İzmir depreminde ölü sayısı 93’e yükseldi (2 Kasım 2020)

İzmir depreminde hayatını kaybedenlerin sayısının 2 Kasım 2020 Pazartesi akşamı saat 21.00 itibariyle 93’e yükseldi. Yaralı sayısı ise 994 olarak açıklandı. 106 kişi enkaz altından sağ çıkarıldı. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, acil yıkılması gereken ağır hasarlı 58 bina tespit ettiklerini söyledi.

Yaralı sayısı ise 994 olarak açıklandı. Tedavisi süren 219 kişiden dokuzu yoğun bakımda, dördünün ise durumu ağır. 14 binada arama-kurtarma çalışmalarının sonlandırıldığını, beş binada ise çalışmaların sürdüğünü belirten Kurum, şunları söyledi:

“Bugüne kadar 4 bin 424 binada, 33 bin 434 bağımsız bölümde hasar tespit çalışmalarını yaptık. Acil, ağır hasarlı ve yıkık bina sayımız 53. Az hasarlı 397 bina, orta hasarlı 66 binamız var. Konteyner kent kurulum sürecini başlattık. İzmir Bayraklı’ da 46 bin 300 metrekarelik alana 1000 kişilik konteyner kent kuruyoruz.”

İzmir’in Seferihisar içesi açıklarında 6.9 büyüklüğündeki deprem sonrası aralarında yıkılan binaların müteahhitleri ile fenni mesullerinin de bulunduğu 9 kişi gözaltına alındı.

İzmir Seferihisar açıklarında meydana gelen depremde yıkılan ve ağır hasar alan binalarda meydana gelen can kaybı ve yaralanma olayları hakkında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldı.

İzmir Büyükşehir Belediyesi şiddetli depremin ardından kurtarma çalışmalarının devam ettiği 4. günde hasar raporunu güncelledi.

Rapora göre yıkılan bina sayısı 7, hasarlı bina 504, boşaltılan bina 172 olarak açıklandı.

Toplam kurulan çadır sayısının 2 bin 588’e çıktığı, 369 bin 642 maske, 739 ısıtıcı, 25 bin 991 battaniye-yorgan dağıtıldığı duyuruldu.

Sadahadaki arama kurtarma personeli bin 784’e yükseltildi. Sahadaki toplam personel sayısı ise 6 bin 224 olarak açıklandı.

Üç yaşındaki Elif’i 65 saat sonra enkazdan sağ çıkaran itfaiyeci o anları gözyaşları içinde anlattı

Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca, enkaz altından 65 saat sonra sağ çıkarılan üç yaşındaki Elif’in sağlık durumuyla ilgili olarak “Bilinci açık, ciddi bir kas ezilmesi ya da kırığı yok” açıklamasında bulundu. Depremin umut simgesi hale gelen bebeği beton blokların altından çıkaran itfaiyeci Muammer Çelik ise o anları gözyaşları içinde anlattı.

Üç yaşındaki Elif Perinçek felaketin 65’nci saatinde, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde görevli itfaiyeci onbaşı Muammer Çelik tarafından kurtarıldı. Elif’i bulduğu andan, sağlık çalışanlarına teslim edene kadar başparmağını bırakmadığını belirten Çelik, o anları gözyaşlarıyla anlattı.

Elif’in annesi ile kız kardeşlerini zaten çıkarmıştık. Oradan ince ince aramaya başladık. Ta ki Elif’in bulunduğu odaya kadar. Odasına geldiğimizde Elif’in bile yaşayamayacağı kadar alçak bir yerle karşılaştık. Hilti ve kazma kullanamazdık. Çekiçlerle oraya girdik ve sonunda Elif’in bulunduğu yer tespit ettik. Üzerindeki ızgara demirlerini keserek alanı açtık.

Ekibimden battaniye istedim çünkü hiçbir kımıldama yoktu. Yüzüne beton kırıntıları dökülmüştü. Yüzünü temizlemek istedim. Elimi uzatmamla beraber Elif bir anda baş parmağıma yapıştı. Elimi tuttu, bırakmadı. Dondum kaldım. Yanımda başka bir kurtarma biriminden arkadaş vardı. O da dondu kaldı. Ağlamaya başladık. Hep beraber ağlıyorduk. Bunu anlattıkça dayanamıyorum. Elif’i hemen kucakladık, sağlıkçıları çağırdık. Kontrolünü yaptırdık, Elif o parmağımı hiç bırakmadı. Sedyenin üzerinde bile beni bırakmıyordu. Sağlıkçılara teslim ettikten sonra parmağımı bıraktı.

Elif, hayat üçgeninden daha küçük bir alanda yatıyordu. Çok dar bir alandı. Sırt üstü vaziyette uyuyordu, hiçbir hayat belirtisi de yoktu. Ta ki ben ona dokununcaya kadar. Gözlerini açtıktan sonra bizim için bambaşka bir an oldu. Hep beraber öyle bir sevindik ki, sevincimiz dağlara sığmaz.

Bundan sonra İstanbul İtfaiyesi olarak onun ağabeyiyiz. Kapımız ona her daim açık. 24 senelik itfaiye memuruyum. Birçok kez böyle olaylar gördük. Bizim en büyük kazancımız işte budur. Burada kahraman biz değiliz, burada kahraman Elif. Biz zaten görevimizi yaptık ama burada kahraman olan Elif. Elif eğer benim parmağımı tutmasaydı ben onu ölü diye tabir edip battaniyeye saracaktım.