Uluslararası Adalet Divanı: İsrail’in Filistin topraklarını işgal etmesini “yasadışı” buldu
BM Uluslararası Adalet Divanı, 19 Temmuz 2024’de verdiği kararla, İsrail’in işgal altındaki Filistin topraklarındaki varlığının “yasadışı” olduğunu ve “tüm devletlerin on yıllardır süren işgali tanımamakla yükümlü” olduğunu ilan etti.
Mahkeme, İsrail’in İşgal Altındaki Filistin Topraklarında, Doğu Kudüs de dahil olmak üzere uyguladığı politika ve uygulamalardan kaynaklanan hukuki sonuçlar hakkında Genel Kurul’un istişari görüş talebine yanıt verdi.
Uluslararası Adalet Divanı’nın tavsiyesi, Mahkeme’nin uluslararası hukuk konularına ilişkin verdiği hukuki bir görüştür.
Devletler arasındaki ihtilaflı davalardaki kararların aksine, danışma görüşleri bağlayıcı değildir ve Genel Kurul veya Güvenlik Konseyi gibi Birleşmiş Milletler organları tarafından istenir.
Hukuki bağlayıcılığı olmamakla birlikte, danışma görüşleri uluslararası politikaları şekillendirebilir, ahlaki baskıyı ve yaptırımlar gibi bireysel devletler tarafından benimsenen tek taraflı önlemleri artırabilir.
İsrail’in yükümlülükleri
Uluslararası Adalet Divanı, danışma görüşünde, İsrail’in İşgal Altındaki Filistin Topraklarındaki varlığının hukuka aykırı olduğunu ve hukuka aykırı varlığına “mümkün olan en kısa sürede” son verme yükümlülüğü altında olduğunu belirtti.
Görüşte ayrıca, İsrail’in “tüm yeni yerleşim faaliyetlerini derhal durdurma ve işgal altındaki Filistin Topraklarındaki tüm yerleşimcileri tahliye etme yükümlülüğü altında olduğu” ve “ilgili tüm gerçek veya tüzel kişilere verilen zararın tazmini” gerektiği ifade edildi.
Devletlerin yükümlülükleri
Ayrıca, “tüm devletlerin İsrail’in hukuka aykırı varlığından kaynaklanan durumu yasal olarak tanımama yükümlülüğü altında olduğu” belirtildi.
Devletler ayrıca “İsrail Devleti’nin İşgal Altındaki Filistin Topraklarında varlığını sürdürmesinin yarattığı durumun sürdürülmesine yardım veya destek sağlamama” yükümlülüğü altındadır.
Uluslararası kuruluşların yükümlülükleri
Mahkeme, BM de dahil olmak üzere uluslararası örgütler açısından, “İsrail’in hukuka aykırı varlığından kaynaklanan durumu yasal olarak tanımama yükümlülüğünü” dikkate aldı.
Uluslararası Adalet Divanı ayrıca BM’nin ve özellikle Genel Kurul ve Güvenlik Konseyi’nin “İsrail Devleti’nin İşgal Altındaki Filistin Topraklarındaki hukuka aykırı varlığının mümkün olan en kısa sürede sona erdirilmesi için gereken kesin yöntemleri ve ileri eylemleri göz önünde bulundurması gerektiğini” kaydetti.
Katılım çağrısı
Görüşün açıklanmasının ardından BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, taraflara işgalin sona erdirilmesi ve çatışmanın uluslararası hukuk, ilgili BM kararları ve ikili anlaşmalar doğrultusunda çözümü yönünde “uzun süredir geciken siyasi yola” yeniden girmeleri çağrısını yineledi.
BM Sözcüsü yaptığı açıklamada, “Tek uygulanabilir yol, iki devletin -İsrail ve tam bağımsız, demokratik, birlikte yaşayabilir ve egemen bir Filistin Devleti’nin- 1967 öncesi sınırlar temelinde, güvenli ve tanınmış sınırlar içinde barış ve güvenlik içinde yan yana yaşaması ve her iki devletin de başkentinin Kudüs olması vizyonudur” dedi.
Açıklamada ayrıca BM Genel Sekreteri’nin, Mahkeme’nin görüşünü talep eden Genel Kurul’a tavsiye niteliğindeki görüşünü derhal ileteceği belirtildi.
Açıklamada, “Bu konuda nasıl hareket edileceğine Genel Kurul karar verecektir” denildi.
İsrail’in cevabı
Medyada yer alan haberlere göre, İsrail Dışişleri Bakanlığı, Uluslararası Adalet Divanı’nın görüşünü “temelden yanlış” ve “açıkça tek taraflı” olarak reddetti.
Bölgede siyasi çözümün ancak “doğrudan müzakereler” yoluyla sağlanabileceği yönündeki tutumunu yineledi.
Genel Kurul talebi
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, Aralık 2022’de, diğer hususların yanı sıra, Uluslararası Adalet Divanı’ndan, BM Şartı’nın 96. maddesi ve Mahkeme Tüzüğü’nün 65. maddesi uyarınca görüşünü bildirmesini talep eden bir karar kabul etti. Görüş, İsrail’in 1967’den beri işgal ettiği toprakları uzun süre işgal etmesi, yerleştirmesi ve ilhak etmesi ve Kudüs’ün demografik yapısını ve statüsünü etkileyenler de dahil olmak üzere ayrımcı önlemleri nedeniyle Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkını “sürekli ihlalinin” yasal sonuçlarını ortaya koyuyor.
Ayrıca İsrail’in bu politikalarının ve uygulamalarının işgalin hukuki statüsünü ve hukuki sonuçlarını nasıl etkilediğini anlamaya çalışıldı.
Uluslararası Adalet Divanı (UAD) Başkanı Nawaf Salam, Karar metnini açıklaması
BM Haber, New York, 20 Temmuz 2024, Haber Bekir Metin