Luna Park

Luna Park

Sabahları genelde erken kalkarım. Yüzümü yıkadıktan sonra herkesin yaptığı gibi bende aynaya bakarım. Aynalar hiç yalan söylemez. Hani bazı aynalar vardır Luna Park diye tanımladığımız eğlence yerlerinde,  iç bükey veya dış bükey aynaların sıralandığı yerlerde, kendimize bakar, kahkahalarla güleriz. Luna park dediğimizde aklınıza bu ismin nereden geldiğini de düşünmüş olabilirsiniz. Bir rivayete göre Anatoliy Lunaçarsky, aslen Ukraynalı bir siyasetçi, Rusya’daki rejim den kaçarak, Fransa ya yerleşir. Bir Oyun Parkı kiralayıp on iki yıl bu parkı işletip, oyun oynayan çocuklara sandviç satarak geçinir. Aslında hem siyasetçi hem de edebiyatçı olduğu söylenen bu kişinin işlettiği bu tip oyun bahçelerine Lunaçarsky adını anımsatan Luna park adı ile anılır. Daha sonraları buna benzeyen parklara da aynı adı koyarlar.

Ankara Gençlik Parkı

Bir başka tevatürde ise kıtalar arası taşımacılık yapan bir yolcu gemisinin adı Luna’dır. Bu geminin sahibi son Amerika seyahatinden sonra, gemiyi satarak bir oyun bahçesi kurar.  Gemisinin adını yaşatmak için Lunapark ismini bu oyun bahçesine verir.

Luna Park konusunda birçok hikâye vardır, ama hiç biri gerçek olmadığına inanırım. Bir gerçek vardır ki, bu parkın içinde bulunan birçok oyunlarda insanlar oynarken bir nebze günlük sıkıntılarından uzaklaşırlar. Seneler önce Ankara da inşa edilen Gençlik Parkının içinde de bir Luna Park bulunmakta. Gençlik Parkının yapımı 1936 yılında başlamış. Bu büyük arazinin üzerinde yapılan parkın birçok hikâyesi bulunmaktadır. 22 Nisan 1941 tarihinde jandarmalar tarafından evlerinden alınan 12 bin gayrimüslim erkeklerin bir bölümü bu parkın yapımında çalıştırılmış. Park 19 Mayıs 1943 de halka açılmış. 1951 yılında İtalya dan bir kurum Luna Park’a benzer bir oyun bahçesi kurmuşlar.

Atatürk’ün 1936 yılında kurduğu Orman Çiftliği

Geçtiğimiz son 10 sene içinde Atatürk’ün mirası, Atatürk Orman Çiftliği ve yanındaki hayvanat bahçesinin arazisi üzerine, 1.3 milyon metrekare alanda, 2013 yılında devrin Belediye Başkanı Ankapark adı ile bir park yapımını başlattı. Bu parka harcanan para 801 milyon dolar. Bu günün parası ile 11.9 milyar lira para harcandı. Bu kadar büyük para ile Ankara’ya neler yapılmazdı? Aslında bir tek maksat güdüldüğünü düşünmekteyim,  Atatürk ismini o araziden silmek. Basit insanların kısır düşünceleri. Milletin kalbindeki Atatürk’ü silebilir misin?

Çocukluğumda Gençlik Parkına sıklıkla gittiğimizi hatırlarım. Birçok aileler gibi bizde, yaz günlerinin akşamları ellerde çörek börek, parkın gölet havuz etrafında bulunan çay bahçelerinde, semaverle çay söylenirdi. Gece serinliği çökünceye kadar bu bahçede eğlenip, Luna parkın çeşitli oyunlarını ücretle oynar veya seyrederdik. Bir silindir içinde motosikletle dönen insanlara hayret ederdim. Gösteri sonuna doğru silindirin içinde motosikletini sürerken Türk bayrağını açıp ellerini bırakmasını seyrederken korkardım.

Çarpışan otomobillere binerdik, amma süre bitince araçtan, dayak yemiş boksör misali sendeleyerek çıkardık. Birde zincirle yukardan aşağıya sallanan salıncakları döndüren ve döndükçe açılan döner salıncaklar vardı. Döne döne insanın başı dönerdi. Yine hatırımda kalan İzmit’te fuar yerindeki Lunaparka bakan iki gece bekçisi, gece yarısı herkes gittikten sonra, böyle bir dönen dolaba şalteri açıp ikisi de dönen salıncağa binmişler. Salıncağı durduracak kimse olmadığından, her ikisinin de sabah cansız bedenlerini bulmuşlardı.

Bu park alanında en gülünç yer ise çeşitli boyda içbükey veya dış bükey aynaların karşısında şekilden şekle giren görüntümüzü seyrederken kendimize kahkahalarla gülerdik. Hani şimdi o aynaların karşısına geçmek istemem.

İnsanoğlu bu, böyle  alanlarda kısa süre mutluluk yaşarlar, daha sonra gerçek hayatla yüzleşirler. Hatırlarım güldüren aynalar bir koridor üzerinde sağlı sollu boydan sıralanmıştı. Bütün aynaların sonunda sağlı sollu iki düz ayna bulunurdu ve düz aynalara bakıp gerçek boyumuzu görüp, buradan çıkardık.

Bu günlerde ekranlarda birçok siyasi ülkemde her şeyin düzgün gittiğini söyleyerek bilinçaltı algı mühendisliği yapmaya çalışmakta. ‘Biz sizin sıkıntıda olduğunuzu biliyoruz‘ demek ne demek bilen varsa söylesin. Sanki bizi sıkıntıya sokan bir başka yönetim. Ne kadar zekâ yoksunu söylenen bir cümle. ‘2023 de yepyeni bir Türkiye’yi size vaat ediyoruz.’ Bir başka akıl dışı  söylenmiş cümle. Bu gün niye bu vaatlerini uygulamıyorsun diye sormaz mı millet? Yurdum insanı açlık sınırında yaşamakta. 13 milyon insan yardım parası almakta. Bu değer nüfusun %16 sı eder. Almaya da bu değer % 0.8 .

Hani ağır yükü bulunan bir kamyon yokuş aşağı giderken frenleri patlar, bir oraya bir buraya savrulur ya, sonrasında devrilerek yuvarlanır. Bu savrulmada her tarafa zarar verir. İşte şu anda ülkem, freni patlamış kamyon gibi bir sağa bir sola çarpmakta.

Ülkemi idare etmeye çalışanlara seslenmek isterim. Bırakın yamuk aynalarda kendinizi seyretmeyi, tünelin sonundaki gerçeği gösteren aynaya bakın, kendinizi görün diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.

Yazar Metin Atamer, Ankara, 5.4.2022

Share This
COMMENTS

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir