Küreselleşme ve Sağlık

Küreselleşme ve Sağlık

Artık, sınırlar ordular tarafından geçilmiyor. Uluslararası şirketler tarafından geçiliyor. Buna küreselleşme diyorlar. Prof. Dr. Hüsnü Göksel

Artık, Dünya eskisi kadar büyük değil. Ulaşım ve iletişim teknolojilerindeki gelişmeler ülkeler arasındaki mesafeleri çok kısalttı. Günümüzde, binlerce kilometre uzaktan faaliyetlerde bulunmak, uzaklarda yaşayanlarla işbirliği yapmak, insanlarla iletişim kurabilmek, onları etkileyebilmek, ticaret yapabilmek, sosyal ilişkilerde bulunabilmek sıradan işlerden oldu. Toplumlar birbirinden kopuk, içine kapanmış, demir perdelerin arkasına saklanmış, birbirlerinden habersiz değiller artık. Aksine, dünyanın bir köşesinde olan biteni anında öğrenebilmek, o olaylara müdahale edebilmek çok kolaylaştı. Kolaylaşmanın ötesinde, bütün ülkelerin birçok konuda ortak davranmaları bir gereksinme haline geldi. İnsanlar giderek ülke sınırlarını zorluyor, siyasal, ekonomik, kültürel birliktelikler kuruyor; hatta Avrupa Birliği örneğinde olduğu gibi ülkeler birleşiyor. Başka bir deyişle, insanoğlu küre biçimindeki küçük bir gezegende yaşadığının farkına vardı; artık topluluklar başka topluluklarda olan biteni biliyor, gelişmeleri izliyor, refahı paylaşmak, dünyanın başka köşelerindeki olanaklara kendilerinin de sahip olmasını istiyor. Bu olanaklara sahip olmayı bir hak olarak görüyor. Yani, “yaşam küreselleşiyor”.

Küreselleşme, sosyal ve ekonomik işlevlerin ulusal sınırların ötesine taşmasıdır. Böyle olunca, mal ve hizmetler, onları oluşturan sermaye, işgücü ve teknoloji ile birlikte engeller olmaksızın uluslararası dolaşabiliyor. Bu yaklaşımdan hareketle küreselleşme, farklılıkların kaynaştırılması ve güçlerin birleştirilmesi için ortak çaba gösterilmesi olarak da tanımlanıyor. Bu ortak çabanın amacı, kazanmak ve kazandırmak, yani, birlikte kazanmaktır.

Küreselleşme değişik boyutları ile de tanımlanabilir. Bunlardan birisi “ekonomik küreselleşme”, bir diğeri ise bilgi ve teknolojileri öncelikleyen “teknolojik küreselleşme”dir.

Sosyal yönüyle bakıldığında “kültürel küreselleşme”den söz edilebilir. Örneğin, İngilizcenin diğer diller üzerindeki hâkimiyeti buna örnektir. Bir de, ahlaki ve hukuk standartlarının küreselleşmesinden söz edilebilir ki, Avrupa Birliği normları bunun bir örneğidir.

Küreselleşmeye olumlu açıdan bakıp refaha ulaşmanın bir ortak aracı olarak görenler olduğu gibi, sistematik yağmayı, insanları benzer bir kalıba sokmayı, batı dünyasının kültürünü, dilini, müziğini, yaşam tarzını bütün dünyaya yaymayı amaçlayan bir tür “sanal sömürgeleşme” olarak tanımlayanlar da mevcuttur. Küreselleşmeye olumsuz açıdan bakanlar onu egemen güçlerin kendi güçlerini arttırmayı hedefleyen, ekonomik ve sağlık sorunlarının başlıca nedeni olarak görüyorlar.

Kaynak:

Prof. Dr. Zafer Öztek, Halk Sağlığı Kuramlar ve Uygulamalar Kitabı, Ankara, Sağlık ve Sosyal yardım Vakfı Yayını, 2020, S.138

Share This
COMMENTS

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir