
Gelecek mi? Belki Gelmeyecek! Kim Bilir?
Bizim Anadolu dediğimiz Küçük Asya (Asia Minor), artık göç kabul etme kapasitesini başta temiz su olmak üzere yer altı ve yer üstü kaynaklarının rezervleri bakımından çoktan aşmıştır.
Örneğin, artan nüfusla birlikte kişi başına düşen kullanılabilir yıllık su miktarının 2030 yılında 1.200 metreküpe, 2040 yılında 1.116 metreküpe, 2050 yılında ise 1.069 metreküpe kadar düşmesi bekleniyor. Bu rakamlar, Türkiye’nin su kıtlığı çeken bir ülke durumuna geleceğini gösteriyor. Açıkça görülüyor ki bu coğrafyanın daha fazla göç alması, susuzluk başta olmak üzere ve gıda sorununu da derinleştirecektir. Paris İklim Anlaşmasıyla, Küçük Asya’nın bu konudaki sorunları daha da çözümsüz hale gelecektir.
Siyasal anlamda bakıldığında, geç Orta çağlarda, batılı müşteşriklerin Turchia dedikleri bu güzel ve münbit coğrafyaya kimileri bugünlerde yine orientalist icadı zorlama bir siyasal tabir dayatmasıyla ile “New Turchia” demek gayretkeşliğindedir. Böylece Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci yüzyılında, VII., VIII., IX. yüzyıllarda, Emevî ve Abbasi Araplarının işgal girişiminde bulundukları ve kısmen de başarılı oldukları “Asia Minor” un “Arabia Minor” olarak adlandırılması artık kaçınılmaz olacaktır. Bir başka deyişle Türklerin anayurdu olan Asya’dan mülhem, Türkiye/Turchia ile özdeşleşen Küçük Asya artık Küçük Arabistan olacaktır.
Birbirinden bağımsız düşünülemeyecek iç ve dış siyaset dinamiklerine etnik, dinsel provokasyonlardan uzak bakmak ve Türkiye Halkının menfaatlerini korumak için gerekli tedbirler bir an önce ele alınarak uğranılan hasar ve olası kayıplar izale edilmek zorundadır. Aksi takdirde HİÇ KİMSE İÇİN gelecek gelmeyecektir.
Prof. Dr. Mahmut Can Yağmurdur, Ankara, 16.4.2025