Yazı Dizisi 17. Refik Saydam Hıfzıssıhha, Koronavirüs Salgını, Aşıların Önemi ve Değeri
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. yılını bitirip ikinci yüzyılına giriş sürecinde; Tarihe not düşmek, sağlık sektöründe ve uluslararası ilişkiler konularında verdiğim hizmetlerin gelecek kuşaklara aktarılması amacıyla yazılı kanıt bırakmayı kendime bir görev bildim.
Bu nedenle, Sağlık Bakanlığı (Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı ve Dış İlişkiler Dairesi Başkanlığı)’nda, Dünya Sağlık Örgütü’nde ve Sivil Toplum Kuruluşlarında yarım yüzyıla yakın bir süreçte yaptığım görevleri ve edindiğim bilgi ve deneyimlerimi kaleme almak, yayın haline getirmek ve bu alana ışık tutmak amacıyla paylaşmak istedim. Çalışmalarımı sürdürmek, ülkemin anılan alandaki yöneticileri, ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşlar ile ülkem insanları başta olmak üzere tüm kamuoyunu yaptığım çalışmalarla bilgilendirmek istedim.
Ülkemizde ve tüm Dünyada son beş yılda yaşanan; iklim değişikliği krizleri, depremler, orman yangınlar, sel felaketleri, depremler, salgın hastalıklar, ekonomik krizler, savaşlar sonucu ortaya çıkan buhranlar, yerinden edilen insanlar, göçler, mülteciler sorunu vb sorunlar ülke yönetimlerin ve insanlığı olumsuz yönde etkiledi ve etkilemeye devam edecek görünüyor.
Bu tespitler doğrultusunda ülkemizde ve dünyada yaşanan ve ilk defa Çin’in Hubei Bölgesi Wuhan şehrinde 12 Aralık 2019 tarihinde ortaya çıkan ve ilk teşhisten sonra çeşitli tedbirler alınmasına rağmen Ocak 2020 ayından itibaren tüm Dünya’ya yayılan Covid-19 pandemisi ve etkileri Mayıs 2023 tarihi itibariyle azalsa da etkisini sürdürmektedir.
Sağlık Bakanlığı ve Dünya Sağlık Örgütü Türkiye Temsilciliği ile Sivil Toplum Kuruluşlarında edindiğim bilgi ve birikimleri, yaptığım araştırmalar ve konunun içinde görev yapmış, alanlarında uzmanlaşmış kişi ve kurum yöneticileri ile de görüşerek; 2 Mayıs 1920 tarihinde kurulan Sağlık Bakanlığı’nın 100. Kuruluş yıldönümüne denk düşen ve Şubat 2022 tarihinde yayınlanan “Küresel Salgın Hastalıklar ve Uluslararası Sağlık Örgütlenmeleri – Dünya Sağlık Örgütü ve Türkiye İlişkileri” kitabını yazdım.
Anılan kitap ile Sağlık Bakanlığı’nın dışa açılan penceresinden, uluslararası bakış açısıyla Çağlar boyunca salgın hastalıklar ve uluslararası işbirliği; Selçuklu, Osmanlı ve Türkiye’nin sağlık tarihi; Birleşmiş Milletler ve Dünya Sağlık Örgütü’nün kuruluşu sonucu salgın hastalıklarla mücadele ile bu konuda hizmet veren kişi ve kuruluşların çalışmaları ortaya konmuştu.
Cumhuriyetin kuruluşunun 100. Yılında, Türk toplumu ve dünya kamuoyunun bilmesi gereken en önemli kuruluşlardan birisi de koruyucu sağlık hizmetleri alanında bir mabet kabul edilen “Refik Saydam Hıfzıssıhha Gerçeği” konusudur. Bu konuda gerçeklerin ortaya konması ve tarihi perde arkası ve günümüzde ortaya çıkan durumu anlatmayı ve ortaya koymayı kendime görev edindim.
Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsünde, 1974-1983 yılları arasında görev yaptım. Daha sonra görev yaptığım Sağlık Bakanlığı Dış İlişkiler Dairesi Başkanlığı ve Dünya Sağlık Örgütünde görev yaptığım yıllarda ve halen Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü konusunda ilgim ve ilişkim hiç kopmadı ve devam etmektedir. Son 49 yıldır Sağlık Bakanlığımız ve Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı’nın yaşadığı değişim ve dönüşümleri hep yakından izledim ve bunları geçmiş dönem yöneticileri, çalışanları ve dönüşümden sonra kurulun yeni yapılanmaların eski ve yeni yöneticileri ve hıfzıssıhha konularından sorumlu çalışanlar, çalıştıkları dönemin Sağlık Bakanları, Müsteşarları, Müsteşar Yardımcıları ve ilgili Genel müdürleri ile görüşüp, yeni ortaya konan değişimleri okuyup, araştırıp, sorumlularla da görüşerek durumu anlamaya çalıştım. Ayrıca, Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı konusunda yapılmış onlarca video izledim. “Kaybedilen Değer Hıfzıssıhha Belgeseli” ne danışmanlık yaptım (henüz yayınlanmadı).
Tüm bu bilgiler ışığında, Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin verdiği kurtuluş savaşı sonrası sivil hayatta verilen savaşların başında sağlık alanında çok önemli mücadele verildi. Savaş sonrası ülkemizin yüzde seksenlere varan salgın hastalıklara yakalanmış insanların tedavilerinin sağlanması, Osmanlı’dan devralınan aşıların ve serumların üretilmesi, dönemin Sağlık Bakanı Dr. Refik Saydam’ın koruyucu sağlık hizmetleri alanında başlattığı çalışmalar, 1928’de Hıfzıssıhha Müessesesi’ nin kurulması ve bu kuruluşun aldığı rol ve yaptığı çalışmalar ile hem Türk insanının dertlerine çareler üretilmiş hem de Dünya ölçeğinde bir “Hıfzıssıhha Enstitüsü ve Okulu” ortaya çıkmıştır. Koruyucu sağlık hizmeti alanında dünya ölçeğinde böyle bir yapılanma ile Türkiye’nin tüm aşı ve serum ihtiyacı karşılandığı gibi dış ülkelere de ihracat yapılmıştır.
Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı’nın 2011 yılında hem isminin ortadan kaldırılması hem de görevlerinin Sağlık Bakanlığı içerisinde ve bazı yeni yapılanmalar sonucu diğer kurum ve kuruluşlara dağıtılması; Covid-19 pandemisi ile yeniden gündem e gelmiş ve ülkemizde büyük tartışmalara konu olmuştur.
Bu önemli kuruluşun geçmişte yaptığı başarılı çalışmalar, ortaya koyduğu mükemmel performans ve son yıllarda uğradığı değer kaybı incelemeye ve başta mevcut yönetim olmak üzere kamuoyu ile paylaşmaya duyulan ihtiyaç önemli bir gerçektir. Bu amaçlar doğrultusunda “Dünya Sağlık Haberleri Web Sitesinde” (www.healthworldnews.net);
“Salgın Hastalıklar, Aşılar, Uluslararası İlişkiler ve Refik Saydam Hıfzıssıhha Gerçeği” yazı dizisinde; Osmanlı İmparatorluğu döneminde sağlık hizmetler ve 1820 yılından günümüze 200 yıllık bir süreçte tüm değişim ve dönüşümleri ortaya koymak için çalıştım. Bütün bu çalışmalar aslında son beş yılda Türkiye ve Dünya’da yaşanan değişim dönüşümler ve en son olarak Covid-19 salgının ortaya koyduğu sonuçların bizleri nasıl etkilediğiyle ilgiliydi. O halde insanların DSÖ tarifine göre sağlıklı bir yaşam sürmeleri için kurumsal yapılanmaların ve ülkelerini idare eden yönetimlerin sağlık konusuna verdiği değerlerle ilgilidir. (Metin B.,1.6.2022)
Tüm bu açıklamaların esas amacı aşıların insan sağlığı için ne kadar önemli olduğu, Ülke yönetimlerinin her şeye ticari açıdan bakmamaları gerektiği, siyasi otoritelerin Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü ve Okulu gibi stratejik kurum ve kuruluşları gözleri gibi koruyup, gerekli yatırımları yapmaları ve zor zamanlarda hem ülke insanları hem de dünya insanlarına katkı vermeleri en yüce bir değer olarak korumalıdır. İşte tüm bu anlatılanlar Covid-19 salgınının ortaya çıkardığı tartışma ve gerçeklerdir. Bu gerçekler sonucu Türkiye başta rutin aşılar olmak üzere pandemi döneminde Covid-19 aşılarının tamamına yakınını yurtdışından milyar dolarlar ödeyerek gerçekleştirmiştir. Salgın dönemlerinde bazen paranız olsa da aşılara ulaşma imkânınız da olmayabilir. Aşağıda rutin ve covid-19 aşıları ve Türkiye’nin harcadığı paralar ortaya konulacak.
Türkiye’de kullanılan Aşılar ve Aşılara ayrılan bütçeler
Refik Saydam Hıfzıssıhha Gerçeği yazı dizisinde; “Osmanlı’da ve Türkiye’de Aşıların Tarihsel Serüveni ve Sonlanma Süreci” başlıklı bölümde ülkemizde aşı üretiminin ve salgın dönemlerinde verilen sağlık hizmetlerinin detayı ayrıntılı yazılmıştı. (Metin B. Yazı dizisi-16)
Bu bölümde, Sağlık Bakanlığımızca aşılar konusunda yürütülen çalışmalar ve aşılama programları ile son üç yılda Rutin Aşılara ve Covid-19 Aşılarına yapılan resmi ödemeler de kamuoyunun bilgilenmesi açısından yararlı bir gerçeği paylaşmak olacaktır. Türkiye’nin ihtiyacı olan ve yurtdışından ithal edilen aşıların yıllara göre doz miktarları değişmekle birlikte yıllık kullanılan ortalama aşı miktarı 45 milyon doz civarındadır.
Ülkemizde 1981 yılından bu yana yürütülen Genişletilmiş Bağışıklama Programı kapsamında başarılı çalışmalar yapılmıştır. Bu program kapsamında; boğmaca, difteri, tetanoz, kızamık, kızamıkçık, kabakulak, tüberküloz, çocuk felci, hepatit B, Haemophilus influenzae tip b, konjuge pnömokok, hepatit A ve suçiçeği aşısı tüm bebeklerimize ücretsiz olarak sağlık kuruluşlarında uygulanmaktadır.
Aşılama kapsayıcılık hızlarının gittikçe yükselmesine bağlı olarak aşı ile korunulabilir hastalıkların hastalık ve ölüm hızlarında belirgin düşüşler sağlanmıştır. Örneğin poliomiyelit (çocuk felci) vakası 1998 yılından beri ülkemizde görülmemektedir. DSÖ tarafından Anne ve Yenidoğan Tetanoz Eliminasyonu Programı kapsamında yürütülen yaygın aşılama çalışmaları sonucunda 2009 yılında hastalığın ülkemizde en az düzeye indirildiği belgelenmiştir.
Ülkemizde rutin çocukluk dönemi aşılama çalışmalarına ek olarak, belirlenmiş risk gruplarında ki vatandaşlarımıza yönelik aşılama hizmetleri de verilmektedir.
İnsanlık tarihinde büyük salgınlara ve ölümlere yol açan pek çok hastalık günümüzde aşılamanın bir zaferi ve aşının gücü olarak artık görülmemektedir. Örneğin çiçek hastalığı 1977 yılından itibaren aşılama sayesinde tamamen yok edilmiş, hastalık etkeninin yok edilmesi üzerine 1987 yılında çiçek aşısı uygulamalarına ihtiyaç kalmadığından aşılaması tüm dünyada durdurulmuştur.
Yine çok önemli bir çocukluk çağı bulaşıcı hastalığı olan çocuk felci (poliomyelit) hastalığına karşı dünya genelinde yaygın aşılama çalışmaları yapılmış ve hastalık yok edilme aşamasına gelmiştir. 1950’li yıllarda yaklaşık her yıl 100 bin civarında çocuğun hastalanmasına ve en az %10 kadarının ömür boyu sakat kalmasına yol açan bu hastalık, aşılama çalışmalarının yaygınlaşması sonucu 1990’lı yılların başında 12 bin vakaya kadar gerilemiştir. 2022 yılına gelindiğinde ise, mevcut vaka sayısı 30’a inmiş ve yalnızca 2 ülkede görülmektedir. Ülkemizde son çocuk felci vakası 26 Kasım 1998 tarihinde görülmüş, 25 yıldır çocuk felci vakası tespit edilmemiştir. Ülkemizin de içinde bulunduğu Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölgesi 21 Haziran 2002’de Poliodan Arındırılmış Bölge Sertifikası almıştır.
Kızamık vakalarının sayısı da aşısı bulunmadan önceki dönemde (1960’lı yılların başı) dünyada 30 milyon, hastalığa bağlı ölümler ise yıllık 888 bin olarak tahmin edilmektedir. Aşının uygulanmaya başlaması ve bunun yaygınlaşması ile %30 oranında vaka ve ölüm sayıları azalmıştır.
Örneğin Ülkemizde, 2002 yılından bu yana yürütülmekte olan kızamık eliminasyon programı kapsamında gerçekleştirilen yoğun aşılama çalışmaları kızamık vaka sayılarında önemli bir azalma sağlamıştır. Ancak, 2009 yılından itibaren de özellikle de Doğu Avrupa’dan başlayarak Batı Avrupa ülkelerine sirayet eden büyük kızamık salgınları yaşanmış ve halen yaşanmaktadır. Bu nedenle, ülkemizde eksik aşılı tüm çocukların kızamık içeren aşı ile aşılanmaları son derece önemlidir.
Aşı ile önlenebilir hastalıklardan korunmak her bireyin ihtiyacı ve hakkıdır.
Türkiye’nin yurtdışından son dört yılda (2019-2022) ithal ettiği 13 Antijen ve diğer (mevsimsel grip, belirlenmiş risk gruplarına kullanılan aşılar vb) aşılara 7 milyar 689 milyon 308 bin TL ödenen toplam bedeldir.
Yıllar itibariyle ithal edilen aşılara yapılan ödeme tutarları
2019 Yılı: 996.362.000.00 TL; 2020 Yılı: 2.010.685.000.00 TL; 2021 Yılı: 2.030.220.000.00 TL; 2022 Yılı: 2.652.041.000.00 TL.
4 Yılda ödenen toplam miktar: 7.689.308.000.00 TL
(Kaynak: Sağlık Bakanlığı 2019-2022 Bütçeleri)
Dünyada ve Türkiye’de Koronavirüs (Covid-19) Salgını
COVID-19 pandemisi, şiddetli akut solunum sendromu koronavirüs 2 (SARS-CoV-2) virüsünün neden olduğu bulaşıcı bir hastalık olan küresel bir koronavirüs salgınıdır.
Koronavirüsün ilk defa Çin’in Hubei Bölgesi Wuhan şehrinde 12 Aralık 2019’da ortaya çıktı. İlk teşhisten sonra çeşitli tedbirler alınmasına rağmen Ocak 2020 ayından itibaren tüm Dünya’ya yayılmaya başladı.
Dünya Sağlık Örgütü tarafından “Yeni Coronavirus 2019 (2019-nCoV)” olarak açıklanan salgın, 11 Mart 2020 tarihinde dünyayı saran salgın anlamına gelen “pandemi” kararını açıkladı. Bu karardan sonra Çin Wuhan’dan çıkan bir virüs (Covid-19) hızla yayıldı ve 31 Aralık 2020 tarihi itibariyle Dünya’da tüm kıtalara ve 193’dan fazla Ülke’ ye yayıldı.
Dünyada Koronavirüs’ün yayılmaya başladığı 12 Aralık 2019 tarihinden 31 Aralık 2020 tarihine kadar geçen sürede;
- Dünyada toplam vaka sayısı: 83.907.551
- Yaşamını yitirenlerin toplam sayısı: 1.827.867
- İyileşenlerin toplam sayısı: 59.406.380
- Dünyada halen aktif vaka sayısı: 22.673.304
Türkiye’de, Sağlık Bakanlığı’nın yaptığı açıklamalar çerçevesinde;
Türkiye’de; 11 Mart 2020 tarihinde yapılan ilk açıklama ile başlayan koronavirüs salgını (Covid-19), 31 Aralık 2020 tarihinde yapılan son değerlendirme ile toplumu derinden etkilemiştir. Her türlü iyi çabalara, pozitif açıklamalara rağmen salgın can almaya devam etmiştir. Aşağıdaki tablodan da görüleceği üzere salgınla mücadele veren “Sağlık Çalışanları” sayısında da çok önemli kayıplar yaşanmıştır
- Toplam vaka sayısı: 2.208.652
- Yaşamını yitirenlerin sayısı: 20.881
- İyileşenlerin sayısı: 2.100.650
- Yapılan toplam test sayısı: 24.504.567
- Yaşamını yitiren Sağlık Çalışanı 305
Dünyada Koronavirüs (Covid-19) Salgınında 01 Ocak – 31 Aralık 2020 tarihleri arasında vaka ve ölüm oranları en yüksek 10 Ülkede durum tablosu;
Ülke Vaka Sayısı Vefat Eden Sayısı
- ABD 20.445.654 354.215
- Hindistan 10.286.709 149.018
- Brezilya 7.675.973 194.976
- Rusya 3.186.336 57.555
- Fransa 2.620.425 64.632
- İngiltere 2.488.780 73.512
- Türkiye 2.208.652 20.881
- İtalya 2.107.166 74.159
- İspanya 1.936.718 50.837
- Almanya 1.745.518 34.182
Tüm dünyada milyarlarca insanı etkileyen koronavirüs salgını, yıllar süren aşı çalışmalarını bir yıldan kısa bir süreye sığdırmak için çalışmalar son aşamaya gelmiştir
Bu aşıların başında ABD’li Pfizer ve Alman Biontech firmalarının geliştirdiği Koronavirüs aşısı var. 2 doz uygulanan bu aşı, virüse karşı yüzde 95’ten fazla koruma sağlıyor. İngiltere ilk onay veren ülke oldu. Ayrıca, ABD’den FDA ve Avrupa İlaç Ajansından onay aldı. 2020 yılının Aralık ayının son haftasında ABD ve AB Ülkelerinde aşılama çalışmalarına başlandı.
İkinci sırada olan ABD’li şirket Moderna‘nın aşısı da virüse karşı koruma sağlamada yüzde 94,5 etkililik oranı ile ABD, FDA’den acil kullanım onayı alan ikinci aşıdır.
Üçüncü sırasında Gamaleya Enstitüsünün geliştirdiği Rus aşısı Sputnik V var. Sputnik, Koronavirüse karşı tescillenen ilk aşı oldu.
Dördüncü sırada Oxford Üniversitesi ile Astrazeneca‘nın geliştirdiği Covid-19 aşısı var. Bu aşı, bir tam doz ve bir yarım doz kullanıldığında yüzde 90, iki tam doz kullanıldığında yüzde 62 koruma sağladığı ortaya kondu.
Çinli Sinovac şirketinin geliştirdiği Coronavac var. 3. Faz denemeleri sürdürüldü. Acil kullanıma uygun olan bu aşının I. ve II. Faz sonuçları ise başarılı çıktı. Türkiye’ye ilk 3 milyon doz aşı 31 Aralık 2020 tarihinde geldi.
2021 Yılı içerisinde Koronavirüs (Covid-19) salgını ile mücadele
Çin’in Wuhan kentinde Aralık 2019 tarihinde ortaya çıkan ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından 11 Mart 2020 tarihinde Pandemi ilan edilen Koronavirüs (Covid-19); Pandemi ile mücadelenin ikinci yılında salgın Dünyadaki tüm ülkelerin sağlığını, eğitimini, adaletini, güvenliğini, yönetimlerini ve ekonomilerini etkilemeye devam etti. Ülkeler zorunlu olarak önemli tedbirler alıp uygulamaya koydular.
Birleşmiş Milletler ve Dünya Sağlık Örgütü liderliğinde sürdürülen “Aşı Çalışmaları” nda önemli buluşlar sayesinde Dünya nüfusunun büyük bir çoğunluğu aşılandı. DSÖ’nün acil kullanım onayı verdiği 8 aşı ile bazı Dünya ülkelerinin ürettiği ve kendi milli kuruluşlarının onayını alan aşılar da hem kendi ülkelerinde hem de diğer ülkelerde kullanılmaya başladı.
Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca yaptığı açıklamada; TURKOVAC için 21 Aralık 2021 tarihinde, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu tarafından “acil kullanım onayı” verildiğini ve seri üretimine başlandığını kamuoyuna duyurdu. Dr. Koca, aşının bir hafta-on gün içinde, başta Şehir Hastanelerinde olmak üzere uygulanmaya başlayacağını söyledi. Bu ifadelerden sonra, TURKOVAC Aşısı 29 Aralık 2021 tarihinde Şehir Hastanelerinde kullanılmaya başlandı.
DSÖ’nün hedefi, her ülkenin insanlarını 2021 yılı sonuna kadar en az % 40’ının aşılanması gerektiği yönünde idi. Fakat bu amaca ulaşılamadığı yıl sonunda ortaya çıktı. 2022 yılının ortasına kadar da halkın en az % 70’inin aşılaması için gerekli tedbirlerin alınmasını hedefledi. DSÖ’nün belirlediği hedefler doğrultusunda zengin ülkelerde hedefler aşıldı. Ancak, azgelişmiş ve ekonomik yönden güçsüz ülkelerde aşılama oranı % 8,5’un altında kaldı ve hedefe ulaşılamadı.
2021 Yılı İçerisinde Covid-19 Aşılama Çalışmaları
Dünya genelinde, 2021 yılı sonu itibariyle 184 ülkede 9,15 milyar dozdan fazla koronavirüs aşısı yapıldı. 31 Aralık 2021 tarihi itibariyle günlük yapılan doz aşı miktarı 32,09 milyon oldu. Dünya nüfusunun % 58,2’si en az bir doz Covid-19 aşısı oldu. Düşük gelirli ülkelerdeki insanların sadece % 8,5’i en az bir doz aşı oldu.
Covid-19 aşı verilerinin derlendiği “Ourworldindata.org” sitesinin 31 Aralık 2021 tarihli verilerine göre Dünyanın en yüksek aşı yapılan ilk 10 ülkesi; Çin 2 milyar 719 milyon dozla ilk sırada, Hindistan 1 milyar 406 milyon dozla ikinci, Avrupa Birliği ülkeleri ise 727 milyon dozla üçüncü sırada. 4. ABD 500 milyon doz. 5. Brezilya 329 milyon doz. 6. Endonezya, 265 milyon doz. 7. Japonya 199 milyon doz. 8. Meksika, 148 milyon doz 9. Almanya, 146 milyon doz ve 10. Pakistan’da, 145 milyon doz aşı yapıldı.
Türkiye ise 31 Aralık 2021 tarihi itibariyle aşılamada Dünya sıralamasında 15. sırada. Sağlık Bakanlığı’nın (https://covid19.saglik.gov.tr/ ) web adresinde yer alan verilere göre; Türkiye’de bugüne kadar yapılan toplam doz aşı miktarı 131 milyon 646 bindir.
Ülke genelinde 56 milyon 914 bin 268 kişiye ilk doz, 51 milyon 604 bin 894 ikinci doz ve 18 milyon 993 bin 403 kişiye üçüncü doz aşı uygulandı.
Hangi Covid-19 aşıları için onay verildi
Dünya’nın çeşitli ülkelerinde, 2021 yılı içerisinde DSÖ’nün bilgisi dâhilinde 100’den fazla farklı aşının geliştirilme çalışmalarına devam edildiği raporlandı. Dünya genelinde kabul gören; ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezi (CDC), Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi (ECDC), Avrupa İlaç Ajansı (EMA) vb. kuruluşlar toplam 15 aşı için kullanım onayı verdi. Ayrıca, çeşitli ülkelerin Sağlık Bakanlıkları ve ilgili kuruluşları aşı için acil kullanım onayları verdi ve aşılamalar yapıldı.
Dünya Sağlık Örgütü, toplamda 9 aşı için “Acil Aşı Kullanım Onayı” vermiştir;
Pfizer/BioNTech, tam onay başvurusunu 7 Mayıs 2021’de yapmıştır, 16 Temmuz 2021’de “Öncelikli İnceleme” için onay verilmiştir ve 23 Ağust23 Ağustos 2021’de incelemeler tamamlanıp, Pfizer/BioNTech aşısı FDA tarafından tam onay alan ilk COVID-19 aşısı olmuştur; ABD’li Pfizer ve Alman Biontech kuruluşunun ürettiği (Pfizer/BioNTech Comirnaty aşısı)’na 31 Aralık 2020 tarihinde;
İngiltere Oxford/AstraZeneca (ChAdOx1-S [rekombinant] aşı) COVID-19 aşısı (SII/COVISHIELD ve AstraZeneca/AZD1222 aşıları)’na 16 Şubat 2021 tarihinde;
ABD’li Jonhson&Johnson tarafından geliştirilen (Janssen/Ad26.COV 2.S aşısı)’na, 12 Mart 2021 tarihinde;
ABD’li Moderna Biyoteknoloji kuruluşunun geliştirdiği (Moderna COVID-19 aşısı (mRNA 1273)’ na, 30 Nisan 2021 tarihinde;
Çin Halk Cumhuriyeti’nde üretilen (Sinopharm COVID-19 aşısı)’na, 7 Mayıs 2021 tarihinde;
Çin Halk Cumhuriyeti’nde üretilen (Sinovac-CoronaVac aşısı)’na, 1 Haziran 2021 tarihinde;
Hindistan’da üretilen (Bharat Biotech BBV152 COVAXIN aşısı)’na, 3 Kasım 2021 tarihinde;
Merkezi ABD’de bulunan Novavax firmasının Avrupa’da ürettiği (Nuvaxovid (NVX-CoV2373) aşısı)’na, 17 Aralık 2021 tarihinde;
Merkezi ABD’de bulunan Novavax firmasının Hindistan’da Hindistan Serum Enstitüsü tarafından Covovax ticari adı altında üretilecek Covovax (NVX-CoV2373) aşısı)’na, 20 Aralık 2021 tarihinde “Acil Kullanım onayları” verilmiştir.
Dünyada Hangi İlaçlara “Acil Kullanım Onayı” verildi.
ABD merkezli ilaç firması Gilead Sciences tarafından Ebola ile Marburg virüsüne karşı geliştirilen ilacın kapsamı zaman içinde arttı ve Covid-19 pandemisinde FDA tarafından kullanıma sunulan ilk ilaç oldu. Remdesivir uzmanlar tarafından hastaya damar yoluyla art arda üç gün boyunca uygulanıyor. FDA, Mayıs 2020’de “hastaneye yatması gereken 12 yaş ve üzeri ve en az 40 kilogram ağırlığındaki yetişkin ve çocuk hastalarda” ilacın kullanımına izin verdiğini duyurdu. Bunun ardından Avrupa Birliği Komisyonu da ilacı onayladı ve Türkiye de ilacı Covid hastalarında uygulamaya başladı.
İngiltere İlaç Düzenleme Kurumu (MHRA), Covid-19 tedavisi için geliştirilen ve ağız yoluyla alınan bir ilaç olan Molnupiravir‘e 4 Kasım 2021 tarihinde kullanım onayı verdi. Hap, Covid teşhisi konulmuş kırılgan hastalara günde iki kez verilecek. Türkiye’nin de dağıtmaya başlamasıyla gündeme gelen Molnupiravir, ABD merkezli ilaç firması Merck tarafından geliştirildi. İlacın Kovid-19’un ilk belirtilerini gösteren vakalarda hastaneye yatış ve ölüm riskini yüzde 50 azalttığı açıklandı.
Avrupa İlaç Ajansı (EMA), Covid-19 tedavisi için “Xevudy” isimli ilacı 17 Aralık 2021 tarihinde onayladığını duyurdu. EMA’dan yapılan açıklamada, GlaxoSmithKline (GSK) ile Vir Biotechnology şirketlerinin birlikte geliştirdiği Xevudy isimli ilacın 12 yaşından büyük ve 40 kilogramın üzerindeki hastalarda kullanılabileceği bildirildi.
ABD Gıda ve İlaç İdaresi (FDA), ilaç şirketi Pfizer’ın antiviral Covid-19 hapı Paxlovid’e 22 Aralık 2021 tarihinde acil kullanım izni verdi. FDA’nın ilk onay verdiği Covid-19 hapı, 5 gün boyunca toplam 30 adet şeklinde kullanılacak.
Pandeminin ilk günlerinde Covid-19 tedavisine özel, denenmiş ve onaylanmış ilaçlar mevcut olmadığı için başka hastalıklar için tasarlanan bazı tedaviler Covid-19 vakalarında uygulandı. Bunlardan biri de grip virüsüne karşı geliştirilen Favipiravir‘ di.
Bir diğer tartışmalı ilaç da sonradan kılavuzdan çıkarılan Hidrosiklorokin oldu. Antiviral etkisi olduğu düşünülen sıtma ilacı, pandeminin ilk döneminde Türkiye’de de uygulanmıştı. Sağlık Bakanlığı’nın tedavi rehberinde Hidroksiklorokin’in başka ilaçlarla birlikte hastalığın durumuna göre 5 ila 10 gün arasında kullanılması tavsiye ediliyordu. Bakanlık Mayıs 2021’de, Türk Tabipler Birliği’nin uzun uğraşları sonucu bu ilacı tedavi rehberinden çıkardı.
Türkiye’de devam eden 16 yerli aşı çalışması var. Bu çalışmalar içerisinde Erciyes Üniversitesi ile Sağlık Bakanlığı Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı iş birliğiyle geliştirilen yeni tip koronavirüs (Covid-19) aşısı “Turkovac” inaktif bir aşıdır. Faz 1, Faz 2 çalışmalarını başarıyla tamamlandı. Faz-3 çalışmalarının en az 40 bin gönüllü denek üzerinde aşı yapıp sonuçları değerlendirildikten sonra alınan olumlu sonuca göre aşının kullanılabileceği açıklaması yapılmış ancak sadece 1.000 kişi üzerinde yapılan uygulama sonucunun Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca’nın talimatı sonucu, daha önce birinci ve ikinci doz Biontech ve Sinovac aşısı olmuş kişiler üzerinden alınan sonucun Turkovac aşısı ile birlikte değerlendirilerek, 21 Aralık 2021 tarihinde, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu tarafından “acil kullanım onayı” verilip, seri üretimine başlanması sonucu, TURKOVAC Aşısı 29 Aralık 2021 tarihinden itibaren Şehir Hastanelerinde kullanılmaya başlandı. Sağlık Bakanlığımızın, DSÖ’nün verebileceği “Acil Kullanım Onayı” na başvuru yapmadığı öğrenildi.
Dünyada Covid-19’un başladığı tarihten 31 Aralık 2021 tarihine kadar son durumu
- Dünyada toplam vaka sayısı: 288.469.761
- Yaşamını yitirenlerin toplam sayısı: 5.452.999
- İyileşenlerin toplam sayısı: 253.689.769
- Dünyada halen aktif vaka sayısı: 29.327.564
(Kaynak: Worldometers.info-ABD John Hopkins Üniversitesi-31 Aralık 2021)
Sağlık Bakanlığı’nca, 11 Mart 2020 tarihinde yapılan ilk Koronavirüs (Covid-19) salgın açıklamasından, 31 Aralık 2021 tarihine geçen süredeki durum;
- Toplam vaka sayısı: 9.682.550
- Yaşamını yitirenlerin sayısı: 82.361
- İyileşenlerin sayısı: 9.063.312
- Yaşamını yitiren toplam Sağlık Çalışanı: 532
(Kaynak: Sağlık Bakanlığı ve TTB Web sitesi: 31 Aralık 2021)
Covid-19 Salgını; 2019 – 2021 arası toplam vaka ve vefat oranları en yüksek Ülkeler
Ülke Vaka Sayısı Vefat Eden Sayısı
- ABD 55.696.500 846.905
- Hindistan 34.861.579 481.486
- Brezilya 22.287.521 619.109
- İngiltere 12.937.886 148.624
- Rusya 10.499.982 308.860
- Fransa 9.972.800 123.741
- Türkiye 9.482.550 82.361
- Almanya 7.176.448 112.756
- İspanya 6.294.745 89.405
- İran 6.194.401 131.606
2022 Yılı içerisinde Koronavirüs (Covid-19) salgınında son durum
Covid-19 salgının 2022 yılının başlarından itibaren 31 Mayıs 2022 tarihine kadar yaşanan süreçte; 6 milyon 313 bin can kaybının yanı sıra toplam vaka sayısı da 532 milyonu geçti. Aktif toplam vaka sayısı da 23 milyon civarına indi. Türkiye ve Dünya’nın birçok ülkesinde sıkı tedbirlerin gevşetilmesine rağmen salgın yayılma seyrini devam ettirdi.
Türkiye’de ise 31 Mayıs 2022 tarihi itibariyle Sağlık Bakanlığı verilerine göre; Yaşamını yitirenlerin resmi olarak ilan edilen sayısı 98.965 oldu. Toplam vaka sayısı ise 15 milyon 73 bini geçti. Yaşamını kaybeden Sağlık çalışanı sayısı da Nisan ayı verisi olan 556’da kaldı.
31 Mayıs 2022 tarihi itibarıyla, Covid-19 salgınına karşı alınan en önemli tedbirlerin başında aşı gelmektedir. Dünya çapında 11,84 milyar dozdan fazla ve Türkiye’de toplam 147.734 milyon doz koronavirüs aşısı yapıldı. Dünyada ortalama her gün yapılan 5,54 milyon doz günlük aşı tespit edildi. Dünya nüfusunun yüzde 65,9’u en az bir doz COVID-19 aşısı oldu. Düşük gelirli ülkelerdeki insanların sadece yüzde 16,2’si en az bir doz aşı oldu.
DSÖ’nün, 2021 yılı sonu itibariyle 9 aşıya “Acil aşı kullanım onayı” verdiği yazıldı. Son olarak 19 Mayıs 2022 tarihinde DSÖ’nün yaptığı açıklama ile 10. Covid-19aşısı olan Çin CanSino Biologics firmasının ürettiği Convidecia aşısı acil kullanım onayı aldı.
Dünyada Covid-19’un başladığı tarihten 31 Aralık 2022 tarihine kadar son durumu
- Dünyada toplam vaka sayısı: 665.307.262
- Yaşamını yitirenlerin toplam sayısı: 6.698.720
- Dünyada yapılan toplam aşı miktarı: 13,17 milyar doz
Sağlık Bakanlığı’nca, 11 Mart 2020 tarihinde yapılan ilk Koronavirüs (Covid-19) salgın açıklamasından, 31 Aralık 2022 tarihine geçen süredeki durum;
- Toplam vaka sayısı: 17.042.722
- Yaşamını yitirenlerin sayısı: 101.492
- Yaşamını yitiren toplam Sağlık Çalışanı: 557
- Türkiye’de yapılan toplam aşı miktarı: 152 milyon 614 bin doz
2023 Yılı içerisinde Koronavirüs (Covid-19) salgınında son durum
COVID-19 pandemisi, şiddetli akut solunum sendromu koronavirüs 2 (SARS-CoV-2) virüsünün neden olduğu bulaşıcı bir hastalık olan küresel bir koronavirüs salgınıdır.
İlk yeni koronavirüs (nCoV) vakaları ilk olarak Aralık 2019’da Çin’de tespit edildi ve virüs hızla dünyadaki diğer ülkelere yayıldı. Bu, DSÖ’nün 30 Ocak 2020 tarihinde “Uluslararası Öneme Sahip Halk Sağlığı Acil Durumu (PHEIC)” ilan etmesine ve 11 Mart 2020 tarihinde ise salgını bir pandemi olarak tüm Dünyaya ilan etti.
Covid-19 pandeminin üzerinden üç yılı aşkın bir süre geçtikten sonra, DSÖ COVID-19 Acil Durum Komitesi’nin aldığı karar sonrası DSÖ Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus; 5 Mayıs 2023 tarihi itibariyle bir halk sağlığı acil durumu olarak “büyük bir umutla” sona erdiğini ilan etti ve bunun, hastalığın artık küresel bir tehdit olmadığı anlamına gelmediğini vurguladı. Kurulacak bir İnceleme Komitesi, ülkeler için sürekli olarak COVID-19’un nasıl yönetileceği konusunda uzun vadeli, kalıcı öneriler geliştirecektir.
COVID-19 pandemisi başladığından beri Dünyada 7 milyona yaklaşan ve Avrupa Bölgesi’nde 2 milyondan fazla insan Covid-19 nedeniyle yaşamını kaybetti.
Dünyada Covid-19’un başladığı ilk tarihten 25 Mayıs 2023 tarihine kadar son durumu
- Dünyada toplam vaka sayısı: 689.220.706
- Yaşamını yitirenlerin toplam sayısı: 6.882.162
- İyileşenlerin toplam sayısı: 661.601.535
- Dünyada yapılan toplam aşı miktarı: 13,17 milyar doz
Sağlık Bakanlığı’nca, 11 Mart 2020 tarihinde yapılan ilk Koronavirüs (Covid-19) salgın açıklamasından, 25 Mayıs 2023 tarihine geçen süredeki durum;
- Toplam vaka sayısı: 17.232.066
- Yaşamını yitirenlerin sayısı: 102.174
- Yaşamını yitiren toplam Sağlık Çalışanı: 557
- Türkiye’de yapılan toplam aşı miktarı: 152 milyon 718 bin 777 doz
Türkiye, Covid-19 Salgını süresince neler yaptı.
Güçlü sağlık altyapısıyla Türkiye, 12 Aralık 2019 tarihinde Çin’in Wuhan bölgesinde ortaya çıkan ve hızla tüm Dünyaya yayılan Covid-19 salgını, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’nün Covid-19’u, 11 Mart 2020 tarihinde salgın anlamına gelen “pandemi” kararını vermesi ile Türkiye bu konuda yoğun bir çalışma içerisinde kendini bulmuş oldu.
Pandemi Bilim Kurulu oluşturuldu. Kurul toplam 115 toplantı yaptı. Pandemi süreciyle ilgili 503 karar aldı. Farklı Üniversitelerden alanlarında uzman akademisyenlerden oluşan Kurul, aldığı tavsiye kararları ve medya mecralarında yaptıkları paylaşımlarla pandemi sürecinin başarılı bir şekilde yönetilmesinde önemli rol oynamıştır.
Covid-19 salgınının sosyolojik, psikolojik ve iletişim açısından sosyal bilimler alanındaki etkilerini incelemek ve bu yönde tedbirler almak amacıyla Toplum Bilimleri Kurulu oluşturuldu. Kurul düzenli aralıklarla toplanarak pandeminin oluşturduğu toplumsal sorunlara karşı çözüm önerileri hazırladı ve saha araştırmaları yaptı.
Salgın Yönetimini kolaylaştıran Covid-19 Rehberleri hazırlandı. Acil Servisler Pandemiye hazır hale getirildi. Dünyanın çeşitli ülkelerinde yaşayan vatandaşlarımız Türkiye’ye getirildi.
Dünya çapında “acil kullanım onayı” alan aşıların takibi Sağlık Bakanlığımızca yapıldı. Türkiye aşı tedariki sağlayan ilk ülkelerden oldu. Ülkemize ulaşan ve laboratuvar testlerinden geçen inaktif aşı süratle kullanıma alındı. Ocak 2021’de Sinovac aşısı kullanılmaya başlandı.
Türk Bilim insanları Dr. Özlem Türeci ve Prof. Dr. Uğur Şahin tarafından geliştirilen mRNA teknolojisi tabanlı Biontech aşısını da ülkemize ithal ettik. Ayrıca, yerli aşımız Türkovac’ın, kullanımına Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nun 21 Aralık 2021 tarihinde verdiği “Acil Kullanım Onayı” ile karar verildi. Vatandaşların tercihine göre aşılar yapılmaya başlandı.
Koronavirüsün takibini yapabilmek için ülke genelinde Filyasyon yöntemi etkin biçimde kullanıldı. Filyasyon ekipleri 7/24 sahada çalıştılar.
Türkiye’nin her tarafında Covid-19 test kitleri (PCR) ulaştırıldı ve hastalığın takibi sağlandı. Covid-19 salgının başlamasından günümüze 144 milyon PCR testi uygulandı.
7 Sınır İl’inde (Van, Ağrı, Hakkâri, Iğdır, Ardahan, Artvin ve Şırnak) Acil Müdahale Üniteleri kuruldu.
Covid-19 pandemisinin yol açtığı psikolojik ve sosyal sorunlarla mücadele etmek için 81 İl’de sağlık çalışanları ve vatandaşların yararlanabileceği çalışmalar yapıldı.
Vatandaşların Covid-19 salgını konusunda bilgilendirilmesi, yönlendirilmesi ve salgın hastalık ile ilgili yaşanabilecek riskleri en az seviyeye indirmek amacıyla “Hayat Eve Sığar” mobil uygulaması geliştirildi. HES Kodu uygulaması yapıldı. Aşı İletişimi Rehberi hazırlandı.
Covid-19 hakkında merak edilen tüm bilgilere anında ulaşabilmek için web sitesi yapıldı. (www.covid19.saglik.gov.tr). Uzman videoları ve eğitici içerikli basılı yayınlar hazırlandı. Televizyon yayınları yapıldı.
Pandemiyle mücadele konusunda, Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölge Ofisi ve Genel Müdürlük Sekreteryası ile yakın ilişki içerinde çalışıldı. Türkiye pandemi döneminde küresel dayanışma içerisinde önemli görevleri yerine getirdi.
Pandemi Döneminde Küresel Dayanışma
“Covid-19 Pandemisi tüm insanlığa karşı eşi benzeri olmayan küresel bir tehdit olarak ortaya çıkmıştır. En gelişmiş ülkeler bile salgının başta sağlık sistemleri ve hayatın her alanındaki sınamalarına karşısında sarsıntı geçirmiştir. Salgına karşı dünyanın hemen her ülkesinde çeşitli ölçülerde hayata geçirilen kısıtlamalar, bireyleri, sosyal hayatı ve ekonomik faaliyetleri sekteye uğratmıştır.
Türkiye, bu küresel felaketle mücadelenin ancak uluslararası iş birliği ve dayanışma ile başarılabileceğine inandığından; Türkiye gerek çok taraflı gerek ikili düzeyde uluslararası toplumla hem iletişim halinde bulunda hem de somut katkılarda bulunmuştur.
Covid-19 salgınıyla ilgili tüm gelişmelerin izlenmesi, değerlendirilmesi, başta vatandaşlarımıza yardım sağlamak amacıyla yurtdışıyla bağlantılı konularda ulusal kurumlar, dış temsilcilikler ve yabancı ülkelerle eşgüdümü sağlamak ve daha etkin müdahale ve yönlendirme sağlanması amacıyla 25 Mart 2020 tarihinde Dışişleri Bakanlığı Koordinasyon ve Destek Merkezi (DKDM) kurulmuştur.
Salgının yarattığı zorlu insani, sosyal ve ekonomik koşullarda yurt dışında bulunan Türk vatandaşları ülkemize getirildi. Bu işlemler sırasında yurtdışında bulunan Türkiye Büyükelçilikleri ve Başkonsoloslukları 24 saat çalışarak çok önemli görevlerini başarıyla yerine getirdiler”. (Asrın Küresel Salgını, 2021)
Yurt Dışındaki Türk Vatandaşlarının Türkiye’ye Getirilmesi
Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatlarıyla, Covid-19 salgını süresince yurt dışında mahsur kalan Türk vatandaşlarının ülkemize getirilmesi Cumhuriyet tarihimizin en büyük operasyonlarından biri olmuştur. Dünya ölçeğinde karmaşık ve aylara yayılan bir tahliye operasyonu Dışişleri Bakanlığı, Ulaştırma ve Altyapı, İçişleri, Gençlik ve Spor ve Sağlık Bakanlıkları ile AFAD, Kredi Yurtlar Kurumu, Kızılay ve Türk Hava Yollarının iş birliğinde başarıyla gerçekleştirilmiştir.
142 Ülkeden Türk vatandaşları bu süreçte 26 Şubat 2021 tarihi itibariyle ülkemize getirilmiştir.
Yurtdışından ülkemize getirilen toplam 88.561 vatandaşımızdır. Türk vatandaşlarının ülkemize getirilmesinde 644 uçak,23 gemi ve 152 sefer de karayolları aracılığıyla gerçekleştirilmiştir.
Türkiye’deki Üçüncü Ülke Vatandaşlarının Ülkelerine Tahliyesi
T. C. Dışişleri Bakanlığı, ilgili ülke ve kuruluşlarla iş birliği halinde 17 Mart-11 Haziran 2020 tarihleri arasında 91 ülke vatandaşlarının, ülkelerine dönmelerinde tahliyelerine destek olmuştur. Bu çerçevede 37.682 yabancı Türkiye’den tahliye edilmiştir. 17 Mart 2020 tarihinden pandemi bağlantılı kısıtlamaların kalktığı 11 Haziran 2020 tarihine kadar doğrudan ve dolaylı destekle 290 bin yabancı Türkiye’den ayrılmıştır. (Asrın Küresel Salgını, 2021)
368 hasta vatandaşımız da ambülans uçakla Türkiye’ye getirilmiştir.
161 ülke ve 12 uluslararası kuruluşun pandemi ile mücadelesine katkıda bulunuldu.
Covid-19 salgını ile mücadele kapsamında gerçekleştirilen dış yardımlar, Türkiye’nin insani yardım alanda gerçekleştirdiği çok önemli bir girişim oldu. Dünyanın her tarafından alınan yardım talepleri imanlar ölçüsünde karşılanmaya çalışıldı. Dışişleri Bakanlığı bu süreçte yabancı ülkelerden taleplerin alınması, değerlendirilmesi ve yönlendirilmesiyle, tedarikinde ise Sağlık Bakanlığı ve diğer kurumlarla tam bir iş birliği içerisinde çalışıldı.
Salgının en yoğun yaşandığı dönemde 161 ülkeden farklı nitelikte (malzeme hibesi, nakdi yardım, satış/ihracat izni) yardım talebi alınmıştır. 161 ülkeden 133’u hibe 76’sı satın alma ve ihracat izni olup, 50 ülkeye de nakdi yardım yapılmıştır. Türkiye’nin yardım talebi aldığı bölgeler arasında 49 ülkeyle Afrika kıtası başta gelmektedir. 41 ülkeyle Avrupa, 35 ülkeyle Asya, 21 ülkeyle Amerika ve 15 ülkeyle Okyanusya olmuştur.
Ülkelerin yanı sıra uluslararası kuruluşlar da Türkiye’den yardım talebinde bulunmuşlardır. Bunlardan 12’sinin talepleri karşılanmıştır. Bunlar; AGIT, Afrika Birliği-Afrika CDC, CARICOM, Dünya Sağlık Örgütü, IGAD, IFRC, NATO, OCHA, PAF, SICA, UNICEF, UNWRA’dır.
Yardımlarımız,ağırlıkla aynî olarak yapılan tıbbî malzeme yardımından, özellikle kişisel koruyucu malzemedenoluşmaktadır. Bunun yanı sıra ülkemiz tarafından üretilen solunum cihazlarını da hibe olarak ihtiyacı bulunan ülkelere temin edilmiştir.
Türkiye’nin yabancı ülke ve uluslararası kuruluşlara yaptığı hibe yardımları: Ambülans, Ateş ölçer termometre, Akülü tekerlekli sandalye, Çadır, Çeşitli aşı ve ilaçlar, Dezenfektan, EKG cihazı, Galoş, Gıda kolisi, Hijyen paketi, Islak havlu, Kan ve serum ısıtıcısı, Koruyucu kıyafetler, Koruyucu gözlük, Maske (yüz koruyucu-göz koruyucu-cerrahi-oksijen maskeleri, N95 maskeler), Mobil röntgen cihazı, Muayene masası, Mülteci kamplarına gıda hijyen ve ilaç, Önlük, Oksijen tüpü ve tıbbi oksijen akış ölçer, PCR cihazı, PCR test kiti, Pudrasız vinil eldiven, Sabun, Sağlık personeline eğitim, Stetoskop, Şişme sahra acil ünitesi, Temizlik malzemesi, Tulum, Tansiyon aleti, Ventilatör. Yoğun bakım dahil solunum cihazları ve benzeri yardımlardır. (Asrın Küresel Salgını, 2021)
Türkiye 17 Ülkeye Aşı hibesinde bulundu.
Ülkemiz, salgınla mücadelede dünya genelinde ağırlığın aşılama çalışmalarına kaymasıyla birlikte, bu kez aşı konusunda ihtiyaç sahibi dost ve kardeş ülkelere aşı tedariki konusunda yardımcı olmuştur.
20 Nisan 2022 itibarıyla, ihtiyacı olan 19 ülkeye 6,3 milyon dozdan fazla aşı hibesinde bulunulmuştur. Aşı bağışı yaptığımız ülkeler, Bosna Hersek, Karadağ, KKTC, Kırgızistan, Kuzey Makedonya, Libya, Moldova, Özbekistan, Senegal, Tunus, Türkmenistan, Burkina Faso (Türk Devletleri Teşkilatı adına yapılan hibe kapsamında), Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Benin, Nijer, Somali, Tanzanya, Mali ve Sierra Leone’den oluşmaktadır.
Türk Devletleri Teşkilatı adına, Türkiye, Macaristan, Özbekistan ve Azerbaycan’ın katkıları ile Burkina Faso ve Togo’ya aşı hibesi yapılmıştır. Ülkemizin bağışladığı 200 bin doz, Azerbaycan ve Özbekistan’ın bağışladığı 100’er bin doz Sinovac aşısı Burkina Faso’ya ve Macaristan’ın bağışladığı 211.200 doz Sinopharm aşısı ise Togo’ya 6 Aralık 2021 tarihinde ulaştırılmıştır.
Ayrıca, 18 Aralık 2021 tarihinde İstanbul’da gerçekleştirilen 3. Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi’nde T. C. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkemiz tarafından Afrika ülkelerine 15 milyon doz Covid-19 aşısı hibe edileceğini bildirmişlerdir. Sayın Cumhurbaşkanı’mızın talimatları doğrultusunda gerekli çalışmalar başlatılmış ve ilk aşamada aşı almaya hazır ve ihtiyacı bulunan ülkeler saptanmıştı. Bilahare, aşıların ihtiyaç sahibi ülkelere sevkiyatına başlandı. Cumhurbaşkanlığımızın onay ve desteğiyle Dışişleri Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığımız arasında tesis edilen eşgüdüm sonucunda, Demokratik Kongo Cumhuriyeti’ne (DKC) iki partide (20/21 Şubat 2022) toplam 1.730.000 doz (1,6 milyon Sinovac, 130 bin TURKOVAC) aşı gönderilmiş; akabinde 14 Mart 2022’de Benin’e 500 bin doz, Nijer’e 200 bin doz Sinovac; 22 Mart 2022’de Tanzanya’ya 1 milyon, Somali’ye 290 bin 400 doz Sinovac; 14 Nisan 2022’de Mali’ye 500 bin doz ve Sierra Leone’ye 200 bin doz Sinovac aşısının sevkiyatı tamamlanmıştır. (Koronavirüs, Dışişleri Bakanlığı)
Türkiye Tarafından 2021-2022 Yılları Arasında Covid-19 Yardımı Yapılan Ülkeler
Ülke Adı | Tarih | Covid-19 Aşı Miktarı |
Kongo Cumhuriyeti
KKTC |
2020-2021
09.03.2021 |
1.730.000 doz COVID-19 aşısı
100.000 doz COVID-19 aşısı |
Bosna Hersek | 28.03.2021 | 30.000 doz COVID-19 aşısı |
Bosna Hersek | 22.04.2021 | 10.000 doz COVID-19 aşısı |
KKTC | 04.05.2021 | 40.000 doz COVID-19 aşısı |
KKTC | 09.08.2021 | 350.000 doz İnaktif COVID-19 aşısı
21.060 doz mRNA COVID-19 aşısı |
Türkmenistan | 03.09.2021 | 150.000 doz Sinovac aşısı |
Libya
Kırgız Cumhuriyeti Tunus Moldova Senagal Karadağ |
2021
2021 2021 2021 2021 07.10.2021 |
150.000 doz Covid-19 Aşısı
160.800 doz Covid-19 Aşısı 50.000 doz COVID-19 aşısı 70.000 doz COVID-19 aşısı 50.000 doz Sinovac Aşısı 100.000 doz İnaktif COVID-19 aşısı |
Özbekistan | 11.10.2021 | 200.000 doz İnaktif COVID-19 aşısı |
KKTC | 28.12.2021 | 157.950 doz aşı Covid-19 Aşı |
Somali | 20.02.2022 | 290.400 doz Sinovac Aşısı |
Benin | 14.03.2022 | 500.000 doz Sinovac Aşısı |
Nijer
Sierra Leone Mali Tanzanya
|
14.03.2022
14.04.2022 14.04.2022 22.04. 2022
|
200.000 doz Sinovac Aşısı
500.000 doz Sinovac Aşısı 500.000 doz Covid-19 Aşı 1.000.000 doz Covid-19 Aşısı
|
Not: Cumhurbaşkanlığı, Dışişleri ve Sağlık Bakanlıkları resmi kayıtlarına göre 17 Yabancı Ülkeye 2021-2022 Yılları arasında yapılan toplam hibe Covid-19 Aşısı miktarı: 6.300.210 (6 milyon 300 bin 210)’dur.
Bilim Kurulu Üyelerince yerinde destek verilen ülkeler.
KKTC, Özbekistan, Azerbaycan, Arnavutluk ve Libya’dır. (2023 Yılı Sağlık Bakanlığı Bütçe Sunumu-21.11.2022)
Covid-19 Aşılarının Türkiye’ye Maliyeti
- Çin Halk Cumhuriyeti’nden 100 milyon doz Sinovac-CoronaVac aşısı ortalama 12 dolar dolardan
- Almanya’dan 120 milyon doz Pfizer/BioNTech aşısı ortalama 12 Euro’dan ithal edildi.
- Türkiye’de üretilen 30 milyon doz Turkovac aşısı ise ortalama 6,5 dolardan alındı.
- Rusya’dan Sputnik aşısı alınması için 50 milyon dozluk Sözleşme imzalandı. Ancak sözleşme şartları yerine getirilmeden sözleşme sona erdi.
Üç Covid-19 Aşısına (Sinovac, BioNTech ve Türkovac) 2020 yılında: 266.028.000.00 TL ödendi.
2021 yılında: 18.819.965.00 TL ve 2022 yılında: 9.664.375.000.00 TL. Toplamda Covid-19 aşıları için 28.750.368.000.00 TL. sı ödeme yapılmıştır.
Rutin Aşılar ve Covid-19 Aşılarının Ülkemize Maliyeti ve Stratejik Önemi
Sağlık Bakanlığı’nın 2011 yılında 663 saylı KHK ile yeniden yapılandırılması nedeniyle, Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı’nın tüm görev yetki ve sorumlulukları başta Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkanlığı olmak üzere çeşitli kurum ve kuruluşlara dağıtılmıştır.
Aşılar, insanlık tarihinin en güçlü icatlarından biridir. Bu icada Osmanlı döneminde ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurtuluş savaşı sonrası kurulan Hıfzıssıhha Müessesesi’nde ülkemiz bilim insanlarının da katkılarıyla önemli ve stratejik bir konuda başarılar elde edilmiştir. Ancak, başta aşı üretimi olmak üzere koruyucu sağlık hizmetlerinde önemli bir kuruluşun kapatılması, olaya stratejik açıdan bakılmaması, Covid-19 salgını süresinde de şahit olduğumuz gibi paranız olsa bile hayat kurtaran aşıları almakta güçlük çekilesinin yaşandığı ortaya çıkmıştır.
Refik Saydam Merkez Hıfzıssıhha Başkanlığı, “Devlet Kontrol ve Referans Laboratuvarı” olarak işlev görmesi gereken bir kurum iken, 1980’li yıllardan itibaren bariz şekilde görev başında bulunan yöneticiler; Yeni teknolojilerin ülkemize getirilmesinde, çalışan teknik personele eğitim verilmesinde ve gerekli uluslararası bağlantıların oluşturulmasında hazırladıkları proje ve çalışmaların özellikle başta siyasi otoriteyi temsil eden yöneticilerin konuya vakıf olamamaları ve stratejik bir kuruluş olan Refik Saydam Hıfzıssıhha’nın değerinin anlaşılamamış olması ve her şeyin parayla halledilebileceğinin mevcut yönetimler tarafından kabullenilmesi nedeniyle söz konusu olan bu güzide kuruluşumuzun da yok edilmesine neden olmuştur.
Peki, Sağlık Bakanlığımızca; Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı’nın görev, yetki ve sorumlulukları 2011 yılından beri çeşitli kuruluşlara aktarılması sonucu aradan geçen süreçte başta aşılar olmak üzere diğer alanlarda ülkemiz açısından somut yararlar ortaya koyabilmiş midir?
Yurtdışından ithal edilen rutin ve diğer aşılara yapılan ödeme tutarlarının tarihe not düşülmesi ve ileride araştırma yapacakların yararlanması amacıyla Sağlık Bakanlığımızın resmi bütçe kayıtlarından aşağıdaki harcama kalemleri tespiti yapılmıştır.
2019-2022 yılları arasında rutin aşılara 4 yılda yapılan ödeme: 7.689.308.000.00 TL
2020-2022 yılları arasında Covid aşılarına 3 yılda yapılan ödeme: 28.750.368.000.00 TL
Toplam: 36.439.676.000.00 TL
Yukarıda yapılan açıklamaların ve ortaya konan rakamların kafa karışıklığına neden olmaması için;
- Türkiye’nin aşı ihtiyacının yıllık ortalamasının 45 milyon doz dolduğunu ve bunun ise yaklaşık 300 milyon doları geçtiğini,
- Covid-19 pandemisi döneminde yurtdışından ithal edilen 100 milyon doz Sinovac ve 120 milyon BioNTech aşıları ile Türkiye’de üretilen 30 milyon doz Turkovac aşısına toplamda 250 milyon doz ithal aşısına ödenen ayrıca bu aşıların vatandaşlarımıza ulaştırılması ve aşı yapılmasının doz başına maaliyetlerinin 5 dolar civarında olduğunu hesap edersek yaklaşık 3-3,5 milyar dolar harcandığını;
- Koronavirüs (Covid-19) Aşıları hakkında düzenli bilgi veren DSÖ ve diğer uluslararası kuruluşların 25 Mayıs 2023 tarihi itibariyle; Dünya nüfusunun %70’nin en az bir doz Covid-19 aşısı yaptırdığı, Dünya çapında başlangıçtan günümüze 13,39 milyar doz aşı yapıldığı, Düşük gelirli ülkelerde ise insanların %29,9’una en az bir doz aşı yapıldığı tespit edilmiştir. (https://ourworldindata.org/covid-vaccinations)
- Sağlık Bakanlığı COVID-19 Bilgilendirme Platformu (https://covid19.saglik.gov.tr) web sitesinden 25 Mayıs 2023 tarihinde Türkiye’de yapılan aşıların dozlarına ilişkin bilgi şöyle:
Covid-19 aşısı yapılma oranı: %85,70 ile 152.718.904 uygulanan toplam doz aşı.
- Birinci doz aşı yapılma oranı: %93,37 ile 57.957.925 uygulanan aşı dozu.
- İkinci doz aşı uygulananların sayısı: 53.193.620
- Üçüncü doz aşı uygulananların sayısı: 28.235.600
Sorular şunlardır; Türkiye’nin Çin’den ithal ettiği Sinovac ve Almanya’dan ithal ettiği BioNTech aşıları ile Türkiye’de üretilen Turkovac aşısı toplamı 250 milyon dozdur. Türkiye’nin 25 Mayıs 2023 tarihi itibariyle kullandığı aşı miktarı yaklaşık 153 milyon doz. 17 Yabancı ülke ve uluslararası kuruluşlara yapılan Covid-19 hibe miktarı 6.3 milyon dozdur. Toplamda 160 milyon doz aşı kullanılmıştır. Arada yaklaşık 90 milyon doz aşı bulunmaktadır. Kalan aşıların kullanım süreleri geçmiş midir? Kalan aşıların ne şekilde kullanılacağının açıklanması kamuoyunun bilgilenmesi açısından önemlidir.
Sonuç olarak, bu yazı dizisinde şu gerçeğin ortaya konması ve görev başında bulunan ve bundan sonra görev yapacak yönetimlerin, Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı gibi önemli ve stratejik bir kuruluşun kaybının, Hıfzıssıhha’nın birikimli insan kaynağı ve teknolojik alt yapısının güncellenmesi ile belki de Covid-19 pandemisi ile ortaya çıkan sorunları çözmede aşı üretimini gerçekleştirerek, Dünya ülkeleri arasında ve en ön sıralarda yerini alacağı bir büyük umuttu. Refik Saydam Hıfzıssıhha Kuruluşunun görev, yetki ve sorumluluklarının Sağlık Bakanlığı’nın yeniden yapılandırılması sonucu çeşitli kuruluşlar arasında dağıtılarak esas ana fonksiyonunun ortadan kaldırılması düşünülmeye ve değerlendirmeye değer bir husustur.
Dizinin 18 Bölümü: Türkiye’deki Gelişim ve Değişimi Etkileyen Dünya’daki Önemli Gelişmeler
Yazan ve yayına hazırlayan Bekir Metin, Ankara, 26 Mayıs 2023, Güncelleme; 3 Haziran 2023
Kaynakça:
Asrın Küresel Salgını. Türkiye’nin Koronavirüsle Başarılı Mücadelesi, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Yayınları, 2. Baskı, İstanbul, 2021, S.365-435
ABD John Hopkins Üniversitesi https://coronavirus.jhu.edu/map.html – 31.5.2022
Dünya Data: https://ourworldindata.org/covid-vaccinations Erişim tarihi: 31.5.2022
Dünya Sağlık Haberleri (www.healthworldnews.net) Erişim tarihi: 31.5.2022 ve 2023
ECDC: https://vaccinetracker.ecdc.europa.eu/public/extensions/COVID-19/vaccine-tracker.html#uptake-tab Erişim tarihi: 31.5.2022
Koronavirus Salgını Sürecindeki Rol ve Vizyonumuz (Dışişleri Bakanlığı: Erişim tar: 30.5.2022)(https://www.mfa.gov.tr/koronavirus-salginindaki-rol-ve-vizyonumuz-20-04-2022.tr.mfa)
Metin Bekir, “Salgın Hastalıklar, Aşılar, Uluslararası İlişkiler ve Refik Saydam Hıfzıssıhha Gerçeği” Yazı Dizisi 16. Bölüm, Ankara, 28 Nisan 2023
Metin Bekir, Osmanlı’da ve Türkiye’de Aşıların Tarihsel Serüveni ve Sonlanma Süreci; Yazı Dizisi 16. Bölüm, Ankara, 28 Nisan 2023
Pandemi ile Ulusal Mücadelemiz, Sağlık Bakanlığı Yayını, 2022.
Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü web sitesi. Erişim tarihi: 24 Mayıs 2023
https://hsgm.saglik.gov.tr/tr/haberler/asi-haftasi-24-30-nisan-2023.html
2023 Yılı Sağlık Bakanlığı’nın TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Bütçe Sunumu, 24.11.2022
Sağlık Bakanlığı (www.saglik.gov.tr) ve TTB Web sitesi (www.ttb.org.tr): 31.5.2022
Sağlık Bakanlığı 2019, 2020, 2021,2022 Yılı Bütçeleri (TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu)
Sağlık Bakanlığı Web sitesi (www.saglik.gov.tr): 01 Ocak 2021, saat 13.30
Worldometer (www.worldometers.info/coronavirus) (01 Ocak 2021)
Worldometer www.worldometers.info/coronavirus – Erişim tarihi: 25.5.2023
Not: Buradaki bilgi ve belgeler kaynak kullanılarak alıntı yapılabilir. Yazının tüm hakları konuyu hazırlayan ve yazan Bekir Metin’e aittir. Bu yazı dizisine 01 Haziran 2022 tarihinde başlandı.