Neden Finlandiya?-2

Neden Finlandiya?-2

Bölüm 1

Bölüm 2: Finlandiya’da yaşam

Foto Mustafa Atalay: Finlandiya’nın kışları uzun ve bol karlıdır. Kar, Finlandiya’nın en güney kısımlarında birkaç ay, en kuzey kısımlarında ise 7 ayin üstünde bir zaman kalıcıdır. Kış sporları her yaş için çok yaygındır.

Finlandiya’da yaşam, Türkiye’de lanse edildiği gibi cazip ve kolay mıdır? Kendi görüşüm; en azından çok kolay olmadığıdır. İklim, soğuk, karanlık ve uzun kışlarına ek olarak, pek çok kişi kendi işini kendi yapmak zorundadır.  Finlandiya’da iş gücü pahalıdır, pek çok insan bahçeli evde oturmaktadır, ama bahçesinin ilk yapımı ve peyzajı dışında, bahçe bakımı için bahçıvan tutmak oldukça olağan dışıdır. Herkes bahçesinin bakımın kendisi üstlenir. Aynı şekilde temizlik firmaları olmasına rağmen ev temizliği de oldukça büyük ölçüde ev sakinlerinin kendi işidir. Basit temizlik, bakım gibi işlerin dışında maharet, çok emek gerektiren işleri de insanlar kendileri üstlenirler. Pek çok kişi bir inşaat ustası ile kendi evini, en azından belirli bir kısmını, kendisi inşa eder. Bu oldukça yaygın bir uygulamadır ve doktorlar ve pek çok yüksek gelir sahibi için de geçerlidir.

Pek çok kişi kendi işini kendisi yapmak zorundadır. Bu hayat tarzı daha sağlıklı bir yaşam imkânı sunar. Sürekli fiziksel aktivite ve özelikle sedenter (hareketsiz) hayat tarzının, oturmanın, hareketsizliğin azalmasının (oturmanın ve hareketsizliğin) sağlığa ve yaşam kalitesine etkileri bu yazıya sığamayacak kadar çoktur. Bu nedenle Finlandiya’da sokakta, markette Amerika’daki gibi XXL çaplarında obez insanları çok kolay göremezsiniz.

Finlandiya’yı Kadınlar yönetiyor

Finlandiya’yı son yıllarda dünya çapında ortaya çıkaran unsurlardan biri kadın ve özelikle de genç kadın politikacıların yönetimde olmasıdır. Halen iktidardaki beş partili koalisyon hükûmetinin beş partisinin de başkanı kadındır. Yaş ortalamaları da oldukça düşüktür. Bu durum kadınların genelde Finlandiya’da iş hayatında erkek kadar aktif ve baskın olmasına bağlanabilir. Genç politikacıların ülke yönetimde olmasının altında ise Finlandiya’da politikanın getirisinden çok götürüsü olduğu, enerji ve özveri gerektirdiği yatabilir.

Her hâlükârda çok başarılı ve sevilen politikacıların bile uzun süreler aktif politikada olmaları Finlandiya’da çok nadirdir.

Demokrasinin tam yerine oturmadığı ülkelerin aksine, Finlandiya’da politikanın maddi getirisi manevi külfetine göre çok düşüktür. Politik pozisyonun politikacının kendisine veya yakınlarına maddi bir yararı olması asla söz konusu değildir. Bu nedenle pek çok başarılı politikacı “hevesini alıp”, kendisini kanıtlayıp, yeterince yönetim deneyimi kazandıktan sonra büyük ulusal veya uluslararası şirketlerde, üst düzey yöneticiliğini seçmektedir. Uzun süreli politika ile uğraşan deneyimli isimler ise mecliste komisyon başkanlıkları ile yetinip, çok üst düzeyde politik sorumluluk almamaktadırlar.

Daha önce de belirttiğim Finlandiya’da güven bir kerede yitirildiği zaman ikinci bir şans verilmez kuralı politikada da aynen geçerlidir. Yalanı veya yolsuzluğu görülen bir politikacının politik hayatı uzun sürmez, ciddi yolsuzluklarda zaten cezai yükümlülük politikacılar için de geçerlidir. Finlandiya’da geçirdiğim 30 yıla yakın zamanda üç kez Başbakanlarının önemsiz yalanları veya çok küçük mali usulsüzlükten dolayı görevlerini bırakmak zorunda kaldıklarına şahit oldum. Son zamanlardaki örnekler ise; iktidarın en büyük ortağı olan partinin lideri, Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı kadın politikacının 40.000 € miktardaki eğitim giderini bakanlığının ödemesi yüzünden parti liderliğini ve hükûmetteki görevlerini bırakması, şu anki Başbakan Sanna Marin’in devlet konutunda ayda 300 € kahvaltı giderinin aylarca büyük tartışmalar yaratması gibi.

Finlandiya’nın dış politikası

Foto Mustafa Atalay: Kutup ışımaları Finlandiya’nın kuzey bölgelerinde çok olağan olmakla birlikte, orta ve güney kısımlarında oldukça nadirdir.

Bu yazının odağı politika olmamakla birlikte genel Fin karakterini yansıtan Finlandiya dış politikasının güncel konularına da değinmeden edemeyeceğim. Son günlerde dünya politikalarında Finlandiya’nın ve Finlandiya’ya bağımlı olarak İsveç’in NATO’ya katılım kararları gündem oldu.

Finlandiya soğuk savaş yıllarında bile vazgeçemediği tarafsızlık politikasından ayrıldı. İlginç olan bu kararın iki ay gibi kısa bir sürede, hem de Sosyal Demokrat ve Sol Birlik partilerinin koalisyonunda verilmesi, ama daha ilginci; öncelikle halkın görüşünün de aynı kısa zaman içinde dramatik olarak değişmesi idi. Bu kararın da temelinde yine Finlandiya’da güvenin tek seferde kaybedildiği ve komşu ülke de dahil olmak üzere güven kaybedildikten geri dönüşün olmaması yatar. Halkın ve politikacıların tam bir uyum içinde değişen jeopolitik dengelerde uzun yıllar süregelen, alıştığı politik görüşlerini 180 derece değiştirebilmesi ve ani radikal kararı tam bir görüş birliği ile verebilmeleri önemlidir.

Diğer taraftan Finlandiya özellikle diğer komşu ülkelerle ve kuzey ülkeleri ile enerji, ekonomi ve askeri alanlarda yakın iş birliği içindedir, İsveç ile işbirliği bir simbiyozu andıracak kadar yakındır. Finlandiya’nın NATO’ya sıra dışı bir şekilde çabuk kabul edilme prosesinin altında yatan jeopolitik önemi ve Dünya’nın içinde bulunduğu durumun dışında, Finlandiya’nın zaten güçlü ve saygın askeri gücünden de bahsetmeden edemeyeceğim.

Finladiya’da Askerlik ve Ekonomi

Nüfusu yaklaşık 5,5 milyon olan ülkenin silahlı kuvvetleri 280.000 askerden oluşur. Bu güce destek olarak yaklaşık 870.000 kadar (yedekleri) ile Avrupa’nın 8. en büyük yedek silahlı kuvvetlerine sahip ülkesidir. Finlandiya’da bu sorumluluk 60 yaşına kadar devam eder. Yedekler belli zaman aralıklarıyla eğitime çağrılır ve askeri becerileri idame ettirilir. Yedeklerin fiziksel performansı ve sağlık düzeyleri üzerine benim de katılma mutluluğuna ve onuruna ulaştığım pek çok bilimsel çalışma yapılmıştır. Son yıllarda gönüllü olarak pek çok kadın askerlik yapmış ve yedeklere de eklenmiştir.

Avrupa’yı sarsmaya başlayan ve muhtemelen kış aylarında ülkeleri çok zor durumda bırakacak enerji krizinde Finlandiya en az etkilenecek ülkelerden biri konumundadır. Bunu da Finlandiya’nın sınır komşuluğuna rağmen enerjide Rusya’ya bağımlılığının oldukça az olmasına bağlayabiliriz. Finlandiya Rusya ile birkaç ay öncesine kadar süre gelmiş iyi komşuluk ilişkilerine rağmen tarihte yaşadığı acıları unutmamış, doğu komşusuna karşı çok dikkatli davranmış ve özellikle de Rusya’ya hiçbir konuda aşırı bağımlı olmamaya dikkat etmiştir.

Finlandiya’da toplam enerjinin sadece %5’i doğalgazdan sağlanır. Yeşiller partisinin bütün politik gücüne rağmen Finlandiya nükleer santralleri kullanır, yenilerini inşa eder ve enerji başta olmak üzere pek çok alanda kendine yeterli olmaya çalışır. İlginç olanı: 6 ayı kışla geçen, iklim nedeniyle verimli tarıma uygun iklim şeridindeki bölgeleri kısıtlı olan Finlandiya, tarımda da yüksek oranlarda kendisine yeterlidir (genelde besinde % 80, et ürünlerinde % 90, süt ürünlerinde % 100). Daha ilginci; ikinci dünya savaşından sonra Finlandiya sürekli olarak temel ihtiyaç maddelerini kendisine 6 ay yetecek miktarda stoklamaktadır. Bu stoklara akaryakıt, tahıllar, ilaçlar ve sıhhi malzemeler dâhildir. Finlandiya bu stokların faydasını COVID-19 pandemisinin başında görmüş ve diğer ülkelerin aksine maske ve koruyucu malzeme eksikliği çekmemiştir.

Son sözler

Sonuç olarak; gençlik yıllarımda dünyanın pek çok ülkesinde haritadaki yeri bile bilinmeyen, hatta bazı ülkeler tarafından küçümsenen Finlandiya, bu günlerde dünyada mutluluk, dürüstlük ve eğitim kalitesi indekslerinde en üst sıralarda olması ile dikkati çekmektedir. Bu da insanın akılcılığı, dürüstlüğü ve ilkeleri ile doğanın zor şartlarını yenebileceğine, diğer bir deyişle istendiği zaman pek çok zorluğun üstünden gelebileceğini de göstermekte ve diğer ülkelere güzel bir örnek olmaktadır.

Yazar Doç. Dr. Mustafa Atalay, University of Eastern Finland, Kuopio-Finlandiya, 11 Kasım 2022

Share This
COMMENTS

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir