Para, Para, Para!

Para, Para, Para!

Bugün eskilere gitmeyi düşündüm. Günümüzde kullanılan para ne zaman nerde nasıl bulunmuş diye bir düşünce geldi bana. Hani para olmadığı zaman mal ve hizmete ne ödenirdi diye sizde düşünmüşsünüzdür. PARA kullanıma girmeden evvel mutlaka bir madde, para yerine geçtiğine inanmaktayım. Yahut ta, takas usulü ile ticaret yapıldığına inanmaktayım. Bulduğum verilerde tarif edilen bazı maddeler deniz kabukları, değerli boncuk ve değerli taşların, para yerine kullanıldığını yazmakta kitaplar.

Önemli bir bilgi, Anadolu da yaşayan ve bizim EGE bölgesi diye adlandırdığımız Menderes nehrinin kuzeyinden Bergama ya kadar uzanan bölgeyi kapsayan ve doğuda Uşak’a kadar gelen bir üçgen yerde LİDYA’ lılar yaşamış. Lidya’lılar MÖ 1200 ile 546 yılları arasında bu bölgede hüküm sürmüşler. LİDYA krallığının baş şehri olarak bilinen SARDES, Salihli ile Turgutlu arasında SART olarak da bilinen antik kent, bu krallığın merkezi olarak bilinir. Salihli ‘den İzmir’e doğru 10 km uzaklıkta bulunur be antik kent.

Şehrin güney batısında, yaklaşık 3 km uzakta yüksek bir tepede şehir kalesi bulunur. Duvarları 15 metre yükseklikte inşa edilmiştir. Bu şehrin en önemli yapısı KÜTÜPHANE’sidir.  SARDİS

kütüphanesi, EGE bölgesinde bulunan diğer antik kentlerdeki  kütüphanelerden çok daha büyük bir kütüphane olduğunu, arkeologlar söylemekte. YIL MÖ 1200 yılı ve ilime, eğitime verilen değere bakar mısınız?  Şehrin en büyük yapısı, saraydan daha büyük bir kütüphane binası.

Uzun zaman bu antik kentin güneyindeki dağlarda turuncu kuvars taş çıkarılmış. Kimi yerde paha olarak geçmiş ve bazı batı dillerinde de KUVARS adı yerine ‘SARD’ kelimesi kullanılması yaygınlaşmış. Halen bu kıymetli taş, aynı yörede çıkartılmaktadır.

Paranın ilk icat edildiği yer olarak bilinir SARDİS kenti, ancak hangi tarihte başladığına dair kesin bir bilgi bulunmamakta. Yaklaşık MÖ 7. yüzyıldan itibaren kullanıldığı bilinmekte. Bulunan LİDYA paralarının üzerinde tarih olmadığından sadece karbon testi ile bu paralarda yaş tespiti yapılmış. Varılan netice de MÖ 7. yüzyıla kadar uzanmakta. Şu bir hakikattir ki İLK parayı bulan ve kullanan LİDYA krallığı olduğu kesindir. Isıtılmış gümüş madene DARP ile oluşturulan cisme para denilmiş.

Daha sonra altın madeninden darp edilerek elde edilen altın paralar kullanılmış. Aslında LİDYA olarak tanımladığımız bu medeniyetin esas köklerinin, doğudan gelen kavim olarak bilinmekte. Hitit ve Frigler’in egemenliği altında da yaşadıkları söylenmekte. Ancak bugün de bilinen bir gerçek vardır ki, iki ana deprem kuşağında bulunan Anadolu’da yaşayan medeniyetlerin büyük depremlerle yok olduğuna inanılmaktadır.

Parayı sadece Lidyalılar değil, Lidyalılardan sonra Anadolu’da yaşamış bütün medeniyetler de Para basmış. Bu gerçekleri, açılan birçok değişik dönemlere ait, mezarlardan öğrenmekteyiz. Romalılar, Makedonyalılar, Bizanslılar, hatta MÖ 551 yılında Lidya’yı ele geçiren Persler tarafından DAREİKOS adı ile tanımlanan altın para bastırılmış. Anadolu’da 200 yıl hüküm süren PERS hükümranlığı, Makedonyalılar tarafından sona erdirilmiş.

Bütün bu medeniyetler Anadolu’da yaşadıkları sürece para basmışlar. Doğru Roma imparatorluğu olarak bilinen BİZANS’ta da para basılmış ve kullanılmış. Dönemlerin imparatorları kendi baş figürüne altın ve gümüş para bastırmışlar. Bizans döneminde sadece altın ‘Solidi’ ve ‘Hiperpira’, gümüş ‘Stavrata’, bronz madeni para, hatta bakırdan basılan madeni para da kullanıldığı bilinmektedir. Sadece ‘Konstantinopolis‘de değil, imparatorluğun bazı şehirlerinde de bu darphaneler bulunurmuş. Bunlardan en önemlisi, TRABZON da, Bizans döneminde bir darphane kurulmuş.

Osmanlı devleti Bizans’ı ele geçirince, bütün bu darphaneler de görevlerine Osmanlı Devleti için para basma görevini üstlenmişler.  Hatta Trabzon’da bulunan darphane, Bizans madeni parasını basmaya, İstanbul’un fethinden sonra da devam etmiş. PONTUS krallığı sona erdirilince, darphanenin faaliyeti bir müddet durmuş.

Osmanlı da ise para birimi sikke olarak bilinir. İlk ‘Sikke’ler gümüşten yapıldığında parlak açık beyaz renkte olduğundan ‘AK ÇE‘ olarak tanımlanmış. Bu adla anılmış yıllarca.

Hep madeni paradan bahsettik ama dünya da kâğıt paradan evvel Çin’liler MS 118 yılında deri para üretmişler. Kâğıt para ise MS 806 yılında, yine Çin liler tarafından ortaya çıkarılmış. Bugüne kadar değişik yerlerde değişik para birimleri ve şekilleri bulunmaktadır.

Tarihin en sıra dışı liderlerinden olan Korsikalı Napolyon Bonapart bir savaşın kazanılması için gerekli olan üç şey nedir diye kendisine sorulduğunda ‘PARA PARA PARA’ diye cevap verdiği rivayet olunur. Bu gün bir acı gerçek bulunmakta, her hangi bir mücadelede, herhangi bir savaşta hatta hayatta kalmak adına gerekli olan 3 şeyin PARA PARA PARA olduğu muhakkak.

Bir insanın şahsiyetini bile bu 3 gereçle satın alınabilen bir dünyada yaşamaktayız. Parayla insanların inançlarını bile satın alabilirsiniz, hatta ahlakını bile, para ile satın almanız mümkündür, siz yeter ki paradan haber verin. Her şeyin bir bedeli vardır, verirsiniz parasını, insanların savunduğu fazileti bile satın alabilir, ilkelerini değiştirip başkasının ideallerini savunmaya ve onların bayraklarını sallamaya başladığına şahit olursunuz. ‘PARA’ insanların inandığı Siyasi Partilerini bile değiştirmesi için vazgeçilmez bir güçtür diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.

Metin Atamer, Ankara, 24 Şubat 2025

Share This
COMMENTS

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir