Erich Fromm’dan  ”Sevme Sanatı ”

Erich Fromm’dan ”Sevme Sanatı ”

Üniversite yıllarımdan sonra bir kez daha okuduğum 34 dile çevrilen ”Sevme Sanatı ”  kitap. Sevgi ve sevme yetisi hakkında bir şeyler yayınlamaya karar veren ilk akademisyendir Erich Fromm. Daha sonra bu konu ciddi bir pazar oluşturmuştur.

Kitaptan alıntılar,

* Nasıl ki çağdaş yoğun üretimde malların standartlaştırılması bir gereklilikse, sosyal süreçte de insanların standartlaştırılması öyle bir gerekliliktir. Ve bu işe eşitlik denmektedir.

* Sürüye uyum. Birey 3-4 yaşlarında uyum gösterme düzenine katılır ve o andan sonra sürüyle olan ilişkisi hiç kesintiye uğramaz. Hatta kişiyi bekleyen son büyük toplumsal işinde, cenaze töreninde bile bu uyum düzenine sıkı bir bağlılık vardır.

* Eğer bir insana salt bakacak olursam bizi birbirimizden ayıran farklılıkları görürüm. Ama özüne işlersem, özdeşliğimizi, kardeş olma gerçeğimizi bulurum.

* Çok zeki olan değil, çok veren zengindir. Bir şeyi yitirmekten korkan istifçi, ne kadar çok şeyi olursa olsun, ruhbilim dilinde yoksul ve yoksun bir kişidir. Ancak kendinden bir şeyler verebilen kişi zengindir.

* Tüm dünya ağzımıza layık büyük bir nesnedir, büyük bir şişe, büyük bir elma, büyük bir memedir. İnsan, ebediyen beklenti içinde ve ebediyen düş kırıklığı yaşayan bir emici olup çıkmıştır.

* Burada saçma konuşmalardan kaçınmak kadar kötü arkadaşlıktan kaçınmanın da önemli olduğunu söylemeliyim. Kötü arkadaşlık derken yalnız kötü niyetli, yıkıcı kişileri kastetmiyorum. Kişi onlardan çevrelerini zehirledikleri ve can sıkıcı oldukları için kaçınmalıdır.

Aynı zamanda kişi bedenleri canlı olduğu halde ruhları ölü olan düşünce ve konuşmaları sıkıcı olan, düşüneceği yerde kalıplaşmış fikirlerden söz eden zombilerin arkadaşlığından da kaçınmalıdır.

Arthur C.Clarke ” 2001 Bir uzay macerası ”

Okumadıysanız mutlaka okuyun.

Arthur C. Clarke’ın Stanley Kubrick ile beraber geliştirdiği, filmle aynı zamanda yazılan bu klasik roman, uzay keşfiyle insan evrimini, yapay zekâyla insanın evrendeki yerinin sorgulamasını bir araya getirdiği kurgusuyla, bilimkurgu yazınında bir dönüm noktası niteliği taşıyor.

Max Scheler ” Pişmanlık ve Yeniden Doğuş ”

Pişmanlığın bir zayıflık veya mağlubiyet değil, bireyin kimliği hatta özgürlüğü için bir zorunluluk olduğundan yola çıkarak yazılan güzel bir çalışmadır.

Neden pişman oluruz?, Neden pişman olmalıyız?

Pişmanlık kimin için gibi sorulara yanıt aranıyor kitapta.

Kitaptan alıntılar,

* Bu zaman dilimi bize ait bir geçmiş olur ve kişisel benliğimiz tarafından sahiplenilir. Bu da demektir ki geçmişimizin her bir parçasının yaşamımızın anlamı üzerinde bulunduğu etkilerin doğası ve boyutu her an bizim elimizdedir.

* Çokları pişmanlığın absürt olduğunu söyler. Onlara göre pişmanken özgür olamayız zira her şey olması gerektiği gibi olmuştur. Ama bilmezler ki eğer pişman olamıyorsak özgür de olamayız.

* Dolayısıyla eğer biri derse ki , ”Hiçbir suçumun farkında değilim, dolayısıyla pişman olacak hiçbir şeyim yok” bu kişi ya bir tanrıdır ya da bir hayvan. Eğer bu kişi bir insan ise suçun doğasına dair henüz hiçbir şeyi kavrayamamıştır.

Okumak sağlıklıdır…

Yazan ve Derleyen Levent Öztürk, Ankara, 22 Mart 2022

Share This
COMMENTS

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir