düzelmeyince fatura, Ekonomi Bilim Kuruluna kesilecek. Tıpkı Pandemi yönetimi konusunda sağlık kuruluna kesilen fatura gibi.
Partili Cumhur’un partisinin adı Adalet ve Kalkınma, 19 senedir iktidar, ancak ülke için ADALET’in akıllarına yeni geldiğini düşünmekteyim. Hatta Hukuk konusunda da benzer şekilde bir Hukuk Bilim Kurulu kuracağını düşünmekteyim. Onları da günlerce çalıştırıp, Hukukta reform paketindeki reçeteyi hazırlatacağına gönülden inanmaktayım. Çünkü ülkemde hukuk konusunda, bütün kesimlerin hem fikir olduğu gerçek ise, geç gelen Adalet ve hukuka güvensizlik. Bunun, ülkemize yapılacak yatırımlarda en büyük engel olduğuna inanırım. Hukuk Kurulunun vermiş olduğu tavsiyeleri bir kenara koyup, Ülke Yönetimi kendi bildiğini okuyacak ve işlemeyen adaletin suçu ise, Sağlık Bilim kurulunda olduğu gibi, Hukuk Kuruluna yüklenecek, diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.
Yazar Metin Atamer, Ankara, 30.11.2020