Yazı Dizisi 24: Kamuoyu Refik Saydam Hıfzıssıhha Konusunda Ne Düşünüyor?

Yazı Dizisi 24: Kamuoyu Refik Saydam Hıfzıssıhha Konusunda Ne Düşünüyor?

27 Mayıs 1928 tarihinde kurulan Hıfzıssıhha Enstitüsü ve Hıfzıssıhha Okulu 2 Kasım 2011 tarihine kadar çalışmalarını sürdürdü. Sağlık Bakanlığı’nın 2011 yılında gerçekleştirdiği yeni teşkilat yasası ile Hıfzıssıhha’ nın tüm yetki, görev ve sorumlulukları Bakanlığın değişik birimlerine devredildi.

Bu değişiklikler Türkiye kamuoyunda önemli tartışmalara neden oldu. Halk, meslek ve sivil toplum kuruluşları, üniversiteler ve medya kuruluşları Hıfzıssıhha’ nın; salgın hastalıklara ve koruyucu sağlık hizmetleri alanında bir elden verilen hizmetlerin farklı kuruluşlar aracılığıyla verilmesinin ne kadar güç olacağı ilgilileri ve bilgilileri tarafından bilindiği için tepkilerini ve kaygılarını dile getirdiler.

Araştırma kuruluşları ise kamuoyunun bilgisine başvurup anketler yaptılar. İktidar ve Muhalefet Partileri görüş ve önerilerini, tepkilerini paylaştılar.

Halk ne düşünüyor?

Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı (RSHMB),’nın işlevlerinin 2011 yılında başka kuruluşlara devredilmesi, Türkiye’de halk sağlığı alanında önemli bir tartışma konusu oldu. Halkın bu konudaki görüşleri ve kaygı ile dile getirdikleri hususlar genel olarak olumsuzdur.

Halkın olumsuz görüşlerinin temel nedenleri şunlardır:

Aşı güvenirliği konusundaki endişeler: Osmanlı’nın başlattığı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ile başlatılan sağlık alanındaki başarılı çalışmalar sonucu 1928’de kurulan Hıfzıssıhha Enstitüsü, 1998 yılına kadar ürettiği aşı ve serumlar ile halkına güven vermiş bir kuruluştu. Türkiye’nin aşı ihtiyacının önemli bir kısmını karşılayan bir kurumdu. Kurum, aşı üretiminde uluslararası standartları sağlayan bir kuruluş olarak kabul ediliyordu. Kurumun 1980’li yıllardan itibaren aşı üretiminin çeşitli nedenlerle yapılamaması ve aşı üretiminin özel sektöre devredilmesi, yurtdışından ithal edilmesi aşı güvenirliği konusunda endişelere neden oldu.

Halk sağlığı hizmetlerinde dışa bağımlılık: RSHMB kurulduğu tarihten 2011 yılına kadar halk sağlığı alanında önemli araştırmalar yapıyordu. Bu araştırmalar, halk sağlığı politikalarının geliştirilmesinde önemli bir rol oynuyordu. Kurumun işlevsiz hale gelmesi ve sonrasında görevlerinin başka birimlere aktarılması, işlerin özel sektöre yaptırılmak istenmesi, halk sağlığı hizmetlerinin tam olarak gerçekleştirilememesi dışa bağımlılığın artmasına neden oldu.

Kamu hizmetlerinin özelleştirilmesi: RSHMB’nın tüm işlevlerinin başka birimlere aktarılması, kurumsal ve kişisel hafızanın kaybı, sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesi ve kamu hizmetlerinin piyasalaştırılmasına yönelik bir adım olarak değerlendirildi. Halkın önemli bir kısmı, kamu hizmetlerinin özelleştirilmesine karşı tavır gösterdi.

Halk, RSHMB’nın gerçek anlamda hizmetlerini yerine getirememesini halk sağlığı için bir risk oluşturduğunu savunuyor. Halk, kurumun yeniden açılması ve aşı üretiminin kamuya ait bir kuruluş tarafından yapılmasının önemini ortaya koymak istiyor.

Araştırma Sonuçları

Halkın bu konudaki görüşlerini yansıtan bazı araştırma sonuçları şunlardır:

KONDA Araştırma ve Danışmanlık tarafından 2014 yılında yapılan bir araştırmaya göre, halkın %74’ü RSHMB’nin kapatılmasına karşı.

