Paris İklim Anlaşması TBMM Genel Kurul’da kabul edildi.

Paris İklim Anlaşması TBMM Genel Kurul’da kabul edildi.

Türkiye’nin, Paris İklim Anlaşmasına taraf olmak için hazırlanan kanun teklifi tüm partilerin oyları ile 06 Ekim 2021 tarihinde TBMM Genel Kurul’da kabul edildi. Paris İklim Anlaşması, sera gazı salınımının küresel seviyede azaltılmasını hedefliyor.

TBMM Genel Kurulunda 6 Ekim 2021 tarihinde “Paris İklim Anlaşması” görüşmeleri yapıldı. Görüşmelerin ardından yapılan oylamada tüm siyasi partilerden 353 milletvekili oy kullandı ve oy birliği ile 353 oy ile Paris Anlaşması’nın Onaylanmasının Uygun Bulunduğunu Dair Kanun Teklifi kabul edildi.

Paris İklim Anlaşması nedir?

Paris Anlaşması, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) kapsamında, iklim değişikliğinin azaltılması, adaptasyonu ve finansmanı hakkında 2015 yılında imzalanan, 2016 yılında yürürlüğe giren bir anlaşmadır.

Mart 2021 itibarıyla, BMİDÇS’nin 191 üyesi anlaşmaya taraftır. Anlaşmayı onaylamayan altı BMİDÇS üye devlet vardır: Eritre, İran, Irak, Libya, Yemen ve Türkiye. Bu altı ülke içinde en büyük emisyon kaynağı ilk 20 içinde yer alan İran ve Türkiye’dir. Amerika Birleşik Devletleri 2020’de anlaşmadan çekildi, ancak 2021’de yeniden katıldı.

Paris İklim Anlaşması amacı nedir?

Paris anlaşması, sera gazı emisyonlarının tavan yaptığına ve yüzyılın ikinci yarsında iklim sorununun çözülmesi gerektiğini dikkat çekerek, mümkün olan en kısa sürede uygulanması gereken küresel bir eylem planı ortaya koyuyor.

Paris Anlaşması’nın uzun vadeli sıcaklık hedefi, küresel ortalama sıcaklık artışını sanayi öncesi seviyelerden 2°C (3,6°F) artış seviyesi ile sınırlı tutmaktır ve hatta 1,5°C çaba harcanmasıdır. Çünkü sıcaklık artışını 2°C yerine 1,5 ile sınırlamak riskler ve etkiler anlamında iklim değişikliğinin risklerini ve etkilerini önemli ölçüde azaltacağını kabul edilmektedir. Bunu sağlamak için emisyonların mümkün olan en kısa sürede azaltılması ve 21. yüzyılın ikinci yarısına kadar salınan ve tutulan sera gazlarının dengelenmesi hedeflenmektedir. Anlaşma ayrıca, tarafların iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine uyum sağlama yeteneğini artırmayı ve “düşük sera gazı emisyonları ve iklime dirençli kalkınma yolunda tutarlı bir finansman akışı” sağlamayı hedefliyor.

Paris Anlaşması uyarınca, her ülke küresel ısınmayı azaltmak için üstlendiği katkıyı belirlemeli, planlamalı ve düzenli olarak raporlamalıdır. Hiçbir mekanizma, bir ülkeyi belirli bir tarihe kadar belirli bir emisyon hedefi koymaya zorlamaz, ancak her hedef önceden belirlenmiş hedeflerin ötesine geçmelidir. 1997 Kyoto Protokolü’nün aksine, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki ayrım bulanıktır, bu nedenle gelişmekte olan ülkeler de emisyon azaltma planları sunmalıdır.

Paris Anlaşmasının 2030 yılına yönelik hedefleri

Paris İklim Konferansı sonrasında tüm ülkelerin bulundukları vaatleri somut politika eylemlerine dönüştürmesi gerekiyor. Ekim 2014 tarihinde Avrupa Konseyi, AB’nin yenilenebilir enerji ve enerji verimliliğindeki en az % 27 hedefinin yanı sıra, 2030 yılına kadar sera gazı emisyonunu en az % 40 azaltma hedefi için 2030 İklim ve Enerji Politikaları Çerçevesini hazırlamıştır. Paris Anlaşması, AB’nin yaklaşımını destekler niteliktedir. 2030 yılına yönelik enerji ve iklim politikaları çerçevesinin Avrupa Konseyi tarafından kabul görülen şekilde uygulanması, Paris Anlaşması’nı takiben öncelik taşımaktadır.

Avrupa Komisyonu, AB’nin sera gazı emisyonlarının % 45’ini kapsayan Emisyon Ticareti Sistemi (ETS)’ ni yenilemek için harekete geçmiştir. Ayrıca bir yıl içerisinde Üye Devletlere azami esneklik imkânı sunarak, 2030 yılı düzenleyici çerçeveyi adil ve uygun maliyetli bir tutumla uygulamak amacıyla, kalan önemli yasa tekliflerini de sunacaktır. Bir sonraki aşama, Çaba Paylaşım Kararı olarak tercüme edilebilecek Effort-Sharing Decision ve Arazi Kullanımı, Arazi Kullanım Değişikliği ve Ormancılık (Land Use, Land Use Change and Forestry-LULUCF) üzerine öneriler hazırlama çalışmalarına başlamakta. Ayrıca, güvenilir ve şeffaf bir yönetişim mekanizması oluşturmak ve 2020 sonrası dönemdeki iklim ve enerjiye ilişkin planlama ve raporlama yükümlülüklerini düzenlemek amacıyla ayrı bir mevzuat da hazırlayacaktır.

Kaynak: www.avrupa.info.tr

Yararlı Diğer Kaynaklar:

İklim krizi: COP26 öncesi genç aktivistlerden liderlere ‘Söz değil eylem’ çağrısı

BM İklim Değişikliği Raporu: ‘İnsanlık için kırmızı alarm’ yayınlandı.

Lancet’in 2020 Raporu: Dünyada 101 ülkeden 50’sinin “Sağlık ve İklim Değişikliği Planı” yok!

BM Genel Sekreteri António Guterres Başkanlığında İklim Eylemi Üst Düzey Yuvarlak Masa Toplantısı (New York, 24 Eylül 2020)

Share This
COMMENTS

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir