Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca, Otizm Sempozyumunda Konuştu
Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca, 2 Nisan Otizm Farkındalık Gününde Sağlık Bakanlığı tarafından düzenlenen “Sağlıkta Zihinsel Özel Gereksinimler ve Otizm Sempozyumu” na video konferans yöntemiyle katılarak açılış konuşmasını gerçekleştirdi.
Bakan Dr. Koca’nın konuşması:
Saygıdeğer konuklar,
Birbirinde kıymetli aileler,
Sağlık Bakanlığı olarak toplumun genelini veya büyük çoğunluğunu ilgilendiren sağlık sorunlarına çözüm bulmak mesaimizin önemli bir kısmını doldurmaktadır.
Salgın şartlarında olduğumuz bu dönemde, normal şartlarda hakkıyla zaman ayırmaya çalıştığımız konulara gerekli emeği yer yer zorluk çekiyoruz. Yoğun çözüm talepleriyle karşılaştığımız oluyor. İş yükümüz bazı görevlerimizi ertelemeye bizi maalesef mecbur kılıyor.
Tüm bunlara rağmen, bazı konular var ki, ertelenmeleri mümkün değildir. Yarın verilecek hizmet, şimdi verilecek hizmetin yerini tutmayacaktır. Sağlık politikamız, mevcut şatlarda bile bunu insani bulmamaktadır. Görevimizi mağduriyetleri önleyerek yürütmeliyiz.
Söz konusu hastalıklar doğal seyirleri itibarı ile ihmale, ertelemeye tahammül göstermez. Müdahalenin geciktiği her gün, telafisi zor gerilemeler görülmesi, hastaların ve ailelerin ıstıraplarının artması ihtimali vardır.
Özel gereksinim gösteren bu hastalarımızın sağlıklarının korunması, rahatsızlıklarının ilerlemesinin engellenmesi ve iyileşmeleri yönündeki çabalarımız, ailelerimizin desteğiyle artarak devam edecektir.
Çeşitli vesilelerle daha önce de ifade etmiştim: Özel gereksinimli tüm bireylerin nitelikli sağlık hizmetinden kolaylıkla faydalanması Bakanlığımızın öncelikli hedefleri arasındadır.
Sağlık Bakanlığı olarak çocuklarımızın ve ailelerinin yaşadığı çeşitli sorunların farkındayız. Ailelerin, çözüm konusunda somut adımlar atılması yönünde güçlü beklentileri olduğunu biliyoruz.
Geçtiğimiz yıl Otizm, Zihinsel Özel Gereksinimler ve Nadir Hastalıklar Dairemizi kurarak bu alandaki sorunların çözümü konusundaki kararlılığımızı gösterdik.
Bugün memnuniyetle ifade etmek isterim ki yaşadığımız olağanüstü pandemi sürecine ve dairemizin kurulması üzerinden bir yıl gibi son derece kısa bir zaman geçmiş olmasına rağmen ekibimiz tarafından birçok proje ve uygulama hayata geçirilmiş durumdadır.
Bu alanda çalışacak ekibi kurduktan hemen sonra sorunları tespit ettik. Aileler ve Sivil Toplum Kuruluşları ile görüşmeleri gerçekleştirdik. Meclis Araştırma Komisyonu Raporu madde madde yeniden incelendi. Akademisyenler başta olmak üzere konunun taraflarıyla değerlendirmeler yaptık.
Belirlenen sorun alanlarında 83 Akademisyenin katkı verdiği 9 ayrı Bilimsel Danışma Kurulu oluşturuldu. “Erişkinlikte verilecek hizmetler”, “Davranışsal müdahaleler ve aile eğitimleri” gibi alanlarda uluslararası düzeyde uzmanlarla bağlantı kurularak ortak projeler başlatıldı.
Çözüm yolları üzerine çalışmaya başladık ve ilerliyoruz.
Çalışmalarımız ilk meyvelerini salgın sürecinde verdi. Örneğin, dünya ülkelerine de model teşkil eden ‘Özel Çocuklar Destek Sistemi’ ile ‘Tele-Sağlık’ uygulamamızın aktif olduğu 8 aylık süreçte 1.000’e yakın aileye multidisipliner destek sağlandı.
Ailelerden gelen değerlendirmeler, bu hizmetten memnuniyetin %90’lara ulaştığını gösteriyor. Uygulamanın kalıcı hale gelmesi için gerekli çabayı göstereceğiz.
Değerli misafirler,
Bu hastalıklar içinde otizm, tedavi yöntemlerinin farklılığı ve elde edilen sonuçların uzun sürede vadettiği sonuçlar sebebiyle özel önem arz ediyor.
Bildiğiniz gibi 2 Nisan, Dünya Otizm Farkındalık Günü olarak ilan edilmiştir. Bunu konuya toplumsal destek ve ilginin sağlanması açısından bir fırsat olarak görüyorum.
Otizm ve diğer zihinsel özel gereksinimli durumlarda iki kritik husus, erken tanı ve erken müdahaledir. 2015 yılında Erzurum’da pilot uygulamalarına başlanan tarama çalışmalarını ülke geneline yaygınlaştırdık.
Geçen süre zarfında 54.658 aile hekimi ve aile sağlığı çalışanı video temelli otizm farkındalık eğitimi aldı, 1.863.096 çocuk otizm açısından tarandı, 53.314 çocukta risk saptanarak randevu sistemine dâhil edilmeden “çocuk ergen ruh sağlığı” uzmanlarımıza yönlendirildiler.
Bildiğimiz kadarıyla, dünyada yapılmış en kapsamlı ve özgün çalışmalardan biri olan bu uygulama neticesinde, 10 bin 87 çocuğumuzun gelişimsel sorunları erken dönemde tespit edildi.
Bu çocuklarımız dünyada benzer sorunlar yaşayan akranlarından çok daha erken yaşta destek birimlerine yönlendirildi. Bu sistemin oluşması ve sürdürülmesinde emeği geçen akademisyenler, aile hekimlerimiz, aile sağlığı çalışanlarımız ve çocuk ergen ruh sağlığı uzmanlarımıza bu vesileyle tekrar teşekkür etmek istiyorum.
Bu alanda yapacaklarımız burada bitmiyor. Hedefimiz, sistemi daha ileri taşımak. Diğer gelişimsel bozuklukların da erken tanınmasını sağlayacak modeller oluşturup, erken müdahale programlarını sağlık sisteminin bir parçası haline getirmektir.
Bu noktada pilot illerimizden Trabzon’da konunun ulusal ve uluslararası paydaşlarının katılımıyla yeni bir proje için çalışmalar başlattığımızı ifade etmeliyim.
Otizm ve zihinsel özel gereksinimli bireylere verilecek hizmetler konusunda önemli hedeflerimizden birisi de çok disiplinli hizmet birimleridir.
Bu birimlerde hekimlerin yanı sıra çocuk gelişim uzmanı, psikolog, dil ve konuşma terapisti, ergoterapist, sosyal çalışma uzmanı, eğitim danışmanı, spor danışmanı ve hemşire gibi tüm hizmet sağlayıcıların tek çatı altında toplanmasını planlıyoruz.
İki yıldır pilot uygulama yaptığımız Trabzon’dan sonra, İstanbul ve Ankara’da da farklı yaklaşımların uygulanmasına olanak sağlayacak yeni merkezlerin açılış hazırlığındayız.
İzmir’deki merkezimiz için de hazırlıkları son aşamaya getirdik. Kademeli olarak hizmete sokacağımız bu birimlerimizden elde edeceğimiz verilerden yola çıkarak diğer illerimizde ilin yapısı ve ihtiyacına en uygun merkezi kurmayı ve bu hizmetimizi tüm ülkeye yaymayı hedefliyoruz.
Bir yıl kadar önce hedef olarak belirlediğimiz ‘bireysel hizmet danışmanlığı’ modeli konusunda da çalışmalarımız ciddi mesafe kat etti.
Anlattıklarımdan eminim ki, şu sonuca varmış durumdasınız: Hastalarımıza kılavuzluk edecek son derece özel danışmanlık sistemi olarak tanımlanması gereken, hastalarımız ve ailelerinin aldığı hizmetinin kalitesini üst düzeye taşıyacak olan bu uygulamanın alt yapısı hazırdır. Bu altyapının bir parçası insani altyapı, eğitimli ve duyarlı insan gücüdür. Diğer parçası ise sistemin fiziki ve teknik kısmıdır.
Bu yılın sonuna kadar, pilot merkezlerimizden başlamak üzere eğitimlerimizi tamamlamayı ve sistemin ilk uygulamalarını başlatmayı hedefliyoruz. Yılsonunda size vereceğim haberler daha da güzel haberler olacak.
Saygıdeğer katılımcılar,
Tüm projelerimizi detaylarıyla ele almak, size başka haberler vermek için yeterli zamanımız olmadığını biliyorum.
Diş tedavileri, yataklı servisler, acil servis hizmetleri, yetişkinliğe geçiş ve yetişkinlikte verilecek hizmetler, beslenme sorunları gibi konularda başlatmış olduğumuz projeleri, ilgili komisyonların üyesi akademisyenlerimizden dinleme fırsatınız olursa sevinirim. Yurt dışında görevli bilim insanlarımızın yapacağı, önümüzdeki döneme ilişkin vizyon sunumuna da özel ilgi duyacağınızı umuyorum. Bütün bunlarda, hayalinizdeki tasarıların tarafımızdan geliştirilmiş şeklini bulacaksınız.
Konularımızın ciddiyeti, çözümlerin kalıcı olmasını gerektiriyor.
Bu çözümleri üretirken ailelerimizin ve Sivil Toplum Kuruluşlarımızın tam desteği gerçek bir yol arkadaşlığı ve esinleyici güçtür.
En büyük güç nedir?
En büyük güç, hiçbir koşula bağlanmamış insan sevgisidir.
Bu güç hepimizde bulunuyor.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Kaynak:
Sağlık Bakanlığı, Ankara, 2 Nisan 2021