“Halk Sağlığı Kurumlar ve Uygulamalar” 50 Yıllık Birikimle…

“Halk Sağlığı Kurumlar ve Uygulamalar” 50 Yıllık Birikimle…

Halk Sağlığı Kurumlar ve Uygulamalar kitabını 50 yıllık meslek hayatımda ki birikimlerimle yazarak, özellikle halk sağlığı alanındaki genç meslektaşlarıma yol gösterici ve ufuk açıcı olması, ülkemizde halk sağlığı hizmetlerinin uygulanmasına ve gelişmesine katkı yapması amacıyla kaleme aldım.

Kitap Önsöz’ünde bu kitabı niçin yazdığımı dijital ortamda da sizlerle paylaşmak istedim. “Dünya Sağlık Haberleri web sitesi için daha sonraki yazılarımda kitap içinde yer alan konuları, dünyada ve Türkiye’de yaşanan halk sağlığı ve sağlık yönetimi konularını da içerecek şekilde sizlerle paylaşacağım.

Kitap Özsözü

Ben lise öğrencisi iken Babam Hıfzıssıhha Okulunda halk sağlığı uzmanlık eğitimi görmekteydi. Nusret Fişek adını ilk kez ondan duymuş, halk sağlığı kavramları ile o yıllarda tanışmış, Babamın yaptığı bebek ölüm hızı çalışmasına tanık olmuştum. Yani, 1963 yılında tıp eğitimine başladığımda halk sağlığı bilimi bana yabancı değildi. 1969 yılında mezun olduğumda halk sağlığı dalını seçmemde bu durumun etkisi olmuş olabilir, ama bana halk sağlığını sevdiren ve bu alanda uzman olma kararımı etkileyen üç kişiyi anmak isterim. Bu kişilerden ilki hocam Prof. Dr. Nusret Fişek ‘dir. Diğerleri Etimesgut Sağlık Grup Başkanı rahmetli hocam Prof. Dr. Doğan Benli ve yanında stajyer öğrenci olarak zevkle çalıştığım Sincan Sağlık Ocağı tabibi ve o zamanlarda halk sağlığı ve psikiyatri asistanı olan rahmetli Dr. Aslan Ebiri’dir. Asistanlığa başlarken halk sağlığı yanında bir de klinik alanda uzman olmam istendiğinde tereddütsüz olarak pediatri dalını seçtim. Böylece arzuladığım iki alanda da uzman olma mutluluğuna eriştim.

Mutluluğa eriştim diyorum, çünkü bütün içtenliğimle belirtmek isterim ki, halk sağlığını çok renkli, zevkli, merak ve öğrenme isteği uyandıran, ilginç, haz verici bir bilim ve uygulama alanı olarak görüyorum. Halk sağlığı alanında çalışanlar, bir klinik dal uzmanının her gün aynı tipteki hastalarla ilgilenmesinin aksine iş sağlığından salgınlara, okul kantinlerinden aile planlamasına, çevre kirlenmesinden batıl inanışlara, göçer işçilerden verem savaşına, afetlerden sağlık yönetimine kadar çok değişik konularla ilgilenmek durumunda kalıyorlar; bir bina içine sıkışıp kalmıyorlar; köyde, kentte, işyerinde, evlerde, kurum içinde ve alanda çalışıyorlar; sağlık hizmetlerinin karargâhında görev almanın heyecanını yaşıyorlar.

Nusret Hocam “halk sağlığı uzmanı kurmay hekimdir” derdi. Aradan geçen 50 yılı aşan sürede bu tanımın ne kadar doğru ve geçerli olduğunu, halk sağlığı alanının tıp fakültelerinin içine sığdırılamayacak kadar ve tıp bilimine eşdeğer derecede geniş bir alanı kapladığını yaşayarak gördüm.

Böylesine çok yönlü, geniş, çok disiplinli ve dinamik bir alanın bütün yönlerini kapsayan bir kitap yazmanın olanaksız denilecek kadar güç olduğu görüşüne sanırım okurlarım da katılacaklardır. Halk sağlığında esas olan, halk sağlığının alt dallarında ve halk sağlığı ile ilişkili çok sayıdaki bilim alanında yazılmış kaynaklardan yararlanmaktır. Yani, her şeyi içeren bir halk sağlığı kitabı olamaz, bir halk sağlığı kütüphanesinden söz edilebilir. Böyle olmakla birlikte, halk sağlığı ile ilgili temel bilgileri ele alan kaynak kitaplara da ihtiyaç olduğu yadsınamaz. Bu nitelikte Türkçe ve yabancı dillerde yazılmış birçok kitap vardır. Ancak, bu kaynakların çoğunun yabancı ülkelerdeki durumları açıklayan, belirli meslek kökeninden gelen kişileri hedef alan, ders kitabı yaklaşımıyla kaleme alınmış, halk sağlığının daha çok kuramsal yönünü işleyen, uygulamalara yeterince yer vermeyen, deneyimleri aktarmayan kitaplar olduğu kanısındayım. Bu görüşten hareketle, halk sağlığını klasik yaklaşımdan farklı bir şekilde ele alan bir kitabın ülkemizde bir boşluğu dolduracağı ve yararlı olacağı kanısına vardım. Elinizdeki kitap bu anlayışın bir ürünüdür.

Kitapta, halk sağlığı yelpazesinin bütün renklerine yer vermeye çalıştım; ülkemizdeki durumu ve uygulamaları yansıtmayı amaçladım; kuramsal konular yanı sıra uygulamalara değindim, bu konularda örnekler sundum; konularla ilişkili temel mevzuatı ve ayrıntılı bilgileri ekler bölümünde belirttim; kendi görüşlerimi ve deneyimlerimi aktarmaya önem verdim; konuları anekdotlarla, anılarla, özdeyişlerle, şiirlerle, öykülerle ve edebi yazılarla renklendirmeye ve çekici duruma getirmeye çaba gösterdim; daha rahat anlaşılabilmesi için resimlere, grafiklere, tablolara olabildiğince yer verdim; dünyada ve Türkiye Cumhuriyeti döneminde gerçekleşen halk sağlığı ile ilişkili önemli olayları “kilometre taşları” başlığı altında kısa açıklamalarla listeledim; kitabın sonuna bir “halk sağlığı sözlüğü” ekledim. Yalnızca hekimleri değil diğer mesleklerden olan halk sağlığı uygulayıcılarını da hedefledim.

Öte yandan, kitapta sağlık yönetimine ilişkin konulara ağırlık verdiğim görülecektir. Bunun bir nedeni, sağlık yönetimine duyduğum özel ilgi, diğer nedeni ise, halk sağlığı uygulamalarında sağlık yönetiminin çok temel bir alan olmasıdır. Zaten, bu kitapta yer alan sağlık hizmetleri ile ilgili konuların bir kısmını daha önce İstanbul Maltepe Üniversitesi tarafından yayımlanan “Halk Sağlığı Bakışıyla Sağlık Hizmetleri” adlı kitabımda ele almıştım. Bu kitapta ise, önceki yayınımda açıkladığım sağlık yönetimi ile ilgili konuları halk sağlığının diğer alanları ile tamamlamaya, bütünleştirmeye çalıştım.

Elinizdeki kitapta halk sağlığı yelpazesinin bütün renkleri bulunmakla birlikte bazı konuların eksikliğinin farkındayım. Biyoistatistik bu konulardan birisidir. Çünkü özellikle biyoistatistiği halk sağlığı biliminin yakından ilgilendiği ve kullandığı bir alan olmakla birlikte tıpkı, çevre mühendisliği, mikrobiyoloji, antropoloji, hukuk gibi ayrı ve bağımsız bir bilim dalı olarak kabul ediyorum.

Ülkemizde, halk sağlığı biliminin ve uzmanlığının öneminin gerektiği kadar farkında olunduğu söylenemez. Oysa batı ülkelerinde ve uluslararası kuruluşlarda en çok aranılan uzmanlar halk sağlığı uzmanlarıdır. Bu durumun giderek düzeldiğini görmek sevindirici bir gelişmedir. COVID-19 pandemi kontrolünde halk sağlığı uzmanlarının önemli görevler almaları buna örnektir. Ancak halk sağlığı bilimine gönül verenlere bu alanın tanıtılması ve güçlendirilmesi konularında hala önemli görevler düşmektedir. Bu kitabı sunmakla, bu konuda bana düşen sorumluluğumu bir ölçüde yerine getirdiğime inanıyorum.

Halk sağlığı, özellikle sağlık yönetimi çok dinamiktir, sürekli gelişim ve değişim içindedir. Benim 50 yılı aşkın meslek yaşamım içinde Sağlık Bakanlığının adı 3 kez, örgüt şeması en az 10 kez değişti. Hükümet Tabipliği önce sağlık ocağı tabipliğine, sonra aile hekimliğine dönüştü; Hıfzıssıhha Dairesi Başkanlığı, önce Sağlık İşleri Genel Müdürlüğü, daha sonra Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Halk Sağlığı Kurumu Başkanlığı ve sonunda Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü oldu. Sağlıkla ilgili mevzuat değişikliklerini izlemek neredeyse olanaksız. Bu değişimin son bulduğu da söylenemez. Belki, bu satırları okuduğunuz dönemde daha farklı bir örgüt ve hizmet modeline geçilmiş olabilir. O nedenle, bu kitapta okuduklarınızı değerlendirirken son değişiklikleri de araştırmayı ihmal etmeyiniz; karar verirken son genelgelere ve uygulamalara da başvurunuz. Bilmelisiniz ki, kitaplar yazıldıkları tarihte eskimeye başlarlar.

Bu kitabın özellikle halk sağlığı alanındaki genç meslektaşlarıma yol gösterici ve ufuk açıcı olması, ülkemizde halk sağlığı hizmetlerinin uygulanmasına ve gelişmesine katkı yapması en içten dileğimdir.

Prof. Dr. Zafer ÖZTEK Hakkında Detaylı Bilgi

Yazar Prof. Dr. Zafer ÖZTEK, İstanbul, 16 Şubat 2021  

Share This
COMMENTS

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir