Her Sektörde Sağlık

Her Sektörde Sağlık

Hiçbir hizmet insan sağlığı kadar önemli ve öncelikli değildir. (Yargıtay’ın baz istasyonları hakkında Aralık 2004 yılında aldığı kararın gerekçesinden)

Tıbbi ve Sağlık Hizmetleri Ayrımı

Sağlık hizmetleri ile tıbbi hizmetler genellikle karıştı­rılmaktadır. Tıbbi hizmetler, doğrudan sağlık personeli tara­fından verilen ve ağırlıkla teşhis ve tedavi işlerini kapsayan hizmetlerdir. Tıbbi hizmetlerin odağında hekim, hemşire, ec­zacı, fizyoterapist, klinik, hastane, ilaç ve tedavi vardır. Tıbbi hizmetler, geleneksel anlayışla, yitirilmiş sağlığın onarılması ve yeniden kazanılması demektir.

Sağlık hizmetleri ise tıbbi hizmetleri de kapsayan, ama tıbbi hizmetlerden daha geniş bir yelpazeyi tanımlar. Sağlık hizmetleri, toplumun sağlığını koruma ve geliştirme odaklı­dır. Bu yaklaşıma göre sağlık hizmetlerinin asıl amacı kişi­lerin hastalanmaması, dolayısıyla hekime hastaneye muhtaç olmaması demektir.

Tıbbi hizmetler tek sektörlüdür. Yani, tıb­bi hizmetlerin asıl sorumlusu Sağlık Bakanlığı ve bu Bakanlığın kontrolündeki kamu ve özel tıbbi kuruluşlardır. Oysa sağlığı koruma ve ge­liştirme konusu yalnızca Sağlık Bakanlığı’nın ve sağlık personelinin değil, birçok meslek grubunun ve sektörün de görevidir. Hatta bu hizmetlerin çoğunun Sağlık Bakanlığı dışın­daki sektörlerce yapıldığını söylemek yanlış olmaz. Örneğin, bir öğretmen öğrencilere diş fırçalama konusunda eğitim yaparken aslında bir tür sağlık hizmeti yapmaktadır; bir imam cemaate temizliğin önemini, doğum kontrolü­nün İslâm dinine uygun olduğunu söylerken sağlık hizmetlerine katkı yapmaktadır; bir ve­teriner hayvanları kuduz hastalığına karşı aşı­larken, bir mühendis fabrika bacalarına filtre uygularken dolaylı olarak insan sağlığına kat­kı yapmaktadır. Bunun gibi, tarım elemanın­dan çöpçüye, kaymakamdan maliyeciye, kadar birçok meslek üyesinin ve eğitim, tarım, iç işleri, ulaştırma, çevre, yerel yö­netimler, üniversiteler vb birçok sektörün toplum sağlığının korunması ve geliştirilmesi ile ilgili görev ve sorumlulukları vardır. Sağlık hizmetleri, yalnızca herhangi bir bakanlığı­nın değil topyekûn Devletin görevidir. Yani, toplum sağlığı, devletin hemen bütün kurum ve kuruluşlarının doğrudan ya da dolaylı olarak katkı sağlayacağı bir sosyal hizmet türüdür.

Tablo: Tıbbi Hizmetler Sağlık Hizmetlerinin Bir Parçasıdır

Aslında, sektörler bilerek ya da bilmeyerek, doğrudan ya da dolaylı olarak sağlık hizmetleri olarak nitelendirebilecek işler yaparlar. Önemli olan, sektörlerin bu işleri birbirinden ayrı, bağımsız biçimde değil, birbirlerine danışarak, elbirliği içinde planlayarak ve birlikte çalışarak ortak biçimde yapma­larıdır. Böyle olunca, sağlığın geliştirilmesi hedefine ulaşmak daha kolay, ucuz, hızlı ve verimli olacaktır.

Bu kadar geniş hizmetlerde rolleri olan sektörler arasında amaç birliğini sağlamak, aynı hedefe varmak için yapılacak işlerde işbirliği yapmak kaçınılmazdır. Ama ilk bakışta, akla yatkın ve kolay gibi görünen bu konu, uygulamada güçtür. Yalnızca ülkemizde değil, pek çok ülkede sektörler kendi iç­lerine kapanmış ve yalnızca kendi görevlerini yapan kurum­lar haline gelmişlerdir. Böyle bir yapı içinde genel amaç unu­tulmuş, halka hizmetteki “bütünlük” anlayışı kaybolmuştur. İşbirliğini sağlamak için de sektörler arası bir koordinasyon mekanizmasının nasıl olması gerektiği konusunda evrensel bir model yoktur. Sektörler arası işbirliği konusunun ayrıntılı olarak yer aldığı Temel Sağlık Hizmetleri Bildirisi’nde (Al­ma-Ata Bildirisi) her ülkenin kendi koşullarına uygun mo­deller geliştirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ülkemizde yasal olarak mevcut durum şöyledir:

Ülkemizde il ve ilçe düzeyinde sektörler arası işbirliğini sağlamak nispeten kolaydır. Çünkü İller İdaresi Kanunu, bu konuda kolaylıklar getirmiştir. Valiler ve kaymakamlar, bulundukları yerlerde her bakanlığın ayrı ayrı temsilcileri olduklarına göre, çeşitli bakanlıklar arası hizmetleri de koordine edebilirler. Köy düzeyindeki işbirliği de kaymakamlar aracılığıyla sağlanabilir. İl valilerinin ve ilçelerdeki en yüksek idari amir olan kaymakamların kamu kurumları arasındaki uyumu ve işbirliğini sağlayıcı yetkileri vardır; bu yetkilerini resen (tek başlarına) kullanabilirler.

1593 Sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu gereğince her ilde bir “il hıfzıssıhha meclisi”, her ilçede ise bir “ilçe hıfzıs­sıhha meclisi” bulunmaktadır. Bu meclislerin başkanları vali ya da kaymakamdır; üyeleri arasında hekim, eczacı, veteri­ner, belediye başkanı gibi değişik meslek ve sektör temsilci­leri vardır; bu meclisler bölgelerindeki sağlık sorunlarına iliş­kin kararlar alır; bu kararlara uyulması yasal zorunluluktur.

Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi uygulaması dö­neminde (1963 – 2004) çıkartılmış olan “Sağlık Ocağı Sağlık Kurulları Hakkında Yönetmelik” hem halkın sağlık hizmetle­rine katılımı, hem de, sektörler arası işbirliğini sağlamak için yayınlanmıştı. Bu yönetmeliğe göre, her sağlık ocağında ocak hekimi, köy muhtarları, imamları, öğretmenleri, köy tarafın­dan seçilmiş bir kişi ve varsa belediye başkanından oluşan “sağlık ocağı sağlık kurulu” oluşturulur, bu kurul bölgedeki sağlık sorunlarını tartışarak kararlar alır ve uygulanmasını sağlardı. Ancak, bu kurulların verimli biçimde uygulanabil­diği söylenemez.

Günümüzde sağlık hizmetlerinde sektörler arası koor­dinasyon kavramı bir adım ileriye götürülerek “her sektör­de sağlık” kavramı oluşturulmuştur. Buna göre, her sektör verdiği her kararda ve uygulamada sağlığa uygunluk içinde davranmalıdır. Başka bir deyişle, her sektör yapmak istediği uygulamaların kişilerin sağlıklarına uygun olup olmadığını değerlendirmeli ve eğer verilen kararın kişilerin sağlığını bozan bir yönü varsa ya işin o tarafı düzeltilmeli ya da söz konusu uygulamadan tümüyle vazgeçilmelidir.

Ülkemizde, bu ilkeyi göz önüne alan Başbakanlık, Türkiye Halk Sağlığı Kurumu’nun önderliğinde, 2014 yılında “Çok Paydaşlı Sağlık Sorumluluğunu Geliştirme Programı” adı ile bir program başlatarak bütün sektörlerin verdiği her kararda ve uygulamada sağlığa uygunluk içinde davranmaları gerektiğini açıkladı.

Yazar Prof. Dr. Zafer Öztek, İstanbul, Halk Sağlığı Kuramlar ve Uygulamalar Kitabı, 2020

Kaynaklar

Fişek NH. Halk Sağlığı’na Giriş. Hacettepe Üniversitesi-Dünya Sağlık Örgütü Hizmet Araştırma ve Araştırıcı Yetiştirme Merkezi Ya­yını No:2. 1983, Ankara.

Health in All Policies – Framework for Country Action, World He­alth Organization, 09 May 2013.

Öztek Z. Halk Sağlığı Bakışıyla Sağlık Hizmetleri – Kavramlar, İl­keler, Politikalar, Maltepe Üniversitesi Yayını, İstanbul, 2019.

Rudolph L., Caplan J., Ben-Moshe K., Dillon L. Health in All Poli­cies: A Guide for State and Local Governments. Washington, DC and Oakland, CA: American Public Health Association and Public Health Institute, 2013.

What you need to know about Health in All Policies, World Health Organization, https://www.who.int/social…/health…/key-messages-en-pdf

Share This
OLDER POST
COMMENTS

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir