Sağlık Sisteminin Gözden Geçirilmesi, Önceliklerin Tespiti ve Öneriler…
Türkiye’de Sağlık Sisteminin Gözden Geçirilmesi, Önceliklerin Tespiti ve Sürdürülebilirlik Önerileri
Bugün itibariyle sağlık sistemimizin toplumun ve bireylerin sağlıklarının korunması ve geliştirilmesine sağladığı katkıyı somut olarak ortaya koymakta zorluklar yaşamaktayız.
Ağırlıklı olarak hastanelere ve tedavi edici hizmetlere ağırlık veren anlayış halk sağlığı, koruyucu hekimlik ve sağlığı geliştirici programları arka plana atmaktadır.
Bu durum sağlığımızı bozan nedenlere odaklanılıp onların düzeltilmesi yerine yüksek maliyetli tedavi yöntemlerine yönelmekte ve sistemin sürdürülebilirliği tehlikeye girmektedir.
Asıl amaç insanların sağlıklarını kaybetmelerinin engellenmesi, sağlıklarının korunması ve hatta geliştirilmesi olmalıdır. Bu da ancak halk sağlığını birinci öncelik yaparak, koruyucu hekimlik sistemini çalıştırarak ve sağlığı geliştirici programlara kaynak ayırarak mümkündür.
Türkiye’de her yıl hastalık nedeniyle gerçekleşen ölümlerin yarısı kronik hastalıklara (kalp, akciğer, vb.) bağlı iken dörtte biri de kanser nedeniyledir. Enfeksiyona bağlı yaşam kayıpları da azımsanmayacak düzeydedir.
Erken dönemde teşhis edilmesi mümkünken yeterli koruyucu hekimlik imkanları oluşturulamadığından hastalıkların ilerlemesi, yüksek maliyetli tedavilere muhtaç kalınması ve kaliteli yaşam yılı kayıplarının oluşması kaçınılmaz olmaktadır. Oysa insanların nitelikli koyucu hekimlik hizmetlerine kolay ulaşımlarının sağlanması ile bu olumsuzluklar giderilebilecektir.
Günümüzde insülin direnci, hareketsizlik ve beslenme bozukluklarına bağlı gelişen obezite problemi yaygın bir halk sağlığı problemi halini almıştır. Buna karşılık obezitenin yüksek maliyetli ve belirli riskleri içinde barındıran cerrahi tedavi ile ele alınması da yaygın bir alışkanlık haline gelmiştir. Oysa bu ve benzeri (kalp sağlığı problemleri, akciğer problemleri, mide-bağırsak sistemi problemleri) problemlerin sağlığı geliştirici programlarla ele alınması mümkündür.
ACİLEN ülkemizin hastalık yükü net olarak tespit edilmeli ve bu hastalıkların halk sağlığı, korucu hekimlik ve sağlığı geliştirici programlar ile önlenmesi için gerekli finansman, organizasyonel yapı ve yönetim becerisi oluşturulmalıdır. Sağlık Bakanlığı hastane işletmeciliğinden çekilmeli ve bütün kaynaklarını ve zamanını toplumun sağlık düzeyini yükseltmek için seferber etmelidir.
Hastanelerde Yığılma ve Hastalıkların Erken Teşhisi ile Etkin Tedavisi Verimli Çalışan Bir Birinci Basamak Hekimlik Sistemi ile Çözülebilir
Bugün itibariyle hastanelerim (özel, devlet, araştırma ve üniversite) poliklinik ağırlıklı çalışmakta ve bu da hasta yığılmalarına, hasta başına ayrılan sürenin daralmasına ve hasta memnuniyetsizliğinin artmasına sebebiyet vermektedir.
Özellikle kamu sistemi içinde hastalıkların teşhisinde zorluklar yaşanmakta ve de hastaların (özellikle kronik hastalığı olanların) takibinde ciddi aksamalar söz konusu olmaktadır. Mevcut sistemde hastanelerin polikliniklerinde hastaya ayrılan zaman ve dikkat reçete yazımı ile sınırlı kalmaktadır. Oysa gelişmiş sistemlerde hastalar hastaneye gitmek zorunda kalmadan birinci basamak hekimlik sistemi içinde yakından takip edilebilmekte ve hastalıkları kontrol altına alınabilmektedir. Bu sistemlerde hastaneler ileri tetkik ve tedavi için harekete geçirilmektedirler.
ACİLEN direkt hastaneye başvuru kısıtlanmalı, birinci basamak hekimlik sistemi güçlendirilmeli gerekirse muayenehaneler kamu sistemi içine alınmalı ve hastaların (kronik hastalıklarının) teknoloji desteği ile yakından takip edilmeleri sağlanmalıdır. Sağlık Bakanlığı halk sağlığı, koruyucu hekimlik ve sağlığı geliştirici programların yanı sıra birinci basamak hekimliği de finanse etmeli ve tedavi edici hizmetleri özerk yapılı kamu hastane sistemine devretmelidir
Kamu Hastanelerinde Yönetim Problemi ve Artan Hasta Memnuniyetsizliği Özerk Yönetim Yapısı ve Profesyonel Yöneticiler ile Çözülebilir
Bugün itibariyle kamu hastanelerinin oldukça güçtür. Yönetilmesi en zor organizasyonlardan olan hastaneler ülkemizde amatörce ve günlük politikalar ile yönetilmektedir.
Hasta memnuniyeti son yedi yıl içerisinde önemli ölçüde gerilemiş, kırsal bölgelerde ve doğuda sağlık hizmeti niteliği gerilemiştir.
Kamu hastaneleri yönetimsel liderlik, takım oyunu, motivasyon, organizasyonel yapı, insan kaynağı yönetimi, maliyetlerin yönetimi, kalite ve hasta/çalışan memnuniyeti açısından sürekli gerileme içine girmiştir.
Son on yılda açılan on dört Kamu Özel Ortaklığı ile yapılan Şehir Hastaneleri ise Sağlık Bakanlığı bütçesinin üçte birini yutar duruma gelmiştir. Bu hastanelerin medikal yönetiminde ciddi aksaklıklar yaşanırken, non-medikal maliyetlerin yüksekliği bu hastanelerin Sağlık Bakanlığı Bütçesi ve SGK’dan yapılan ödemelerle yönetilebilirliğini imkânsız kılmıştır.
ACİLEN Üniversite Hastaneleri hariç tüm kamu hastaneleri Sağlık Bakanlığı ile bağlantısı olmaksızın özerk yönetim kurulu yapılarına kavuşturulmalı ve profesyonel yöneticilerle yönetilmelidir. Bu yönetim kurullarında yerel yönetim ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri yer almalıdır. Kamu Hastaneleri kâr amacı gütmeden ancak gelirleri ile giderlerini karşılayabilen, bağış kabul eden ve yatırım için borçlanabilen yapılara kavuşturulmalıdır.
Hane Halkının Sağlık İçin Yaptığı Harcamalardaki Artışının Önüne Geçilebilir
Bugün itibariyle hane halklarının sağlık için bütçelerinden ayırdıkları pay TÜİK kayıtlarına göre %2,2 olsa da aslında bu oranın çok daha yüksek olduğu bilinmektedir.
Özel sağlık sigorta primlerini SGK sistemi dışında yapılan özel sağlık harcamalarını bir an için bir kenara koysak dahi vatandaşlar ödedikleri SGK primlerine ek olarak ilaç katkı payı, muayene katkı payı ve SGK anlaşmalı hastanelere fark ücreti ödemektedirler. Bu ödemeler her geçen gün artmakta ve vatandaşlar sağlık için daha fazla tutarı ceplerinden karşılamak durumunda kalmaktadırlar.
Mevcut düzen sağlık kuruluşları (özel ya da kamu fark etmeksizin) ile hastalar arasında para alışverişini tamamen ortadan kaldıracak şekilde yeniden ele alınmalıdır.
Genel Sağlık Sigortası ve Özel Sağlık Sigortalarının sağlayacağı teminatlar ve düzenlenecek poliçeler ile para alışverişi sadece katkı payları ile sınırlı hale getirilebilir. Avrupa Birliği standartları da bunu gerektirmektedir (Katkı payları da yine AB standartlarında var olan ve keyfi kullanımı engelleyen bir araçtır).
ACİLEN Genel Sağlık Sigortası ve mevcut Özel Sağlık Sigortalarına ek olarak kamu ve özel sektör ortaklığında bir tamamlayıcı sigorta kurumu kurulmalı, hastalar ile sağlık hizmet sunucuları arasındaki para alışverişi sonlandırılmalıdır.
Sağlık Sistemimizde Öncelikler Göz Önüne Alınarak Yeniden Düzenlenmesi Gereken
Konular
- Halk Sağlığı ve koruyucu hekimlik önceliklendirilmeli. Sağlığı geliştirici programlara ağırlık verilmeli.
- Birinci basamak sağlık hizmetleri yaygın ve etkili hale getirilmeli ve de sevk zinciri çalıştırılmalıdır.
- Kamu hastaneleri özerk yönetim yapılarına kavuşturulmalı ve profesyonel yöneticilerce yönetilmeli ve bu yolla hasta ve çalışan memnuniyeti garanti altına alınmalıdır.
- Artan hane halkı sağlık harcamalarına çözüm getirmek amacıyla hasta ile sağlık hizmet sunucusu arasındaki para alışverişi sonlandırılmalıdır.
- Artan kamu sağlık harcamalarını karşılamak, bireylerin ve toplumun sağlık düzeyini yükseltmek amacıyla insan sağlığı tehdit eden tüm unsurlara ‘sağlık vergisi’ uygulanmalıdır.
Sağlık Sistemimizin Sürdürülebilirliğinin Garanti Altına Alınması için Yapılması Gerekenler
- Sağlık harcamalarının finansmanı ve toplumun sağlık düzeyinin yükseltilmesinin garanti altına alınması için sağlığı tehdit eden tüm unsurlara özel sağlık vergisi getirilmelidir.
- Sağlık sistemi nitelikli yöneticilerce yönetilmelidir.
- Sağlık sisteminin organizasyonu yeniden ele alınmalı ve halk sağlığı, koruyucu hekimlik ve sağlığın geliştirilmesine yönelik programlara ağırlık verilerek toplumun ve bireylerin sağlık düzeyleri yükseltilmelidir.
- Sağlık sistemi için nitelikli insan kaynağı yetiştirecek eğitim kurumları güçlendirilmelidir
- Sağlık sistemi bilgi teknolojisi altyapısı güncel yeniliklere adapte edilmelidir
- Yerli ilaç, tıbbi sarf ve tıbbi cihaz üretimi desteklenmelidir.
- Sağlık hizmetlerindeki kalite düzeyi ve etik anlayışın denetimi ulusal ve özerk bir akreditasyon kurumu tarafından yürütülmelidir.
Yazar Oğuz Engiz, Yönetim Kurulu Başkanı, Sağlık Gönüllüleri Türkiye
Kaynak: Hospital Manager Dergi, Temmuz 2023, Yıl 14, Sayı 58, S.42-44