En Genç Nobel Barış Ödülü Sahibi Malala Yousafzai – 2. Bölüm

En Genç Nobel Barış Ödülü Sahibi Malala Yousafzai – 2. Bölüm

Bölüm 2

Dünyayı Değiştiren Elli Altı Kadın – Nobel Ödüllü Kadınların Hikayesi

2014 yılı Nobel Barış Ödülü: Malala Yousafzai, Aktivist

Kimse tek kelime edemedi. Kızlar daha evin kapısından çıkmadan taktıkları başörtüleriyle ağızlarını kapatarak korkuyla birbirleriyle bakıştılar. Adam, servisin içini hızlıca gözleriyle taradı ve yüzü açık olan tek kız Malala’ yı fark etti. Birkaç saniye donuk gözlerle baktı kıza. Sonsuz birkaç saniye… Ve sonra siyah bir tabanca çıkartarak ardı ardına üç el ateş etti. Kurşunlardan ilki Malala’ nın sol gözünden girip sol omzunun altından çıkmıştı. Zavallı kız kanlar içinde arkadaşının kucağına yığıldığında, diğer iki kurşun yanında oturan diğer kızların eline ve omzuna isabet etmişti.

Malala’ nın babası Ziyaüddin o esnada devletin merkezi bir denetleme organı oluşturmaya yönelik planlarını protesto etmek için yüzlerce okul müdürünün katıldığı önemli bir toplantıda konuşma yapmaktaydı. Okul servisine saldırıldığı haberini aldığında bunun basit bir gövde gösterisi olduğunu düşünmüştü. Fakat Mingoria Merkez Hastanesi’ ne vardığında kapıdaki gazetecileri ve aktivistleri gördüğünde ciddi bir durum olduğunun ve içerdekinin kesinlikle Malala olduğunun farkına varmıştı. Daha sonraları yaptığı bir röportajında o anda hissettiklerini korku ve suçluluk olarak tanımlıyor Ziyaüddin. Bütün çocukları babaları için özeldir fakat Malala babasının neredeyse tüm dünyasıydı. Başlarda “Gül Makai” olarak, sonra açık ve cesurca “Malala” olarak babasının dava yoldaşı olmuştu. Yine de Taliban kuvvetlerinin kendisi için geleceklerini düşünmüştü hep.

Merkez Hastane doktorları, tomografik tarama sonuçlarına göre kurşunun kızın alnında kör bir noktadan geçtiğini ve hayati tehlikesinin olmadığını söylediler. Ordu mensupları devreye girerek Malala’ yı, babası ve okul müdürleri Madam Maryam’ ı askeri helikopter ile Peşaver’ deki “Birleşik Askeri Hastanesi’ ne sevk ettiler. Askeri hastane doktoru Cerrah Albay Cüneyt tarafından gözetim altına alınan Malala yoğun bakım ünitesine alındı. Yeni ve detaylı tomografi sonucuna göre durumun daha ciddi olduğu, beyine yakın bir bölgeden geçen kurşun yüzünden parçalanan kemiklerin beyin zarına zarar verdiği ve kurşunun sol kürek kemiğinin yanına saplanıp kaldığı ortaya çıktı. Ameliyat bu aşama için riskliydi. Beklemekten başka çareleri yoktu.

Yoğun bakımda geçen bir gecenin ardından Malala’nın beyni, zarına saplanan kemikler yüzünden ödem yapmaya başladı. Albay, “eğer kafatası kemiklerinden birini alıp genişleyen beynine yer açmazsak, baskı azalmadığından ötürü Malala ölebilir” dedi. Cerrahın bu kararı üstleri tarafından pek onay almamış, hastaneye akın eden politikacılar, devletin ileri gelenleri, aktivistler ve eyalet yöneticilerinden oluşan bir grup tarafından da tepki almıştı. Çoğu Malala’ nın daha kapsamlı bir hastaneye sevk edilmesi gerektiğini düşünüyordu. Babası ise Albay’a kızı için ne gerekiyorsa yapması gerektiğini söyledi. Beş saat süren ameliyatta Malala’nın kafatasının sol üst kısmından 10 cm’lik bir kemik kesip çıkartıldı. Kemik dokusu, bozulmaması adına, midesinin yanında deri altı bir bölgeye yerleştirildi. Saplanan kurşun vücudundan çıkartıldı. Beynindeki pıhtı temizlenerek, oluşan ödem yüzünden solunumunun durmaması için treaktomi uygulandı. Malala yapay komaya sokularak suni solunum cihazına bağlandı.

Taliban bu esnada saldırıyı üstlenen fetvasını yayınladı. “Bu saldırıyı düzenledik çünkü bizim aleyhimizde konuşan ve bize karşıt devletlerle iş birliği içinde olan herkes aynı şekilde saldırıya uğrayacaktır. Malala laikliği yayma konusundaki öncü rolü yüzünden hedef alındı. Yaşı küçüktü ama Peştu bölgesinde Batı kültürünü yaymaya çalışıyordu, Taliban aleyhinde konuşuyor ve Batı’yı övüyordu “ Sözcü İhsanullah İhsan ekledi: “Yakında başka önemli kişileri de kurban edeceğiz…”

Ameliyat sonrası ilk gün, Genelkurmay Başkanı General Kayani’ nin ricasıyla, o esnada Pakistan’nın başka bir şehri Ravalpindi’ de tesadüfen görev yapmakta olan iki İngiliz doktor Malala’ yı görmek için helikopterle Peşaver’ e geldi. Dr. Cavid Kayani ve Dr. Fiona Reynolds Birmingham’daki hastanelerden geliyorlardı. Dr. Fiona, Malala’nın ameliyatının doğru bir karar olduğunu fakat ameliyat sonrası enfeksiyon riskinin yüksek olduğunu ve bu hastane şartlarında Malala’nın bakımının aksatıldığını söyleyerek iyileşme şansının azaldığını açıkladı. Fiona, Malala ile yakından ilgilenmek istemişti fakat Peşaver hem askeri üs bölgesi hem de Taliban kuvvetlerinin açık hedefi olduğu için geceye kalmadan bu iki Doktor, Malala’nın bakımı için birkaç öneride bulunup, helikopterlerine binip gittiler.

Ameliyatın ikinci gününde Malala’ nın durumu kötüleşti. Sol kulağındaki kanama durmuyor, kanı pıhtılaşmıyordu ve tansiyonu oldukça düşüktü. Vücudunda asit ve laktat seviyesi yükselmişti. Enfeksiyon başlamıştı. Annesi yoğun bakım ünitesi önünde dua ediyor ve Kur’ an-ı Kerim okuyordu, babası Malala’ nın hikâyesinin tüm dünyaya yayıldığından ve insanların onun için gerçek ve içten çabalar gösterdiklerinden habersiz, umutsuzluk içinde, akrabalarına cenaze hazırlıklarına başlaması gerektiğini düşünüyordu. Dr. Fiona’nın ayrılmadan önce yaptığı uyarılar üzerine General Kayani tarafından İslamabad şehrinde görev yapan başka iki doktor daha hastaneye getirildi. Doktorlar, Malala’ nın transfer edilmesi gerektiği fakat bunu yapabilecek yeterlilikte olmadıklarını açıkça belirttiler. Malala ölüm kalım savaşı verirken, sevk işlemlerinin yürütülmesi konusunda zıt görüşler ortaya çıkmış, askeri hastane yönetimi ve duruma müdahale etmek isteyen ülkenin ileri geleleri arasında kargaşa meydana gelmişti. Bunun üzerine General, İngiltere, Birmingham’a dönmek üzere olan Dr. Fiona’ ya tekrar ulaşarak, Malala’ nın transfer edilmesi gerektiği konusunda haberdar etti. Fiona, Malala’ nın kız çocuklarının okutulması için yürüttüğü kampanyaları duyduğunda ona seve seve yardım etmeyi kabul edecekti.

Malala, Dr. Fiona önderliğinde, geniş güvenlik önlemleri ve korumalar eşliğinde Pakistan’ daki Silahlı Kuvvetler Kardiyoloji Enstitüsü’ ne aktarıldı. Orada kaldığı sürece hastane binası bir tabur asker tarafından korundu. Yabancı kimsenin içeri girmesine izin verilmedi. Malala’ nın vurulması, uluslararası birçok krize sebep olmuştu. Birleşmiş Milletler ve İngiltere Taliban saldırısını kınarken, Pakistan’da tepkilerin bir kısmı pek de olumlu değildi. Bazı gazeteler Malala’yı “barış ikonu” ilan ederken, bazıları komplo teorileri üretiyordu. Bunun büyük ülkelerin oyunu olduğu ve Malala’ yı kullandıkları iddia ediliyordu. Hatta Malala’ nın bir CIA ajanı olduğuna dair söylentiler dahi çıkmıştı. Tedavisi için hiçbir şey artık ailesine danışılmıyor, tümüyle ordu tarafından kontrol ediliyordu. Malala’ nın ölmesi halinde meydana gelebilecek siyasi krizleri tahmin etmek çok da zor değildi.

Dr. Fiona, Birmingham’ dan gelmiş bir ekip ile birlikte Malala’ nın durumunu stabil tutmaya çalışırken, tedavi sürecinin sonunda konuşma zorlukları yaşayabileceğini, sol el ve ayağında his kaybı oluştuğunu ve bunun için rehabilitasyon merkezine gitmesi gerektiğini açıkladı. Bunun üzerine Birmingham’ daki Queen Elizabeth Hastanesi’ ne sevki için derhal işlemler başlatıldı. Fakat reşit olmayan bir kızın İngiltere sınırlarından sokulması yine bambaşka bürokratik problemi beraberinde getirecekti. Yetmiş iki saat içerisinde Pakistan hükümeti tüm yetkilerini kullanarak Malala’nın 15 Ekim Pazartesi günü İngiltere’ ye naklinin gerçekleşmesini sağladı. Annesi ve kardeşlerinin pasaportları olmadığı için yanında yalnızca babası ile birlikte nakledilebilirdi. Ancak babası, karısı ve iki oğlunun da tehlike altında olduğunu, onların yanında kalması gerektiğini, sevgili Malala’ sının artık emin ellerde ve güvenli bir ülkede olduğunu söyleyerek Dr. Fiona’ yı geçici veli olarak atayıp Pakistan’ da kaldı.

Malala ülkesinin hatta belki de şehrinin dışına yaptığı ilk seyahatinde yalnız başına ve bilinci kapalı halde idi. Sol gözü iyi görmüyor, kulağı duymuyor ve nefes almasına yardımcı olan aletler yüzünden konuşamıyordu. Vücudunun sol tarafını neredeyse tamamıyla uyuşuktu ve kulağındaki kanama hala durmamıştı. Başını ağrısı hiç geçmiyordu. Kafası allak bullaktı. Başına ne geldiğini tam olarak hatırlamıyor, nerede olduğunu çözümleyemiyordu.

Queen Elizabeth Hastanesi, “I’m Malala kitabından alıntılanmıştır. “

Ailesi ikinci bir saldırı düzenlenme ihtimaline karşı hala Pakistan’da Silahlı Kuvvetler Hastanesinin misafirhanesinde tutuluyordu. Güvenlik önlemi sebebiyle cep telefonları ellerinden alınmıştı. Bir süre Malala’dan haber alamadılar. Ordu kuvvetlerine yalvar yakar durumuyla ilgili bir iki soru sorabiliyor, misafirhanenin aşçısının gizlice içeri soktuğu gazetelerden Malala hakkında çıkan haberleri okuyorlardı. Sonunda İçişleri Bakanı Rehman Melik ile babası için bir görüşme ayarlandı. Cumhurbaşkanı Asıf Ali Zerdari’ nin de müdahale etmesiyle tüm pasaport ve nakil işlemleri hızlandırıldı. Yine de kızlarına kavuşmaları on gün sürecekti. Ülkeye ilticada bulunmayacakları koşuluyla ailenin Birmingham’a, Malala’nın yanına gitmesine izin verildi.

Dr. Fiona, Dr. Cavid ve Queen Elizabeth Hastanesi çalışanları Malala’nın iyileşmesi için ellerinden geleni yaptılar. Hastanenin İslam din görevlisi Rehanna onu mental açıdan iyileştirebilmek ve rahatlamasına yardımcı olmak için her gün ziyaretine geldi. Hemşireler kendini iyi hissetmesi için hediyeler getiriyor, onunla oyunlar oynuyordu. Basın hastane önüne adeta kamp kurmuştu. Sky News kanalına ait bir helikopter sürekli hastanenin üzerinde dolaşıyordu. Malala’nın bu hastaneye gelişi gizli tutulacaktı fakat Pakistan’daki nakil esnasında çekilmiş bir iki fotoğraf basına sızdırılmıştı. Dünyanın birçok yerinden Malala’nın iyileşmesini dileyen yüzbinlerce insan hediyeler, çiçekler, iyi dileklerin yazılı olduğu kartlar gönderiyordu. Yazanların büyük bir çoğunluğu kendi yaşıtı çocuklar oluşturuyordu. Devlet yetkilileri, diplomatlar, politikacılar ziyarete geliyordu.

Malala’yı vuran Taliban üyesinin, 2009’da Swat askeri operasyonu sırasında tutuklanan fakat üç ay sonra serbest bırakılan Atullah Han olduğu ortaya çıktı. Atullah’ ın başına 1 milyon dolarlık ödül konuldu. Taliban tarafından “müstehcenlik ve kafirlik” olarak tanımlanan, Malala’ nın kız çocuklarının okuma özgürlüğünü savunduğu bu kampanya, ironik bir şekilde yine onlar sayesinde küresel bir boyut kazanmıştı. Malala yeni hayatına adım atmak için iyileşmeyi beklerken Birleşmiş Milletler özel eğitim temsilcisi ve eski İngiltere Başbakanı Gordon Brown önderliğinde “Ben, Malala” sloganıyla bir imza kampanyası başlatıldı. Ünlülüler Malala’ yı sosyal medya hesaplarında paylaştı. Konserlerinde ona şarkılar ithaf ettiler.

Yüzündeki sinirlerin büyük bir kısmı hasar gördüğü için gülümseyemiyordu Malala. Sekiz buçuk saat süren hassas bir ameliyat ile yüzünün yüzde seksen altısı iyileştirilerek, ona gülümsemesi geri verildi. Fizyoterapi ile yürümesi ve sol kolunu kullanması ile ilgili büyük ilerlemeler kat edildi. Hafıza sorunları yaşamaması için okuma pratikleri yapıldı. Üç ay sonra ailesi dışındaki ilk ziyaretçisi Pakistan Cumhurbaşkanı Asıf Zerdari, aralarında genelkurmay başkanı, askeri sekreterler, Pakistan’ın Londra Elçisi’nin de bulunduğu on kişilik bir ekiple geldi. Tüm siyasi işlemlerini halledeceklerini, babasına geçici bir iş sağlayacaklarını ve ailesi için Birmingham’ da bir ev kiraladıklarını bildirdiler.

Şubat 2013’ de beyninden daha önce çıkartılmış kafatası parçasının yerine protez kapakçık yerleştirdiler. Duyma yetisini azaltan, hasar görmüş sol kulak zarı için de beş saatlik bir ameliyata daha girdi Malala. Başından geçenleri otobiyografisinde şöyle tanımlıyor: “Benim mezara gitmeme Allah’ın engel olduğunu biliyorum. Bu bana bahşedilmiş ikinci bir hayat. Ben belli bir nedenle, hayatımı insanlara yardım edebileyim diye bağışlandım ve hayatta kaldım. İnsanlar benim vurulmamdan söz ederken bunun “Taliban tarafından vurulan kızın hikâyesi” olduğunu düşünüyorum. Kendi hikâyem gibi gelmiyor bana.”

Ağustos 2013’ de Malala ve ailesi Birmingham’daki eve taşınmış ve yeni hayatlarına adapte olmaya çalışıyorlardı. Annesi İngilizce bilmiyordu ve yetiştiği kültür Birmingham’da yaşamaya hiç de uygun değildi. Babası Swat’ da insanlara yaptığı yardımlar sayesinde belirli bir statü ve saygı kazanmıştı fakat burada her şeyden uzaktı. Kardeşleri Pakistan’da göremeyecekleri lükse sahipti fakat yine de buraya ait değillerdi. Malala ve kardeşleri eğitimlerine Birmingham’da bir okulda devam etti. Fakat eski arkadaşlarını ve ülkesini özlüyordu. Ama o artık tüm dünyanın Malala’sı idi.

Dünya basınında kız çocuklarının okutulması için verdiği savaşın gazisiydi artık o. Bu haklı davası için, barış ve eşitliği savunan birey ve kuruluşları onurlandırmak adına verilen “Rahibe Teresa Ödülü” ne, ahlaki cesaretinden ötürü “Anne Frank Ödülü” ne, Pakistan’ın sivil cesaret gösteren kişilere verdiği “Sitara-e-Shujaat ödülü” ne ve “Roma Barış ve İnsani Eylem Ödülü” ne layık görüldü. Aynı dönemde Time dergisi tarafından “Yılın Kişisi” seçildi. Malala ve babası, Amerika, Hindistan, Fransa, İspanya, İtalya, Avusturya ve daha birçok yerde eğitim gönüllüleri tarafından düzenlenen birçok konferansa katıldı. Konuşmalar düzenledi.

Malala ayrıca “Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Ödülü”, Avrupa Parlamentosu tarafından verilen “Sakharov Düşünce Özgürlüğü Ödülü”, cinsiyet eşitliği için mücadele eden ve insan haklarının ihlallerine karşı çıkan birey veya gruplara verilen “Simone de Beauvoir Ödülü”, Glamor kadın dergisi tarafından “Yılın Kadınları Ödülü”, “Anna Politkovskaya ödülü”, “İngiltere Ulusal Öğretmenler Birliği Fred ve Anne Jarvis Ödülü”, “Uluslararası Çocuk Barış Ödülü” ve yazdığı otobiyografisi ile “Goodreads Okurun Seçimi Ödülü” nü de aldı. Aynı sene içerisinde Uluslararası Af Örgütü’ nün en prestijli insan hakları unvanı olan “Vicdan Elçisi” ünvanı ile onurlandırıldı. Malala’nın portresi, Jonathan Yeo tarafından hazırlanan Londra Ulusal Portre Galerisi’nde sergilendi. 2013 yılının Ekim ayında “Britanya’ nın Gururu” seçildi.

On altıncı doğum gününde Birleşmiş Milletler’de konuşma yapmak üzere New York’ a gitti. “Yoksulluk içinde yaşayanlara, çalışması için zorlanan çocuklara, terörizm ya da eğitim eksikliği yüzünden eğitim hakkı elinden alınan tüm çocuklara ulaşmak istediğim bir konuşma hazırladım. Benim söylediklerimden cesaret alabilecek ve eğitim hakkını savunmaya çalışacak her çocuğa ulaşmayı umuyordum” diyordu Malala bu konuşmasında. Bu konuşmadan sonra dünyanın her yerinden destek aldığı halde kendi ülkesi her ne kadar saldırıyı kınamış olsa da sessiz kaldı. Hakkında sosyal medyada “Şöhret meraklısı ergen”, “her şey başka ülkede yaşayabilmek için bir düzmeceydi”, “o sahtekâr”, paylaşımları yapıldı. Umursamadı. Pakistan halkı geçmişte de vaatlerde bulunan ve yerine getiremeyen tüm eski lider ve adaylar hakkında kötü konuşmuştu. Umursamadı. Eski Taliban lideri Adnan Reşit tarafından şahsına gönderilen mektupta “Pakistan’a dönerse, örtünürse ve medreseye giderse Taliban tarafından affedilebileceği” yazıyordu. Umursamadı. İnsanlar onun aslında vurulmadığını bile iddia ediyorlardı. Yine de umursamadı. Tek umursadığı her çocuğun temel hakkı olan eğitimiydi.

Babası ile birlikte, 2014 yılında, Malala Fonu’nu kurdu. Ürdün’ de Suriyeli mültecilerle, Kenya’ da yoksulluk yüzünden okuyamayan kız öğrencilere ulaştı. Nijerya’da, Taliban gibi, kızların okula gitmesini engellemeye çalışan terörist grup Boko Haram tarafından kaçırılan kız çocuklarına destek oldu. Ekim 2014’te, Hintli çocuk hakları aktivisti Kailash Satyarthi ile birlikte “Nobel Barış Ödülü” ne layık görüldü. Aynı zamanda dünya üzerinde Nobel ödülü alan en genç birey (on yedi yaş) olma unvanına sahip Malala. Nobel konuşmasında “Bu ödülü sadece kendi için değil, eğitim isteyen unutulmuş çocuklar için, barış isteyen korkmuş çocuklar için, değişim isteyen sessiz çocuklar için” aldığını açıkça belirtti

Nobel Barış Ödülü, 2014 “Kullanıma ve paylaşıma açık Google görseller’ den alıntılanmıştır.”

Kurduğu Malala fonu ile 2015 yılında, sosyal medyayı kullanarak sesini duyurabilen kişilere verilen “Shorty Sosyal Fayda Ödülü”nü kazandı. Bunların yanında Amerika Birleşik Devletleri tarafından özgürlük arayışındaki liderlere verilen “Philadelphia Özgürlük Madalyası”, çocuklara yardım edenlere verilen “Polonya Gülümseme Nişanı” ve “Ellis Adası Şeref Madalyası” sahibi. Baba Ziauddin Yousafzai, barış konusundaki taahhüdünün yanı sıra Pakistan ve ötesindeki kızların eğitim hakları için devam eden çabaları nedeniyle Kanada Waterloo, Wilfrid Laurier Üniversitesi ve Ottowa Üniversitesi’nden fahri hukuk doktorası aldı.

Halen Birmingham’da ikamet eden Malala, temel bir sosyal ve ekonomik hak olan eğitimin aktif savunucusu. Babasıyla birlikte kurduğu Malala Fonu eğitim yoluyla kız çocuklarına, potansiyellerini gerçekleştirme ve kendinden emin, güçlü lider olma yetisi veren bir organizasyon haline geldi. Altı ülkede eğitim projelerini finanse eden ve uluslararası liderlerle çalışan fon, tüm kız çocukları için kaliteli eğitimi global olarak savunuyor. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, 2017 yılının nisan ayında, kızların eğitimini desteklemek için Malala Yousafzai’yi “BM Barış Habercisi” olarak atadı. Malala’ya Nisan 2017’de onursal Kanada vatandaşlığı verildi. Yine 2017 yılında Oxford Üniversitesinde Felsefe, Politika ve Ekonomi eğitimine başladı. Başlarda lise eğitimini Birmingham’da tamamlayıp ülkesine dönmeyi düşünen Malala’nın fikri de bu dönemde değişti. Bunu David Letterman ile Netflix için yaptığı bir röportajda şu şekilde dile getiriyor: “Şimdi dünya çapında birçok başkan ve başbakanla tanıştım, artık sadece basit işler yapmak değil hedefim. Görmek istediğim değişikliği getirebilmemin dünya çapında başka yolları da var “

Günümüzde Pakistan’da Taliban Swat bölgesinden uzaklaştırılmış olsa dahi askeri birlikler halen sokaklarda devriye geziyor. Malala’yı vuran Taliban üyesi halen yakalanmadı. Kızlar öldürülmeye, okullar bombalanmaya devam ediyor. Malala’ nın vurulmasının ardından da bir okulun bahçesine bomba atıldı ve okul müdürü hayatını kaybetti. Başka bir okulun kırk kız öğrencisini taşıyan servis bombalandı ve on üç kız öğrenci hayatını kaybetti. Hatta yaralı öğrencilerin bazıları hastaneye kadar takip edilip, onların bakımını sağlayan hemşirelerle birlikte öldürüldüler. Swat’ ın kuzeyinde yer alan Gilgit’ de iki kız çocuğu yağmur altında dans ederken çekilmiş videolarını sosyal medyada paylaştıkları için üvey erkek kardeşleri tarafından öldürüldü. Ülke eğitim alanında ciddi herhangi bir ilerleme kat edemedi. Malala vurulmasının ardından ilk kez 29 Mart 2018’de ülkesi Pakistan’da bir resepsiyona katıldı. Başbakan Shahid Khaqan Abbasi ile bir araya geldi. Ancak ülkesine dönüp yerleşmesi ya da orada eğitimle ilgili herhangi bir aktivizm gerçekleştirmesi henüz mümkün gözükmüyor.

Malala, “Kullanıma ve paylaşıma açık Google görseller’ den alıntılanmıştır.”

Resim 6. Malala, “Kullanıma ve paylaşıma açık Google görseller’ den alıntılanmıştır.”

Ve Malala “Malala kim?” sorusunun cevabını verdi:

“Kurşunların bizi susturacağını sandılar, ama başarılı olamadılar. Teröristler, beni hedeflerimden döndürebileceklerini sandılar ama hiçbir şey değişmedi. Zayıflık, korku ve umutsuzluk öldü. Güç, cesaret ve gayret doğdu. Evde barış, sokakta barış, köyde barış, ülkede barış! Bu benim en büyük hayalim. Dünya genelinde ilkokula bile gidemeyen elli yedi milyon çocuk var, bunların otuz iki milyonu kız. Okuma-yazma bilmeyen yaklaşık elli milyon yetişkin var. Bunların üçte ikisi kadın. Ben her çocuk için, erkek veya kız, eğitim istiyorum. Tüm teröristlerin çocukları için de eğitim hakkı istiyorum. Dünya üzerindeki son çocuğun da okula gittiğini görene kadar bu amaç için uğraşacağım”

“Ben, Malala’ yım. Eğitim hakkını savunduğu için Taliban tarafından vurulan kız.”

 

Kaynaklar

Class Dismissed in Swat Valley – Malala Yousafzai, News | The New York Times belgesel

Christophe, J., Bhattacharya, F., Etienne, G. G., Lafrance, P., Mohammad-Arif, A., Racine, J., . . . Roy, O. (2004). History of Pakistan. USA: Anthem Press.

Yousufzai, M., & Lamb, C. (2013). I’am Malala: The Story of the Girl Who Stood Up for Education and was Shot by the Taliban. Birmingham.

Yayına Hazırlayan: Bekir Metin, Ankara, 18 Eylül 2021

—————————————————

Kitabın satışı BUHASDER internet sitesinden (https://www.buhasder.org.tr) ve Nobel Tıp Kitabevleri tarafından yapılacaktır. Dünyanın bilime, bilimin de kadınlara ihtiyacı vardır.

Satış için iletişim: 0 507 020 08 62

Banka Bilgileri……: İş Bankası Yenişehir Şubesi

Hesap No…: 3411-1392899

Iban No……: TR50 0006 4000 0013 4111 3928 99

Bulaşıcı Hastalıkları Önleme Derneği İktisadi İşletmesi

Kitap Ücreti…..: 150 TL

Share This
COMMENTS

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir