Mezuniyetten 20 Yıl Sonra !!!

Mezuniyetten 20 Yıl Sonra !!!

1999 mezunları olarak (Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi) meslekte 20 yılı devirmişiz. 2 yılda stajı sayarsak 21 yıldır hasta bakıyoruz dönemdaşlarımla beraber. Yirmi yılda neler değişmedi ki? Teknolojinin hızla değişimi ile birlikte kullandığımız malzemeler, aletler her şey gelişti ve de değişti…

Ancak, birçok şey hızla değişirken asıl hayatımızı etkileyen olaylar neden bu kadar benzer kalıyor?

Ben, son sınava girdiğim günü hala dün gibi hatırlıyorum. Sebebi son sınavın heyecanı değil elbette. Bir kaç saat içinde başlayacak olan ve günler öncesinden izlemek için hazırlığımı yaptığım güneş tutulmasıydı. Tarih 15 Ağustos 1999. Bende sınav biter bitmez, tutulmayı izleyeceğim ve Yalova’ya gideceğim. Panaromik radyografilerden hazırladığım güneş filtresinin iş görüp görmeyeceği, sözlü sınavda sorulacak sorulardan daha önemli. O an bilmiyoruz ama iki gün sonra Türkiye’nin batısı yerle bir olacak ve kendimizi yüz binlerce afetzede ile birlikte gelecek günlerimizi oldukça etkileyecek acı bir travmanın içinde bulunacağız.

17 Ağustos 1999 Türkiye’nin hafızasında çok acı bir yer edindi. İlk elden o yıkımı görmüş biri olarak, günümüzde hala İstanbul’da olacak olan o depremi sadece tartışarak ve olacaklardan korkarak bekliyor olmayı aklım almıyor. 20 yılda yapılmayan her şeyin, binlerce insanımızı umarsızca kaybetmemize sebep olacak olması anlaşılır gibi değil. Kuluçkaya yatmış, yumurtanın kırılmasını bekliyoruz. Ama kırılacak yumurtadan civciv çıkmayacak olması acı verici. 20 yıl sonra biz hala depremi tartışıyoruz. İnsanları nasıl bu yıkımdan kurtarabilirizden çok, kaç kişiyi kaybedeceğimizi hesap ediyoruz.

Ekonomi desek, yine değişen pek bir şey yok. O dönemde, 1994 yılında meydana gelen krizin etkileri daha tam olarak atlatılamamışken, bu sefer de 2001 yılında bankacılık sektörü kaynaklı bir krizle ekonomi alt üst olmuştu. Krizden birkaç ay önce açmıştık muayenehanemizi. Çekilen sıkıntıyı tahmin edebilirsiniz. O kriz önümüzde yaşayacağımız 20 yılın en önemli belirleyici faktörlerinden birisi olmuştu. Dönemin siyasi figürlerinin tamamen ortadan kalkmasına ve yenilerinin hızla gelmesinin sebebiydi. Aradan 20 yıl geçtikten sonra bugün hala ekonomik krizi tartışıyoruz.

Peki ya terör?

1980’ler de çocuk olan bizler için ölüm haberleri ne kadar da günlük bir olaydı. Terör haberleri günlük yaşamın bir parçasıydı adeta. Bu durum ne doksanlarda, ne de günümüzde hiç değişmeden kaldı. Sadece bazı örgütlerin ismi değişti, bazıları hakkında haberler azalırken, bu seferde sahneye yenileri çıktı. Sosyal medya ile birlikte boğaz kesme görüntüleri bile hayatımızın bir gerçeği haline geldi. Güya aradan yirmi yıl geçti.

1990’lı yıllarda sıkça işittiğimiz irticai faaliyetler, TSK içindeki tarikat örgütlenmelerinin meyvelerini daha birkaç yıl önce 15 Temmuz 2016’da topladık. Tarikatlar 20 yıl sonra hala gündemimizde.

Terör, ekonomik kriz, deprem, cinayetler, kadına şiddet, çocuk tacizleri, doğa katliamı… vs… Hep tam da alışıyoruz artık derken, daha kötüsü geldi. Daha fazla terör, daha büyük ekonomi kriz, daha yıkıcı deprem beklentisi…

Bu hafta, pdf formatında günlük olarak çıkan Gazete Pencere’de Zeynel Lüle’nin yazısı  (8 Kasım 2019 – Mutsuzluğumuz Artıyor) durumumuzu anlatıyor aslında. Birleşmiş Milletler’ in Dünya Mutluluk Raporuna göre, 156 ülke içerisinde mutluluk indeksinde 79. sıradayız. 2017’de 69, 2018’de ise 74. sırada olduğumuzu da eklemeliyim. Gelişmiş ülkelerdekinin aksine eğitim seviyesi arttıkça mutsuzluğumuz da artıyor. O ya da bu sebeple, hissettiklerimi aşağı yukarı bu mutsuzluk değil mi?

Çalışma hayatıyla geçen 20 yıl boyunca kendi adıma ve muhtemelen sizlerin de adına şu söylenebilir. Bir insan ömrü için oldukça çok sayıda sıkıntıya, acıya ve zorluğa göğüs gerdik. Bu sıkıntıların yakın zamanda da geçecek gibi bir hali yok. 96 yıl önce cumhuriyeti kuranların kafasında ki 2019 yılı bu muydu acaba? Adil, eşit, özgür ve mutlu bir yaşam bu kadar ulaşılmaz mı?

Hadi mesleğe de bağlayalım ucundan. Bugün diş hekimliği mesleği 20 yıl öncesine göre daha mı kolay yapılıyor? ADSM’lerde çalışan, muayenehanecilik yapmaya çalışan meslektaşlarım 20 yıl öncesine göre daha mı iyi durumda? Evet, bazı şeyler değişti elbette, ama karşılaşılan zorluklar ve bu zorlukları ortaya çıkaran etmenler yerinde saymakta… Yirmi yıl öncesine göre daha mutlu ve umutlu hissediyor muyuz?

Son Söz: Yazıya son düzeltmelerimi yaptığım gün 10 Kasım. Mustafa Kemal Atatürk’ün kalbimize taşındığı gün. Yüce hatırasını saygı ve özlemle anıyorum.

Diş Hek. Dr. Tuncer Karaman (10 Kasım 2019)

Share This
COMMENTS

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir