
Objektif Bir 112 Ambulans Hizmetleri Değerlendirmesi!
Ambulans hizmetlerinde ambulans hekimi, il ve bölge yöneticisi, koordinatör ve bilimsel danışman olarak uzun yıllar görev yapmış, yurt dışında eğitimler almış, dünyadaki gelişmeleri yakından takip etmiş ve hala takip eden bir sağlık ve STK yöneticisi olarak sizlerle düşüncelerimi paylaşmak durumundayım. Çünkü ben ve benim gibi çok sayıda hekimin mevcut sistemde geçmişte emekleri var.
Bizim bu işlere başladığımız senelerde (1986-1994) ambulanslarda sadece hekimler çalışıyor, yanımızda şoför dışında başka hiçbir sağlık personeli bulunmuyordu. Ambulans sayısı ve içlerindeki tıbbi ekipmanlar yetersizdi. Ülke dışında neler oluyor bilen yoktu. O yılların belki de tek avantajı Avrupa’nın birçok ülkesinde olduğu gibi yerel yönetimler yani Belediyeler ile birlikte hizmet verilmesiydi.
1994’ten sonra Sağlık Bakanlığı bu hizmeti belediyelerden ayırdı, fakat SSK, Belediye ve Askeri ambulanslarda sisteme protokoller ile destek oluyordu. Daha sonra yurt dışına açıldık ve gördük ki hekim dışında Paramedik, Acil Tıp Teknisyeni ve Hemşirelerde ambulansta çalışıyor hatta ambulansları onlar kullanıyordu.
Bizde de hekimlerin yanında önce hemşireler, sonra paramedik ve acil tıp teknisyenleri ambulanslarda görev almaya başladı. 2010 yılına geldiğimizde Avrupa ülkeleri ile kıyaslandığımızda personel, eğitim, tıbbi malzeme ve ambulans açısından eksiğimiz yok hatta birçoğundan iyi durumdaydık. Özel donanımlı ambulanslarımız yanında helikopter ve uçak ambulanslarımız vardı. Bütün mevzuatlarımız yenilenmiş, 112 merkez ile ambulanslar ve hastaneler arasında digital bir sistem üzerinden iletişimimiz mevcuttu. Balkan ülkelerine eğitimler verir hale gelmeye başlamıştık.
2012-2015 arası sistem için duraklama dönemi oldu. Sisteme katkı sağlamış birçok hekim aile hekimliğine geçmiş, yönetici durumunda olanlar da önce sözleşmeli yapılıp sonra birer birer sistemden nedensiz uzaklaştırılmıştı.
Ondan sonraki son 10 yıl ise tam bir gerileme dönemi oldu. Artık ambulanslarda eskisine göre az sayıda hekim görev yaptığından usta çırak ilişkisi bozuldu ve gidilen her vaka acil servislere taşınmak durumunda kaldı.
Ülkenin neredeyse her ilindeki Üniversitelerde açılan Paramedik bölümlerinin eğitimleri maalesef aynı düzeyde değil. Ambulanslar eskisi gibi sık yenilenemiyor, vaka yoğunluğundan arızalanıyorlar, iş barışı bozulduğundan personel motivasyonu düşük.
2009 yılında 19 olan helikopter ambulans sayısı ve kullanımı azaldı. 112 çağrı merkezleri İçişleri Bakanlığına bağlandığı ve her türlü acil durum için arandığından işlevsiz (neredeyse her isteyene ambulans gönderiliyor). Acil olmayan çağrılar için diğer ülkelerde olduğu gibi ayrı bir numara ve merkez kurulamadı. Halkın ilkyardım eğitimi düzeyinde belirgin bir artış yok, gönüllü ilkyardımcı hala çok az sayıda.
Avrupa’da her yerde kullanıma hazır olarak bulunan Otomatik Eksternal Defibrilatör (AED/OED) denilen kalp şok cihazları, yönetmelikler güncellendiği halde olduğu hala ortalıkta görülmüyor. Üstüne üstlük son yapılan mevzuat değişiklikleri ile sisteme destek olan ve bütün dünyada bulunan hasta nakil ambulansları da işlevsiz hale getiriliyor.
Geçmiş yıllarda aktif görev yapan ve her alandaki gelişmeleri planlayan Acil Afet Bilimsel Danışma Kurulu ortada yok. Dünyadaki gelişmeler takip edilemiyor. Yeni nesil teknolojiler (yapay zekâ destekli görüntülü görüşme, resim ve video paylaşımı, drone ve kamera görüntülerinden yararlanma, giyilebilir teknolojiler, tele tıp uygulamaları vb.) hala sisteme dahil edilemedi.
Umarım birileri bu kötü gidişe dur der ve bir zamanlar Avrupa’daki ülkelere örnek gösterilen, her yıl kendisini yenileyen 112 Acil Sağlık hizmetleri eski parlak günlerine geri döner.
Bunun için hiçbir karşılık beklemeden hepimiz katkı koymaya hazırız. Çünkü aktif olarak görev yaptığımız günlerde hep dile getirdiğimiz gibi, bu sistem herkese… bir gün bizlere de hizmet verecek, hayata tekrar tutunmamıza neden olacak. Sağlıcakla kalın…
Dr. Turhan Sofuoğlu, Acil Afet Ambulans Hekimleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı, İzmir, 14 Nisan 2025