Orman Yangınları ile Mücadele…
Orman yangınları, Akdeniz ikliminin etkili olduğu ülkelerin kaçınılmaz doğa olaylarından biri olup, her yıl farklı sayıda ve farklı büyüklüklerde orman yangını çıkmaktadır. Özellikle sıcaklığın yüksek olduğu yaz aylarında ve hava neminin % 30’ların altına düştüğü dönemlerde yangın riski en yüksek seviyeye ulaşmaktadır.
Ülkemizde 2020 yılı içerisinde 3 bin 413 orman yangını çıktı, 20 bin 938 hektar alan zarar gördü. Bu rakamlar Türkiye’de son 10 yılın ortalamasının üzerindedir. Bu yıl bu rakamlarında üzerine çıkılacağı son yaşanılan yangınlarla şimdiden belli oldu. İklim değişikliğinin kaçınılmaz sonucu olan orman yangınlarını önlemek için ülkelerin bu alana daha çok yatırım yapmaları, organizasyon, eğitim ve bilgilendirme çalışmalarına önem vermeleri gerekmektedir.
Ülkemizde ise tam tersi bir durum söz konusudur. 2003 yılında Orman Bakanlığı Çevre Bakanlığı ile birleştirildi. 2011-2018 arasında Orman ve Su İşleri Bakanlığı adı altında yürütülen bakanlık 2018 yılında Tarım Orman Bakanlığı adı altında birleştirildi. Uzun yıllar Orman Bakanlığında üst düzey yöneticilik yapan rahmetli babamın bir sözü vardı. Yıllardır Orman Bakanlığını Tarım Bakanlığına bağlamaya çalışırlar yapılacak en büyük hata bu olur diyordu. Nedenlerine şimdi burada girmeyeceğim. Gelelim konumuza yani Orman Yangınlarına.
2019 yılında ülkemizde yaklaşık 11 bin hektar orman yanmış. Geçtiğimiz yıl ise 20 bin hektar ile iki misline çıkmış. 2014 – 2015 yıllarında yıllık 3 bin hektarlık orman alanı yanarken bu sayı 2016 dan itibaren 10 binli rakamlara çıkmıştır. Tarım ve Orman Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü’nün (OGM) verilerine göre Türkiye’de, beş yılda toplamda 16 bin yangın çıktı, 62 bin 315 hektarlık alan alevlere teslim oldu. Türkiye’de 22,7 milyon hektar ormanlık alan bulunuyor ve orman varlığının yüzde 55’i riskli ve yangınlar açısından çok hassas bir bölgede yer alıyor.
Her yıl ortalama 2 bin 388 orman yangını çıkıyor. Peki, bu artışın nedenleri ve çözüm önerileri:
1-Küresel iklim değişikliğinin etkileri (Kuvvetli kasırgalar, Sıcak hava dalgaları, Orman yangınları, Sel, Kuraklık)
2-Orman Bakanlığının tecrübeli yöneticilerinin devre dışı bırakılması ve liyakatsiz atamalar.
3-Sözleşmeli personel alımlarına ağırlık verilmesi. Yangınlarda önemli bir güç olan geçici işçilerin sezonluk alımlarında geç davranılması (Bu yıl alımlar ancak Temmuz ayında tamamlanabilmiş)
4-THK uçaklarından da yararlanma yerine daha az sayıda kiralık uçak ile sezona Yunanistan ve İtalya’dan daha az sayıda hava gücü ile girilmesi.
5-Helikopterler ile orman alanlarında arazözlerin su takviyesi yapmaları için oluşturulacak geçici su havuzlarına su taşıma işlemi yapılacağına doğrudan yangının üzerine su atılması (etkisi yok denecek kadar az)
6- Orman yangınlarını önleme ve erken müdahale için uydu görüntüleri, yeni nesil teknolojiler (drone, robot) ve söndürme cihazlarından yararlanmama.
7- Hızlı müdahale ekiplerinin sayıları artırılarak yangının başlangıç safhasında söndürülmesi yerine yangın başladıktan ve yayıldıktan sonra müdahale.
8- Orman içi veya yakınındaki köylerin çevresinde kamulaştırma ile ıslak tarım yapılacak alanlar oluşturulmaması nedeniyle yangınların bu alanlara sıçraması sonucu orman yangınlarına müdahalede gecikilmesi.
9- Anız yakma, orman içinde piknik, sigara ve yanıcı maddelerin bilinçsizce çevreye atılması. Bunların yanında tarla büyütmek, arazi kazanmak için kasıtlı olarak orman alanlarının yakıldığı da bilinmektedir. Bu konuda başta orman köylüleri olmak üzere toplumun bilinçlendirilmesi.
10-Orman yangınlarında büyük bir güç olan yerel yönetimlerin itfaiye teşkilatları ile koordineli çalışılmaması. Bu konuda ortak eğitim ve tatbikatlar yapılması gerekmektedir.
Bu nedenler ve çözüm önerileri daha da artırılabilir. Ama en yapılmaması gereken, orman yangınlarının nedenlerini göz ardı etmek amacıyla, her şey yolunda iken bütün yangınların kasıtlı olarak birtakım kişi veya kişiler tarafından çıkarıldığı dedikodusunun sosyal medya üzerinden geniş kitlelere yayılmasıdır. Orman Genel Müdürlüğü istatistiklerine göre terör, kundaklama ve arazi açma amaçlı kasıtlı yangınların oranı %10’u geçmemektedir.
Yapılacak en doğru iş vakit geçirmeden bu önemli konuya, Orman Genel Müdürlüğü’nün daveti ile çok deneyimli insanların görev yaptığı Türkiye Ormancılar Derneği, Ege Orman Vakfı ve bilimsel kuruluşlar, Üniversitelerin ilgili bölümleri ve yerel yönetimlerin itfaiye teşkilatları ile birlikte bilimsel bir çerçevede yaklaşmak ve daha etkili çözümler bulmaktır.
Yeşil bir Türkiye için elele!
Dr. Turhan Sofuoğlu, İzmir, 02 Ağustos 2021