Regaip Kandili
Sevgili Kardeşlerim, Dostlarım ve sevgili Gençler,
Regaip Kandili bu yıl “Güdük Şubat’ın” 18. Günü yaşanacak. Regaip kelimesi Arapçadır! Anlamı; “Arzulamak, Meyletmek” dir!
Böyle bir kandil ne Kuran da yazar, ne de sünnettir. Hz. Peygamberimizin sağlığında olsun, öldükten sonra “Dört Halife devrinde ve SAHABE ler zamanında” olsun, İslam da böyle bir kutlama yapılmamıştır.
O ne?
İslam’dan fazla İslamcılar var ya, nasıl bildilerse, Hicretten 400 Yıl sonra Recep ayındaki ilk Perşembeyi Cumaya bağlayan gecesini Kudüs’te bir cami de, “Hz. Muhammed’in ana rahmine düştüğü gece” olarak kutlamaya başlarlar!.. Öyle olur ki; pek çok kandili bastıracak hale gelir ve bu gece toplu olarak camiler de kutlanmaya başlar!..
İslam’da buna; “Bİ’DAT” denir! “Bi’dat” nasıl tanımlanır?
“Bir benzeri olmayan ve İslam’da olmadığı halde, sonradan ortaya çıkan, din ile alakalı olup, Peygamber ve Ashab-ı Kiram dönemlerinde görülmeyip, onunla amel edilmeyen, hatta bir ilave veya eksiltme mahiyetinde olarak ibadet kabul edilen, göze ve akla hoş gelen dua, Kuran okuma, namaz kılma, zikretme, düşünce, görüş ve amellerin, sünnete aykırı davranışların adet haline getirilmesidir”.
Kısaca, “İslam’da, sonradan yaratılan her şey, Bi’dat” dır! Bunlar için Hz. Muhammed’ in; “İşlerin en kötüsü sonradan ihdas edilenler, ortaya çıkarılanlardır” dediği bilinir!
Gene, Hz. Muhammed’in; “Sonradan ortaya çıkan her şey bi’dat tır. Her bi’dat sapıklıktır ve her sapıklık insanı ateşe sürükler” dediği söylenir!
Gene, Hz. Ömer’in; Hz. Muhammed’in Medine’de iken gölgesinde namaz kıldığı bir ağacı, bir Kabe gibi kutsallaştırıp, toplu halde namaz kılındığını görünce, “Peygamberimizin hatıralarını barındıran yerleri Mescit mi edinmek istiyorsunuz” diyerek, topluluğu haşladığı ve ağacı kökten söktürüp, yaktırdığı anlatılır!
Bir İslam düşünürü;
“İnsanları Bi’dat konusunda yanılgıya düşüren iki sebebi şöyle tanımlar:
İNSANIN;
1) Yanılgıyı din adına yaparken, kötü bir şey yapmıyorum, yaparsam ne olur, ne kaybederim“ savunması ile “Cahil cesur olur” tavrı ile hareket etmesidir.
2) Yanılgı ise, Bidat’-ı Hasene (güzel bi’dat) yanılgısıdır… Nasıl olsa dua ediyorum, güzel işler yapıyorum..”
Halifelik Emeviler de iken: İslam Dininde olmayan bu Bi’dat dediğimiz inançlar, tüm Müslüman âlemine yasaklanmışsa da, bunlardan halk tarafından inanılarak kutlanan ve yaygınlaşanlar, Halifelik Abbasilerde iken tekrar kutlanmalarına izin verilmiştir.
Zaman için de, bu ve benzeri bi’datlar İslam’ı; “Pratiği olan, hayat dini” olmaktan çıkarıp, “Mübarek gün ve geceler dini“ haline getirmiştir.
Hayatın gerçeklerini mesele edinen bir din olmaktan çıkarıp, hayatın tümüyle uykuya çekildiği gece vakitlerinde hatırlanan bir “Tapınma ve ayin dini” haline sokmuştur.
Bir de böyle geceler; ”Osmanlı Padişahı 2. Selim’in (1566-1574) zamanında başlayarak, minarelerde Kandiller yakılarak duyurulduğu ve kutlandığı için “Kandil” diye anılmaya başlanınca…
Her yazım da söylerim; Tarih de; Halk geleneklerini ortadan kaldıramayan Dini Otorite, o olayı kutsallaştırıp, kutlamıştır! Cismani Otorite de, o olayı devlet politikasına dönüştürmüştür!
Sonuca gelirsek; Regaip Kandili, Klasik dinî kültürün yanı sıra, Tasavvuf geleneği ve kültüründe de diğer kandiller gibi önemli bir yere sahiptir ve büyük kutlamalarla kutlanır.
Nice Regaip Kandiline erişin.
Sevgiler,
Av. Önder Limoncuoğlu, İzmir, 18 Şubat 2021