İzmir Depremi Sonrası Alınan ve Alınacak Tedbirler…
İzmir ve İzmirlilere göre soğuk bir günün sabahından herkese günaydın. Bana soruyorlar.. Daha 3-4 gün önce İzmir Bornova’da oluşturulan çadır kentin son derece güzel ve insani olduğundan bahsediyordun.. Ne oldu da şimdi depremzedeleri otellere, yurtlara ve boş evlere çıkarmaktan bahsetmeye başladın!
Hemen cevap vereyim afetler dinamik bir süreç yönetimi gerektirir. Bir toplum afetlere ne kadar hazırlıklıysa, afetin boyutları ne kadar yönetilebilir düzeydeyse alınacak kararlar ve uygulamalarda o derecede hızlı ve doğru olur.
İzmir depremi bulunduğu konum, verdiği zarar, kurumların bununla ilgili müdahale gücü, İzmir şehrini yönetenlerin refleksleri ve en önemlisi de toplumun reaksiyonları açısından yönetilebilir ve erken müdahale edilebilir bir afetti.
1999 Marmara depremi ile kesinlikle karşılaştırılmamalıdır. O bölgede ilk günlerden itibaren 6 aya yakın bir süre görev yapmış, tüm bölgeyi gezmiş bir sağlık yöneticisi olarak bunu söylüyorum. O yılların imkânlarına ve afetin boyutlarının büyüklüğüne rağmen Devlet ve toplum elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışmış, yurt dışından ciddi yardımlar kabul etmiş ve süreçlerde buna bağlı olarak bugünlere göre çok daha uzun sürmüştür.
Devlet o kadar evsiz insanı, kalıcı konutlar yapılana kadar aylar hatta yıllarca çadırlar ve konteynerler de misafir etmek durumunda kalmış, buna bağlı olarak da sağlıktan eğitime kadar tüm hizmetler o koşullarda verilmek durumunda kalınmıştır.
İşte bu nedenlerle İzmir depreminde evsiz kalanların (sayıca az olması ve şehirde onlara yetecek kadar boş otel, yurt ve evlerin olması nedeniyle) biran önce kalıcı konutlara geçirilmesi, kira yardımları ve eşyalar ile desteklenmesi gerekmektedir.
Konteynerler daha büyük boyutlu afetler ve daha fazla depremzede olduğu durumlarda mecburen bir ara çözüm olarak tercih edilmelidir. Fakat İzmir depremi için gereksiz bir yatırım olacağını, o şartlarda yaşamanın depremzedelerdeki afet sonrası psikolojik travma üzerinde olumsuz etkileri olacağını düşünüyorum.
Korona virüs pandemisi de ayrı bir olumsuz etken. İlk günlerdeki refleks olarak çadır kent uygulaması doğru bir uygulamaydı fakat yaklaşan kış mevsimi, İzmir halkının ve yerel yönetimin bu konudaki doğru adımları (Hilton otelinin kullanıma açılması, kira yardımları ve 2. konutların kullanıma açılması kampanyaları) artık konteyner ara çözümünden vazgeçilerek Devlet tarafından kalıcı konutlar yapılana kadar depremzedelerin daha insani koşulların olduğu alanlara transfer edilmesini gerektirmektedir.
Artık enkazlar da canlı ve ölü arama çalışmaları bittiğinden, enkazlar başka alanlara kaldırıldığından, hasarlı olup yıkım kararı alınan binalar belli olduğundan, yıkılmayan binalardaki çalınacak eşya ve malzemeler için tedbirler alındığından depremzedelerin de bölgeden ayrılmaya itiraz etmeyeceklerini hatta o olumsuz ortamdan uzaklaşmalarının moral açısından daha iyi olacağını düşünüyorum. Kendinizi biran için onların yerine koyun ve düşünün.
Yazar: Dr. M. Turhan Sofuoğlu, İzmir, 07 Kasım 2020