MetroPoll Araştırma tarafından 2015 yılında yapılan bir araştırmaya göre, halkın %78’i RSHMB’nin kapatılmasının halk sağlığı için bir risk oluşturduğunu düşünüyor.

Bu araştırma sonuçları, halkın Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı’nın kapatılması konusundaki olumsuz görüşlerinin yaygın olduğunu gösteriyor.

Araştırma Kuruluşları

Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü ve Okulu’nun 2011 yılından itibaren işlevsiz kalması, görev yetki ve sorumlulukların başka kuruluşlarca paylaşılması konusunda araştırma yapan ve açıklamalarda bulunulan kuruluşlar şunlardır:

  • Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Enstitüsü (TÜSHE)
  • Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkanlığı (THSK)
  • İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı
  • Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı
  • Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı
  • Türk Tabipleri Birliği (TTB)
  • Sağlık Emekçileri Sendikası (SES)

Sağlık Bakanlığı

Sağlık Bakanlığı, 2011 yılında RSHMB’nin görevlerinin başka birimlere aktarılmasının ardından, kurumun görevlerini Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkanlığı alt birimine ayrıca, 2014 yılında kurulan Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) çatısı altında oluşturulan Türkiye Halk Sağlığı Enstitüsü ve Türkiye Aşı Enstitüsü’ne devretmiştir. 1980’li yıllara kadar salgın hastalıklarla mücadele çerçevesinde aşı üretimi ve uygulamaları Devletin sorumluluğunda iken, anılan tarihten itibaren peyderpey özel sektörün görevi yerine getirmesi için gerekli destekler verilmiştir. 1998 yılında BCG aşısının üretimine de son verildiğinden tüm rutin aşılar ve Covid-19 salgını sırasında Covid-19 aşıları da yurt dışından ithal edilmiştir.

Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkanlığı (THSKB)

Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkanlığı, Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı’nın görev yetki ve sorumluluklarının büyük bir kısmını kendi bünyesine almasının ardından, kurumun halk sağlığı alanındaki araştırma ve geliştirme çalışmalarını sürdürmeye çalışmıştır. Ancak, THSKB’ nın bu alandaki kapasitesi sınırlı olmasından dolayı geçmişte yapılan başarılı araştırmalar yapılamamıştır. Bu nedenle, RSHMB’nin resmi hüviyetinin bitmesi nedeniyle halk sağlığı alanındaki araştırma ve geliştirme çalışmaları olumsuz etkilenmiştir.

İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı

İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı tarafından 2012 yılında yapılan bir araştırmaya göre, Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı’nın kapatılmasıyla birlikte, Türkiye’nin aşı üretiminde dışa bağımlılığı artmış ve aşı fiyatları yükselmiştir. Ayrıca, halk sağlığı alanındaki araştırma ve geliştirme çalışmaları olumsuz etkilenmiştir.

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı tarafından 2013 yılında yapılan bir araştırmaya göre, RSHMB’nin kapatılmasıyla birlikte, Türkiye’nin aşı güvenilirliği konusundaki endişeleri artmıştır.

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı tarafından 2014 yılında yapılan bir araştırmaya göre, RSHMB’nin kapatılmasıyla birlikte, Türkiye’nin halk sağlığı hizmetleri alanındaki kalitesi olumsuz etkilenmiştir.

Sonuç olarak, Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü ve Okulu’nun kapatılması, Türkiye’ de halk sağlığı alanında önemli bir gerileme olarak değerlendirilmektedir.

Türk Tabipleri Birliği (TTB)

Türk Tabipleri Birliği (TTB), Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü’nün kapatılmasının halk sağlığı için büyük bir risk oluşturduğunu savunuyor. TTB, kurumun kapatılmasının, aşı üretiminde dışa bağımlılığın artmasına, aşı fiyatlarının yükselmesine ve aşı güvenilirliğinin azalmasına neden olacağını iddia ediyor. TTB, kurumun yeniden açılması ve aşı üretiminin kamuya ait bir kuruluş tarafından yapılmasını istiyor.

