İstanbul Sözleşmesi’nden ayrılma kararına Dünya’dan gelen tepkiler

İstanbul Sözleşmesi’nden ayrılma kararına Dünya’dan gelen tepkiler: ‘Kadın hakları insan haklarıdır’

Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden Cumhurbaşkanlığı kararı ile ayrılması, Avrupa genelinde tepki ile karşılandı. Çok sayıda ülkenin Dışişleri Bakanlıkları mesaj yayınlayarak karardan üzüntü duyduklarını açıkladı.

Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden Cumhurbaşkanlığı kararı ile ayrılması, Avrupa genelinde tepki ile karşılandı. Çok sayıda ülkenin Dışişleri Bakanlıkları mesaj yayınlayarak karardan üzüntü duyulduğunu açıkladı.

Avrupa Konseyi’nden İstanbul Sözleşmesi tepkisi: “Büyük bir gerilemedir”

Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Marija Pejcinovic Buric, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’ nden çekilme kararıyla ilgili yazılı açıklamada bulundu. Buric, bu adım, “Tüm çabalara karşı büyük bir gerilemedir” dedi.

Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Marija Pejcinovic Buric (Hırvat politikacı)

Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Marija Pejcinovic Buric, Türkiye’nin ilk imzacısı olduğu İstanbul Sözleşmesi’nin fesih kararını değerlendirdi. Yazılı açıklamada bulunan Buric bu adımı, “Türkiye’de, Avrupa’da ve ötesinde kadınların korunmasını tehlikeye attığı için çok içler acısıdır” şeklinde değerlendirdi. Kararın büyük bir gerileme olduğunu ifade eden Buric, “Türkiye’nin kadına yönelik şiddete karşı İstanbul Sözleşmesi’nden çekildiğini duyurması kahredici bir haberdir” dedi.

Buric’in konuyla ilgili olarak yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Türkiye’nin kadına yönelik şiddete karşı İstanbul Sözleşmesi’nden çekildiğini duyurması kahredici bir haberdir. İstanbul Konvansiyonu 34 Avrupa ülkesini kapsar ve toplumlarımızda kadınları ve kızları her gün karşılaştıkları şiddete karşı korumada altın değerinde uluslararası bir çaba olarak kabul edilir. Bu adım, tüm çabalara karşı büyük bir gerilemedir ve Türkiye’de, Avrupa’da ve ötesinde kadınların korunmasını tehlikeye attığı için çok içler acısıdır.”

Avrupa Konseyi İletişim Direktörü Daniel Holtgen de Twitter’dan yaptığı açıklamada, “Türkiye’nin kadınları korunmasıyla ilgili uluslararası sözleşmeden çekilmesi tahrip edici bir haber” dedi.

Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor (İspanyalı)

Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor da Twitter hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “Mevcut Türkiye Hükümetinin gerçek yüzü bu: hukukun üstünlüğünü tamamen göz ardı etmek ve insan haklarından tam geriye dönüş” mesajını verdi.

Ülke Dışişleri Bakanlıkları da gelişme ile ilgili açıklamalar yapıyor.

Almanya Dışişleri Bakanlığı, bu gelişmenin “tüm Avrupa’ya ve daha da önemlisi Türkiye’deki kadınlara kötü bir sinyal olduğunu” söyledi.

Fransa Dışişleri Bakanlığı ise karardan üzüntü duyulduğunu ve bu adımın insan haklarına saygı anlamında yeni bir gerileme anlamına geldiğini vurguladı.

‘Kadın hakları insan haklarıdır’

Açıklamada, “Bu karar temel olarak, Fransa’nın yanlarında olduğu, Türk kadınlarını etkileyecek” denildi.

İspanya’nın Dışişleri Bakanı Arancha González Laya da Twitter hesabı üzerinden karardan duyduğu üzüntüyü belirten bir mesaj paylaştı.

Laya mesajında, İstanbul Sözleşmesi’nin “kadına karşı şiddeti ortadan kaldırmak için temel bir araç” olduğunu söyledi.

Kadın Başbakanlar tarafından yönetilen Finlandiya, Norveç ve Danimarka ve İzlanda’dan da üzüntü mesajları yayınlandı.

Finlandiya Dışişleri Bakanlığı mesajında da “Kadına şiddete karşı daha fazla uluslararası işbirliğine ihtiyacımız var. Daha az değil…” denildi.

Norveç Dışişleri Bakanlığı mesajında ise “İstanbul sözleşmesi kadın ve kızları şiddete karşı ortak çalışma ile korumak konusunda çok kritik. Kadın hakları insan haklarıdır” denildi.

ABD Başkanı Joe Biden

ABD Başkanı Joe Biden’dan İstanbul Sözleşmesi tepkisi

Amerika Başkanı Joe Biden, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesini “derin hayal kırıklığı” olarak niteledi.

Biden konuyla ilgili düşüncelerini yazılı açıklamasında dile getirdi. Biden bunun kadınlara şiddeti sona erdirme konusundaki çabalarda geri adım olduğunu kaydetti.

Biden yazılı açıklamasında, “Ülkeler kadınlara yönelik şiddetin sona ermesi konusundaki taahhütlerini güçlendirmeli ve yenilemeli, kadınları korumaya yönelik ve ihlal edenleri sorumlu tutan uluslararası anlaşmaları reddetmemeli” dedi.

Amerika Başkanı, “Bu küresel çapta kadınlara karşı şiddeti sona erdirme konusundaki uluslararası hareket için cesaret kırıcı bir geri adım” nitelemesinde de bulundu.

İletişim Direktörlüğü açıklaması

Türkiye’de İletişim Direktörlüğü’nden yapılan açıklamada sözleşmeden çıkma kararına gerekçe olarak bir grup insanın homoseksüelliği normalleştirme çabası gösterildi. Bunun Türkiye’de sosyal ve aile değerlerine aykırı olduğu kaydedildi. Açıklamada Türkiye’nin sözleşmeyle ilgili endişeleri olan tek ülke olmadığı da belirtildi.

Uluslararası Af Örgütü’nden İstanbul Sözleşmesi için imza kampanyası

Uluslararası Af Örgütü, İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması için imza kampanyası başlattı. “Vazgeçmiyoruz: İstanbul Sözleşmesi’nin eksiksiz uygulanmasını talep et!” çağrısıyla başlatılan kampanyaya Uluslararası Af Örgütü’nün internet sitesinde imza verilebilecek.

Uluslararası Af Örgütü’nden imza kampanyasına ilişkin yapılan açıklamada, Türkiye’nin, sözleşmeyi imzalayan ve yürürlüğe koyan ilk ülke olduğuna dikkat çekilerek, “Sözleşmeden çekilme ihtimali konuşulurken, bu durumun Türkiye’de hem milyonlarca kadın ve kız çocuk için hem de cinsel saldırı ve ev içi şiddet sonrası hayatta kalan herkes için felaket sonuçlar getireceği bilinmektedir” denildi.

Açıklamada, Adalet ve Kalkınma Partisi Merkez Yürütme Kurulu üyeleri, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesini tartışmak ve planlamak yerine, sözleşmenin hayat kurtaran nitelikteki içeriğinin eksiksiz ve etkin bir şekilde uygulanması, kadınların ve kız çocukların haklarının daha iyi korunması ve geliştirilmesi için acilen harekete geçmeye davet edildi.

1- İstanbul Sözleşmesi Nedir?

İstanbul Sözleşmesi uluslararası hukukta, şiddetin kadın erkek eşitsizliğinin ve kadınlara karşı yapılan ayrımcılığın bir sonucu olduğunun vurgulandığı ilk sözleşmedir.

İstanbul  Sözleşmesi fiziksel, cinsel, ekonomik ve duygusal şiddet her tür şiddetle mücadele konusunda “Önleme, Koruma, Kovuşturma ve Destek Politikalarından” oluşan dört temel yaklaşım içeren ilk sözleşmesidir.

İstanbul Sözleşmesi, aynı zamanda şiddetle mücadelede bağımsız bir izleme mekanizması bulunan ve yaptırım gücü olan bağlayıcı ilk sözleşmedir.

2- Adı neden İstanbul Sözleşmesi?

Avrupa Konseyi tarafından hazırlanan “Kadına Yönelik Şiddetin ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Sözleşme” Konseyin 11 Mayıs 2011 tarihinde İstanbul’da yapılan bir toplantısında imzaya açılmıştır. Bu nedenle uluslararası hukukta İstanbul Sözleşmesi olarak anılmaktadır.

Sözleşme 1 Ağustos 2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Türkiye Sözleşmeyi ilk imzalayan ve ilk onaylayan ülkedir. Bu nedenle Türkiye, en başta kadına yönelik her türlü şiddeti önlemek ve bununla mücadele etmek için devlet çapında etkili, kapsamlı ve birbiriyle uyumlu politikalar uygulama yükümlülüğü altına girmiştir.

Bir insan hakkı ihlali olan kadına yönelik şiddetin önlenmesi açısından İstanbul Sözleşmesi büyük önem taşıyor.

3- Sözleşmenin amacı ne?

  • Kadınları her türlü şiddete karşı korumak ve kadına karşı şiddeti ve aile içi şiddeti önlemek, kovuşturmak ve ortadan kaldırmak;
  • Kadına karşı her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılmasına katkıda bulunmak ve kadınları güçlendirmek de dâhil olmak üzere, kadınlarla erkekler arasında önemli ölçüde eşitliği yaygınlaştırmak;
  • Kadına karşı şiddet ve aile içi şiddetin tüm mağdurlarının korunması ve bunlara yardım edilmesi için kapsamlı bir çerçeve, politika ve tedbirler tasarlamak;
  • Kadına karşı şiddeti ve aile içi şiddeti ortadan kaldırma amacıyla uluslararası işbirliğini yaygınlaştırmak;
  • Kadına karşı şiddet ve aile içi şiddetin ortadan kaldırılması için bütüncül bir yaklaşımın benimsenmesi maksadıyla kuruluşların ve kolluk kuvvetleri birimlerinin birbiriyle etkili bir biçimde işbirliği yapmalarına destek ve yardım sağlamak.

4- Yükümlülükleri neler?

  • Taraflar kadınların daha aşağı düzeyde olduğu düşüncesine veya kadınların ve erkeklerin toplumsal olarak klişeleşmiş rollerine dayalı ön yargıların, törelerin, geleneklerin ve diğer uygulamaların kökünün kazınması amacıyla kadınların ve erkeklerin sosyal ve kültürel davranış kalıplarının değiştirilmesine yardımcı olacak tedbirleri alacaklardır.
  • Taraflar herhangi bir gerçek veya hükmi şahsiyetin bu Sözleşmenin kapsamında kalan her türlü şiddet eylemini önleyecek gerekli yasal ve diğer tedbirleri alacaklardır. Bu bölüm uyarınca alınan tüm tedbirlerle, belirli şartlar nedeniyle hassas konuma gelmiş insanların ihtiyaçları göz önüne alınacak ve karşılanmaya çalışılacak ve tüm tedbirlerin merkezinde mağdurların insan hakları yer alacaktır.
  • Taraflar özellikle gençler ve erkekler olmak üzere, toplumun tüm bireylerinin bu Sözleşme kapsamındaki her türlü şiddet olayının önlenmesine aktif bir biçimde katkıda bulunmasını teşvik etmeye yönelik gerekli tedbirleri alacaktır.
  • Taraflar kültür, töre, din, gelenek veya sözde “namus” gibi kavramların bu Sözleşme kapsamındaki herhangi bir şiddet eylemine gerekçe olarak kullanılmamasını temin edeceklerdir.
  • Taraflar kadınların güçlendirilmesine yönelik program ve faaliyetlerin yaygınlaştırılması için gerekli tedbirleri alacaklardır.

5- Türkiye, Sözleşmeyi feshedebilir mi? 

İstanbul Sözleşmesi, uluslararası bir sözleşme, bir Avrupa Konseyi Sözleşmesi. Bu nedenle, Türkiye Avrupa Konseyi Genel Sekreteri’ne yapacağı bir bildiriyle “ben bu Sözleşmeyi uygulamak istemiyorum” demesi mümkün (md.80).

Ama, İstanbul Barosu Başkan Yardımcısı Av. Nazan Moroğlu’na göre, Türkiye olarak İstanbul Sözleşmesine artık taraf Devlet değilim demek, bunun ne anlama geldiğini yurt içinde ve yurt dışında anlatabilmek, haklı bir gerekçeye dayandırabilmek mümkün değildir.

6284 Sayılı Kanun

İstanbul Sözleşmesini feshetmek demek, kadınlara karşı şiddete, bu insan hakları ihlaline göz yummak demek ve aynı zamanda 6284 sayılı Kanunu da işlevsiz bırakmak demek. Çünkü Kanunun uygulanmasında ve gereken destek hizmetlerinin sunulmasında İstanbul Sözleşmesine atıf yapılıyor.

6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun

Amaç, kapsam ve temel ilkeler

MADDE 1 –

(1) Bu Kanunun amacı; şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirlere ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.

(2) Bu Kanunun uygulanmasında ve gereken hizmetlerin sunulmasında aşağıdaki temel ilkelere uyulur:

a) Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler, özellikle Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi ve yürürlükteki diğer kanuni düzenlemeler esas alınır.

b) Şiddet mağdurlarına verilecek destek ve hizmetlerin sunulmasında temel insan haklarına dayalı, kadın erkek eşitliğine duyarlı, sosyal devlet ilkesine uygun, adil, etkili ve süratli bir usul izlenir…..

Kaynak:

BBC News, Voice of America  News, Anadolu Ajansı, Anka

Share This
COMMENTS

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir