Meraklısı İçin Çin Tarihi Bölüm 3: Qing Hanedanı’nın Tarihi
Çing Hanedanı, 1644-1911 yılları arasında Çin’de hüküm sürmüş hanedandır. Kurucusu, Çin’in kuzeydoğusunda yaşayan Mançuların Aisin Gioro klanıdır; bu nedenle Mançu Hanedanı olarak da adlandırılır. Çin’in son imparatorluk hanedanıdır.
Klasik Fransız toplumu 3 sınıftan oluşuyordu. Birinci sınıf ruhban sınıfıydı, ikinci sınıf soylular, üçüncü sınıf ise geriye kalan herkesti.
Kendisi de bir rahip olan Abbe Emmanuel Joseph Sieyes (1748-1836) Ocak 1789’da Fransız Devrimi’nden kısa bir süre önce yayınladığı bildirisinde “Üçüncü sınıf nedir?” diye soruyordu.
Üçüncü sınıf nedir?
Her şey üçüncü sınıftır.
Politik düzende üçüncü sınıfın yeri nerededir?
Hiçbir yerdir
Üçüncü sınıf ne istiyor?
BİR ŞEY OLMAK!
Modern dünya, bu bir şey olma kavgasının sonucu olarak şekillendi demek abartılı bir yargı olmayacaktır. Batı ile doğu arasındaki “Büyük Farklılaşma (Great Divergence)” da bir bakıma Fransız Devrimi ve onun etrafında gelişen olaylar neticesinde kitleleri daha fazla etkili kullanabilen devletlerin öne çıkmasından kaynaklandı.
Büyük farklılaşmanın sonuçlarını görebileceğimiz en iyi örneklerden birisi Çin. Çin’in hem tarihteki hem de günümüzdeki önemi yadsınamaz. Yüzyıllarca Asya’ya hükmetmiş büyük bir imparatorluğun süper güçten sömürgeye giden ve sonunda yine devler arasına katılmasıyla devam eden hikâyesini anlamak, batı ile doğu arasında oluşan farkı anlamlandırabilmek açısından önemli.
Bu bölümde genel olarak Çin İmparatorluğu’nun son büyük hanedanı “Qing Hanedanı’nın” tarihini tartışacağım.
Çin’de 1368 yılından beri İmparatorluğun yönetimi Ming Hanedanlığının kontrolü altındaydı. 16.yy ortalarından itibaren, günümüzde Mançurya olarak bilinen bölgede Jurchen kabile liderlerinden “Nurhaci (1559 – 1626)” çevre kabileleri fethetmeye ve onları kendi liderliği altında birleştirerek Mançular’ın temellerini atmaya başladı. Ordusu bölgedeki Moğollarla yaptığı savaşları kolaylıkla kazandı. Moğol birliklerini kendi komutasına katan Nurhaci’nın düşünce tarzı Cengiz Han’a yakındı. Fethettiği bölgelerin insan gücü ve bilgisinden yararlanabilen bir yöneticiydi.
1625 yılında, Nurhaci Ming şehri olan Shenyang’ı ele geçirdi ve burayı Mançurya’nın başkenti ilan etti. Ele geçirilen Ming şehirleri Mançular’ın etkinlik alanını arttırmakla kalmıyor, aynı zamanda kendisine önemli nüfus katkısı da sağlıyordu.
İkinci Mançu İmparatoru ve Nurhaci’nin oğlu “Hong Taiji (1592 – 1643)” Avrupa’dan getirtdiği top teknolojisini kullanarak 1634’te topçu birlikleri oluşturdu ve Ming’e (yani Çin İmparatorluğuna) saldırmaya devam etti. 1636’da “Son Jin Hanedanı” olan ismini “Büyük Qing Hanedanı (Mançu Hanedanı, Pinyin Manzu)” olarak değiştirdi. Qing, temiz veya taze anlamına geliyordu. Böylece Çin tarihinde temiz bir sayfa açılıyordu.
Kuzeyde Çin Seddi’nin ötesinden gelen Mançular’la savaşmakta olan Ming Hanedanı, içeride ise asilerle boğuşuyordu. “Li Zicheng” liderliğindeki asiler 1644 yılında başkent Beijing (Pekin)’i ele geçirdiler. Başkenti ele geçiren asiler, Mançular’a karşı seddi savunan en büyük Ming ordusu “General Wu Sangui” üzerine, Çin Seddi’nin Shanghai Geçidi’ne doğru yürümeye başladı. Durumun umutsuzluğunu gören Wu Sangui Mançular’la anlaşarak Çin Seddi’nin kapılarını açtı. Mançu’lar asileri kolaylıkla alt ederek Beijing’e kadar geldiler ve şehri asilerden kurtardılar. Ancak bu durumu da fırsat bilerek, imparatorluğa el koydular.
1643’te ölen Hong Taiji’nin yerine oğlu “Tulin (1644 – 1661)” geçmişti. Tulin Beijing (Pekin)’in işgalinden 5 ay sonra 30 Ağustos 1644’te İmparator Shunzhi adıyla Çin İmparatoru ilan edildi. Çin tarihinin en uzun soluklu Çin’li olmayan hanedanı böylece başlıyordu. Ancak yeni imparator sadece 5 yaşındaydı ve 13 yaşına gelene kadar kendisine naiplik görevini yapması için “Dorgon” atandı.
Dorgon döneminde Qing Hanedanı’nı güçlendirmek amacıyla Dorgon tarafından uygulanan bahse değer iki olay yaşandı.
Bunlardan ilki, 1645’te ki “Saç Kesimi Katliamı’ydı”. Konfüçyus inancında insanın vücudu, derisi ve saçı ebeveynleri tarafından onlara veriliyordu ve zarar görmemeleri gerekirdi. Çin Halkı saçlarını kesmiyordu. Mançular ise belirgin bir şekilde kazıdıkları saçlarını arkadan bir kuyruk olacak şekilde bırakıyorlardı. Dorgon bir yasa çıkararak tüm Çinliler’in de saçlarını Mançular’la karışmayacak şekilde kazımalarını ve kuyruk bırakmalarını emretti. Aksi takdirde davrananlar idam edilecekti. Dorgon kolaylıkla kendisine diz çökmeyecek muhaliflerden kurtulabileceği bir yol bulmuştu. On binlerce kadın ve erkek saçlarını kesmedikleri için katledildiler. Yıllar içinde saç kesme ve kuyruk bırakma geleneği o kadar yerleşti ki, 1912’de yeni cumhuriyet kuyrukların kesilmesini istediğinde halk bu sefer de bu karara büyük tepki gösterdi. Benzer uygulamalar Çin’den Japonya gibi Asya devletlerine de geçmişti
İkinci bir olayda, dönemin aydınları ve bürokratlarının desteğini sağlamak amacıyla alınan “İmparatorluk Sınavları’nın” devamı kararıydı. Sınav sistemi 6. yy’da, babadan oğula geçen aristokrasinin gücünü kırmak ve gücü imparator etrafında merkezileştirmek amacıyla uygulanmaya başlamıştı. Özellikle 500’lü yıllarda iyice güçlenen aristokrasi imparatorların karar almasının önünde ciddi bir engel haline gelmişti. Sui Hanedanlığı aristokrasiyi kızağa çekmek ve gücünü kırmak amacıyla sınav sistemini ilk kez uygulayan hanedanlık oldu. Böylece zorlu sınavları geçebilen az miktardaki insan yönetim kademelerine girmeye hak kazanıyordu.
Sınav sistemi hem Asya’da hem de batıda İngiltere ve ABD gibi devletlerde karşılık bulmuş ve farklı şekillerde uygulanmış bir sistemdi. Ancak İmparatorluk Sınavları antik felsefi ve dini metinlere dayalıydı ve modern bilimsel eğitimden uzaktı. Qing Hanedanlığı’da bu durumu düzeltmedi. Aksine modern bilgiyi reddedip, daha izolasyonist bir tutum içine girdi.
Qing yönetimi boyunca (1644-1912), Çin nüfusu 130 milyonlardan, 430 milyonlara ulaşmıştı. Nüfusun aynı zamanda daha fazla üretim ve daha kalabalık ve dolayısıyla güçlü ordular anlamına geldiği bir dönemde nüfus gücün önemli bir göstergesiydi. Qing Çinliler’i pasifize edip, azınlıkları asimile etti. Çin’de entegre ulusal ekonomiyi geliştirdi.
Ming Hanedanı’nın yönetim biçimini devam ettiren Qing Hnedanı Mançu egemenliğini korumak için üst düzey yetkililerin yarısını Mançu diğer yarısını ise Çinliler’den seçtiler.
İkinci Qing İmparatoru “Kangxi (1661-1722)” Mançurya-Rus sınırı boyunca uzanan Amur Nehri kıyısında bulunan Albanzin Kalesi’ni ele geçirerek Rusları Argun Nehri gerisine sürdü ve Mançurya sınırlarını genişletti. Ruslar ve Çinliler arasındaki Mançurya sürtüşmesi ilerleyen yıllarda da kanlı bir şekilde devam etti.
Qing gelecek 40 yıl boyunca sınırlarını genişletti. Dzungar Moğollar’ına karşı alınan zaferle birlikte Dış Moğolistan, Dzungaria, Türkistan ve Nepal Çin’e dâhil edildi.
İki İmparator “Yangzheng (1722-1735)” ve “Qianlang (1735-1796)” döneminde ticaret hacmi artmaya başladı ve özellikle el işçiliğine dayalı endüstri patlama yaptı. Bu dönemde Çin’deki Katolik misyonerlerin faaliyetleri hoşgörü ile karşılanarak, rahipler astronom ve sanatçılar olarak çeşitli kademelerde görevlere getirildiler. Resim, baskı ve porselen imalatı gibi alanların yükselişi de bu dönemde olmuştur. Yine Filoloji biliminin ortaya çıkması da bu zamana denk gelmektedir.
Ming Hanedanlığı döneminde Çin ticaret ve endüstrisi “bırakınız yapsınlar (laissez faire)” politikası ile müdahalelerden uzak, tarifeler ve devlet kısıtlamalarından arınmış bir şekilde yürüyordu. Ancak Qing Hanedanlığı ile bu durum değişti. İmparator Kangxi (1654-1722); İmparator Kangxi veya asıl adıyla Xuanye, Çin’in Qing Hanedanı’nın dördüncü imparatorudur. Saltanatı 1661’den 1722 yılında ölümüne kadar sürmüştür. İmparator Kangxi, 61 yıllık hükümdarlığı ile Çin tarihinin en uzun süre tahtta kalan imparatorudur ve Çin’in en büyük imparatorlarından biri olarak kabul edilir.) ile başlayarak 1661-1840 yılları arasında ticaret ve endüstri üzerindeki devlet kontrolü iyice arttı. Önemli Endüstriler tekelleştirildi ve yabancılar ile ticaret dört şehir ile sınırlandırıldı (Guangzhou, Xiamen, Sangsia ve Ningbo).
Yabancılar ile ticaretin kısıtlandırılmasında üç temel sebep vardı.
- Çin yönetici sınıfının kibri: Çin İmparatorluğu dünyanın en büyük imparatorluğuydu. Medeniyetin ve hatta dünyanın merkeziydi. Bu kendine güven ve kolektif inanç Çin’in izolasyona yatkınlığını pekiştiriyordu.
- Mançular, Çinliler’in kıyı şeridinde yabancılar ile ticaret yaparak güçlenmesini istemiyordu.
- Qing yöneticileri yabancı elçilerin kendilerine diz çökmemesinden ve pervasızlığından şikâyetçilerdi.
Çin’in son hanedanlığının genel durumu Batı Avrupa’nın yükselişe geçmeye başladığı dönemde genel hatlarıyla bu şekildeydi. Ortaya çıkan yapı karasal genişlemeyi yeterli bulan, statükoyu koruyan, dönemin şartlarının gerektirdiği kaynaklara kendi içinde ulaşabilen, toplumunun çok küçük bir kısmının modern eğitimden uzak bir anlayışla eğitildiği toplum yapısına ek olarak izolasyonist politikalar nedeniyle gelişmelere kapalı bir Çin’di. Genel hatlarıyla bu durum, o dönemde gerileyen tüm geleneksel imparatorlukların içinde bulunduğu durumun özetiydi.
Aşağıdaki iki tablonun ilkinde dünya nüfusunun, ikincisinde ise gayrisafi yurt içi hasıla’nın yıllar içindeki değişimi verilmiştir. Batı Avrupa tanımı bölgedeki 15 büyük devlet ve çeşitli küçük devletleri içeriyor. Almanya, İngiltere ve Fransa bu devletler içindeyken, Rusya bu devletlere dâhil değil. Asya sütununda gördüğünüz rakamların ise neredeyse tamamını Çin ve Hindistan oluşturuyor. Benim ulaştığım kaynaklarda Osmanlı İmparatorluğuna dair bir nüfus ve GSYİH bilgisi bulunmuyordu. Yazı Çin ile ilgili olduğundan eklemeye gerek duymadım.
Tablo 1: 1700-1913 yılları arası dünya nüfusu.
NÜFUS (x1000) | 1700 | 1820 | 1870 | 1913 |
Batı Avrupa | 81,460 | 133,040 | 187,504 | 260,975 |
Çin | 138,000 | 381,000 | 358,000 | 437,140 |
Asya Total (Japonya Hariç) | 374,800 | 679,400 | 730,792 | 925,689 |
ABD | 1000 | 9,981 | 40,241 | 97,606 |
Dünya Total | 603,490 | 1,041,834 | 1,271,915 | 1,791,091 |
Tablo 2: 1700-1913 yılları arası “gayrisafi yurt içi hasıla (GSYİH)”
GSYİH % | 1700 | 1820 | 1870 | 1913 |
Batı Avrupa | 21,9 | 23 | 33 | 33 |
Çin | 22,5 | 32,9 | 17,1 | 8,8 |
Asya Total (Japonya Hariç) | 57,7 | 56,4 | 36,1 | 22,3 |
ABD | 0,1 | 1,8 | 8,8 | 18,9 |
Yazar Dr. Dt. Tuncer Karaman, Periodontoloji Uzmanı, Ankara, 12 Nisan 2021
Dipnot: Önümüzdeki ay Çin tarihine kısa bir ara vereceğim. 1 Mayıs İşçi Bayramına özel bir yazı paylaşmak istiyorum. 1 Mayıs’ta görüşmek üzere…