Ruh

Ruh

İnsanlar doğuşta bir maddesel vücutla doğarlar, erenlerin söylediği gibi tanrı her vücuda bir ruh üflermiş. Biz insanların bu ruh yapısına, ileri yaşta da karakter demekteyiz. Her insanın bir karakteri vardır. Kardeşler arasında bile bu karakter farklılığı belirgin bir değişiklik gösterir. İki kardeş değil 10 kardeş bile olsa 10 kardeşin her birinin karakteri değişik gelişir. Bir birine benzeyen olabilir mi, bilmiyorum ama bir birine yakın karakterler olması olasıdır. Kimisinde yaratıcılık vardır, kimisinde romantik yaşam tezahürleri vardır, kimisi şair ruhludur, kimisin ise insanların genetik yapılarını inceleme merakı vardır.

Kimisi spora meraklıdır, çeşitli dalların birinde karar kılar ve bu sporu yapmaya özen gösterir. Bir spor dalında başarılı olan sporcunun kardeşi  nadiren aynı spor dalında başarılı olabilir. Bu konuda dünya çapında örnekler bulabiliriz. Hani anne ve babanın genlerinin parmak izlerini takip ederseniz , çocuklarında aynı spor dalında ilgi ve başarı bulmak mümkün olmayabilir. Kendimi düşünüyorum, babam rahmetlik sporla hiç uğraşmamış, amcam rahmetlik de sporla alakası yoktu. Dayılarımdan biri Bursa Erkek Lisesinde, bir teyzem de bir başka lisede Beden Eğitimi  öğretmeni idi.

Okuduğum yatılı okulda yıllık olarak çıkarılan Banner da , benim için sadece sporla ilgilidir ifadesi bulunmakta . Bu tanımlama tam olarak doğru olmasa da bir çok değişik spor dalı ile ilgilendiğim oldu. Her çocuk gibi futbol oynadım. Üniversite yıllarımın başında, kimsenin pek düşünmediği kürek sporuna merak salmıştım. Her yerde kürek sporu yapılmadığı için daha sonraları bisiklet sporuna merakım kaydı. O tarihte rektörümüz Kemal Kurdaş’tı . Bisiklet branşının açılmasını istedi ve bizlere bisiklet almıştı. Antrenör olarak ta Mustafa Palaska’yı seçmiştik biz. Üniversite yaşamında spor, ruh dengesini sağlayan bir enstrüman olduğuna inanmaktaydım.

Yaş ilerleyince, aile kurmak, çocuk sahibi olmak gibi gailelerde spor yapmayı unutursunuz. Çocuklarımın büyümesinde spora  çok önem vermiştim. Bunda da başardığıma inanmaktayım. Bu konuda şimdilerde torunlarımın spor yapması için çalışmaktayım.  Ben ise ileri yaşıma rağmen, ruh  spor yapmaktan vaz geçmemekte.

Kimi insanlar da, başkalarına hizmet ederek onları mutlu etmeyi hedefler. Başkalarının mutluluğu ile sevinirler. Böyle insanların ruh yapısını nasıl tanımlarsınız bilmiyorum, ama onlarda hizmet verme ruhu vardır. Bu tip insanların başka hedefleri yoktur.

Kimi insanlar ise amele ruhludurlar. Bu amele ruhlu insanlar inşaatta yatarlar, inşaatla yatarlar, inşaatta uyanırlar, inşaatta kalkarlar. Sabah, inşaatla başlar onlar için. Bu tipe uygun ruhlu insanlara amele ruhlu insanlar diye tanımlayabiliriz.

Ülkemin Cumhuriyet tarihinde yapılan onlarca sanayi tesislerimizi son 20 senede satarak, Özay Gönlüm’ün dediği gibi,                     ‘sibbekkene dımdızlak kala kaldık’ sanayisiz, fabrikasız, yatırımsız. İşsizliğe çare diye, İnşaat köklü 5 Harami Holding’e yarayacak, Beş tepeden binlerce konut inşaatı müjdesi adı ile milleti amele ruhu ile uyutup, amele ruhu ile uyandırmaları, toplumu kendileri gibi bir ruh yapısı ile yönlendirmeye çalışmalarını üzülerek seyretmekteyim, diye bir sözüm geldi söyledim, hem nalına hem mıhına.

Yazar Metin Atamer, Ankara, 22 Ağustos 2022  

Share This
COMMENTS

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir