Prof. Dr. Türkan Saylan’ın vefatının 12. yılında saygı ve özlemle anılıyor.
Türk ve Dünya Sağlığına Hizmet Veren Türk Bilim İnsanı: Prof. Dr. Türkan Saylan
Bugün 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü.
Yıl 1857, 8 Mart, ABD’nin, New York kentinde bir tekstil fabrikasında grev başladı. Fabrikada çalışanların çoğu kadındı. Daha iyi çalışma koşulları isteniyordu. Polis işçilere saldırdı!.. İşçiler fabrikaya sığındı!.. Fabrika kapıları kilitlendi ve yangın çıktı. İşçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda, çoğu kadın 129 işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine 10.000’den fazla kişi katıldı.
Yıl 1910, 27 Ağustos. Yer Kopenhag. Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı vardı. Alman delege Clara Zetkin, “8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına, 8 Mart’ın “Dünya Kadınlar Günü” olarak anılmasını” önerdi ve öneri oybirliğiyle kabul edildi.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart’ın “Dünya Kadınlar Günü” olarak anılmasını kabul etti.
Türkiye’ye gelince; “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” ilk kez, 1921 yılında “Emekçi Kadınlar Günü” olarak kutlanmaya başlandı. 1975 yılında ve onu izleyen yıllarda daha yaygın ve yığınsal olarak kutlanmaya başlandı. 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi’nden sonra, dört yıl süreyle herhangi bir kutlama yapılmadı. 1984’ten itibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından “Dünya Kadınlar Günü” tekrar kutlanmaya başlandı.
Türk ve Dünya Sağlığına Hizmet Veren Türk Bilim İnsanları ve Yöneticileri başlığı altında bugünün anlam ve önemine binaen, ölümünün üzerinden geçen 12 yıllık bir süreden sonra Prof. Dr. Türkan Saylan’ı yeniden anmak ve “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” de genç kuşaklara ve sağlık alanında ölüm pahasına hizmet veren Hekim ve diğer Sağlık Çalışanlarına tanıtmayı bir görev bildim.
Prof. Dr. Türkan Saylan Hocamı, Sağlık Bakanlığı Dış İlişkiler Dairesi Başkanlığı (1983-2000) ve Dünya Sağlık Örgütü Türkiye Temsilciliği (2000-2004) görevlerim sırasında yakından tanıma ve Dünya Sağlık Örgütü Lepra Danışmanlığı sırasında Bakanlık olarak görüş alış verişinde bulunma imkânı buldum.
Cüzzamla Savaş Derneği ve Cüzzamla Savaş Vakfı Yönetiminde uzun yıllar görev yapan Prof. Dr. Türkan Saylan çalıştığı dönemde idealist hekimlerle de birlikte görev yaptı. Bunlardan biri de Dr. Mustafa Sütlaş’tı. Dr. Mustafa Sütlaş Hocamın, 1988-2006 yılları arasında Lepra Araştırma ve Uygulama Merkezi hekimi olarak bulunduğu yıllarda yoğun çalışmalarını Türkan Saylan Hocamla birlikte sürdürdü.
Ben de, Türkan Saylan Hocamın, 1980’li yılların başından 2006 yılına kadar Dünya Sağlık Örgütü’nün lepra konusunda danışmanlığını yaptığı süreçte görüşme, tanışma ve Hindistan, Brezilya, Çin, Mısır, Pakistan, Azerbaycan gibi lepranın yaygın olduğu Ülkelerde lepra konusunu araştırmalarını raporlayarak Türkiye’deki meslektaşları ve bu konuda çalışmalarına katkı sağlamıştır. Kendisine, Türk toplumuna verdiği başarılı sağlık hizmetlerinin unutulmaması ve “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü”nde bir kez daha rahmet dileyerek, anılmasını diliyorum.
—————————————————————————–
Prof. Dr. Türkan Saylan (13 Aralık 1935-18 Mayıs 2009)
Prof. Dr. Türkan Saylan, 13 Aralık 1935’te İstanbul’da dünyaya gelen Türkan Saylan, 18 Mayıs 2009’da bu dünyaya veda etti. 1944-1946 yıllarında Kandilli İlkokulu ve 1946–1953 yıllarında Kandilli Kız Lisesi’nde okudu. 1963’te İstanbul Tıp Fakültesini bitirdi. 1964-1968 yılları arasında SSK Nişantaşı Hastanesi’nden Deri ve Zührevi Hastalıklar Uzmanı oldu.
1968 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı’nda Başasistanlığa başladı. 1971’de İngiliz Kültür Heyeti’nin bursuyla İngiltere’de ileri eğitim gördü, 1974’te Fransa’da ve 1976’da İngiltere’de kısa süreli çalışmalar yaptı, 1972’de Doçent, 1977’de Profesör oldu. 1982–1987 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Başkanlığı’nı, 1981-2001 yılları arasında (İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi) gönüllü olarak Sağlık Bakanlığı Lepra Araştırma ve Uygulama Merkezi Başhekimliğini yürüttü. 1990 yılında oluşturulan “İÜ Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi”nin kuruluşunda görev aldı ve 1996’ya kadar Müdür Yardımcılığı ile Kadın Sağlığı derslerinin koordinatörlüğünü yaptı. Dermatoloji Kliniği öğretim üyesi olarak 2002 yılı sonuna kadar çalıştı ve 13 Aralık 2002’de emekli oldu.
Prof. Dr. Türken Saylan’ın cüzzamla mücadelesi ise 1976’da ‘cildiye uzmanı’ olarak başlamıştı. 74 yıllık ömrü boyunca da bu mücadelesi devam etti ve nice başarılara imza atarak cüzzamla savaşını sürdürdü. 1976’da Cüzzamla Savaş Derneği’ni, 1980 yılında İstanbul Üniversitesi Lepra Araştırma ve Uygulama Merkezi’ni kurdu, Merkez, 1981’de İstanbul Lepra Hastanesi adıyla açıldı. Bu alandaki çalışmaları Türkiye’yle sınırlı kalmadı, yardım elini tüm dünyaya uzattı. Uluslararası Cüzzam Derneği’nin kurulmasına yardım ederek Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’ne hastalık hakkında danışmanlık hizmeti sundu. Cüzzam hastalığı, DSÖ tarafından 2000 yılının sonuna kadar eliminasyonu planlanmış olmasına rağmen halen, dünyada 24 ülkede genel sağlık sorunları arasında yer almaya devam etmektedir. DSÖ, Türkiye’de lepra hastalığının neredeyse ortadan kaldırıldığını ifade ederek, bu çalışmalarda çok emeği olan Prof. Dr. Türkan Saylan’ı kutlamıştır. Dr. Saylan, 1980’li yılların başından 2006 yılına kadar Dünya Sağlık Örgütü’nün lepra konusunda danışmanlığını yapmıştır. Bu konuda Hindistan, Brezilya, Çin, Mısır, Pakistan, Azerbaycan gibi lepranın yaygın olduğu Ülkelerde lepra konusunu araştırmış ve Türkiye’deki çalışmalarına katkı sağlamıştır.
Yaşadığımız topraklardan cüzzamı kovan Dr. Saylan gösterdiği emsalsiz çabalar sonucu 1986 yılında Gandhi Ödülü’nün sahibi oldu. Ayşe Kulin’in, Saylan’ı anlattığı kitabında dediği gibi “kendini insanlığa adamış, özel biriydi o” ve bu yolda “tek ve tek başına”ydı. Saygın tıp dergisi The Lancet’in Prof. Dr. Türkan Saylan’ın ölümünün ardından yayımladığı ilanda da övgü dolu sözlere yer verilmişti. Türkiye’de neleri değiştirdiğini düşündüğümüzde, Türkan Hoca bu övgüleri fazlasıyla hak etmektedir.
74 yaşında aramızdan ayrılan Dr. Saylan, pek çok hastalık geçirmiş, on üç ay boyunca yüzükoyun yatmak zorunda kalmış, ilk hamileliğinde vereme yakalanmış, ikinci çocuğunun doğumunun ardından yine verem olmuş ve bütün bu acıları atlattıktan sonra kanser olmuştu. Bir yandan bunca acıyla boğuşurken bir yanda da insan için, insanlık için çırpınıp durmuştu. Kanserle mücadelesi ise pek çok insana örnek olmuştu ve hâlâ olmaya devam ediyor. Saylan, şu kısacık ömrü boşa geçirmemiş, anlamlı bir hayat yaşamıştı. (HASUDER, 27.1.2019)
Dünyanın birçok ülkesinde lepra hastalığı hala damgalanma (stigma) nedenidir. Aynı zamanda ne yazık ki 27 ülkede lepra hastalarının insan haklarını engelleyen toplam 127 yasa vardır. Prof. Dr. Türkan Saylan’ın aylar boyu Sağlık Bakanlığı’nda çalışarak kabul ettirdiği yönetmelik ile hastaların çağdaş tıp anlayışı ile tanı ve tedavisi sağlanabilmiştir. Lepra pek çok ülkede; Hindistan, Brezilya vb. ülkelerde hala önemli sağlık sorundur. 2017 yılında 210.617 kişi yakalanmış olup bunların 16979’u çocuktur. Her yıl vakaların yüzde 60’ı Hindistan’dan çıkmaktadır. DSÖ, son on yıldır, ilaçla tedavisini tamamlamış kişilere lepra hastası ifadesi yerine “Lepradan Etkilenmiş Kişi” diyor. Bu tanıma göre Ülkemizde 1500 kadar Lepradan Etkilenmiş Kişi var. Lepradan etkilenmiş kişilerin çoğu yaşlı ve uzun yıllar önce geçirdikleri hastalığın sonucu olarak, göz, el ve ayaklarda engellere sahipler.
Prof. Dr. Türkan Saylan’ın toplam 440 yayını bulunmaktadır. Bunların 50’si yabancı dergilerde yayınlanmış tıbbi çalışmaları, 204’ü tıbbi, sosyal ve siyasal içerikli gazete makaleleri, 186’sı ise Türkçe tıbbi dergilerde ve kongre kitaplarında yayınlanmış araştırma, derleme ve olgu bildirimleridir.
Yazan ve Yayına Hazırlayan Bekir Metin, Ankara, 8 Mart 2021