Sağlık Emekçileri Sendikası (SES)

Sağlık Emekçileri Sendikası (SES), Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü’nün kapatılmasının bir siyasi karar olduğunu savunuyor. SES, kurumun kapatılmasının, sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesine ve kamu hizmetlerinin piyasalaştırılmasına yönelik bir adım olduğunu iddia ediyor. SES, kurumun yeniden açılması ve halk sağlığı hizmetlerinin kamusal bir anlayışla yürütülmesini istiyor.

Sonuç olarak, KONDA Araştırma ve Danışmanlık, MetroPoll Araştırma, TTB ve SES tarafından yapılan araştırmalar, halkın Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü’nün kapatılmasına karşı olduğunu ve kurumun yeniden açılması gerektiğini gösteriyor.

Gazeteler

Gazeteler, Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü’nün kapatılmasının halk sağlığı için bir risk oluşturduğunu vurguladı. Gazetelerde yer alan haberlere göre, kurum, aşı üretiminde uluslararası standartları sağlayan bir kuruluştu ve kapatılmasıyla birlikte aşı üretiminde dışa bağımlılığın artacağı, aşı fiyatlarının yükseleceği ve aşı güvenilirliğinin azalacağı iddia edildi.

Televizyonlar

Televizyon kanalları da Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü’nün kapatılmasını eleştirdi. Kanallarda yayınlanan haberlere göre, kurum, halk sağlığı alanında önemli araştırmalar yapıyordu ve kapatılmasıyla birlikte halk sağlığı hizmetlerinde kalitenin düşeceği iddia edildi.

Radyolar

Radyolar da Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü’nün kapatılmasının halk sağlığı için bir risk oluşturduğunu vurguladı. Radyolarda yayınlanan haberlere göre, kurum, salgın hastalıklarla mücadelede önemli bir rol oynuyordu ve kapatılmasıyla birlikte bu mücadelenin güçleşeceği iddia edildi.

Sonuç olarak, Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü ve Okulu’nun işlevlerinin 2011 yılında başka kuruluşlara devredilmesi, Türkiye’de medya kuruluşları tarafından da olumsuz bir tutumla karşılandı. Medya kuruluşları, bu konuda genellikle kamuoyunun görüşlerine paralel olarak, kurumun kapatılmasının halk sağlığı için bir risk oluşturduğunu vurguladı.

Değerli okuyucular,

Sağlık sektöründe 50 yıllık bir birikimle araştırıp, sağlık sektöründeki duayen isimlerle konuşup ayrıca geçmiş dönem Sağlık Bakanları, Müsteşarları, Sağlık Bakan Yardımcıları, Müsteşar Yardımcıları, Refik Saydam Hıfzıssıhha Başkanları ve Çalışanları ile yapılan görüşmeler sonucu hazırladığım 24 Bölümlük “Refik Saydam Hıfzıssıhha Gerçeği” yazı dizisinin ilk bölümü                          01 Haziran 2022 tarihinde ve 24. ve son bölümü Dünya Sağlık Haberleri web sitesinde 30 Aralık 2023 tarihinde yayınlandı.

“Refik Saydam Hıfzıssıhha Gerçeği” yazı dizisi Cumhuriyet’in 100. Kuruluş yıldönümünde; Tarihe not düşmek, gelecek kuşaklara ve başta Sağlık Bakanlığımız olmak üzere koruyucu sağlık hizmetleri alanında çalışan, yöneten, eğitim veren, araştırma yapan, dünya sağlık tarihini takip eden yazar ve araştırmacılara bir yol, bir iz bırakmak amacıyla kitap haline getirilecektir. Kitapta 24 bölümden oluşan “Hıfzıssıhha Gerçeği” ile Hıfzıssıhha konusunda kararlar veren Sağlık Bakanlığı yönetimi ve Hıfzıssıhhayı yöneten idareciler ve çalışanların anıları da yer alacaktır. Bu konuda görüşerek bilgi aldığım tüm kişilere, bilgi, belge sağlayan arşiv çalışanları ve kütüphanelere, yazılara katkı sağlayan tüm arkadaş ve dostlarıma en içten şükranlarımı sunuyorum.

Yazan ve yayına hazırlayan Bekir Metin, Ankara, 30 Aralık 2023

Share This
COMMENTS

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir