Rönesans Dönemine ışık tutanlar!
Gün birdenbire doğmaz, aydınlık karanlığın içindedir. Gök aydınlığını karanlığın içinden süzer, bunun gibi insan düşüncesinin yeniden doğuşu da belli bir tarihte birden başlamış değildir. Düşünce tarihi incelenirken düşünce çağlarının birbirlerinin içine geçmiş ve biri biterken diğerinin başlamış olduğunu görürüz. Elimden geldiğince bu yazımda 17 yy’da başlayan Aydınlanma Dönemine kadar olan Rönesans dönemini hatırlatmaya çalışacağım.
Önemli kişiler ve görüşlerine kısa kısa değinirsek;
Ne gördüğüm hakikati gizlemekten hoşlanırım, ne de bunu açıkça ifade etmekten korkarım. Aydınlık ve karanlık arasındaki, bilim ve cehalet arasındaki savaşa her yerde katıldım. Bundan dolayı her yerde zorlukla karşılaştım ve cehaletin babaları olan resmi akademisyenlerin yanı sıra kalın kafalı çoğunluğun öfkesinde hedef olarak yaşadım” der İtalyan rahip, filozof, gökbilimci ,okültist ve Rönesans dönemi felsefesini şekillendirenlerden biri olan filozof Giardano Bruno.
Rönesans üzerine derin araştırmalar yapan İsviçreli tarihçi Jakob Burckhardt “Rönesans insanın keşfedilmesidir” demektedir. Gerçekten de Orta Çağ’da Avrupa’da insanın hiçbir kıymeti yoktu. Engizisyon mahkemelerinde yüz binlerce insan haksız yere ve çok defa sırf servetlerini ele geçirebilmek için öldürüldü. Papazlar çeşitli menfaatler karşılığında günahları affediyorlardı. Hatta cennetten yerler satıyorlardı. Mantık ve insani esaslar kaybolmuştu. İslam filozof ve bilim adamlarının eserlerini okuyarak Dünyanın döndüğü kanısına varan Galileo ve daha pek çok düşünür çeşitli işkenceler görmüş pek çoğu öldürülmüştür. Bu itibarla Rönesans hareketi ilim ve teknikteki ilerlemenin yanı sıra insan ve tabiat sevgisini de beraberinde getirdi. Rönesans öncüleri, sanat faaliyetlerinin yanı sıra edebiyat, tarih ve arkeolojiye de önem verdiler. Resim ve tasvir anlayışı gelişti. Mimaride gotik tarzı terk edilerek barok ve rokoko üslubu geliştirildi. Rönesans mimarlığının başlıca özellikleri ölçü, sadelik ve tabiliktir.
Bu şekilde İtalya da başlayan Rönesans hareketi kısa zamanda bütün Avrupa’da yayıldı.
Rönesans’ın Sebepleri,
1) Arap eserleri ve Arapçaya çevrilmiş eski Mısır ve Roma (Yunan) eserlerinin tercüme edilmesi ve yayımlanmasıdır.
2) Matbaa’nın geliştirilmesi çok önemlidir, bu sayede bilim ve düşünce yayılmıştır.
3) Pusulanın geliştirilmesiyle birlikte, coğrafi keşifler sonucunda zenginleşen ve güzel sanatlar gibi alanlara destek veren, bu alanları koruyan bir sınıfın oluşması,
4) Orta Doğu’ya düzenlenen Haçlı Seferleri (Skolastik düşünce ürünü dogmalarının çökmesi, yeni üretim ve sınai tekniklerinin öğrenilmesi)
5) Endülüs Emevileri’nin kıta Avrupası’na taşıdıkları kültür (Astronomi, devlet-vatandaş ilişkisi, hukuki ve sosyal haklar, mimari, sanat, bilimsel bilgi ve yöntemler gibi konuların kıtaya taşınması)
Rönesans üzerine bir değerlendirme yapan Engels ‘İnsanlığın şimdiye değin tanıdığı, ilerici yönde en büyük altüst oluştu bu, bir devirdi ki Rönesans, devlere gereksinmesi vardı ve devler yarattı. Düşüncenin, tutkunun ve karakterin devlerini, evrenselliğin ve derin bilginin devlerini ‘der. Gerçekten de bu devir olağanüstü parlaklık ve yetenekte kişilikler yetiştirdi. Hepsi de bilim sanat ve düşüncenin gelişmesine dev katkılarda bulundular.
Kimdi bu kişiler diye özetle hatırlarsak;
Leonardo da Vinci modern hakikati aramanın temsilcisi sayılabilir.
Francis Bacon ‘ Bilgi güçtür’ der.
Kopernik güneşin dünyanın etrafında değil dünyanın güneşin etrafında döndüğünü ispatlaması
Martin Luther ‘İncili Almanca ya çevirmiş…
Bu dönem Hümanizma isimli akımı ön plana koymuştur. Katolik kilise tüm doğal eğilimleri, günah deyip damgalayarak insan kişiliğini sürekli alçaltırken, hümanistler insanın yüceliğini ilan ediyor, aklının gücünü ve yetkinliğe ulaşma olasılığını göklere çıkarıyorlardı. İnsanın yazgısını saptayan Tanrı değildi. Bu yazgıyı sonsuz olasılıkları kullanarak biçimlendiren insanın ta kendisiydi. Temelde dindar olan hümanistler aslında dini dünyasallaştırıyordu. Evrenin merkezi olarak insan Tanrı’nın yerini alıyordu. Hümanistlerin erdem diye önerdiklerinin de kilisenin vaaz ettikleriyle ortak hiçbir yanı yoktu. Erdem eylem susuzluğuyla yiğitlik, amaçlarına ulaşabilmek için gözünü budaktan sakınmamak, o sınırsız cesaretti. Adının Türkçe anlamı insancıllıktır. Genelde deizm, ateizm ve agnostisizm ile bütünleşebilir ama hümanist anlayış bunlar için değildir. Hümanizm, bu tür doğaüstü güçlerin varlığıyla ilgilenmeyen etik tabanlı bir görüştür. Seküler bir hayat duruşu ilkesi ve her otorite karşısında insanı özgürleştirme çabası hümanizmin tanımıdır.
Hümanizme göre doğruyu bulmak insanın bir yetisidir. Fakat doğruyu bulma yönteminde gizemcilik, mistisizm, gelenek ve bunlar gibi genel geçer kanıtlarla ve mantıkla bütünleşmeyen yöntemler izlenemez. Gerçeğe duyulan bu arzu, gözü kapalı kabullenişlerle değil, bilimsel şüphecilik ve bilimsel yöntemle doyurulmalıdır. Otoriteyi ve aşırı şüpheciliği de reddederken, kaderin olaylar üzerindeki etkisini kabul etmez. Doğrunun ve yanlışın bilgisine kişisel ve ortak bilincin en doğru biçimde algılanmasıyla ulaşılabileceğini savunur.
Rönesans düşüncesinde eğitim çok önemli bir role sahipti, Rönesans insanı düşünürü okul çocukları ve öğrencilerle işe başlamak gerektiğini biliyor ve buna göre bir gelişim planı yapılıyordu.
Dönem içinden örneklemeler yaparsak;
Francesca Petrarca yaşamak sanatının felsefesini ortaya koyar,
Dante ve Boccacio yaşamak sanatının ürünlerini vermektedir,
Niccolo Machiaevelli insansal nitelikleri araştırarak bu niteliklere uygun devlet önermektedir,
Thomas Campanella varlığın ilkelerini sıralıyor.
Campanella yapabilmek, bilmek, istemek… Tanrı bu üç ilkenin birleşimidir, başka bir deyişle salt iktidar, salt bilgi, salt sevgidir diyerek bilgilerin duyulardan geldiğini ama bu duyuları da bilgi haline getirenin akıl olduğunu söylüyor. Campanella nın İtalya da kesilen sesi İngiltere de Francis Bacon’un ağzından devam eder. ’Bilmek mi istiyorsunuz sormaktan vazgeçmeyin ’Felsefenin kurtuluşu gözleme ve deneye bağlanmakla sağlanabilir, soyut düşüncelere dalmaktan kurtulunuz.
Bir başka İngiliz Thomas Hobbes ulusdaşının sürdüğü tarlaya yeni tohumlar atar. ’Felsefe yapmak düşünmektir, düşünmek ise katmak, ayırmak, toplamak, çıkarmak yani saymak demektir. Birleştirmek ve ayırmak, evet birleştirmek ve ayırmaksa bunlar cisimlerdir. Demek ki felsefenin cisimlerden başka konusu olamaz. Ruhlar, melekler Tanrı felsefenin değil inancın alanına girer çünkü yukarıdaki işlemler yapılamaz ’der.
Rönesans gizemcileri arasında en önemli yere sahip olan Jacob Boehme ‘Tanrı dural değil devinimseldir. Tanrı doğallaşmış ve insanlaşmıştır, öyleyse birey Tanrılık değerdedir.’’ der.
Reform hareketinin bir numarası Alman papazı Martin Luther King 1517 yılında Wüttenberg kilisesinin kapısına astığı Katolik kilisesine karşı ünlü protestosu yüzünden Protestanlık adını alan bir akıma yol açmıştır.
1532 de yazdığı Gargantua ve Pantagruel’in yazarı ile dönemin en büyük nesir yazarı Rabelais.
Erasmus ki yaşadığı dönemde Kiliseye yönelttiği acı yergiler içeren Deliliğe övgü kitabı.
Yine bir dev Shakespeare ve eserleri.
Her zaman elimin altında olan Don Kişot (Don Quijote)kitabının yazarı Miguel de Cervantes Saavedra
Ben sadece taşın içindeki güzelliği çıkarıyorum diyen Michelangelo
Resimde Albrech Dürer,
Operanın gerçek yaratıcısı Monteverdi
Gibi isimleri de bir cümleyle anmak istedim. Tabii anamadığım bilemediğim niceleri de var mutlaka. Tadımlık hatırlatmalarla bilginiz sunmak istedm.
Rönesans’ın sonuçları;
1. Avrupa kilisenin baskısından kurtulup modernleşme çağına geçilmesinde büyük rol oynamıştır.
2. Eğitim de çıta iyice yükselmeye başlamıştır.
3. Skolastik görüş (kilisenin dar ve değiştirilemez diye düşünülen görüşü) yıkılmıştır.
4. Yerine pozitif (bilimsel) düşünce hâkim olmuştur.
5. Reform hareketlerini hazırlamıştır.
6. Bilim ve teknikteki gelişmeler hızlanmıştır.
7. Ekonomi alanında yeni uygulamalar ortaya çıkmıştır.
8. Avrupa’da sanattan zevk alan aydın (mesen) sınıf ve halk sınıfı oluşmuştur.
9. Kiliseye olan güven azalmıştır.
10. Din adamlarının ve kilisenin halk üzerindeki otoritesi sarsılmıştır.
Avrupa’nın her yönden gelişmesine ve güçlenmesine öncülük etmiştir. Aydınlanma Çağı’na zemin olmuştur
Okumak isteyen okuyucularım için dönemle ilgili benim önerebileceklerim, aynı zaman da yaşantımız da bize yeni düşünceler katacak önemli yapıtları şöyle bir okuma listesi ile sunabilirim.
- Erasmus ‘Deliliğe övgü’
- Thomas Campanella ‘Güneş ülkesi’
- Francis Bacon ‘Yeni Atlantis’
- Nicolo Machiavelli ‘Hükümdar’ bizde ‘Prens’ adıyla da satışta
- Montaigne ‘Denemeler’
- Thomas More ‘Ütopya’
- Cervantes ‘Don Quijote’
- Shakespeare ‘Macbeth’
- Thomas Hobbes ‘Leviathan’
Kaynakça:
– Yüzyıllarımızın Gerçeği ve Mirası ‘’Server Tanilli’’
– Batıya Yön veren Metinler ‘’Alev Alatlı derlemesiyle’’
– Dünya Tarihi ‘’William H. McNeill’’
– Avrupa Tarihi ‘’Norman Davies’’
– Düşünce Tarihi ‘’Orhan Hançerlioğlu’’
Yazar Levent Öztürk, Ankara, 01 Aralık 2021