Miraç
Sevgili Kardeşlerim, Dostlarım,
2021 Yılının 10 Mart gecesi biz Müslümanların Miraç’ı kutladıkları gecedir. Miraç Kandilinizi kutlar, sağlık içinde nice Miraç Kandili kutlamamızı dilerim.
Miraç Arapça; “Merdiven, yukarı çıkmak, yükselmek” anlamına gelir. İslam ‘da ise; “Hz. Muhammed’in göğe yükselerek, Allah’ın huzuruna kabul edilmesi” olarak tanımlanır ve inanılır.
Miraç olayı, Hicretten önceki Recep ayının 27. gecesi gerçekleşir. (Demek ki; M.S. 621 yılında gerçekleşir)
Olayın iki aşaması vardır. Birinci aşama “Kuran’da” yer alır. İkinci aşaması ise “Hadisler de” yer alır.
Birinci aşama;
“Hz. Muhammed’in, Mescidü’l Haram’dan Mescidi Aksa’ya (Küdüs’teki Mescidi Aksa olduğu kabul edilir) Burak adlı bineğine binerek yaptığı bir yolculuktur. Kuran’da gece yürüyüşü anlamına gelen “Isra” adını alır.
Tabii, Hz Muhammed’in zamanında Kudüs’te Mescidi Aksa diye bir cami yoktu. (Kudüs’teki Mescidi Aksa M.S. 628 yılında yapılmıştır.) Orada, Hz. Süleyman tarafından inşa edilmiş ve daha sonra yıkılmış mabedin kalıntıları vardı ve burası Beytü’l Makdis olarak adlandırılırdı. Ancak, Beytü’l Makdis Kuran’da geçmiyor, hadislerde zikrediliyor. Kuran’da geçen Mescidi Aksa anlam olarak “En uzak mescit” demektir.
İkinci Aşama da ise;
Hz. Muhammed’in; Beytü’l Makdis’ten, Allah’ın yanına yükselişi anlatılır. Miraç olarak anılan bu yükselme olayı Kuran’da yoktur, Ama çok sayıda hadiste ayrıntılı biçimde anlatılır.
İslam inanışına göre, Hz. Muhammed yanında Cebrail olduğu halde göğe yükselir. Bu yükselişte sırasıyla Hz. Âdem, Hz. İsa ve Yahya, Hz. Yusuf, Hz. İdris, Hz. Harun, Hz. Musa ve yedinci katta Hz. İbrahim ile görüşür. Daha sonra cennet ve cehennemi görüp, Allah’ın huzuruna kabul edilir. İşte, beş vakit namaz burada farz kılınır. Daha sonra, buradan tekrar Beytül Makdis’e, oradan Mekke ‘ye dönülür.
İslam bilginleri Miraç olayını uyku durumunda ve rüyada mı, yoksa uyanık iken mi gerçekleştiği konusunda farklı görüşler ileri sürmüşlerdir
Daha sonraları, Kelamcıların büyük çoğunluğu miraç olayını uyanıkken ve hem ruh, hem de bedenen gerçekleştiği konusunda anlaşmışlardır.
Müslümanlar;
1- Bu yükselmeyle Hz. Muhammed’in bütün insanlığı temsilen Allah’ın yüce huzuruna kabul edildiğine,
2- Miraç’ın “Kadir Gecesinden” sonra en kutsal gece olduğuna,
3- Bu gece ibadet etmenin ve günahlarımızın bağışlanması için af dilemenin Allah tarafından kabul edileceğine inanır
4- Bu geceyi izleyen gün cami ve tekkelerde gelenek olarak Miraç olayı anlatılır, Miraciye adı verilen şiirler okunur ve dinleyenlere süt ikram edilir.
5- 1570 ‘li yıllarda (II. Selim zamanı) minarelerde kandil yakılmaya başlandığı için, böyle kutsal geceler o tarihten sonra “Kandil” olarak anılmıştır.
Bu kutlama yazımı sonlandırırken, çok önem verdiğim bir hususu yinelemek isterim!!!
Kuran’ı okursanız bir bölümünde, diğer İbrahim’i dinlerin Kutsal Kitaplarında da yer alan masalları ve mucizeleri bulursunuz!
Ancak, Kuran’ın başka bir bölümünde ise, “İnsan ve toplum yaşamının” düzenlendiğini fark edersiniz! Örnek;
- Adet günlerinde kocanın karısına yaklaşmaması,,
- Nisa suresi; “Bir Müslüman nikâhında bir, iki, nihayet üç, en nihayet dört kadını tutabilir. Maazallah, bunlar arasında adaleti sağlayamıyorsanız bir ile yetininiz” hükmü!
Bilmenizi isterim ki; O tarihte bir erkek istediği kadar kadını nikâhında tutabilirdi! İlk defa, önce dörtle sınırlama getirildi! Yani, birden dörde çıkmak değil, serbest olan bir ilişkiyi dörde indiriyor. Ve sonra “Maazallah, bunlar arasında adaleti temin edemiyorsanız Bir ile yetinin” cümlesiyle de bu dördü “Tek Eşe” indiriyor! Nasıl mı? Dört kadın arasında adaleti nasıl temin edebilirsiniz ki! Hadi diyelim; ”Yedirmede ve giydirmede adil oldunuz, sevmede bu mümkün mü?” Demek İslam Dini “Tek Eş” diyor….
- Namaz! Günde beş defa kan dolaşımını sağlayan, herkesin yapabileceği hareket,
- Her namaz öncesi abdest alma! Günde 5 defa el, ayak, yüz temizliği,
- Gusül aptesti! Vücut temizliği! (Bulaşıcı hastalıklar için en basit önlem)
V.S, V.S……
Kuran’da var olan ve yaşamı düzenleyen bu hükümlere, diğer İbrahimi dinlerde rastlayamazsınız!
Keza, İslam Dinin de “Tapınma ve Ayin” de yoktur! “Rahip Sınıfı” da yoktur!!!
TABİİ, “Bi’dat” dediğimiz eklentilerle, maalesef bir yaşam dini olan İslam; bu gün bir “Tapınma ve Ayinler” dini haline getirilmiş, kraldan fazla kralcılar belki iyi niyetle de olsa, yıllar içinde “Kuran’da olmayan kandiller, dualar, oruçlar” ekleyerek İslam’ı; “Pratiği olan, hayat dini” olmaktan çıkarıp, “Mübarek gün ve geceler dini“ haline getirmiştir.
Hz. Muhammed’in; “İşlerin en kötüsü sonradan ihdas edilenlerdir” dediği bilinir!
Gene, Hz. Ömer’in; Hz. Muhammed’in Medine’de iken gölgesinde namaz kıldığı bir ağacı, bir Kâbe gibi kutsallaştırıp, toplu halde namaz kılındığını görünce, “Peygamberimizin hatıralarını barındıran yerleri Mescit mi edinmek istiyorsunuz” diyerek, topluluğu haşladığı ve ağacı kökten söktürüp, yaktırdığı” anlatılır!
Her yazım da söylerim; Tarih de; Dini Otorite, işine geldiği olayı kutsallaştırıp, tütsülerle kutlamış, Cismani Otorite de, o olayı devlet politikasına dönüştürmüştür!
Sonuç; İslam Dini, “Tapınma ve Ayinler, Tütsüler Dini” değildir.
Sağlıkla, Sevgiyle kalın.
Yazar Av. Önder Limoncuoğlu, İzmir, 10 Mart 2021