Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca’ya Açık Mektup…

Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca’ya Açık Mektup…

Bir Emekli Doktor’dan Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca’ya Özlük Haklarıyla ilgili Açık Mektup!..

Sayın Bakanım,

Bugün sağlık çalışanlarının yapacağı geniş katılımlı iş bırakma eylemi öncesi biz hekimlere yazmış olduğunuz mektubu aldım, teşekkür ederim.

Mektubunuzda ifade etmiş olduğunuz “Beyaz Reform” adını verdiğiniz iyileştirme çalışmalarının (her ne kadar reform kapsamında göremesem de) olumlu bir kısım kazanımlar getirdiğinin farkındayım, hakkınızı teslim edeyim. Ancak yine de yapılması gereken pek çok şey olduğunun siz de farkındasınız ki, bu iyileştirmelerin ikinci etabına geçildiğini müjdelemişsiniz. Teşekkür ederiz.

Hekim olduğumdan, emekli olduğum güne kadar geçen 26-27 senelik devlet memuriyetim hep geriye giden özlük hakları, bir türlü düzeltilemeyen çalışma koşulları, sağlık politikalarında liberalleşme, kâr odaklı yaklaşımlar, özelleştirme, özel sektöre ucuz insan kaynağı yaratma çabaları, kifayetsiz ve liyakatsiz yöneticiler vb. olumsuz koşullarla geçti, gitti. Emeklilik hakkı kazanır kazanmaz “haydi bana eyvallah” deme sebebim de tam olarak budur.

Son yılların hekimlik uygulamalarındaki olumlu sayılabilecek değişimlerin yanında olumsuzluklar da o kadar çoktu ki, pek çok genç (hatta tecrübeli) meslektaşım ya yurtdışına ya da tıp dışı alanlara yönelmekte buldu çareyi, siz de biliyorsunuz.

Neyse, size bildiklerinizi tekrar etmek niyetinde değilim; çalışanları, hekim ve hekim dışı sağlık personelini, birinci dereceden sorumlu ve yetkilisi olarak en iyi siz bilirsiniz.

Gelelim mektubumun asıl mevzusuna.

Mektubunuzda belirttiğiniz gibi, hak aramayı farklı kurum ve örgütler yerine bizzat size yazarak başlatmak istedim. Gerçi daha önce CİMER ve Meclis Dilekçe Komisyonu nezdinde yaptığım başvurularıma konunun kanun değişikliği gerektirdiği ve konunun Sağlık Bakanlığına iletildiği cevaplarını aldım. Dolayısıyla konu zaten sizin önünüzde ve bilginiz dâhilinde olsa gerek. Ben bir kez daha hatırlatmak istedim o kadar.

Konu, 657 Sayılı Yasaya göre çalışıp emekli olduktan sonra SGK kapsamında yeniden çalışmakta olan hekimlerin maaşlarından yapılan kesintinin haksız ve eşitlikten uzak oluşu, kısacası hukuksuzluğu.

Bilirsiniz ki, kişilerin çalışma yaşamında kaldıkları süreye ve yaptıkları işe göre, kanunlarla belirlenmiş olan çerçevede emekli ikramiyesi ve emekli maaşı almaya hak kazandıkları herkesin malumudur. Bu hakkın kullanımı emeklilikteki koşullardan bağımsız olarak emeklilik öncesi vermiş oldukları hizmete göre düzenlendiğinden, emeklilik sonrası aynı koşullarda emekli olmuş iki kişi arasında da herhangi bir farklılık olmaması gerekir. Bu konu temel insan haklarına, temel hukuk kurallarına ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın eşitlik ilkesine de açıkça aykırılık teşkil etmektedir.

Ancak, ne yazık ki 657 sayılı yasaya tâbi olarak çalışıp, eşit koşullarda emekli olan iki tabip arasında emekliliğinde çalışıp çalışmamasına bağlı olarak böyle bir eşitsizlik yaşanmakta ve bu husus kanunla düzenlenmiş bulunmaktadır.

Bu kapsamda şahsım da bu yasal düzenlemeden menfi yönde etkilenmekteyim ve bu konuda yeni bir düzenleme yapılması gerektiğini düşünmekteyim.

Bu bağlamda:

1- Eşit haklarla emekli olan iki tabip arasında ortaya çıkan bu eşitsizlik nedeniyle emekliliğinde çalışan bir hekimin yasal olarak alması gereken maaşının önemli bir kısmı kesilerek ödeme yapılmaktadır.

2- Yeniden çalışmak zorunda olan kişinin iş bulmasında da eşitsizliğe neden olmakta, işveren tarafından bu kesintinin yarattığı mağduriyetin karşılanması gerekliliği işverenin daha yüksek ödeme yapmasına ihtiyaç doğurmakta ve istihdama engel teşkil etmektedir.

3- Yetişmiş, tecrübeli hekimlerin özel sektörde de olsa ülke sağlığına hizmet etmesi sağlanabilecekken, evde oturmaya teşvik edilmektedir. Oysa ülkemizde hekim istihdamında halen büyük bir açık bulunduğu bilinmektedir.

4- Bu meslek mensuplarının Sağlık Turizmi kapsamında ülkenin ihtiyacı olan döviz kazanımına hizmet ettikleri de göz ardı edilmemelidir. Özel sağlık kuruluşlarının şu anda kullandıkları ve kullanıma açılabilecek kapasitelerinin çok daha fazla hekim istihdamına açık olduğunu göz önünde bulundurmak gerekir.

5- Başka meslek mensupları emeklilerine, emekli olup başka işte çalışmaları halinde uygulanmayan, sadece tabip kadrosundan emekli olanlara uygulanan bu yüksek tutarlı kesinti nedeniyle farklı meslekler arasındaki hiyerarşinin de bozulması söz konusu olmaktadır.

6- Emekli olduktan sonra SGK kapsamında çalışan ve kendi hesabına çalışan kişiler arasında da eşitsizliğe neden olunmaktadır.

7- Bu kesintinin iptal edilmesi durumunda ortaya çıkacak kamu maliyesi yükünün de bu kapsamdaki emekli sayısının genele oranla çok az olması nedeniyle Türkiye Cumhuriyeti açısından çok büyük bir yekûn tutmayacağı öngörülebilir.

8- Bu konunun yasal bir düzenlemeye bağlı olması nedeniyle yine yasa veya KHK ile çözülebileceği düşünülmektedir.

Sayın Bakanım,

Mektubunuzdaki samimi diyalog ve iletişim çağrınıza ve tüm tarafların katkı sağlaması dileğinize istinaden bu mektubu size yazıyorum. Umarım benim ve eşitim pek çok hekimin ayda 10-12000 liraları bulan hatta aşan bu hukuksuz kesintisinin kaldırılması talebi sizden yanıt bulur ve bizler de biliriz ki sizin açık iletişim çağrılarınız bir kısım sosyal medya yürütücüsü elemanlarınızın ekranlarında kulak arkası, göz ardı ya da sümen altı edilmez, cevap bulur.Saygılarımla,

Dr. Önder C. Sezgin, Emekli-Çalışan Hekim, 01 Ağustos 2023

Share This
COMMENTS

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir