
Empati Üzerine!
“HAYAT”, her şişenin üzerinde içinde ne olduğu yazılı bir ilaç değil ki neyin ne olduğunu bilelim, gerektiğinde yeteri kadar ondan içelim ve şifa bulalım… Hayat, her birey için başlı başına bir gizemdir. İşte bu yönüyle de insanın anlaşılma ihtiyacı, akciğerin havaya ihtiyacına benzetilebilir. İçinde bulunduğunuz odadaki bütün hava birden çekilecek olsaydı, hava bulmak için nasıl çabalar ve yaşamla boğuşurduk? Her birimiz tek bir şey isterdik: Hava alabilmek! Ancak hava aldıktan sonra, başka şeylere açık olabiliriz. İşte empati ve anlaşılma hissi de psikolojik bu havanın karşılığıdır.
Empati pek çok dilde, “başkalarının ayakkabılarıyla yürümek” metaforu üzerinden anlatılır. Başkalarıyla empatik bir şekilde bağlantı kurmak; onların hissettiklerini hissetmek, onların iyiliğini önemsemek ve onlara karşı şefkatle hareket etmek demektir.
Daha derin bir kavrayış edinmek ve gerçekleri keşfetmek için nereye bakmamız gerektiğini hâlâ bilmiyoruz. Algoritmalar işin içine girdiğinde, işler daha da sarpa sarıyor. Neyin doğru olduğunun (bir gerçek) ve neyin önemli olduğunun (bir içgörü) farkını kolayca ayırt edemiyoruz. Bu nedenle de empatiyi öğrenebilmek için; duygusal zekâmızı iyi kullanmak, sezgilerimizi dinlemek, satır aralarını okumak, farklı kaynaklardan beslenmek, disiplinli ve yaratıcı düşünme ve nihayetinde cesur bir değerler sıçraması gerekecektir.
Kavramsal Açılım
Empati: Bir kişinin kendisini karşısındaki kişinin yerine koyarak olaylara onun bakış açısıyla bakması, o kişinin duygularını ve düşüncelerini doğru olarak anlaması, hissetmesi ve bu durumu ona iletmesi sürecidir.
Empati sadece kendisiyle empati kurulana yararı olan bir etkinlik değildir. Empati, empatiyi kuran kişi için de önemlidir. Empatik becerileri ve eğilimleri yüksek olan, bu yüzden de diğer insanlara yardım eden kişilerin, çevreleri tarafından sevilme ihtimalleri artar.
Sempati: Bir insana sempati duymak demek, o insanın sahip olduğu duygu ve düşüncelerin aynısına sahip olmak demektir.
Ancak empati, sempati değildir. Sempati bir tür anlaşma, bir tür yargıdır. Bazen de daha uygun düşecek bir duygu ve karşılık verme biçimidir. Karşımızdaki insana sempati duyuyorsak, onunla birlikte acı çekeriz ya da seviniriz. Empati kurduğumuzda ise, karşımızdakinin duygu ve düşüncelerini anlamak esastır.
Bir insanı “anlamak” başka şeydir, ona “hak vermek” ise başka şeydir. Empatide, anlamak, sempatide ise karşımızdakine hak vermek (anlamış olalım ya da olmayalım) söz konusudur.
Değerlendirme
Empati kapasitesi sanki doğuştan içimize kurulmuş bir sistem gibidir. Nitekim yeni doğan bir bebek bile diğer bebeklerin ağladığını duyunca ağlamaya başlar.
Duygular içimizde çok çabuk doğmakla kalmaz, başkaları tarafından da çok çabuk hissedilir ve bulaşıcıdır. Esnemelerin bulaşıcılığı gibi; köpeklerde de görülür. İlginçtir, köpekler tanımadıkları insanlardan çok, tanıdıkları insanlardan esneme kapmaya daha yatkındır ve bu da sosyal empatinin güçlü bir kanıtıdır.
Tıp fakültelerinde yapılan çalışmalar, bir doktorun gözünüzün içine bakması, dinlerken başını sallaması, acı içindeyseniz size nazikçe dokunması ve örneğin, muayene masasında üşüyüp üşümediğinizi size sorması durumunda, hastalardan yüksek puan aldığını gösteriyor. Doktor genel olarak bloknotuna ya da bilgisayar ekranına bakıyorsa, aldığı puanlar düşük oluyor.
Empatik Dinleme
İletişimin genelde dört temel biçimi vardır. Bunlar sırasıyla:
- Okuma,
- Yazma,
- Konuşma ve
- Dinleme
Pek çok insan, uyanık olduğu saatlerin üçte ikisi ile bu dört şeyi yaparak geçirir. Dinleme, iletişim zamanımızın %40 ila 50’sini temsil eder, yani en az eğitildiğimiz iletişim biçimidir. Çoğu insan okuma, yazma ve konuşma eğitimine yıllar harcamıştır ancak sadece %5’ten azı nasıl dinleyeceği konusunda çok kısa bir eğitim alabilmiştir.
“Önce anlamaya çalış” ilkesi çok esaslı bir paradigma değişimini gerektirir. Genellikle, önce anlaşılmak isteriz. Çoğu insan karşısındakini anlamak amacıyla değil, yanıtlamak amacıyla dinler. Ya konuşurlar ya da konuşmaya hazırlanırlar.
Biri konuşurken onu genellikle dört düzeyden birinde “dinleriz.”
- Bu kişiyi umursamıyor, aslında onu dinlemiyor olabiliriz.
- Ya da dinliyormuş gibi yapıyor olabiliriz. “Evet. Hı-hı. Doğru.”
- Seçerek dinliyor, konuşmanın sadece belirli bölümlerini duyuyor olabiliriz. Bunu özellikle henüz okul çağında olmayan bir çocuğun sürekli gevezeliğini dinlerken yaparız.
- Hatta dikkatle dinliyor, ilgi gösterip enerjimizi söylenen sözlere yöneltiyor olabiliriz.
Ama pek azımız beşinci düzeyi; empatiyle dinlemeyi, yani “kendisini karşısındakinin yerine koyarak dinlemeyi” dener.
Sonuçta, empatiyle dinlemek başkasının değer yargılarını kavramaktır. Bunun özü de karşınızdakiyle aynı fikirde olmamız değildir. Onu tam anlamıyla, derinlemesine hem duygusal hem de zihinsel açıdan anlamamızdır.
Empati sabırla da fazlasıyla ilgilidir. Bizler ise ülke olarak genelde sabrımızla bilinen insanlar değiliz. Bizde her şey aceleyle yapılmalı… Oysa empati kimseyi acele getirmek istemez. Empati insanlara yalnız olmadıklarını gösterdiği gibi, nefes almaları için alan da sağlar. Ülkemiz insanı olarak, kendi toplumumuz dışında kimseye alan sağlamadığımız bir coğrafyada, bu yeteneği sıfırdan öğrenmemiz gerekir.
Empatiyi Geliştirmek
Kendimizi başkasının yerine koymak genelde zor olmasına karşın bu gerçek empati değildir. Gerçek empati insanların özünü, onları o kişi yapan şeyleri, neyi neden yapmayı seçtiklerini anlamaktır.
Empati kurma becerisi tüm insanlara eşit olarak dağıtılmamıştır. Bazıları diğerlerinden daha empatik görülür. Empati, hayal gücüne dayalı olarak “o kişinin yerinde olmayı” gerektirir.
Tıpkı manyetik çekimde olduğu gibi, empatinin de doğru mesafeden kurulması gerekir; iki mıknatıs çok yakınlaştırılırsa birbirine yapışır, çok ayrılırlarsa aralarında hiçbir çekim oluşmaz. Mıknatıslardan istenen şey doğru miktarda çekimin korunmasıdır ne çok fazla ne çok az!
Bir başka kişiyle empati kurmak, o kişinin acısını sözcüğün tam anlamıyla hissetmek demektir. O sırada yaptığınız şey, onunla aynı durumda olsaydınız hissedeceğiniz şeylerin inandırıcı bir simülasyonunu kurgulamaktır. Bu yeteneğimiz, kitap ve filmlerdekine benzer hikâyelerin, bütün kültürlerde neden bu kadar yaygın, ilgi çekici ve sürükleyici olduğunu da açıklar.
Bir başka insanın acı çektiğini gördüğümüzde bunun bizim değil, onların sorunu olduğunu anlatmaya çalışırız kendimize; ama beynimizin derinlerindeki nöronlar aradaki farkı bilemezler. Kendimizi bir başkasının yerine koymada-nöral açıdan- gösterdiğimiz büyük başarı, kısmen de bir başka kişinin bakış açısını hissetmeyi sağlayan bu yerleşik beceri sayesindedir. Bu beceriyi neden geliştirdiğimize gelince: Empati, evrimsel açıdan yararlı bir özelliktir.
İster farkında olalım ister olmayalım, bedenimiz çevremizdekiler-hatırladıklarımız veya hayal ettiklerimizle-devamlı bir yankılama halindedir.
Sallanan sandalyelerde iki kişi yan yana oturuyorsak ve birbirimizi görebiliyorsak, -sandalyelerden birinin ağırlığı sallanmak için daha çok çaba gerektirecek şekilde ayarlanmış olsa bile, senkronize olacaktır.
Empatinin diğer örneklerini, bir başka insanı tehlike içinde gördüğünde kişinin duyduğu rahatsızlıkta görebiliriz. Bu empati öyle güçlü olabilir ki kişi kendisi tehlike altında olmamasına karşın savunmaya yönelik bilinçsiz hareketler yapabilir. Örneğin: Birisi elindeki bardağı düşürdüğünde diğerlerinin yaptığı hareketi hepimiz biliriz. Bir bowling salonunda bazı oyuncuların topu vücut hareketleriyle takip ederek, bu hareketleriyle sanki onun güzergâhını değiştirmeye çalıştıkları gözlenebilir! Benzer şekilde, futbol maçlarında tribünlerde büyük bir insan topluluğu kendi takımlarının hücum yaptığı yöne doğru yığılır ya da top rakip takıma geçtiğinde direniş gösteren bir baskı kurmaya çalışır. Çok sık rastlanan bir ifade de bir arabanın içindeki yolcuların tehlikeyi hissettiklerinde hayali frenlere basmalarıdır…
Yazar Halit Yıldırım, Ankara, 27 Ağustos 2021
Kaynakça:
Akan Abdula -Öngörülemeyenler -Şubat 2021
Alfred Adler- İnsan Doğasını Anlamak
Arno Gruen- Empatinin Yitimi-Kayıtsızlık Politikası Üzerine-Kitabın özgün adı: Der Verlust des Mitgefühis-2008
Barbara Tversky (Prof. Dr.) Hareket Halindeki ZİHİN: Eylemlerin Düşünceyi Şekillendirişi (Mind in Motion)- 2020
Daniel Goleman-Odak-Mükemmelliğin Anahtarı-The Hidden Driver of Excellence
Darwinism/Survival of the Fittest in the Age of Business Disruption)- Kasım 2019
David Eagleman -Beyin-Senin Hikâyen (The Brain: The Story of You)
Guy Claxton-Beden-Zekanın Özü -Zihnin Bedene Sandığımızda Daha Çok İhtiyacı Var (Intelligence in the Flesh)
Korkut Yaltkaya (Prof. Dr.)-Beynin ve Yaşamın Gizemi
Üstün Dökmen (Prof. Dr.)-Sanatta ve Günlük Yaşamda İletişim Çatışmaları ve Empati
Richard M. Restak- Akıl Kullanma Kılavuzu (Mind)-Ocak 2014
Stephen R. Covey -3’üncü Alternatif
Stephen R. Covey-Etkili İnsanların 7 Alışkanlığı / The 7 Habits of Highly Effective People
Susan David-Duygusal Çeviklik-Emotional Agility-Nisan 2018
Tom Goodwin-Dijital Darwinizm-İş Dünyasının Dijital Sonrası Çağa Uyum Kılavuzu